Foruminci.net

Teşekkür Teşekkür:  0
Beğeni Beğeni:  0
Beğenmedim Beğenmedim:  0
2. Sayfa - Toplam 60 Sayfa var BirinciBirinci 1 2 3 4 12 52 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 11 ile 20 ve 594

Konu: Işıldayamıyorum...

  1. #11

    www.foruminci.net

    MeY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.02.2009
    Bulunduğu yer
    sözün bittiği yer..
    Mesajlar
    30.861
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    90
    Mentioned
    14 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1000

    Standart Tam Göğsünün Üstünde Bir Yerin Acıyacak

    Evin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu farkedeceksin...

    Tam Göğsünün Üstünde Bir Yerin Acıyacak Sokağa fırlayacaksın...

    sokaklarda dar gelecek

    Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi...

    Ne denizin mavisi açacak içinine pırıl pırıl gökyüzü..

    Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecekbir yandan da kaybolacak Kadar küçüleceksin...

    Birileri sana birşeyler anlatacak durmadan...

    "yaşamak güzel"

    "önemli olan sağlık"

    "BOŞVER HERŞEY UNUTULUR"


    sen hiçbirini duymayacaksın

    Gözyaşlarından etrafı göremeyecek hale geleceksin.

    O'nun ölmesini isteyecek kadar nefret edecekaz sonra kollarında ölmek İsteyecek kadar çok seveceksin...

    Hep ondan bahsetmek isteyeceksin...

    "ölüme çare bulundu" yada "yarın kıyamet kopacakmış" deseler başını kaldırıp "ne dedin?" diye sormayacaksın

    Yalnız kalmak isteyeceksin...

    Hemde kalabalıkların arasında kaybolmakikiside yetmeyecek.

    Geçmişi düşüneceksin.nerdeyse dakika dakika ama kötüleri atlayarak;

    Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksingittiğiniz yerlere gitmek...

    Bu sana hiç iyi gelmeyecek ama bile bile yapacaksın.

    Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylesekaçacaksın.

    Aslında kurtulmak istediğin haldeo acıyı yaşamak için direneceksin.

    Hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin...

    Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...

    Herkesi ona benzetip kimseyi onun yerine koyamayacaksın.

    Hiç birşey oyalamayacak seniilaçlara sığınacaksın.

    Bir kaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan.

    Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren.

    Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek.

    Boğazın düğümlenecekdinleyemeyeceksin.

    Uyumak zor uyanmak kolay olacaksabahı iple çekeceksin.

    Bazende "hiç güneş doğmasa"diyeceksin

    Ne geceler rahatlatacak senine gündüzler

    Ölmeyi isteyipölemeyeceksin.

    Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılacaksın

    NAFİLE....

    Düşüncesi bile tahammül edilemez gelecek

    Rüyalar göreceksin gerçek olmasını istediğin.

    Her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğin fark edeceksin

    Telefonun çalmasını bekleyeceksin

    Aramayacağını bile bile

    Her çaldığnda yüreğin ağzına gelecek

    Ağlamaklı konuşacaksın her arayanlarla

    Yüreğin burkulacak

    Canın acıyacak.

    Bir daha sevmemeye yemin edeceksin

    Hayata dair hiç birşey yapmak gelmeyecek içinden

    Onun sesini bir daha duymak için yanıp tutuşacaksın

    Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefret ediceksin

    Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin

    Onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek

    Ama bir umutonunla bir yerlerde karşılaşma umudu...

    Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak.

    Gel gitler içinde yaşayacaksın;

    TABİİ BUNA YAŞAMAK DENİRSE !


    Tam gögsünün üstünde bi yerin

    acıyacak...





  2. #12

    www.foruminci.net

    MeY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.02.2009
    Bulunduğu yer
    sözün bittiği yer..
    Mesajlar
    30.861
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    90
    Mentioned
    14 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1000

    Standart Bırakma...


    Tıka basa yaşıyorum sevdamı
    Nefes alacak yer yok !
    Biraz kirginlik biraz kapris
    yüregimin davetsiz konukları...

    Alıp basımı masallara gidiyorum ..
    Külkedisinin hayalleriyle masumiyetiyle seviyorum seni !
    Gece 12 oluyor...Ben yine gerçege dönüyorum ;
    Elinde ayakkabim yerine yüregim kaliyor
    Bırakma sevgilim.../... masallar mutlu sonla bitiyor..


