1-EKONOMİK KALKINMA

1.1. Ekonomik Kalkınmanın Tanımı:

“Ekonominin gösterdiği belirtilere göre tanımlanabilenbundan da anlaşılabileceği gibi kesin sınırları belli olmayanancak bazı par itelerin(milli geliryurtiçi hasıla vb..)belirli seviyelerde seyretmesiyle kendini gösteren bir olgudur diyebiliriz.Par itelerin en belirgini milli gelirin devamlı ve reel olarak artmasıdır.” Ekonomik kalkınmadan çeşitli anlamlar çıkarabilirizbu anlamları ekonomik enstrümanlardaki değişmelerden yani bazı kriterlerdeki değişmelerden bulabiliriz ama milli gelirdeki artış kişilerin yaşama standartlarının iyileşmesi anlamına gelir.Direkt olarak kişileri etkilerbu şunun gibi bir şey enflasyon oranı :%25 diyelimdolarda bir önceki aya göre :%5 değer kaybetti ama bu reel olarak bize halka bir şey getirmedi.Bu yıl sonu itibariyle tüm fiyatlar genel seviyesini etkilediği zaman biz onun farkına varırız.Hayat standartlarımız arttıkçatasarruf imkanları artarbu şekilde milli gelirin bir kısmı yatırımlara dönüşür.Bu şekilde müteşebbis ruha sahip kişilerin ortaya çıkması sağlanır.Müteşebbislerde dönen çark içerisinde kitle halindeki tasarrufları yatırımlara aktararak üretim hacimlerini arttırırlar.Burada ulusal üretimin artması için ekonomik müdahale gereklidir.Bu müdahale sayesinde birbirleriyle rekabet edebilecek düzeyde firmaların oluşmasını sağlayacaktır.Bu şekilde ekonomi milli bir bütünlüğe kavuşmuş olacaktır.Bunların sonucunda sanayileşme ortaya çıkacaktıriş gücü pazarlarının kurulması ekonomik kalkınmayı temsil eden özelliklerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
1-1 Ekonomik Kalkınmanın Mekanizması:
Kalkınma mekanizmasına değinmeden önce kalkınma için planlamanın şart olduğunu söylemek gerekiyor.Gelişmesini tamamlamış batı ekonomilerinde milli gelir yılda %23 artış göstermektedir.Buna bağlı olarak da nüfus artış hızı çok düşük seviyededir bu verilerde bu ülkelerin kalkındığını göstermektedir.Kalkınmış ekonomileruluslar arası ekonomik dayanışma fikrine bağlı olarak geri kalmış ülkelere hibe ve kredi şeklindeki yardımlarla destek olmaya çalışmaktadırlar.Bu ülkelerin yapmış olduğu yardımlarda boşa çıkmaktadır.Bunun nedeni ise kalkınma planının mevcut olmamasından dolayı bir sonuç getirememektedir.Ekonomik kalkınmanın mekanizmasıyani üretim faktörlerinin birbirleri arasındaki üretim ilişkilerinibu ilişkilerin çalışma sistemini bilmedikleri için tutarlı bir ekonomik kalkınma planı hazırlayamamışlardır.Ekonomik kalkınmanın sağlana bilmesi için ekonomik kalkınma mekanizmasının oluşması gerekir ve buna işlerlik kazandırılmalıdır aksi halde üretime dönüşmeyen her tülü gelirkalkınmaya katkıda bulunmayacağı gibi olumsuz bir etkiye de sahip olacaktır.Bunlardan dolayıgeri kalmış ekonomilerin kalkınmalarını bir plan çerçevesinde kalarak sapmalara fırsat vermeden yürütmeleri zorunludur.
1-3 Ekonomik Kalkınmayı Etkileyen Faktörler:
Ekonomik kalkınmanın ön şartları vardır.Bu şartların yerine getirilmesi gerekir.Yanikalkınmayı düşünen ülkedehalkın ekonomik kalkınmayı arzulamasıistemesi gerekir.Bu arzu içinde ortak hareket etmek gerektiğine inanıyorum.Sosyalekonomikpolitik ve kültürel müesseselerin ekonomik kalkınmaya mani olmamaları gerekir.Tam yeri gelmişken buna bir örnek vermek istiyorum;geçenlerde MÜSİAD’ ın başkanının yapmış olduğu bir konuşma daha doğrusu ekonomi bakanının bir sözü üzerine ortaya attığı bir polemik konusu vardı. “Ekonomik kalkınmada öncelik verilmesi gereken konunun enflasyonu düşürmek olduğunu” savunuyordu.Bu yanlış bir tutum değil ama ekonomi bakanı da “büyümeye öncelik vereceklerini”söyledi.İkisi birlikte ele alınacağına konunun bir tarafından bakarak polemik yaratıldı ve biz birkaç gün acaba büyümeyerek enflasyonumu düşürsek diye *****ca bir fikre sahip olduk.İşte kalkınma için önemli olan birliktelik karşı fikirlerin tartışılması son derece normal ama bunu yapan gerçekte ekonomide tek söz söyleme yetkisi kendisinin olan birisiyleönemli bir gurubun başkanı olunca biraz daha dikkat etmek gerekiyor kanısındayım.Böyle bunun gibi faktörlerekonomik kalkınmaya engel teşkil edecek bir özellik taşırsahalk iktisaden kalkınmanın imkansız olduğunu bilir ve herhangi bir çalışma üretim faaliyeti içine girmez. Borsanın durumu ortada siyasi olaylardan çok çabuk etkileniyor.İktisadi ve sosyal faktörleri biraz daha açacak olursak;a)Ekonomik Faktörler b)Sosyal Faktörler
a)Ekonomik Faktörler
Sanayiinin gelişmemiş olmasımodern teknolojinin yokluğu kaynakların rasyonel kullanımını etkilemektedir.Tasarruflar yetersizdir.Kredi kurumları organize edilmemişlerdir.Bankacılık sistemi rantabl çalışmamaktadır.Vergiler kalkınmayı yatırımları etkilemektedir.Yani vergi sistemi bozukturgirişimciyi destekleyeceği yatırıma teşvik edeceği yerde onu kaçırmaktadır.Ayrıca ekonomik kalkınmanın en önemli şartı da bir ülkenin ulaşım ağının gelişmiş olmamasıdır.



