Kahkahasız bir günün ardında pencereden dışarıyı seyrediyordu. Hayat ona ne haber arkadaşım demeyeli uzun aylar olmuştu.

Tamer onlarca insan arasında sokak çocuğu olmak için kader beni seçti yo hayır babamın merhametsizliğinin sonucu bu kaderin hiçbir suçu yok dedi içinden.
Babasından kendisine kalan sokak çocuğu damgasının utancını yaşıyordu. Yolda çocuklar onu görünce

-Bakın sokak çocuğu geldi

Diye alay ediyorlardı. O ise

-Benimle alay etmeyin ben istemedim sokak çocuğu olmayı. Babam annemi döve döve evden attı daha sonrada beni kovdu.. Böyle yaşamak hoşuma mı gidiyor sanıyorsunuz?

Diyerek cevap veriyordu. Artık cevap vermekten de usanmıştı.
Sokak kalabalıklaşmıştı sanki şenlik vardı mahallede. Hatta yoldaki ihtiyar birisi

-İnsanoğlu ne nankör kendi suçunu kabullenmez suçu başkasının üstüne atar. Bakın babasının suçu imiş sokaklarda yaşamasının sebebi.

Sustu biliyordu ne cevap verseler inanmayacaklardı. Ağlayarak uzaklaştı. Şu anan annesinin varlığına o kadar muhtaçtı ki annesine sarılmak sarılmak istiyordu.


Sokakta sağa sola çarparak koşmaya başladı.

-Anneciğim çok yalnızım sana ihtiyacım var çaresizim sensiz ne olur nerede isen gel anne.

Diyerek sokaktan uzaklaştı.
------
------------------
-Çok yalnızdım anne neden daha önce beni aramadın anne?

-Seni çok aradım oğlum ama sen evden kaçmıştın sokaklarda yaşıyordun. Seni bulmak için aylarca sokak soka gezdim

-Beni hala seviyorsun değil mi anne?

-Tabi seviyorum oğlum sen benim evladımsın. Sana ve bana bu kötülükleri yaptıran iradesiz merhametsiz babandır oğlum sende biliyorsun.
-Bana babamın adını hatta baba ismini söyleme anne ben ondan nefret ediyorum.

Sık sık bu rüyaları görüyor ve rüyanın ortasında uyanıyordu. Özlem duyduğu annesi idi yüreğini kor alev yakan annesizliği bu birkaç saniyelik rüya ile gideriyordu.

Gördüğü rüyanın güzelliği ile uyanan Tamer odada annesin aradı gördüğü rüyanın etkisi ile. Başını önüne eğdi. Ayağına yüreğine cam kırıkları batmışçasına annesizliği yüreğine batıyordu hala..