ACIGÖL’ÜN TARIHÇESI

Acıgöl’ün tarihi Nevsehir ilinin tarihi ile aynıdır. Çünkü Nevsehir’e 20 km uzaklıkta oldugu için bir fark yok sayılır. Nevsehir ve çevresinde yapılan kazılarda çıkan sonuçlara bakıldığında M.Ö. 3000 yıllarında bile insanların yasadıkları uygarlıkların kuruldugu anlasılmaktadır. Hatta Hitit egemenliği altğndaki bu topraklarda yerli topluluklar yasamıştır.

M.Ö. 1800-2000 yılları arasında bu bölgede; Hititler Frigyalılar ve Lidyalılar arasında bu topraklar el değiştirmistir. Daha sonra ise Büyük Iskenderin bu bölgeyi Roma Imp. içine katmasıdır

Hristiyanlığın Anadolu’yu etkilemeye basladığı sıralarda aşırı hristiyan sempatizanlar buralarda yasayan halka baskı ve zulüm yapmaya baslamışlardır. Buradaki halkın çoğu baskı ve zulümden kaçmak için yer altı şehirleri yaparak tüneller açarak ve mağaralarda gizli yerler açarak saklanmışlardır. Hristiyan olan halkın çoğu buralarda ibadet yapmak için ikonlar çizmisler kiliseler yapmışlar ve ibadetlerine devam etmişlerdir. Roma Imparotoru Konstantin 330 yılında Hristiyanlığın yayılmasını serbest bırakınca bölge halkı tamamen hristiyanlaşmıştır. Halk hristiyan olarak yaşamaya baslamıştır. Roma Imparatorluğu ikiye bölününce Anadolu Dğgu Roma Imp. yani Bizansların eline geçti. Daha sonra 7.yy İran Sasanileri’nin baskınlarına uğramışlarsa da tekrar Bizans egemenliği altında kalmışlardır.
İslam dininin yayılmaya başladığı yıllarda Bizanslılarla müslüman Araplar 8. ve 9. yy lardan baslayarak 300 yıl süreyle bu bölgede egemen oldular. Yukarıda da belirtildiği gibi bu bölgedeki halkın çeşitli isgal ve istilalar altında kaldıklarında kurdukları yer alti şehirlerine sığınarak sürgü taslarnın kapatarak buralarda saklanmışlardir. Bu sözünü ettigimiz yer altı şehri Acıgöl merkezinin kurulduğu yerin altı olup büyüklü küçüklü sığınağa benzeyen eski barınma yerleri vardır. Su andaki yer altı şehrinin bir kısmı açılmıs ancak daha açılmayan bölümleri vardır. Yer altı şehrine Acıgöl ilçesinden girip Yuva köyü yolundaki kaleye kadar Aksaray yolundaki Acıgöl’e 7 km uzaklıktaki iğdeli ye kadar hatta Karapınar kasabasına kadar geçitlerin uzandığı belirtilmektedir. Yer altı şehirlerinin çoğu çesitli afetler sonucunda toprakla kapandığından geçitler kullanılmamakta ve harabe halindedir.

Acıgöl’e bağlı Tatlarin Kasabasında görmeye değer yeraltı şehri vardır. Karacaören köyü yakınlarında da çesitli mağaraların bulunduğu söylenmektedir ancak suan harabe halindedir. Yine Ağıllı köyü Kurugöl kasabası Topaç köyü Yuva köyü ve Kozluca köylerinde de çesitli mağaraların olduğu söylenmektedir fakat harabe halindedir.

