Bazen hiç bilmediğin tanımadığın bir ömrün kenarında bulursun kendini. Sana ait olmayan ve hatta olmasını aklından bile daha önce geçirmediğin bir kalbe bakarken bulursun.



Seninle ilgisi olmayan davranışların seni yok eden çelişkilerin sorguların ortasında kalırsın. Aklının hiçbir cümlesinin kalbine söz geçiremediği zamanlarda elinde tutabileceğin her bahaneye öylece sığınırsın.

İnsan iki durumda benzer kaoslara düşer aslında: Birincisi kör kütük aşık olduğunda ikincisi ayrılık acısı yaşadığında.

Aşk dediğin hayata benzer yani… Doğarken ne acı çektiğini bilmediğin gibi ölürsün aşkın biterken başladığın kadar körsün…

Hayat senin ummadığın planların kitabıdır. Kendi başına hareket ettiğini sanırsın yanılırsın. O yüzden çok zorlamamak lazım gelmeyenle olmayanı.

Kalbin ne derse desin senin için iyi olan gelecek başına. Ne ayrılık senin seçimin aslında ne o bir çift gözle karşılaştığın an.

Her şeyin sana ait olduğu kadar hiç senin olmayan bir düzenden ibaret olduğu şu yaşamda senin müdahale edebileceğin yer bile sınırlı aslında.

Değişiyor evet iyi düşününce olumlu bakınca değişiyor mutlaka ama asıl soru sen öyle bakmadığında ne olduğu?

Hayat dediğin şeyi çok büyütme kafanda kendini de sevdiğin kişiyi de… O gözlerine bakarken içinin erdiği gün gelir el olur inanmazsın ama.

Hayat bizim istediğimiz gibi yürümüyor. O yüzden bırak her şeyi bir kenara ve kalbine bak. Çok sev sevebildiğin kadar çok ama yalnız kendin için sev birini.

Bitenlere gidenlere yitirdiklerine çok ağlama. Her şeyin vakti çizili bu hayatta ve her şey aslında senin iyiliğin için unutma; acı da bazen daha beterinden korur insanı sen farkına varmasan da…

Candan Ünal