    Kasvetli bir hava çıkıyor gökyüzüne
    indiriyor tüm yildizlari
    gözgözü görmüyor derken
    yildizlar gözlerin oluyor.../...gözlerin ayrilik..

    Sebepsizce sarıyorsun beni
    İliklerime kadar işliyor senli bir nefes
    Huzursuz bir dokunus ellerin saçlarımda
    Dur sevgili dokunma !
    ellerin ayrılık.../...ayrılık bana dokunuyor..



    Dilin damagına yapışık
    Birseyler sızıyor dudaklarından
    ... Geveleyip duruyosun aklin karisik
    Konusma sevgilim.../...ağzından ayrılık kaçıyor..

    Şehre bir yagmur yağıyor
    Ben özür diliyorum tüm ıslananlardan
    Gözyaslarım yanaklarımda durmuyor
    Suç ne senin ne benim yerçekimi bu..

    Şehir uykuya dalıyor
    Bense ayrılığa...
    Uyanmadan git şimdi !
    Nefesim ayrılık kokuyor..

    Sen nefes ..

    alıntı





  3. #13

    www.foruminci.net

    MeY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.02.2009
    Bulunduğu yer
    sözün bittiği yer..
    Mesajlar
    30.861
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    90
    Mentioned
    14 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1000

    Thumbs down Hiç'e Ver Beni

    Ben yitik bir ay parçası.
    Tamamlanmamış gökyüzünün küskün gideni. Acılarımın zift yerlerinde bir bıçak kesiği ve bir bahçıvan nezaketiyle örülen içim.

    Hangi gül bahçesinde geçtiyse adım ben bu yoklamada hep yok sayıldım…

    …Sonra kararan ikindi vakitleri bir düşü kaçırırken çocuk uykularından önlüklü bir militan durur düş bulvarında.
    Aydınlatmak için yardımsa gökyüzünü bir mum ışığında eriyen sol yanım gibi
    ben yitirilmiş anların bekçisi sandım
    güneşe öykünürken mavilikleri…

    …Anladım ki tek bilekte onlarca damar neden atıp dururmuş ışık hızıyla.
    Korkum o ki bir yarin kapısındayım kovulmuş bir cüsseyle yola koyulup bir matemin yapayalnız dimağındayım.
    Anlamak yetmiyormuş anatomiyi
    birde kalp ağrısı işte zamansız.
    Ben ne zaman bağırsam “Gök Çöktü” diye siz benim sesimi şarkı sandınız…

    …Geliyor aslında bir rüzgar sesi ince uğultusuyla eteklerime.
    Özgürlük anıtı neden denizde? Koşabilir mi ki suyu yararak?
    O bir musa değil anladım bunu ben bir Ferhat değilim bakmayın dağlar.
    Gücümün terkisinde bir çocuk ölmüş size katılamayacağım pembe bulutlar…

    …Ben bir yitik ay parçasıydım
    neden anlattım ki size bunları.
    Kaybolmam lazımdı gök ışıyınca. Bulamasınlar diye de bir çarşaf gerdim.
    Siz kefen dediniz onun adına.
    Ben saklandım dökülünce hörgücüm suya lugatım bala bakışım sana.
    Bir gözlerindeki sevda türküsü bir de avazında hıçkırığım ben.
    Belki de bu yüzden düşten ayrıldım…Hangi gül bahçesinde geçtiyse adım ben bu iştimada hep yok sayıldım…





    Alıntı





  4. #14

    www.foruminci.net

    MeY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.02.2009
    Bulunduğu yer
    sözün bittiği yer..
    Mesajlar
    30.861
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    90
    Mentioned
    14 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1000

    Thumbs down Yıldızlar Sevişmeli Gözlerinde



    Karanlıklardan yıldızları sağdığım geceden yazıyorum bu satırları.
    Hasretini azık diye fakir soframa sunduğum ve su diye kana kana avuçlarından umudu soluduğum yüreğine bırakıyorum tüm kelimelerimi..
    Gecenin ihtiyar yüzüne akan bir nehir gibi akıyorum avuçlarına.
    Ne olur kızma bana.
    Saçlarından tokaları çözüp nadasa bırakılmış toprağım için yıldızları topluyorum saçlarından. Ve yetim çocukların düşlerine bir yudum sevgini ödünç alıyorum Melek’lerin gülleri tutuşturduğu kırmızı yanaklarından..

