Ne kadar sessiz ağlıyorsan
Öyle sev beni
İçimdekini yorgun kalbimi sev beni…
Ne kadar da suskun zaman
Aşka ne kadar suskun dilim
Gözlerim konuşur anlasana
Bu hikaye senin ve benim
Yalnızlığımı anlasana kalbimdeki sana olan hisleri yar.
Sen bensiz bir yarım ben sensiz bir ölü ben sensiz cana susar…
Gidersen peşinden gelir bu can…
Anlasana yar duysana
Duyamadıklarını anlayamadıklarını sussana…
Sus ve git!
Hayatımın basit kurallarından biriydin sadece
Kuralsız yaşarken hayatıma kural koymayı öğreten
Hangi ayrılık bi parçasını bizde bıraktı da bizden kalan ne varsa aldı da gitti
Yolun başında bulduklarımızı da yitirdik yar
Ne yitirdiğimizi bulmaya çalışırken
Oysa kaybettiğimiz kendimizden başka bişey değildi
Kaybettin beni sevgili…
Bul beni kendinde kendini bulduğun bende…
Bul sevgili…
Ne ben sığdım sana ne sen kışı çevirebildin yaza bende
Bütün mevsimler ihanet varlığına
İhanetler tükendi tükenen bizdik
Biz tedirgin düşlerimizle gecede birkaç kendini tekrar eden cümleden ibaret…
Cümleler kanayan avuçlarımızdan düşe kalka tırmanmaya çalışan kendi içinde anlaşılmaz hisler…
Gece biz mevsimler biz tedirgin biz ihanet bütün benliğiyle sen…
Düş düşlerimden sevgili
Kendinden düş bildiğin bütün düşlerden düş düş sevgili
İhanet
kendini anlamsız kılan bu kalabalığın arasında kendine anlam verebilen tek insandın
varlığıyla bana anlam kazandıran insan…
sus ve git sevgili
sevdanın hası suskun olanıdır…
sus ve git…
sus ve git…
sustuklarımdan anlasana
neden bu susar bu dil neden ağlar bu göz anlasana
sus ve git…
kalbini peşinden götür bende kalmasın yar
bir kalp neden kanar
neden insan cayar kendinden
anlasana
sana olan hislerimi anlasana yar
kalbimdeki sesleri duysana
sen bensiz yarım ben sensiz bir ölü
aaahhhh anlasana yaarrr
anlasana yar
yazdığım her aşkın satır aralarında
bildiğim bütün kelimelerden bir şiir biriktiriyorum senin için
anlasana yar
bildiğim bütün şiirler satır aralarına sığıyor gözlerinin
ne yazabilecek aşk kalıyor
ne senin için bir şiir biriktirecek satır araları
susuyorum öylece
yaz diyorum kendine “sus ve yaz”…
nefesimde ellerimde ellerini yazıyorum
ellerim yanıyor
sus diyorum kendime bunca konuşan varken sen sus
ey yaarr sevdanın hası suskun olanıdır
sus sevgili!… sus!
uzak kaldığım gülüşlerine nehirler seviyorum en mavisinden
hüzünlü bir bulut gelip konuyor saçlarına
yalnızlıktan gözlerim eriyor gözlerinde
gözlerimi gözlerine adıyorum
gözlerin bir nehir gözlerin hüzün mavisi yar…
ne yol biter ne yolcu ölür…
yol değil mi bizi yolcu yapan?
biz değil miyiz yolu yol yapan?..
sen değil miydin düşlerime girip her geldiğinde yeni bir düş yaratan?…
ben değil miydim seni düşlerime alıp bir düşten öteye götürmeyen?
Mavi bir düşten ötesi mi olur mavi bir düş…
Her suskunluğun gidişe sebepti yar
her gidişin yeni bir başlangıca…
Ne yeni başlangıç kaldı hayatımızda
Ne yeni başlangıca adım atacak güç…
Bulmuşken seni düştüm düşlerimden
İhanet ettin yarr anlamsız kıldın kendini
Ben kendim kaldım senin anlamsızlığına rağmen
Sus ve git git sevgili!…
Bağışla beni sevgili…
Gidişin değil kalışın acıtıyor içimi…
Sus ve git yar…
Kalbimdekini anlasana yar
Sen bensiz bir yarım ben sensiz cana susar…

Kahraman Tazeoğlu & Ahmet Selim