Anne üzgünüm ama ben bu ülkeden gitmek istiyorum!
Aslında zerre istemiyorum! Ama sanırım hayatlarımızın harcanmasından boşa kürek çekmekten güzel yüzlü çocuklar ölünce yapılan haberlerle tanışmaktan yoruldum.
Sabahtan pirinci suya koymuş olabilirsin akşam pilav yapmak için…
Giysilerin yatağın üzerinde olabilir; odan sen eve gelince toplanacaktır…
Televizyonda iki ayar yapıp dizini kaydedebilirsin gece izlemek için.
Ama… Anne sen de biliyorsun ben de.
Sabah keyifle çıktığın o eve boktan bir nedenle dönemeyebilirsin çünkü Türkiye’desin!
Bu ‘yan baktın’ da olur trafik kazası da bir sağlık skandalı da kapanmayan bir çukur da… Çünkü Türkiye’desin.
Ve her şey olunurken bir tek rezil olunmayan bu ülkede her kötü şeyin cezasız kalacağını bilirsin.
BÜNYEYE ZARAR
Annem Jülidem güzelim…
“En değerli varlıklarım sizlersiniz; birlikte daha çok vakit geçirelim” diyorsun; hep bir arada olalım istiyorsun.
Ben de aynı şehirde olsak bile seni özlüyorum.
Ama anne kaçmak istiyorum; daha az kaygılı daha hafif daha huzurlu bir hayatım olsun istiyorum.
Çok uğraşıyor pek zorluyorum. Ama ben bu bünyeyle bu ülkede çok yoruluyorum.
BİR AVUÇ MUTLULUK İÇİN
İnsanlar iyi hissetmek için öğreniyor seviyor sevişiyor komşu saksıdan sardunya aşırıp köklendiriyor yiyor yediklerine dikkat ediyor geziyor anne-baba oluyor göğe bakıyor yazıyor yüzüyor yeşilin tadını çıkarıyor koşuyor içiyor tutuyor harcıyor sarılıyor alıyor veriyor çalışıyor çok çalışıyor doğuruyor bakıyor sabrediyor izliyor…
Ama bu coğrafyada artık insanların iyi hissetmesini sağlayan her şeyin boşa gitmesi için birkaç saniye yetiyor.
KORKUYORUM ANLIYOR MUSUN?
Seninle hep gurur duymuşumdur. Bir kez bile bana “Evlenecek misin?” diye sormayan bir anne olduğun için.
Hiç huyun değilken şimdilerde “Torunum olsa!” diyorsun.
Ama annem korkuyorum anlamıyor musun
Daha iki ay önce 20’lerindeki gülen suratlı gençleri el ele öldürdüler yan yana toprağa koydular.
Daha üç gün önce… Kaç kişinin öldüğüne bile hakim değiliz. 100 kişi ne demek anne?
Ya yaralılar? 200 yaralı ne demek! Yıllar önce dedemi hatırla; Bakırköy’deki Çetinkaya Mağazası’na molotof kokteyli atıldığında ‘yaralı’ denip geçildiğinde sonrasındaki aylar boyunca süren tedavileri hatırla…
Daha ölenler toprağa kavuşmadan çıkan kavgaları görüyorsun.
Deli gibi kavga ederek birbirimizi yiyerek daha da ayırarak ayrılarak kahrolarak kahrederek kınayarak uğurluyoruz sevdiklerimizi…
‘NASIL KIYARSINIZ?’ DERLER YA…
Ankara’daki bombalama günü beni nakavt eden hisler pazar günü hiç tanımadığım bir genç kızın Şebnem Yurtman’ın gülüşünü görünce hırsa nefrete isyana dönüyor!]
Ne güzel insanlar ne hikayeler var… Artık dayanamıyorum.
Hayatım boyunca siyaseti sevmedim hâlâ da sevmem. Baya baya siyaseten iki kez işimden oldum; işlerimizden olduk biliyorsunuz.
Koca koca adamlardan büyük büyük konuşanlardan daha yürekli olmadığım bir yerde olmak istiyorum.
Düşündüğüm düşündüğümü söylediğim giyindiğim içtiğim güldüğüm yazdığım mutlu olduğum için yargılanmayacağım suçlanmayacağım bir yerde olmak istiyorum.
KARA SAYFALAR
Bunları da geçtim. Çok basit isteklerim var.]
Bilimden spordan sanattan edebiyattan tarihten magazinden konuşmak istiyorum.
Twitter’a bir şey yazmadan önce ülkede yer yerinden oynamış mı diye gündemi kollamak istemiyorum.
Instagram’da ayda bir kara sayfalar paylaşıyoruz farkında mısın?
İyi hissettiğim her an suçluluk hissetmek mutluluğumu paylaştığımda da kınanmak istemiyorum.
Güvende hissetmek istiyorum.
Beş ay sonrasına bilet alanlardan olmak istiyorum.
Hak hukuk kural çizgi istiyorum. Artık azarlanmak istemiyorum.
BiRi UTANABiLiR Mi?
Hayatımı ‘seçim zamanı’na göre ayarlamadığım oyumun başında durma ihtiyacı hissetmediğim bir yerde olmak istiyorum.
100 vatandaşı terör saldırısıyla ölmüşse bir hükümetin yetkililerinden “Seçim çalışmaları aksadı” “Güvenlik zaafımız yok” “Tren garı da zarar gördü” “İstifa mı; ı-ıh! (hatta sırıtma)” “Başka ülkelerde de oluyor” cümlelerini duymak is-te-mi-yorum.
Biri de artık utansın istiyorum!
Ha kaçsam ne olur onu da bilmiyorum. Çünkü dokuz yaşındaki bir çocuğun benim barışım için öldüğü bilgisi hangi coğrafyada olursam olayım bana ağır gelir; farkındayım…
Nilay Örnek
Sözcü
Paylaş