    Bulutların gecenin karanlığa inat toprağı dudağından öptüğü zamanlarda hayal ediyorum seni.
    Gözlerimi kapatıp varlığına uzanıyorum. Çam kokularının soluğuma karıştığı yerlerde geziniyorum..Yitik kelimelerimi yıldızlara mandalsız asıp gülüşlerinde kurutuyorum acılarımı..
    Rüzgarla seni arıyorum karanlığı ezerek.
    Aşıyorum uçurumları yıkıyorum aramızdaki örülü hasret duvarlarını.. Yüreğine usulca eğilip yüreğine dokunmayı istiyorum..
    Gözlerine dalıp dalıp nefesinde yitip yitmek. Ve sabaha kadar dizlerinde bir cocuk gibi ağlayıp sevdamı solumak. Senin dudaklarından havaya kanatlanan her cümlede kendimi bulmalıyım. Bana dair sevdaya dair sözcükler eklemeliyim her cümlenin sonuna.. Biten her sevda kelimesine kendimi ekleyip vuslata kanatlandırmalıyım ıslak heceleri..
    Sessizliği giyinmiş ayak izlerimi gizleyip sana geliyorum.
    Gögsüne yaslanıp güneşi senin gözlerinde izlemeliyim.
    Ay’ın karanlıkla olan kavgasını görmeliyim kirpiklerinde.. Üşüyen yetim kuşların avuçlarından kana kana rızklarını alıp senin omuzlarından kurak bozkırlara salışını izlemeliyim varlığında..
    Seni gördügümde zamanı vuslatta durmalıyım.. Soluğunda ısıtmalıyım üşümüş hecelerimi. Duraksız yolculuğumu yüreğinde sonlandırıp sonsuzluğu içmeliyim avuç içlerinden.
    Bedenimi bedenine yaslanıp yüreğine dokunmalıyım.
    Dokunduğumda titremeli sesim içimde sebebini bile bilmediği yangınlar başlamalı.. Sönecekse senin ıslak dudaklarında sönmeli yokluğunun kelimeleri…Atacaksa nabzım senin ellerinde atmalı…Senin varlığındayken yağmurlarla dans etmeliyim. Güneşi yanaklarına bırakıp kirpiklerinde yakmalıyım gökkuşaklarını.. Seninle başlayan her cümleye umudun gülümseyen kelimelerini yapıştırmalıyım.


    Yüreğimi yüreğine yaslayıp yıldızlarla süslüyorum suskun geceyi..
    Gözlerimi kapatıp karanlığa gözlerinin şavkında umudu soluyorum. Seni düşlüyorum yeni salkım veren üzüm bağlarında..Alnımın kurak cayırlarında bir an seni düşünüp her çeşmenin dudaklarında ılık nefesini soluyorum. Bir an yüreğimi nefesine bırakıp gözlerimle yüreğine dokunmayı istiyorum.
    Rüzgar olup saçlarına dağıtmayı iç geçiriyorum. Dalıp dalıp diliyorum varlığının suskun denizlerinde.. Bir an içinde Cenneti saklayan gözlerine baksam iplik iplik güller yağıyor avuçlarıma. Ne zaman sesini duysam rüzgarın koynunda gözlerimde nice nilüferler tutuşuyor. Ne zaman gözlerinden baharlara kanatlansa düşlerim semaya yükseliyor ezanlar..Dalıp dalıp senin gözlerinde sayıklıyorum yasaklı kelimelerimi.. Acılarımı yüreğinde öldürüp yine senin nefesinden havalanıyorum mavi bulutlara. İki dudağından akan soluğuna tutunup memleketimin sazlıklarına kanatlanıyorum
    …Ve usulca yüreğine dokunup varlığında ölmeyi diliyorum Yaradanım’ dan.
    Senin bir yudum sevdanda yıkanmalı tüm düşlerim.. Ilık nefesinde soluklanmalı dağlarımdan göçen yaralı kuşlar….


    Her soluğunda yıldızlar sevişmeli gözlerinde. Her gözyaşında yetim ceylanlar boyun büküp umutlar vuslata bürünmeli ılık nefesinde. Gözlerindeki sevda ırmakları isyan edip aksa gözbebeklerinden bentler kurmalıyım bedenimden kirpiklerine.
    Akışına engel olamasam da toprağın elbisesini giyinip kana kana içmeliyim zemzem kokulu gözyaşlarını.. Çünkü sen umuda gülümsemelisin. Kıyamasam da yüreğine dokunmaya; her nabız atışında yüreğine dokunuyorum sıcak nefesimle.. Çünkü her dokunuşumda hayata tutunuyor ve sevdaya gülümsüyorum…

    alıntı





  5. #15
    Banned
    Üyelik tarihi
    23.03.2009
    Bulunduğu yer
    Ait olduğum Yer!
    Mesajlar
    6.617
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    Rüzgarla seni arıyorum karanlığı ezerek. ..

