Şimdi başımı çevirdiğim her yerde senin hayaline çarpıyorum. İçim çekiliyor adını andıkça sesim titriyor. Seni çok özlüyorum…
Hani bitse ya şu hasret artık gerçi nasıl bitecek? Bizdeki tuhaf bir kader; ne varlığımız birlikte ne ayrılığımız sabit…
Oysa şu köşede otursaydın hiç sesimi çıkartmadan dururdum yanında. Senin aklından geçenleri tahmin ederdim mesela sonra kaldırırdın kafanı okuduğun kitaptan bana bakardın. Keyfin yerindeyse bir bardak daha çay isterdin gözünde gülümseyen bir ışıltıyla.
Aklın neye takıldıysa artık kimin hangi cümlesine kızdıysan söylenirdin. Bir ince saz alıp elime sana eşlik etmek isterdim. Sen ne güzel konuşurdun be adam şarkı gibi seni mırıldanmak isterdim.
Pek çok kişi için cazip de değilsin bakma benim aşkıma. Zaten senin de gözün yok onlarda. Bana da kaymamış olmalı ki gözünün bir yanı şimdi uzak diyarlarda bir kelimenin peşindesin.
Senin aradıklarından farklı değil aslında etrafta bakındıklarım ama yetmiyor sözüm özüm gönlüm demek… Yoksa yanımda olurdun değil mi canım efendim?
Gömlek ütülemek de zor gelmezdi bana sen olunca yanımda her sabah erken uyanmak da; dünyayı cennete çevirirdim aslında kolaylaşırdı ömür benim yanımda.
Gönlümden akan nehir sana ulaşamıyor işte. Yoksa bu dünyada ölüm yoktu ya bana; neyse zaten sen her şeyi boş ver. Ne sözünü unuttum ne gözünü sesin de mıh gibi çakılı aklımda.
Ne adamlar gelip geçti önümden ne gözler baktı gözlerime bir umut arayıp ama inan kimseye sana dokunduğu gibi dokunmadı yüreğim a benim canım efendim...
Sen gittiğinden beri yaz ortası kara kış kışın her yanı buz bana. Biraz sokulsam kollarına başımı koysam omuzuna iki çift de güzel laf etsen var ya; bir daha gam olmaz gözyaşımda…
Yani canım efendim; adını her andığımda hiç kimsenin bilmediği bir sis çöküyor hayatıma güldüğümü görürsen kanma benim kalbim bir senden yana atıyor.
Bir de unutmasan; ölüm var bu dünyada…
Candan Ünal
Paylaş