1071 Malazgirt savaşında Türk ordusu büyük bir zafer kazanınca Anadolu’ya öncü birlikler ve kesif birlikleri yollamıştır. Bu kesif birlikleri Anadolu’nun yerleşim merkezlerini iklim ve bitki örtüsünü ve halkın yaşayışlarını incelemişlerdir. Alparslan’in degerli komutanlarından Afsin Bey ve diğer Türk beyleri komutanları Bizansın vergi yükünden ve baskısında bıkan halkın ne kadar sıkıntı içinde olduklarını anlayıp onların gönüllerini feth edip onları kazanmak için Anadolu’ya manevi mimarlar dediğimiz söylediğini yasayan her hal ve davranışıyla halka örnek olan ilim adamlarını dervişleri gönderdiler. Eğer böyle yapılmamış olsaydı kocaman Anadolu’yu kuvvetle almak mümkün olmazdı herhalde. İste bu kişilerden biride Haci Bektas-i Veli‘dir. Böylelikle Oğuz Beyleri Anadolu’nun yerleşimine uygun yerlerine yerleşmislerdir.
Böylece köyler kasabalar ve şehirler kurmuslardır. Bundan sonra hristiyan halkla yan yana beraber yaşadılar. Böylece Müslümanların nüfusu günden güne arttı. Yukarıda anlatıldığı gibi Anadolu’nun Türkleşmesi zorla değil tam bir gönül işbirliği ile gerçekleşmistir.
Anadolu Selçuklu devleti zayıfladi ve yıkıldı. Bölgeye Karamanoğulları ve Dulkadiroğullari hakim oldular. Yavuz Sultan Selim 1515′te Mısır Memlukları’nın üzerine giderken bu bölgeyi de Osmanlı İmparatorluğuna kattı.
Acıgöl oğuzların Kaçar boyundan olan Horasan Erenlerinden Piri Bey tarafından 1525 yılında kurulmustur. Konya ilinin sınırları içinde olan Isıklar yaylasında dergah açan Horasan erenlerinden Hıdır Isık isimli Türkmen Dervişinin soyunda gelen Piri Bey ve Obası Acıgöl’e ilk yerleşenlerdendir. Günümüzde Hıdırlılar diye bilinen sülale Piri Bey’in torunlarındandır. Yine günümüzde Acıgöl de soyadı Karaman olan birçok kimse vardır.Rivayete göre bu bölgede Karamanoğulları hakim iken bu insanların dedelerini bugünkü Karaman ilinde buraya getirerek iskan ettirmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti kurulup soyadı kanunu çıkınca soyadlarını belirtmek için Karaman soyadını aldılar. Yine veziroğulları olarak bilinen sülale de Dağmat İbrahim Paşa’nın bu bölgede doğup büyüdükten sonra Osmanlı İmparatorluğunun baskenti olan Istanbul’a giderek padişah 3. Ahmet’in kızı olan Fatma Sultanı alarak onun damadı olmustur. Padişah damadı olan Ibrahim Paşayi vezir yaparak sarayda görev almasını sağlamıstır. Bu döneme Lale Devri denir. Iste Damat Ibrahim Paşanın buradaki akrabalarından biri de Acıgöl’e yerleştiğinden bir rivayete göre Veziroğullar diye anılırlar.
Acıgöl 1870 yılında Kırşehir sancağına 1902 yılında Ankara iline bağlanarak sancaklardan biri oldu. Kurtulus savası baslamadan Niğde Mutasarrıflığı içinde yer alarak kongrelere delege göndermistir. 5 Eylül 1919 Sivas Kongresine bu bölgeden Dellal Zade Osman Bey temsilci olarak gönderilmiştir. Cumhuriyet kurulduktan sonra Niğde il durumuna getirildi. Acıgöl’ün bağlı bulunduğu Nevsehir 6429 sayılı kanunla ve TBMM kararıyla il haline getirilmiştir. Bu duruma göre Kırsehir’e bağlı bulunan Hacıbektaş ve Avanos ilçeleri Kayseri’ye bağlı bulunan Ürgüp ilçesi ve Niğde’ye bağlı bulunan Gülşehir ilçesi Nevsehir’e bağlanmistir.1960 yılında eski adı Melengübü olan Derinkuyu ilçe oldu. 1953 yılına kadar mütevazi bir köydü. Bu tarihte Belediyelik olarak Nevşehir’e bağli bir kasaba olarak kaldı.
4 temmuz 1987 yılında 19507 sayılı Resmi Gazetede ilan edilerek yurdumuzdaki bazı diğer kasabaların ilçe olduğu gibi TBMM kararıyla ilçe oldu. Bu duruma göre Acigöl Nevsehir’in 7. ilçesidir. 1987 yılında oldu ama resmi daireler ve kaymakamlık Agustos 1988 yılından itibaren fiilen göreve başlamıştır.
İlçenin Kasabaları : İnallı Karapınar Kurugöl ve Tatlarin’dir
İlçenin Köyleri : Ağıllı. Bağlıca Çullar Karacaören Kozluca Tepeköy Topaç ve Yuvadır.
İlçenin Mahalleleri: Bahçeli Mah. Cumhuriyet Mah. Çayırli Mah. Ve Yukaı Mahalleleridir.