  6. #16

    www.foruminci.net

    MeY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.02.2009
    Bulunduğu yer
    sözün bittiği yer..
    Mesajlar
    30.861
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    90
    Mentioned
    14 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1000

    Thumbs down Boşver, Hep aynı Masal...

    Ölemiyorum bile

    Şişirip yelkenleri açılma vaktin gelmiştir denize. Bilirsin ki ne fırtınalar ne deli dalgalar beklemektedir seni.

    Korkarsın terk edemezsin limanı bir köşesine sığınırsın. Kabullenmesen de artık aşk bitmiştir İşte son bu...
    İçin hep hüzün doludur bir türlü kabullenemezsin bittiğini. Gözlerinin içine bakıp seni seviyorum demesini beklersin. O sözler hiç çıkmayacak o dudaklardan bilirsin. Yinede umudun yeşildir İşte hayal bu...

    Gururlusundur istenmediğin yerde durmazsın. An olur ki ne olur bitmesin dersin. Bu sözlerin dudaklarından nasıl çıktığına kendin bile inanamazsın. Oysa o yüzüne bakıp sadece gülümser İşte acı bu...

    Ondaki sıcaklığı kimsede bulamayacağını düşünürsün. Kimse onun gibi gülemez onun gibi dokunamaz dersin. Ve kimseyi onun kadar sevemeyeceğini bilirsin. Kahredip başını eğersin önüne. İşte hüzün bu...

    Nefes alamaz hale gelirsin daralır için. Bir kaç saatlik derin bir uykuya hasretsindir. Bilirsin ki gözlerini kapasan da terk etmeyecektir hayali. Atarsın gecenin kollarına kendini İşte huzur bu...

    Ondan gelecek tek bir haberi umutsuzca beklersin Bir de beklemek ölüm gibi gelir insana böyle zamanlarda. Aslında ölüm fikride garip değildir artık sana. Geri dönerse diye ölemezsin bile İşte sabır bu...

    Hayat devam ediyordur ama her şey yarımdır hep bir yanın eksik. Yüreğin eskisi gibi atmayacaktır başka aşklarsa seni kandırmayacaktır. O başkalarıyla mutlu bir hayatı yaşıyor olsa da yine de sevginden vazgeçemezsin. İste aşk bu...
    Boşver Hep aynI MaSaL. Hayat ve Ben işte hepsi bu kadar...
    Camdan yapılmayım
    Kırıldım bir kere
    Zor bir araya getirdim parçalarımı
    Tahtaların aralarına giren küçük kırıkları
    Gözyaşımla ıslattığım parmak uçlarımla topladım
    Halının tüylerine dek fırlayan camları ararken
    Yüzümün düşlerle dokunmuş desenleriyle bakıştım
    Anıların üzerine basmadan kanatmadan kendini
    Yarım yansımalarınla yüzleşmeden iri cam parçalarında
    Kendini yeniden bir araya getirmek
    Yapıştırmak kırıkları yerine
    Sandığın kadar kolay değil!

    Benim doğallığımın yerine
    O kırıklıktan sonra işte bu yapaylık oturdu
    Anla artık
    Yapıştırarak kendimi oluşturdum yeniden.
    Bu yüzden kaldıramam ikinci bir kırılmayı.
    Sen hiç bir şeyi ikinci kez yapıştırmayı denedin mi?
    Tutmaz...
    İki kıyı tüm girinti ve çıkıntılarıyla tamamlamaz birbirini.

    Bir daha olursa
    Olursa bir daha kırıklık
    Daha keskin daha tutulmaz daha tehlikeli olurum.
    Tene değen her parçam keser kanatır.
    Ki anlasana
    Sindiğim kıyılardan köşelerden
    Ansızın batarım insanlara.
    Ki anlasana
    Kırılıp dağıldığımı unuttukları an
    Gittikçe büyüyen bir tehlike olurum
    Sakın!
    Sakın durduğum şu zaman ve yer içinde
    Dengemi bozacak kadar ağır dokunma bana
    Sakın beni bir daha düşürme!





