Zaman ne çabuk geçiyor yıllar bir ömrü harcamış farkında olmadan. Şimdi kafamızı vursak ne fayda? Oysa ne güzel olurdu bir aile kursaydık seninle…



Aile olmak büyütüyor hayatı paylaşmak ve el ele vermek kolaylaştırıyor yaşamı. Özgürlük güzel şey ama hiçbir şey kalabalığın verdiği o güven duygusunu vermiyor.

Büyük sofralarda yenilen sohbetli yemekler tatlı dedikodular ve her ne olursa olsun yanında seni seven insanlar olduğunu bilmek değerli oluyor hayatta.

O yüzden aile kursaydık keşke seninle… Çocukları büyütürdük birlikte güzel evlatlar yetiştirmek gerek bu ülkeye ve kendimize. Senin benim gibi insanların bildikleri toprakla birlikte çürüyüp gitmezdi böylelikle…

Onlarla birlikte biz de bir türlü büyürdük belki. Hayatın başka acıları çıkardı o zaman karşımıza başka sıkıntılarla verirdik sınavlarımızı mutlaka ama en azından omuz omuza dururduk.

Büyük bir ailemiz olurdu. Senin sevdiklerin benim sevdiklerim birleşince hafta sonları birlikte pikniğe sinemaya giden hayatın her anını paylaşan kalabalık bir aile olurduk. Üstelik bunun için kimseyle kan bağımız olması da gerekmezdi.

Sonra çocukları tam büyütmüşken onların evlilik telaşı sarardı bizi. Muhtemelen gözümüzün tutmadığı birini severlerdi. İnsan çocuklarını kimseye layık görmez ya ondan.

Sonra onların çocukları olurdu torunların ilk okula gittikleri günü gözlerimiz dolu dolu izlerdik. Evimizde cam kenarında karşılıklı koyulmuş koltuklarda akşam üstleri şöyle köpüklü bir kahve içer geçen ömrü konuşurduk.

Sohbetimiz bitmezdi hiç kitapların önderliğinde kim bilir ne dünyalar keşfederdik. Azar azar biriktirdiğimiz parayla her yıl bir yere gider birkaç gün başka yerlerin yaşamlarına eşlik ederdik.

Biz seninle bir aile olsaydık hayat daha güzel olurdu. Biz seninle bir aile kursaydık hayat daha kolay olurdu ve şimdikinden daha az pişmanlığımız omuzlarımızda dururdu.

Candan Ünal