Nedensel açıklama nedir? Pozitivistlere göre yalın bir olayın açıklanması söz konusu olayı betimleyen tekil önermenin bir veya birkaç yasadan ve başka tekil önermelerden tümdengelim yoluyla çıkarılmasından ibarettir. En karmaşık olmayan durumda aşağıdaki örnekteki gibidir:

Yasa: Bütün x'ler için geçerlidir: Eğer (x bir bakır parçası ise ve ısıtılırsa) o halde (x genleşir) .

Tekil önerme: a ısıtılan bir bakır parçasıdır

Tekil önerme: a genleşir

Yukarıdaki örnekte olduğu gibi «a genleşir» önermesinin doğruluğu kabul edilen yasalardan ve tekil önermelerden tüm dengelim yoluyla çıkarılabileceğinin gösterilmesi halinde a'nın neden genleştiği sorusu yanıtlanmış sayılmaktadır. Bu örnek çok ilkel görünmekte ve neyin açıklandığı da pek anlaşılamamaktadır. Ancak daha karmaşık durumlarda örneğin temel bir kavramın diferansiyel denklemlerinden çıkarımlar yapılmasının sözkonusu olduğu hallerde bu ilkellik ortadan kalkmaktadır. Pozitivistlere göre açıklamalar ve ön-deyiler (predictions) aşağı yukarı aynı mantık yapısına sahiptir. Ayrıntıya girmeksizin yukarıda verilen örnekten aynı mantık şemasını kullanarak a'nın genleşeceği konusunda ön-deyide bulunmanın nasıl olanaklı olabileceği görülebilir. Yukarıdaki karmaşık olmayan örnekte açıklama ile ön-deyi arasındaki fark ayrı tekil önermelerden hareket edilmesinden ibarettir. Açıklama halinde `a genleşir' önermesinden ön-deyi halinde `a ısıtılır' önermesinden hareket edilir Bazen yasaların açıklanmasının bunların daha güçlü yasalardan ya da kuramlardan tümdengelim yoluyla çıkarılmasından ibaret olduğu da söylenmiştir. Örneğin Newton'un kuramından Galileo'nun düşen cisimler yasasının ve Kepler'in gezegenlere değgin yasalarının çıkarılabileceği söylenmiştir. Kuramsal terimler ve gözlem terimleri ayrımıyla birleşen bu görüş pozitivist olarak sınıflandırılması gerekli bazı özgül görüşlerin doğmasına yol açmıştır. Galileo ve Kepler'in yasaları mesafe hız ve zaman arasındaki ilişkilere değgindir; oysa Newton'un teorisi yerçekimi güçlerini varsayar. Galileo ve Kepler'in yasaları gözlem terimlerinden oluşur; oysa Newton'un deneysel yasalar ve kuramlar arasında bir ayrım yapılmasını gerektiren kuramı kuramsal terimleri kapsar. Galileo ve Kepler'in. “deneysel yasalar”nın Newton'un kuramından daha önce ' ortaya atıldığı da bir gerçektir. Pozitivistler bakımından bütün bilim dalları için bir paradigma oluşturan fizik biliminde bilgi kuramı açısından önce geldiği ka- bul edilen deneysel yasalar bu örnekte olduğu gibi kuramdan ve kuramsal terimlerden önce ortaya çıkmıştı. Bu yüzden birçok pozitivist bu örneği bilimsel araştırmaya model olarak gösterdi: Önce deneysel yasaları koy sonra bunlardan kuramsal sistemler kur! Pozitivistlerin çıkış noktalarından kalkılarak bu çağrıya varılamayacağını belirtmek isteriz. Mantıkçı pozitivizm her zaman bir kurama ulaşılması ( “buluş bağlamı”ı : “context of discovery”ı ile bir kuramın desteklenmesi ( “doğrulama - haklı çıkarma bağlamı” : “context of justification” ) arasında çok kesin bir ayrım yapmıştır. Pozitivistler kuramların nasıl desteklenmesi gerektiği sorununun çözümünü; bilim felsefesinin görevi saymışlar; kuramlara nasıl ulaşıldığı sorununun çözümünün ise ampirik psikolojinin alanına girdiğini psikolojinin de felsefeyle hiçbir ilgisi olmadığını savunmuşlardır. Bu çıkış noktalarına sıkı sıkıya bağlı kalan bir bilim felsefecisinin “önce deneysel yasaları koyuş şeklinde yöntem kuralları getirmesi olanaksızdır. Yapabileceği tek şey kuramın bundan önce veya sonra kurulmasına bakılmaksızın kuramsal terimlerin gözlem terimlerine dayandırılması gerektiğini söylemektir. Mantıkçı pozitivistlerin kuramlarının belitsel (axiomatic) sistemler olarak kurulması görüşüne verdikleri önem bir ölçüde bütün açıklamaların ve ön-deyilerin tümdengedimsel çıkarımlardan ibaret olduğu düşüncesine dayanır. Eğer belitsel biçimde bir kuram varsa bu kuramdan neler çıkarılabileceğini görmek çok daha kolaydır.