ILÇEDEKI TURIZM FAALIYETLERI
Nevsehir il olarak ikinci derecede öncelikle turizm bölgesidir. Acıgöl ise ilin ana ulaşım yolu olan Aksaray-Nevsehir karayolu üzerinde tek yerleşim merkezidir. Böylesine önemli konumda olan ilçede turizm hemen hemen yok gibidir. İlçenin turizm potansiyeli yüksek olduğu halde gösterilen faaliyetler oldukça azdır. Acıgöl yöre olarak tabii ve kültürel turizm değerlerine sahip bir beldedir. Bölgede kısmen arkeolojik araştırma yapılmış kazı yapılmamıştır. Buna rağmen bu güne kadar ayakta kalabilmiştir. Örnekleri ile aynı değere sahip yeraltı şehri dünyanın en büyük krater gölü (Acigöl) halkın kale dediği granit bir kayaya oyularak yapilmis üzerinde taş merdivenle inilen sarnıcı bulunan dört katlı bir yapı bu yapının hemen bati taraf ise bir anfi tiyatro kalıntısı izlenimini vermektedir (Bu sarnıçlardan ilçenin çesitli yerlerinde 8 adet bulunmaktadır). Sahip çıkılamadığından 6 tanesi yok olmustur. 2 tanesi gözle görülür şekildedir. İlçe sınırları içerisinde Yazılı Kaya olarak bilinen takriben 4 metre genişliğinde granit kaya üzerine oyulmuş resimli yazı (hiyeroglif) vardır. Bu yazı milattan önce 8. yüzyılda yazılmış olup geç Hitit dönemine aittir.

İlçede turizmin alt yapısı hemen hemen hiç yoktur. Turistik belgeli tesisin bulunmadığı Acıgöl’de belediye ruhsatlı ne yatak ne de eglence merkezi vardır. İlçede aksamleyin bir yabancı yatmak için 20 kilometre uzaklıktaki il merkezine gitmek zorundadır. İlçede bulunan belli başlı turistik yöreler sunlardır: Acıgöl’ün merkezinde yeraltı şehri bulunmaktadır. Belediye tarafından gerekli ışıklandırma ve bakımı yapılan yeraltı sehri özellikle yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olmaktadır. Ayrıca ilçenin güneyinde Hititlerden kalma “Yazılı Kaya” Krater Gölü Sünnetli Han bulunmaktadır. Karapınar yakınlarında çok ilginç bir yeraltı şehri bulunmaktadır. Ancak topraklarla kapalı olduğundan turizme açılmamıştır. Adı geçen yerden Acıgöl’e oradan da İğdeli’ye yeraltından geçitler bulunmaktadır. Tatlarin kasabasında yeraltı şehri ve kilise bulunmakta burası yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.

