23-24 Ekim 2014 Akrep Burcu’nda YENİAY ve Parçalı Güneş Tutulması


23 Ekim’i 24 Ekim’e bağlayan gece İstanbul’a göre 00:56 itibariyle Akrep Burcu’nda YENİAY olarak tanımladığımız Güneş-Ay kavuşumu gerçekleşecek. 23 Ekim gecesi aynı zamanda ”parçalı” kategorisinde bir de Güneş Tutulması yaşanacak.

YENİAY haritasında;

- Akrep Burcu’nun 0 derecesindeki Güneş AY Venüs kavuşumu 3’üncü evin sonunda ve IC dediğimiz 4’üncü ev başlangıcı sayılabilecek bir noktada.

- MC yöneticisi olan Venüs’ün YENİAY stelyumuna eşlik etmesi dikkat çekici.

- 3’üncü ev aynı zamanda Terazi’deki Retro Merkür ile Kuzey Ay Düğümü kavuşumunu da misafir ediyor. Bu kavuşum birinci evde Aslan’da yer alan Jüpiter ile 60’lık açı yapıyor. Jüpiter Güney Ay Düğümü’ne de 30 derece açı alıyor.

- Yükselen 13 derece Aslan Burcu ve Uranüs’den üçgen açı alıyor. Chiron ve Pluto – Selena ikilisi de Yükselen noktasına 150 derecelik açılar yapıyorlar.

- YENİAY stelyumunun Neptün-Formalhaut kavuşumuna üçgen açısı var. Mars ve Lilith’den de 60’lık açılar alıyor.

- Satürn 4’üncü evde Lilith ile kare konumda ve 27 Ekim’de retro durumunu terk etmeye hazırlanıyor.

MEALİ;

Güneş tutulmaları dünyanın enerjisini etkiler ve insanlığın yürüdüğü uzun yoldaki değişimlere işaret ederler. Bu nedenle tutulmayı gündelik iniş çıkışlardan daha geniş bir düzlemde değerlendirmek daha uygun olur.

Tutulmanın getireceği yenilikleri çözümlemek için de YENİAY haritasının niteliklerine bakmakta fayda var;

Aksiyonlarının ardında tutku ve kaygı olan bir enerji taşıyor bu YENİAY.

Güvende olma ya da değer verdiklerini güvende tutma ihtiyacı aksiyonu zaruri hale getiriyor! Alınan aksiyonlar ise kalıcı dönüşümleri hedefliyor.

Güce ya da etki etme avantajına sahip olanların ”dolaylı” bir formatla hareket ettikleri başkalarını da kendi amaçları için harekete geçirmeye çalıştıkları ortak çıkarları elde etmeye ya da ortak kaygılara çözüm bulmaya yönelik gibi görünen girişimleri tetikledikleri bir süreç

Biraz kaotik bir ortam… Ve ”galeyana geldik” modu ile girişilmiş önü arkası pek iyi düşünülmemiş davranışlar var gibi görünüyor önümüzde.

Beklenmedik olaylar abartılı davranışları tetikliyor… Ama davranışlar da beklenmedik sonuçlara da yol açıyor ona göre!

NAAPICAZ

Cevap basit; ÖZENLİ ve ÖZÜMÜZE SADIK olacağız.

Gerçek pek çok gözün görebildiğinden öte bir haldir! Bu nedenle akıştan bizim algı ağımıza takılanların – dünyanın ahvali veya kendi durumumuz hakkında – oluşturduğu varsayımlar çoğu kez yanıltıcıdır.

Şimdilerde de böyle yanılgıları çokça yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz;

- Görünen dünya şiddetle dolu.

- Zalimlerin zorbaların yalancıların hükmü sanki adalet diye bir şey yokmuş gibi rahatça yürüyor.

- İnsanlar birleşmeyi anlaşmayı birbirlerine sevgi dolu olmayı bırak neredeyse toplumsal ve kişisel düzlemlerde birbirlerinin boşluklarını bulup saldırmayı iş edinmiş bir haldeler.

- Hak ve özgürlükleri için mücadele ettiklerini söyleyenler de en az kendilerini ezenler kadar zalim ve saldırgan. Toplumsal ve bireysel düzlemlerde kimin başlattığının hiç bir önemi kalmayan ”çirkin” kavgalar yaşıyoruz.

OYSA;

Adeta bir mahşer hengamesi yaşanıyorsa etrafta bilin ki bu bir sınavdır!

Sınav süreçlerinde hep AYARTAN birileri olur etrafımızda. Ve her yürek acılı her nefs sıkıntıda her akıl kaygılı iken insan için ”ayartılmak” yani yoldan çıkmak daha kolaydır.

İşte böyle zamanlar iman ettiği temel kuralları şefkati adaleti hoşgörüyü dirayeti ”herşeye rağmen” bırakmayanlar için ayrışma zamanlarıdır.

Bizler güvensiz ve yaralayıcı görünen bir dünyada ”aksiyonlarımız ile değerlendirildiğimiz ve yaptığımız işlerin söylediğimiz sözlerin sonuçlarını birebir yaşayacağımız” bir sınavdan geçiyoruz.

”Yetmedi mi?” diyenler ya da ”Bu evren bizi sefmiyooorr!” diye düşünenler varsa ))

Evrenin yüreği hep büyük eli hep şefkatli niyeti hep iyidir. Ama dersleri biraz ağırdır. Zira biz çok sevilen çok güvenilen ama çok şey beklenen çocuklarız.

Dünyanın geçtiği bu sınavda görünürdeki akışı değiştirmeye hele de bunu ”hemen” yapmaya gücümüz yetmeyebilir. Ama galeyana kapılmamaya kendimizi kaybetmemeye yönümüzü şaşırmamaya bizi kışkırtanlara uymamaya veya etrafımızda koşuşturup duranlar gibi KAYBOLMAMAYA özen göstermemiz gereken bir zamandayız.

Anlamak için olan biteni takip etmek ve korunmak için hızla tepki vermek yetmez.

- Olanlara telaşa ve kaygıya kapılmadan bakmak

- Her koşanın ve bizi de çağıranın ardına düşmemek

- Birilerinden yana birşeyler adına konuşmadan ve davranmadan bunun vicdanımıza uyup uymadığını yüz kez düşünmek GÜRUH ya da KOMÜN psikolojisine yenilmemek

- Duymakta hızlı tepki vermekte ağır hırslanmakta çekimser olmak

- Verdiğimiz cevaplar ve tepkilerde misliyle davranmayı değil YAKIŞIĞI ile davranmayı esas almak

- Ve her daim ”görünenin ötesindeki gerçek” ile bağımızı canlı tutup kaybolmamak için dilekte bulunmak gerekir.

Dualarında RUH’un nefesi ile can bulmayı dileyenin eli asla boş çıkmaz…

Bazen ”herşeye rağmen” ışığa tutunan birinin oluşturduğu DENGELEYİCİ ENERJİ tüm karanlığa denk olabilir!

Ve unutmayın; GÖRÜNEN HENGAMENİN ARDINDA DAİMA TUTMAMIZI BEKLEYEN ŞİFALI BİR EL VARDIR.


Kaynak : Junoastroloji