Ne yazık ki dünyada her beş çocuktan birinde duygusal ve davranışsal bozukluk gözlemleniyor...

Ateşi çıkar dizleri kanar kolu uf yüzü su çiçeği olur...



Çocuktur hasta olacak elbet... Bundan doğal ne var! Bir başka doğal şey de bu fiziksel rahatsızlıklarda anne babaların paniklemesi doktor doktor koşmaları çocuklarına ilaç içirmenin yollarını bulmaları.

Belki eski zamanlarda çocukların düşe kalka büyüyeceklerine hasta ola ola bağışıklık sistemlerinin gelişeceğine inanç yüksekti. Ama bizim çocukluğumuz öyle geçmedi. Elimizi her kedi çizdiğinde tetanoz aşısı olduk biz ateşimiz azıcık yükseldiğinde şuruplara iğnelere boğulduk.Pimpirikli bir neslin evlatlarıyız biz. Ama görünen o ki pimpirik sadece fiziksel belirtileri olan rahatsızlıklarımıza karşı uygulanmış. Duygu durumu bu kadar dengesiz depresyon sınırlarında dans eden yetişkinliğimiz başka türlü açıklanamaz herhalde!

Zararın bir yerinden de dönelim artık; biz yetişkinler çocuklarımızın akıl ve ruh sağlıklarını da mercek altında tutalım. Zihni berrak huzurlu ve mutlu çocuklar yetiştirebilmek için gelin aşağıdaki maddelere dikkat edelim:

1. Çocuğunuz derslerinde zorlanıyor mu?



Çocuğunuzun derslerde normalden fazla diğer arkadaşlarından çok daha fazla zorlanmasının birçok sebebi olabilir. Ve bu sebeplerin tamamı ruh ve akıl sağlığında sorunlara gebedir... Oğlunuzu/kızınızı 'düşük kapasiteli' olarak nitelendirmeden veli toplantısında üzülmeden onu özel derslerde süründürmeden önce aşağıdaki sebeplere bir göz atın:

Çocuğunuzun motivasyonu sürekli düşük mü? Yoksa hiçbir şeye odaklanamıyor mu? Hem evde hem de okulda sürekli yorgun mu hissediyor? Bunların bir tanesi sizin başınıza gelse önce durumunuzu Google'larsınız ardından psikoloğa koşarsınız... Eh çocuğunuz için de önlem almanın vakti gelmiş olabilir belki de?

2. Diğer çocuklara kabadayılık mı yapıyor?



Bir takım sebeplerden kendine güvensizlik yaşıyor mutsuzluk çekiyor olabilir evladınız... Yoksa neden akranlarına kötü davransın hangi hissini saklamaya çalışıyor olabilir ki!?

Bu kabadayılığı evinizdeki şiddetli geçimsizlikten öğrenmiyordur inşallah? Öyle bir durum varsa da yoksa da; çocuğunuzun bu davranış bozukluğunu bir an önce çözmeniz gerekiyor sevgili ebeveynler.

3. Arkadaş edinmekte zorlanıyor mu? Dahası acaba istemiyor mu?



Bu çekingenliğin ve/veya isteksizliğin elbette hiçbir normal yanı yok. ''Bizim Olcay biraz zor arkadaş ediniyor...'' diye durumu normalleştireceğinize acilen bir çocuk psikoloğuna gitmenizi öneririz.

4. Duygu durumu çok mu hızlı değişiyor?



Anksiyete ve bipolar bozukluk... Bu dalgalanma ile ilgili ilk aklımıza gelen rahatsızlıklar bunlar. Tabii belki dönemseldir duyguları zamanla daha tutarlı bir hâl alır. Ama risk almaya değer mi?

5. Uykusuzluk mu çekiyor sürekli kabus mu görüyor?



Çocuğunuzun sürekli kabus görmesinin altında mutlaka büyük bir sıkıntı yatar bundan emin olun... Bu sıkıntının akıl ve/veya ruh sağlığı bozukluğuna dönüşmemesi için de gereğini acilen yapın.

6. Sürekli kendini sakatlamaya yaralamaya mı çalışıyor?



Elbette beden eğitimi derslerinde fazla hırslı olmasından koşup oynarken zaman zaman dikkatsiz davranmasından bahsetmiyoruz. Birkaç yara izi normaldir değil mi ama?

Uçlu kalemi sürekli koluna batırıyorsa kafasını bilinçli olarak duvara vuruyorsa (yapanını gördük çocukluğumuzda tanıdık) durup durup parmaklarını sertçe ısırma ya da yemek çatalıyla vücudunu çizerek izler çıkarma gibi hakikaten ilginç ve tehlikeli huyları varsa eğer... Bunların normal birer yaramazlık yaralanması olmadığı aşikar

7. Kendi görünüşünü beğenmiyor mu?



Çocuğunuzun kilosuyla vücudunun şekliyle görünüşüyle şimdiden mutsuz olması kendini çirkin hissetmesi şimdiden başladıysa eğer haberlerimiz hiç değil: Buna Beden Algı Bozukluğu deniyor sevgili ebeveynler. Ciddi seviyede kendine güvensizlik içeriyor bu hastalık...

Lütfen çocuğunuzun fiziksel rahasızlıklarıyla olduğu kadar akıl ve ruh sağlığıyla da ilgilenin; davranış bozukluklarının şimdiden önüne geçin.[I] Bu dünya depresyonun kıyısında gezen bir jenerasyonu daha kaldıramaz...



Maddeler Ann Douglas'ın Parenting Through The Storm (Fırtınanın İçinde Ebeveynlik) isimli kitabından alıntıdır.