KRATER GÖLÜ (ACIGÖL)

İlçenin 3 kilometre doğusunda Nevsehir-Aksaray karayolunun üzerinde olan Krater Gölü tabiat harikasıdır.
Acıgöl krater gölü Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 1396-20.03.1993 tarih ve sayılı kararı ile 1. derecede sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmııştır.
SÜNNETLİ HAN
Hoyratça yok edilen tarihimizin altın sahifelerinden bir Sünnetli Han şimdiki Çarsi Camii’nin yeri ancak sorumsuz eller Sünnetli Han’ı yıkarak yerine cami yapmişlardır. Hanlar zinciri içerisinde(Avanos-Sari-Han-Til-Dolay Han Aksaray-Alay Han ve Tepesi Delik Han) Sünnetli Han’dan hiçbir şey kalmamış Saruhan dışında diğerleri yıkık dökük ve bakımsızdır.

YAZILIKAYA

Milattan Önce 800′lü yıllarda Kapadokya Bölgesinde geç Hitit Krallığı Kayseri Nigde ve Nevsehir’i içine alan Tabal Krallığıi’dır. Bu döneme ait Gülsehir -Sivas’a (Gökçetoprak) Acıgöl -topada Hacıbektas Karaburna köyünde Hitit hiyeroglifi ile yazılmış kaya anıtlar bulunmaktadır. Hitit hiyeroglifi ile yazılmış bu kaya anıtların en önemlilerinden olan Topada Nevsehir’in 25 kilometre batısındaki Acıgöl ilçesi yakınlarındadır. 8 satırlık yazıtta Kapadokya bölgesinin siyasi durumu anlatılmaktadır. Metnin kısa özeti şöyledir: “Ben büyük Kral Tuwati’nin oğlu Wasusarma’yım. Parzuta şehrinde yedi büyük kral vardır. Bunlardan üçü Warpalawas Kiakki ve Tuwata dost idiler. Ben kraliyet onurumla geldim. Bütün şehir büyük süvari ve piyadeleriyle karsı geldi. Onlara karşı geldim. Kendi arazisinde Parzuta şehri karşı geldi. Şehir suları tahrip edildi. Kadinlarında…. Fakat büyükler sonra bana… Beylerim Tanrılar Tarhu (Hava Tanrisi) Sarumma (Firtina Tanrisi Tesrub’un oglu) ve daha iki Tanrı önümden giderek bana yol gösterdiler. Kim bu tanrıları alırsa bu tanrılar onun zürriyetini ve ülkesini elinden alsınlar. Bu kişiler kral da olsa halktan biri de olsa onun zürriyetini ve evini yok etsinler.

NEVŞEHİR-ACIGÖL-TOPADA YAZITLARI

Nevşehir’in Acigol ilcesine baglı Agıllı köyü sinirları icinde yer alan ve “Topada Yazilı Kaya Anıtı” olarak adlandırılan yazılı kaya kitabesi Agilli koyünun yaklaşik 3 km. kuzey dogusunda bulunur. Ana kayanın güneye ve batiya bakan yüzü düzeltilerek Hitit Hiyeroglif yazisi ile 8 satırlık bir kitabe yazilmiştir. Kita-benin büyük bir bolümü kayanm güneye bakan yuzünde bir bolumu de batı yüzünde yer alir.
Yazit Istanbul da yaşayan Alman ogretmen Rudolf FRANZ tarafmdan 1908 yilmda bulunmuştur. Kalıbı alınarak Almanya ya Dr. Bruno GUTERBOCK’a gonderilmiş ve Berlin müzesine konulmuştur. Yazitların kalıbı Alman arkeolog SlEHE tarafmdan incelenmiştir.

Topada yazılı kayasinın muhtevasmin çözülerek literature girmesi 1933 yilmda Prag Universitesi Profe-sorlerinden B. HROZNY ile başlamştir. HROZNY 1933 de Karaburna ve Topada yazıtların cozerek yayımlamiştir.’ 1934 yilmda Istanbul Universitesi Profesorlerinden H. BOSSERT2 ve 1975 yilmda da J.D.HAWKINS tarafmdan yaymlanarak bilim alemi-ne sunulmus.tur. HOWKINS 2000 yilmda yaptigi çalışmada da Anadolu’da Luwice yazilmiş hiyeroglif kaya anıtları bir kitapta toplamiştir.

