Foruminci.net

Teşekkür Teşekkür:  0
Beğeni Beğeni:  0
Beğenmedim Beğenmedim:  0
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2

Konu: Satürn Kuzey Ay Düğümü ile Dans Ederken

  1. #1
    Nothing heard/said DilinJokeri - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17.09.2010
    Bulunduğu yer
    ATATÜRKİYE
    Mesajlar
    48.318
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    17
    Mentioned
    27 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1000

    Standart Satürn Kuzey Ay Düğümü ile Dans Ederken


    GERGİNİZ! Zira bu aralar hiç bir şey hayatımızın üzerinden bir ipek eşarp letafetinde geçmiyor. Kalbimiz kibrit olmuş neye sürtünsek yanıyor kim üflese sönüyoruz Bu kadar sinirli saldırgan ya da hüngür sümük mutsuz olabilmesine bir anlam veremeyen ve sürekli ”Nooldu bana yaw? Kalbimin dibindeki bütün yosunlar sahile mi vurdu…” diyenlere gelsin bu yazı…


    Önce tarifleyelim göklerin hali pür melalini;

    Satürn Kuzey Ay Düğümü ile tam kavuşumda. Pluto’dan 60′lık destek alıyor. Venüs ile de kavuştu kavuşacak. Bu görünümün temel mesajı; ”Geleceğin geçmişinden düzgün olsun istiyorsan kendine çeki düzen ver!”

    İyi de bu aralar alarm zillerimizi çaldırıp pişman olacağımız şeyleri yaptıran her şey kervan olmuş hayatımızın içinden geçmekte sanki! Merkür – Uranüs karşıtlığı Liilth ile tam açılı T-Kare yapıyor ve hatta Pluto birkaç derece farkla bu üçlüyü tam bir kareye tamamlıyor. Başımıza habire ters birşeyler geliyor ya da biz başımızı hep ters yöne döndürüyor sonra da elektrik çarpmış gibi savruluyoruz. Tedirgin olduğumuz için alabildiğine sivriyiz… O yüzden aldığımız bütün virajlar da sert köşeli. Yani çeki düzen şöyle dursun ”NE YAPMAMALI?” deneme filmini çekiyor gibiyiz.

    Dün Oğlak’taki Pluto ile kavuşup her yeri kırmızıya boyayan Ay bugün serbest uçuşta… Ama Yarın Kova’da ilerlemeye başlayınca Satürn-Kuzey Ay Düğümü-Venüs üçlüsü Mars Ay ve Güney Ay Düğümü arasında bir karemiz daha olacak Duygulara mesafe almayı öngören Kova’daki Ay Aslan’daki düello manyağı Mars’a ”Kendine Gel Dostum!” diyecek… Satürn-Venüs-KAD üçlüsü ise geçmişten gelen davranış kalıplarımıza meydan okuyacak. Yani rahatımız kaçacak!

    Gökyüzü hem fiştekleyecek bizi… hem de engelleyecek! Ya bu defa içmeyeceğiz bu çeşmenin suyundan… Ya da şöyle bir ağız tadıyla ortalığı dağıtıp kendimizi sonuna kadar haklı ve hatta avutulmaya şimartılmaya meraklı hissedecek… Belki abartacak… Sonra da doyurulmamış bir onaylanma ihtiyacı ve tatsız bir suçluluk duygusu ile çöküp kalacağız olduğumuz yerde.

    ”YİNE BECEREMEDİM LANET OLSUN! BENDEN ADAM OLMAZZZZ”diyeceğiz…

    Hani sınavın birinci etabı çeşme başındaki kararla çamura batıyordu ya )) İkinci etabın akibeti de tam bu noktada şekilleniyor…

    İnsanın kendine yapacağı en büyük kötülük BİR KAYIP VAKA ya da KÖTÜ BİRİ olduğuna karar vermesi ve affedilmekten umudu kesmesidir! Tam o noktada temizlenmek ihtimaline sırt döner kendimizi çamurlu suyun akışına hepten bırakırız. Kalbimizi yıkaması gereken pişmanlık gözyaşları ise sadece bizi sürükleyen bulanık nehrin debisini arttırır.

