''Tehlikeli Oyunlar'' Oğuz Atay'ın ikinci romanı. Tutunamayanlar'dan biri olan Hikmet Benol'un ruhsal bunalımlarını hayatı yetersiz buluşunu bunun için kendisiyle verdiği savaşı anlatan bu roman Türk edebiyatında postmodernizmin ilk örneğidir. Düşle gerçeğin birbirine karıştığı üstkurmacanın kurgunun temelini oluşturduğu "Tehlikeli Oyunlar" dan fazla bilinmeyen ama oldukça özel 20 alıntı.



1. "İnsanlardaki zavallılığı önce çocuklar seziyor galiba. Delileri de önce onlar kovalar."

2. "Artık sanki yaşamıyorum yaşayan birini seyrediyorum; daha önce bildiğim romanı okur gibiyim. Bir roman kendini okumaya başlasaydı herhalde bu kadar sıkıcı bulurdu kendini..."


3. "Huzurumuz var da denemez. Vaktimiz bol olduğu için bütün günümüzü huzursuzlukla dolduramıyoruz sadece."


4. "Önce konuşur sonra düşünür." dedi Hüsamettin Bey yavaş bir sesle. "Hepimiz gibi."


5. "Bazı insanların bazı şeylere hiç hakları yoktu: ne var ki insanlar da en çok bu hiç hakları olmayan şeyleri yapıyorlardı."


6. "...Onlar da bize gerçek gönderirler. Gerçek tohumları gönderirler. Biz o gerçeklerden kendimize göre gerçekler yetiştirmeye çalışırız."


7. "Her biri kendi kafasındaki dünyayı yaşadığı halde hep birlikte oldukları için aynı nedenle duygulandıklarını aynı şeylere güldüklerini sanıyorlardı."


8. "Beklenen geç geliyor; geldiği sırada insan başka yerlerde oluyor."


9. " Bu ülkede çocuklara yer yok. Başka ülkelerde varmış her tarafı yeşil ülkelerde. Biz büyük bir sabırsızlıkla çocukların büyümelerini bekliyoruz. Onların kafalarına vuruyoruz adam olmaları için. Seniyezitseni olarak görüyoruz onları. Kafalarını tıraş ediyoruz çabuk büyüsünler diye. Benim içimdeki çocuk büyümedi. (Yirmi üç Nisan'da onu da bir saatlik başbakan yapsalardı belki büyürdü. Hayır büyümezdi.) Yıllardır taşıyorum içimdeki çocuğu; yaşamadığı için büyümedi hiç amcası."


10. "Gidenler sevinçliydi. Geride bıraktıklarına karşı ayıp olmasın diye üzgün görünüyorlardı."


11. "Gerçek başkalarının bize uygulamaya çalıştığı tatsız bir ölçüdür." "Birimi var mı Hikmet Amca?" "Birimi insandır."


12. "Hayır kelimeler aldatıcıydı; kelimeler bizi gerçeklerden uzaklaştıran küçük tuzaklardı."


13. "İnsanlık öldü. Belki de hiç yaşamamıştı. Belki de benim insanlığım diye bir şey yoktu. Ben hücremde yanlış hayallere sürüklenmiştim. Korkaklığımı insanlık sanmıştım. Yalnızlığı insanlık saymıştım."


14. Beni anlamalısın... Çünkü ben kitap değilim; çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz. Yaşarken anlaşılmaya mecburum.


15. "Ülkemiz büyük bir oyun yeridir. Her sabah uyanınca biraz isteksiz de olsak hepimiz sahnenin bir yerinde bizi çevreleyen büyük ve uzak dünyanın sevimli bir benzerini kurmak için toplanırız. Küçük topluluklar olarak birbirimizden bağımsız davranarak ve birbirimizi seyrederek günlük oyunlarımıza başlarız."


16. "Çünkü bir insanı gerçekten seyretmek isteyen onun oyununa gerçekten katılan biri o insanın ancak kafasında yaşayabilir."


17. " ' Oyunlar' dedi ' Oğlum Hikmet gerçeğin en güzel yorumlarıdır. Bizim gerçek dediğimiz şey de bazı güçlükler yüzünden iyi oynanamayan oyunlardır.' "


18. "Bizi de bu acımak mahvediyor albayım' dedim. ' Başkalarına acımakla başlayan bu tehlikeli duygu her zaman kendimize acımakla son buluyor. Kendimize acımaktan başka işlere zaman kalmıyor. Acımak ancak soyut bir düşünce olabilir."


19. "...Yirmi dokuzuncu ilke de bize iyi başlangıçların tarihimizde çok görüldüğünü önemli olanın iyi bitirişler olduğunu bildiriyordu."


20. "Biliyorum." dedi Bilge "Seni olduğun gibi görmek istiyorum" "-Oysa ben istediğim gibi görülmek isterim."