Hiyeroglif yazi M.6. IV. Binden itibaren Mezopotamya ve Misir da III. binden itibaren de Anadolu da kullanılmaya başlanmiştir. Misir Hiyeroglifleri M.S. IV. Yüzyila kadar kullanılmaya devam edilmistir. Roma doneminde Misir’daki bazi yazitlarda Hiyeroglif yazının yanı sira Grek alfabesiyle Misir dilinde yazilan ve Kopt adını alan yazi ile Grekce yazi birlikte kullanılmakta idi.

Hiyeroglif yazi hakkinda antik kaynaklarda belirsiz bazi aciklamalar dişında pek bir şeye rastlanmaz. Herodot Misirdaki Hiyeroglif yaziyi “kutsal yazi ” olarak adlandırır ve Misirhların soldan saga dogru yazdigini belirtir.

Fransiz Champollion Qft dilli yazıtların yardimi ile 1822 yilmda Misir hiyerogliflerinin anahtarını bulmayı başarmştir. 1899 yilmda üzerinde üç dilli yazıt bulunan Resit taşmin bulunmasi sayesinde de Misir Hiyerogliflerinin cozülmesi mumkun olmuştur.

Metin oldukfa uzundur. 8 satir ve yaklafik 400 kelirneden olusur. Yukarıda gorulecegi gibi yılların getirdigi erozyon ve insanlar tarafindan yapilan tahribatlar dan dolayi bazi cümleler tarn degildir. Bu nedenle de yazitin bazi yerlerinde anlam düsüklükleri meydana gelmektedir.

Yazitta tek bir kahramanın yaptiklan degil degişik yorelerde pekçok kişinin yer aldigi ve 3 yil süren bir savaş anlatilmiştir. Metnin I. bolumunde her iki taraf ve yandaşları2. Bolumde meydan savaşının yapildigi ilk yil düşman kentin kuşatilmasi ve alınışı duşmanın son bir saldinsi anlatilmakta 3. ve sonuç bolumunde ise gelecege vurgu yapilmakta beddua ve yaziti kayaya kaziyan kişinin adi yer almaktadir.

Yazitta olaylar birinci tekil şahisla anlatilmaktadir. Karşi tarafin yaptirimlari ise ayn bir dizidedir. Bu iki koldan anlati karşit Parzuta kenti ve yandaşlarmdan sekiz kralm harekatiyla başlar. Bundan sonra da an-laticmin karsi tepkisine yer verilir. Yazitta giviyazih Hitit tarih yazimmdaki savaş edebiyatmdan bilinen “tannlar benim onumden gittiler” gibi arkaik kalip-lar kullanilir.6 M.6. 9 yüzyila tarihlenen Eski Arami-ce yazith Tel Dan stelinde de buna benzer bir deyim gozlenir: “Ve Hadad benim onumde gitti”.

Hitit imparatorlugunun XÜ. Yuzyil başlannda Transkafkasya üzerinden gelen Muşgiler ve Trakya üzerinden gelen Thrak g6f leri neticesinde yikilma-smdan sonra Hititler tamami ile tarih sahnesinden silinip gitmediler. Anadolu’nun güneyine ve Güney-dogusuna gekilerek kügük kralliklar halinde hayatla-
rim surdürmeye devam ettiler. Ancak M. O. IX. Yüz-yila kadar tarihi kaynaklarda bu bolgedeki kralhkla-nn adlanna pek rastlanmaz. Bilim adamlan Anado-lu’da ki yaklaşik 400 yilhk bu sürece karanlik donem adini verir. Bu 400 yilhk donemde Anadolu’da tarihi buluntulara pek rastlanmaz.

