Adam kapıyı açtığında polislerle karşılaştı. Heyecanla sordu:

- Bir şey mi istediniz efendim?
Komiser olanı cevap verdi:
- Evinizi soyan hırsızı yakaladık beyefendi.
Adam genci bir müddet süzdükten sonra; “Buyurun içeri girin!” diye kenara çekildi. Hep birlikte oturma odasına geçtiler. Adam önce polislerin sonra da gencin elini sıktı.
...
- Geldiğinize sevindim. Bu gençle tanışmayı da çok arzu ediyordum.
Polislerden biri lafa karıştı:
- Bu delikanlı sivil polis değil hırsızdır.
- Hırsız olduğunu biliyorum ama şimdi şikâyetçi değilim artık.
Herkes şaşırmıştı. Adam misâfirlere şeker ikrâm ettikten sonra konuşmaya devam etti:
- Evim soyulmadan önce geç vakitlere kadar oturur hâliyle sabah namazlarına bazen kalkamazdım. Ve çok istediğim hâlde günde bir sayfa bile Kur’ân-ı kerîm okumaya vakit bulamazdım. Kıldığım namazlar da aceleden hep yarım yamalak olurdu. Delikanlı beni bu gafletten kurtardı. Çünkü televizyonumu çalmıştı.