Türkiyenin sağlık sorunu..


Doktor randevusu için haftalarca süren telefon mücadelesi muayene odası önünde uzun kuyruklar teşhis için hayati öneme sahip MR veya ultrason testleri 1 yıl sonraya verilen tarihler ve eczane eczane dolaşıp ilaç arayan hasta yakınları…

İşte Radikal gazetesinin gözünden sağlık skandalı…
Radikal gazetesi sağlık skandalını gözler önün serdi. Gazeteden bir ekip Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne gidip hastane koridorlarında bir gün geçirmeye karar veriyoruz. Öncelikle muayene olmak için şubat ayında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni 15 gün boyunca telefonla arayıp randevu almaya çalışıyoruz. Bir türlü randevu alamayınca bir yakınımızı devreye sokup iki gün sonrası için üroloji bölümünden bir randevu alıyoruz.

Hastaneden kırtasiyeye…

Muayeneyi yapan doktor bizden bilgisayarlı tomografi (BT) çektirmemizi istiyor. Ancak tomografi çekmek o kadar kolay değil. Çünkü radyoloji servisi memurları tomografi için bir yıllık randevuların tümünün dolu olduğunu belirtip randevu veremeyeceğini söylüyor. Bunun üzerine biz de yine birilerini devreye sokup bir hafta sonrasına yani 8 Mart tarihine tomografi randevusu alıyoruz.

Radyoloji bölümünde görevli olan memur randevu gününde tomografi sırasında kullanılacak 3 kutu ilaç ile tomografi bilgilerinin kaydedileceği üç adet CD’yi yanımızda getirmemizi istiyor.

İşin bu tarafı çok ilginç çünkü MR ve tomografi sırasında kullanılacak olan malzemelerin normalde hastane tarafından karşılanması gerekiyor. Bu durum CD temin etmek zorunda kalan birçok hasta yakının hastasını hastanede bırakıp kırtasiye kırtasiye gezip CD almasına neden oluyor.

8 Mart günü tomografi için hastaneye gidip nihayetinde tomografi çekiyoruz. 13 Mart’ta aldığımız tomografi sonucunu doktora gösteriyoruz. Sonuçlarını inceleyen doktorumuz ‘Hiatus herni’ yani halk arasında ‘mide fıtığı’ olarak bilinen hastalık teşhisini koyduktan sonra “Bu basit bir operasyon gerektiren bir rahatsızlık. Eskiden biz üroloji doktorları bu tarz operasyonlar yapabiliyorduk. Ancak yeni sağlık düzenlemesiyle artık bu tarz operasyonları sadece genel cerrahlar yapabilir” deyip bizi genel cerraha sevk ediyor. Biz de başladığımız yere geri dönüyoruz.

Bilgisayar ‘okumuyor’


Tomografi sonuçlarını alıp genel cerrahi bölümünde uzman olan bir doktora gösteriyoruz. Doktor tomografi raporunu okuduktan sonra görüntülerinin kayıtlı olduğu CD’yi 2000’li yılların başından kalma bir bilgisayara takıyor. Ancak bilgisayarda gerekli programlar olmadığından doktorumuz CD’yi bir türlü açamıyor. Yani 1 aylık mücadele sonucu aldığımız tomografi sonuçları muayene sırasında bir işe yaramıyor.

Teşhisi koymakta zorlandığını belirten doktorumuz tahlil ve ultrasonografi çekmemiz gerektiğini söylüyor. Genel cerrahi servisinde görevli bir hemşire 3 tüp kan örneğini elimize verip hastanenin diğer ucundaki laboratuvara gitmemizi söyledikten sonra elimizde kan tüpleriyle laboratuvarın yolunu tutuyoruz. Ancak laboratuvar yetkilileri bilgi işlemden laboratuvar fişi almadığımız için elimizdeki kan tüplerini alamayacağını belirtiyor.

Bu kez de fiş almak için hastanenin diğer bir ucunda bulunan bilgi işlem servisine gidiyoruz. Ancak bilgi işlem servisinin de bizim için ufak bir sürprizi var o da

“Hasta limit aşımı.”

Muayene için gerekli olan tetkiklerin yaklaşık 400 lira tuttuğunu ve SGK’nın bir hasta için 10 günde bir ayırdığı 55 liralık tetkik limitini aştığımızı belirten görevli memur “Limitinizi açmanız için doktordan yazılı bir belge alıp otomasyon merkezine başvurmanız lazım. Yoksa tetkik ve tahlilleri yapamazsınız. Her gün birçok hastamız limit aşma sorunuyla karşılaşıyor. Limit açmak için doktordan gerekli izni alamayan hastalar tetkik ve tahlilleri yapamıyor” diyor. Doktordan gerekli belgeyi aldıktan sonra bir saat arayla nihayet elimizdeki kan tüplerini laboratuvara götürüp teslim ediyoruz. Ultrasonografi için radyoloji bölümünün yolunu tutuyoruz.

Ağustosa randevu

Hastanenin radyoloji bölümü MR ve ultrasonografi randevusu almak için sıra bekleyen hastalarla dolu. Radyoloji bölümündeki görevli memur ultrasonografi için yakın dönemdeki bütün randevuların dolu olduğunu belirttikten sonra 2 Ağustos 2013 tarihine yani 5 ay sonrasına gün veriyor.

İtiraz ettiğimizde ise memur “Biz elimizden geleni yapıyoruz. Hatta birçok hastanın tedavi masraflarını kendi cebimizden karşılıyoruz. Hastane yönetimi bütçe yetersizliğinden dolayı bize düşen döner sermayeden 3’te 1 oranda kesinti yapıyor” dedikten sonra elimize ultrasonografi sırasında yanımızda bulundurmamız gereken ilaçların reçetesini veriyor. Eczanenin yolunu tutuyoruz. Ancak eczacı 30 lira tutarındaki ilacın kendilerinde olmadığını ve her 10 eczaneden sadece bir tanesinde bulunduğunu belirttikten sonra “Eskiden tahlil ve tetkik için gerekli ilaçları hastane karşılıyordu. Ancak şimdi yatılı tedavi dahi gören hastalar için gerekli ilaçları hasta yakınları eczaneden alıyor” diyor.