Hititler doneminde Tabal ülkesi olarak adlandinlan ve Nevşehir-Nigde-Kayseri illerini icine alan bolge-nin kralhk ve kral adlarma ilk kez Asur Krali Salma-nasar ÜI donemi (M.O.858-824) kayitlarmda rastla-nir. Kayitlarda Kral Tuatte ve oglu Kiakki’yle birlik-te yirmi yada yirmi dort Tabal kralmin Asur egemenligini kabul ettigi belirtilir

M.O. VIII. Yüzyil Asur belgelerinde Tabal adina da-ha c ok rastlanilmaya bas.lamr. Asur Krali Tiglat Pile-serÜI(745-727) ve Sargon Ü(M.6. 721-705) donem-lerinde Asurlular Tabal ülkesi ile siki ilişkiler icinde bulunuyordu. Anadolu iclerine uzanan yollan de-netleyen bir konuma sahip bu bolge Bolkar dagla-nndaki gumuş madeni yornınden de zengindi. Tiglat Pileser’in 738 yihna ait harac listesinde Tabalh Vassurme Atunali Ufhitti Tuhanah Urbala Istundi-li Tuhamme Hubişnah Uirime gibi Tabal krallan-nin adlan yer ahr. Bunlardan Tabalh Vassurme To-pada ve Sivasa yazili kaya anitlarmda adi Vasusar-mas olarak gecen ve M.O.738-730 yillan arasmda hükum süren kraldir. Kendisine karşi dtişmanca davranan 8 krala karşi Varpalavas Kiakki ve Ruvatas-la karşi koymaya calişmiştir. Topada yazili kaya am-tinda da bu mucadelesini anlatir. Buradan yola cika-rak Topada yazili kayasmin Gee Hitit doneminde M.O. 738-730 yillan arasmda yazildigmi soyleyebiliyoruz.

Yazitin kaleme almdigi yillarda Tabal ulkesi geşitli kucük şehir kralliklan tarafmdan yonetilmekte idi. Sargon Ü donemindeki kaynaklarda Asurlular’m Bit-Burutaş olarak adlandirdigi Tabal Kralhgi’nm yayhm alani tam olarak bilinemese de kralliga ait ya-zitlarm Nevsehir-Nigde ve Kayseri civannda bulun-masmdan dolayi kralligm etki alaninm bu bolgeler oldugu ve başkenti’nin de Kayseri yakinlanndaki Kululu oldugu samlmaktadir. Tabal Kralligi M.O. VÜ. Yuzyilm başlarmda Iskit ve Kimmerlerin Anado-lu’yu istila ederek Frigleri yok etmeleri sonucunda Iskit ve Kimmerlere kanşarak tarih sahnesinden si-linmişlerdir. Gef Hitit kralhklarinın tarih sahnesinden gekilmesi ile de Hiyeroglif yazi unutulmus. ve ar-tik Anadolu’da kullamlmamaya ba|lanmiştir.

llimiz simrlan icinde Agilli Gokçetoprak ve Karaburna da bulunan Luwice yazilmiş kitabeler bolgemizin tarihi acismdan cok onemli belgelerdir. Yuzlerce yil oncesinden korunarak gunumuze gelen belgeleri gelecek kuşaklara koruyarak aktarmak bizlere düşen bir görev olmalidir.
Kaynak:Nevşehir Dergisi.1

ACIGÖL İlçesi hakkında bilgiler

Nevşehir’e 20 km uzaklıktadır. 1914 yılında Niğde’ye bağlı bucak olan ilçe 1954 yılında Nevşehire bağlı bir belde olmuştur. 4 Temmuz 1987 yılında ise ilçe olmuştur. Beş kasaba ve sekiz köyü vardır. Nevşehir – Aksaray arasında yer alır. Eski adi DOBADA olan ilçe yeni adını ilçe yakınlarındaki bir krater gölünden almıştır.

En önemli geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Kabak ayçiçeği patates soğan ve şeker kamışı ekilir. Bütün köy ve kasaba yolları asvalttır. İlçe merkezi ile Tatlarin ve Kurugöl’de birer yeraltı şehri bulunmaktadır. Ağıllı köyünde ise geç hitit dönemine ait bir kaya kitabe bulunmaktadır