  7. #17
    Banned
    Üyelik tarihi
    11.11.2009
    Mesajlar
    3.056
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    yazılar çok donuk
    alıntı yaptm alındı yaparken yazan yazıda okudum

  8. #18

    www.foruminci.net

    MeY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.02.2009
    Bulunduğu yer
    sözün bittiği yer..
    Mesajlar
    30.861
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    90
    Mentioned
    14 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1000

    Thumbs up Ay Çiçeği...

    Bir zamanlar küçük bir papatya varmış. Kocaman bir kayanın siperciğinde yaşarmış. Çevresinde ballıbabalar katırtırnakları utangaç mavi mine çiçekleri açarmış.
    Her sabah gün doğumunda bütün çiçekler uyanırmış. Sabah aydınlığıyla genişleyen gökyüzünü izlerler mutluluk türkülerini bir ağızdan söylerlermiş.
    Hepsi birbiriyle dost hepsi arkadaşmış. Aradan uzun bir zaman geçmiş. Günlerden bir gün bizim küçük papatya her zamanki gibi tan atımında uyanmış. Uyanmış uyanmasına ama eskisi gibi keyfi yerinde değilmiş. İncecik gövdesi kırılıp dökülüyormuş. " Herhalde akşam yağan yağmur yüzünden hastalandım" diye düşünmüş. O sırada gözü yakın arkadaşı ballıbaya ilişmiş. Zavallı ballıbaba ıslak toprağa serilmiş yatmıyor mu?..
    "Ne oldu sana kardeşim" diye seslenmiş ballıbabaya.. Ballıbaba başını güçlükle papatyaya çevirmiş gözlerinden ip gibi yaş akıyormuş. " Bu soruyu yalnız bana sorma papatyacık. Hepimiz perişan durumdayız. Öteki arkadaşlar da benim durumumda. Akşam durmadan yağan yağmur toprağı alıp götürdü çiçeklerin kökleri dışarda kaldı. Hepimiz yavaş yavaş ölüyoruz" Papatya duyduklarına inanamamış çevresine bakınmış bir düşte karabasan gördüğünü sanmış. " Peki demiş. Ben neden hala ayaktayım? Neden benim köklerim sapasağlam toprakta?" Öteden mavi mine sızlanmış. " Çünkü seni koruyan bir kaya var. Onun siperinde yaşıyorsun. Sonbahar yağmurları başladı. Bizler yağmur selinden kendimizi koruyamayız. Bundan kaçış yok. Elveda güzel yüzlü papatya" demiş.

    Papatya dostlarının birer birer yağmur sularıyla gidişini izlemeye dayanamazmış. " Hayır diye isyan etmiş. Tükenişinize dayanamam. Ben gelecek yıl da burada olacaksam sizler de benimle kalmalısınız." "Nasıl olacak bu. Olanaksız" diye ağlıyormuş küçük çan çiçeği. Papatya kolay kolay vazgeçmezmiş ama. Dirençliymiş kararlıymış. " Sizleri bırakamam demiş hepiniz tohumlarınızı bana verin. Onları gelecek yıla kadar kendiminkilerle birlikte saklayacağım.Ya birlikte tükeniriz ya birlikte yaşarız" Sonunda arkadaşlarını ikna etmiş. Hepsinin tohumlarını bir bir toplamış.Eh.. böyle bir dayanışmaya böyle güçlü dostluğa kolay kolay rastlanmaz..Yeter ki kendi küçük de olsa kocaman yüreğiyle bir papatyanın sevgisini taşıyabilelim. Ondan sonraki zamanını harıl harıl çalışmakla geçirmiş papatyacık. Kökleriyle sımsıkı toprağa sarılmış.Gövdesini genişletmiş. Giden arkadaşlarının tohumlarını göğsüne yapıştırmış.
    Kış gelmiş. Kötü rüzgarlar önüne gelen ne varsa almış götürmüş papatya kayanın kuytusuna saklanmış. Rüzgara yağmura kara karşı direnmiş dayanmış. Soğuk zehir gibi havada tohumlar donmasın diye onlara daha bir sıkı sarılmış. Gözleriyle durmadan güneşi aramış. Bir parça gün ışığı görse yüzünü gövdesini güneşten yana çevirirmiş.Ama o zorlu kışı geçirmek kolay değil.
    Toprağa öyle tutunmuş ki kökleri kalınlaşmış soğuktan tohumları korumak için Sonra yaprakları uzamış güneş izleyen yüzü büyümüş büyümüş.. Sıcak yüzlü ilkbahar geldiğinde dimdik ayakta bulmuş bizim güneş yüzlü çiçeği. Ama artık o bir Ayçiçeğiymiş.Hiç bir tohum zedelenmeden onunla yaşıyormuş. Dostluğun ölümsüz öyküsüdür Ayçiçeği o gün bugündür güneşi izler dururmuş.Söylentiye göre dünyayı ve yürekleri aydınlatan güneş sevginin ta kendisiymiş.
    __________________





