Zaman can çekişirken
Akrep yelkovan arasında;
Bir adım öteye gidemezken geceden
Ay ışığını çekerken sinesine
Yıldızlar çekilirken kuytu karanlıklara
Hüzün bakır bir çaydanlıkta demleniyordu
Ve ben son sigaramdaki dumanları da hapsediyordum içime
Saat on ikiyi beş geçiyordu.

Ekmek bıçağında dilimleniyordu ömrüm;
Masum yalınayak çocukluğum;
Umudun kıyısından geçmeyen gençliğim
Ulu orta seriliyordu harami sofrasına
Düş bahçelerim yağmalanıyordu
Herkes payına düşeni alıp giderken.
Bütün kimsesizliğimle
Bütün çaresizliğimle
Bütün çıplaklığımla kalıyordum karanlığın koynunda;
Üşüyordum
Tepeden tırnağa buz kesiyordu yalnızlık.
Saat on ikiyi beş geçiyordu.

Dişlerimle şafağı sökmek isterken karanlığın göğsünden;
Gün ağarıyordu saçlarıma
Tel tel
Raylarımdan çıkıyordum
Vagonlarım kopuyordu bir biri ardına
Savruluyordum
Bir cinayete kurban gidiyordum
Kaza süsü verilmiş
Faili meçhul bir ölüm biçiyordu terzi masasında
Bir tabuta çivileniyordum.
Saat on ikiyi beş geçiyordu.

Tuncel Kurtiz tut yüreğimden ustam şiiri

Ustam!
Aklım firarda.
Gözbebeklerimde müebbet hüzün
Dilimde ay kesiği bir yara
Düşüm kırık dökük
Umudumun boynu bükük
Bir öksüzün omuzlarında sükut.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Tut ki; kancık pusulara düşmesin.
Bir hain kurşunu gelip deşmesin...

Ustam!
Ne zaman o senin bildiğin zaman
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden
Halı tezgahında dokunurdu aşklar
Nakış nakış körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara
Günahkar gecelerden...

Beni herkes sevdaya asi sanır
Oysa aşk beni nerde görse tanır
Hasret tanır
Zulüm tanır
Ölüm tanır
Yüzüm yüzümden utanır....

Yorgunum ustam;
Ne katıksız somun isterim senden
Ne bir tas su
Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
Var gücünle asıl sükunetime
Çığlığım kopsun
Uzat ellerini güneşe dokun
Uyandır uykusundan
Tut yüreğimden ustam tut
Tut beni sür güne...

Tuncel Kurtiz'in son şiiri

Gömdüm hepsini geliyorum
İnsan yaşıyorken özgürdür
Yaklaştım iyice geliyorum
Her insan biraz ölüdür
Biz de biraz ölüyüz
Ölüler ki bir gün gömülür
İçimizdeki ölüler
Dışımızdaki ölüler
İnsan yaşıyorken özgürdür
İnsan yaşıyorken özgürdür
İnsan yaşıyorken özgürdür

Tuncel Kurtiz'in okuduğu 'Etme' şiiri bir günde internette en çok tıklananlar arasına girdi..

İşte sözleri Hz. Mevlana'ya ait o şiir:

Duydum ki sefere çıkmayı kuruyormuşsun etme
Bir başkasını sevmeye bir başkasını dost etmeye niyetlenmişsin yapma yapma
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kurayacak olursan
Gözlerimizi öyle yaşdolu ediyorsun etme
Çalma bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terkediyorsun etme
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mahfediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme