Kıyamet filmlerinde olası her senaryoyu gördük: süper yanardağlar salgınlar devasa göktaşları... Peki gerçekten insanlığın sonu ne zaman ve nasıl gelecek?
İklim değişikliği
Leziz oksijen ve nitrojen karışımlı atmosferimiz sayesinde nefes alabiliyoruz. Kutuplardaki metan salındığı takdirdeyse atmosferimiz pek leziz olmayacaktır. Bilim insanları (en azından onurlu olanlar) böyle bir kıyamete doğru sürüklendiğimizi bas bas bağırıyorlar. Böyle bir iklim değişikliğinin tüm insanlığı mı yoksa bir kısmını mı öldüreceği hâlâ cevaplanamayan bir soru. Bazı insanlar iklimin daha kontrollü olduğu izole habitatlarda kurtulabilir. Yine de böyle bir kıyamet sonunda insanlığın rolünün silineceği aşikâr.
Yapay zekâ
Bizden daha iyi koşan zıplayan ve öldüren makineler yapmaya çok yakınız. Hastalıklara dayanıklı yemek problemi olmayan kendilerini yeniden başlatabilen ve kopyalarını çoğaltabilen robotlar insanların asla sahip olamayacağı bir ölümsüzlüğe sahip olabilecek. Elbette bizim sanatsal ve nörotik eğilimlerimize oranla onların entelektüel kabiliyetleri daha pratik ve mantıklı olabilir. Zaten eninde sonunda bize ihtiyaçları olmadıklarını anlamaları için şiirden anlamaları gerekmiyor! Hepimizi öldürürler mi yoksa bir kısmımızı öldürüp mesajı anladığımızdan emin mi olurlar bilemiyoruz. Belki bizi üzerimizde deney yapmak için canlı tutabilirler.
Salgın
İnsan eliyle veya doğa kaynaklı bir salgın havayla bulaştığı ve uygun bir kuluçka süresi olduğu takdirde kısa bir sürede tüm dünyaya yayılabilir. Elbette dünyanın çeşitli ülkelerinde bu tip salgınlarla laboratuvar ortamında çalışan pek çok bilim insanı var. Biri büyük bir şehirde tek bir şişe düşürdükten sonra insanların patır patır ölmesi epey muhtemel.
Aslında böyle bir teoriden daha olası senaryo antibiyotiklerle ilgili. Eskiden hasta olduğumuzda antibiyotiğe başlardık ve hemen geçerdi. Peki ya şimdi? Doğrudan hastaneye gidip daha ciddi şekilde tedavi oluyoruz ve işe yarayıp yaramayacağı belli bile değil. Yeni üretilen antibiyotiklerin sayısı şu anda sıfırlanmış durumdayken bakteriler diğer yandan çoğalmaya ve gelişmeye devam ediyor. Bir gün hastalanan insanları iyileştirecek hiçbir ilacımızın olmayacağını acı yoldan öğreneceğiz.
Zombiler
Toxoplasmosa gondii'nin beynimizi ele geçirip insanlığı yürüyen ölülerden ibaret bir sürüye dönüştürmesine sadece ufak bir mutasyon uzaklığındayız.
Süper insanlar
CRISPR/Cas sayesinde insan genetiğini değiştirmek çok kolay; o yüzden Çin ABD Rusya Kuzey Kore gibi devletlerin de acayip bir şey üzerinde çalıştığını düşünmek çok da sıradışı değil. Bir 50 sene içinde süper zekâya sahip veya su altında nefes alabilen insanlar görebiliriz. Tabii yeni gelen "türün" biz eski tip insanlara nasıl davranacağı kuşkulu.
Savaş
1960'lar ve 80'ler arasındaki nükleer tehdidi kitaplarda kalmış olabilir ancak nükleer başlıklar hâlâ bir yerlerde duruyor. Yine büyük güçlerin karşı karşıya geldiği bir senaryo çok olası.
Sonumuzun nasıl geleceği konusundan daha ilginci hayatta kalıp kalmayacağımız. Saydığımız tüm ihtimaller herhangi bir uzaylı medeniyetinin başına gelebilir. Sanayinin olduğu bir medeniyet bir süre sonra sanayinin sonuçlarıyla ekosistemini etkileyecektir. Sanayiden sonra kendinden daha hızlı çalışan ve daha zeki bilgisayarlar üretecektir. İlaç ürettikçe ilaçlara olan bağışıklığı gelişecektir. Buradan organik kimyaya yönelecek ve kendi genetiğiyle oynayacaktır gibi gibi... Tabii günümüzde bu problemin hepsini aynı anda yaşadığımızı düşünürsek biz insanların sonunun daha hızlı geldiği su götürmez bir gerçek.
Peki sonumuzun gelmesini nasıl engelleyebiliriz? Örneğin küresel ısınmayı durdurmak için tüm ekonomiyi değiştirmemiz gerekiyor. Ekonomik uygulamalar ve politik kısıtlamalar sebebiyle şu anda küresel ısınmayla savaşacak şekilde harekete geçemiyoruz. Toptan değişim diğer problemlerin çözümü için de gerekli. Tüm bu problemleri ciddiye alıp hemen şu anda bir şeyler yapmaya başlarsak belki hayatta kalabiliriz.
www.quora.com
Paylaş