  9. #19

    www.foruminci.net

    MeY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.02.2009
    Bulunduğu yer
    sözün bittiği yer..
    Mesajlar
    30.861
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    90
    Mentioned
    14 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1000

    Thumbs down Acımın Soyadı

    Acımın soyadını aradım durdum bunca zaman. Kimliğim eksik Varoluşum yarım Mutluluğum öksüz Cinayetlerimse meçhul kaldı esaretimde. Parmak izimi gömdüm surlarına sevdanın Ki çözülmeye inat yine ben örmüştüm duvarları. Savunmasızlığıma düşmemeliydi arsız duygularım. Kaçışlarımda kendimle yüzleştim gerçeklerin aynasında. Özgürlüğüm memleketim sınırlarınca gezindi zihnimde. Bu kentte kayboldum kimi zaman kimi zamansa ufuktan ötesinde Uçuşan kuşları aradım sürgündüm. Ne bir bayrağın hükmü geçerdi serseri adımlarıma ne de dalga dalga hüznümü okşayan rüzgara hüküm geçirebilirdim. Paslı bir giyotin beceriksizliğinde düşledim ruhumun azadını. Korkak bir yaşamın yalnızlığında üşüyordum. Kalabalıklar arttırıyordu oysa yalnızlığımı. Türkülere tutundu gecelerim sonra…

    “Gaybana geceler oy…”
    Rotasız gemisinde ömrümün notasız bir ahenge kapıldım.
    Hangi kıyıda barınırdı ki kimsesizliğim.
    Hangi dağı sırtlasam kurtulabilirdim bu yangından.
    Lavları engin denizlere taşıyabilir miydim bir başıma.
    Yitik bir ışığa hasrettim. Güneşini çaldım evrenin hoyratça.
    Yeryüzü acılıydı sise boğuldu bir anda kucakladı sımsıkı gökyüzünü.
    Ve ben kayboldum vuslata eremeden…
    Acımasızca yargılanmalıydım kuruldu darağacı.
    Kimsesizliğim kadar saygınlığımla çağrıldım.
    Ve son arzumu düşündüm ilk kez .
    Acımın soyadı neydi? Bulun onu bana…
    Acımın soyadı…
    Adın…





  10. #20

    www.foruminci.net

    MeY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.02.2009
    Bulunduğu yer
    sözün bittiği yer..
    Mesajlar
    30.861
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    90
    Mentioned
    14 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1000

    Standart Özür DiLiyorum..

    Özür dilemek...

    Bir insanı üzdüğümde yüreğimde bir sızı duyuyorsam o kahrolası dilimin dönmesine pekte gerek yoktur diye düşündüm düşündüğümü yaşadığım ölçüde de bendim..

    Ama ben olmak beni mutlu kılmaya yetmiyordu...Üzmek nasıl mutlu ederki insanım diyeni...
    Ben beni seveni üzmüştüm..

    Üzmekte ne kelime... Kelimeler yetmiyordu...

    Sözün toprağa düştüğü andı yalanlarımın yalan dünyada saf kalan henüz günahla tanışmamış bir güzelin canını yakması canımdan canlar almıştı...

    Diyecek pek bir sözüm yoktu...

    O'na sadece seni üzmek istememiştim diyebiliyordum...Demekle olmuyor kırılan kalp ne olursa olsun kırktı artık...

    Oysa ki ben seni sevmiştim..Senin saflığını gülüşünü ve gözlerini kapatıp başını omzuma koyuşunu..

    Ve ben tüm bunlara rağmen seni bırakmıştım...

    Sen temizdin bu dünyaya ait değilsin diyordum ya haklıymışım.

    En zor anımda terkedilirken ben sen tarafından tekrardan çıkarmıştın karanlıktan...
    Kaskatı yüreklerde katılaşan yüreğimi yumuşatan sözlerinle...

    Senden özür diliyorum....





2. Sayfa - Toplam 60 Sayfa var BirinciBirinci 1 2 3 4 12 52 ... SonuncuSonuncu

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

  • Şikayet, Telif hakları ve Yasal bildirimler için tıklayın.
  • .

    İletişim: [email protected]