    Ne demiştik en başta; ”Geleceğimizin geçmişimizden iyi olmasını istiyorsak kendimize çeki düzen vermeliyiz!” Bu ara olan biten herşey bize ayağımızın en çok hangi taşa kalbimizin en fazla hangi dikenli tele takıldığını ve bizim toparlanmayı geciktiren ya da imkansız hale getiren tutumlarımızın neler olduğunu göstermektedir.

    AYNI HATALARI YAPABİLİRİZ! Bize düşen nerede saçmaladığımızı fark etmek ve bir daha yapmamaya özen göstermektir.

    İnsan bazı acı kalıplarını yinelemek zorunda olduğunu zanneder. ACI BEDENİMİZİ DEĞERLİ BİR ELBİSE GİBİ TAŞIRIZ! Oysa değmeyecek işler için heba etmek yerine ömrü pekala geldiği gibi alıp hayatı yoluna devam edebilir insan… Zira yarın sabahın doğduğu yerde karşımıza neyin çıkacağından bihaberiz! Ama biz alıştığımız gibi acıdan kavrulmakta insanların kendilerinden menkul davranışlarını BİZE KARŞI ya da BİZİM İÇİN zannedip yıpranmakta ”vazgeçememece oyunu” oynamakta ”ama neden olmuyorrrr!” diye ısrar etmekte ısrar ederiz…

    Eh tabii iyi etmeyiz! Hatta bir de bu durumlara verdiğimiz tepkilerle ortalığı dağıtınca hepten çivisi çıkar hayatımızın. Üstelik Satürn-Pluto ikilisi böyle şeylere müsamaha etmediği için etraftan destek de göremez kahroluruz.

    İŞTE TAM BU NOKTADA; ikinci ve daha vahim olan hatayı yapmaması gerekir kalbimizin. İYİLEŞMEKTEN UMUDU KESMEMELİYİZ!

    İnsan BAŞARISIZ ya da GÜÇSÜZ olmaktan nefret eder… Böyle olduğu zaman kendinden uzaklaşır ve bağrından doğduğu umut ırmağına değil çamurlu sulara atar kendini!

    Kendimizi umut edecek dua edecek bağışlanma ve şifa dileyecek kadar temiz hissedemez bunları yapma gücünü ve hakkını kendimizde bulamayız. Ve bu nefsimizin bize attığı en büyük kazıktır!

    Blues’un taşlı tozlu yollarında vahşi güzel ve zehirli çiçekler biter… Acı-tatlı kıvamıyla az önce haykırmış bir kalbe merhem gibi gelen parçalardan birini çalayım size; I’LL TAKE CARE OF YOU – BEN SANA BAKARIM … Beth Hart söylüyor Joe Bonamasa çalıyor…

    Acı çektiğiniz ve sizi kimsenin anlamadığını düşündüğünüz zaman kalbinizi şarkılarla avutabilirsiniz zira mutlaka biri kalbinizin cazırdadığı yerden çalmaktadır Ama ona iyi bakacak olan TEK EL vardır. Kalbinizi sizi Yaratan El’e bırakın ki şifalansın.

    EV’in kapısı en kirli en beceriksiz en huysuz çocuklara bile ardına kadar açıktır.

    Kaynak : Junoastroloji
    tüm yaralarım gerçek ama onları bana veren tüm insanlar yalan ..

  2. #2

    www.foruminci.net

    MeY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.02.2009
    Bulunduğu yer
    sözün bittiği yer..
    Mesajlar
    30.861
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    90
    Mentioned
    14 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1000

    Standart

    durup dururken gerginleştim bugün satürn seni döverim





Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

  • Şikayet, Telif hakları ve Yasal bildirimler için tıklayın.
  • .

    İletişim: [email protected]