b)Sosyal Faktörler:
Kamu idaresinin iyi çalışmaması bilgisiz kişilerin çalışıyor olmasıekonomi anlayışının olmaması.Daha çok rüşvet kaytarmacılık suiistimallerin olması.Yetersiz eğitimdüşük kültür seviyesi gibi faktörlerde ekonomik kalkınmada etkilidirler.
1-4 Ekonomik Kalkınmanın Aşamaları:
Ekonomik kalkınmanın başlatılabilmesi için ilk işekonomik kalkınmaya engel olan faktörlerin ortadan kaldırmak ve düzgün bir zemin hazırlamaktır.Bu engelleyici faktörler reformlar yoluyla kaldırılabileceğine inanan görüş olduğu gibi reformlarla kaldırılmasının imkansız olduğunu savunan görüşte vardır.Reform taraftarlarına göre ekonomi eski düzenin olumsuz yönlerinden ayıklanarak gelişme yolunda yeni safhalar kat edilebilir.Ekonominin tabii dinamikleri bunu başaracak güçtedir.Bu tartışmaların içinde nasıl yol izleyeceğimize gelince ;yapılacak ekonomik ve sosyal reformlar hangi alanları kapsayacaktır? Sorusuna cevap aramak gerekir bunlar;Ekonomik alanda yapılacak reformların başında vergi reformu gelmektedir.Vergi reformuyla kalkınmaya sağlıklı finanssal kaynaklar sağlanabileceği gibisosyal alanlarda yapılacak reformları da dolaylı bir şekilde gerçekleştirebilmek bakımından önemlidir.Kalkınmanın gerçekleştirilebilmesi için sadece vergi reformu da tek başına yeterli olmaz.Vergi reformunu destekleyicikuvvetlendiricidaha başka safhalarda reforma da ihtiyaç duyulmaktadır.Bunlar bir makin anın dişlileri gibi birbirlerini tamamlamalıdır.Aksi takdirde bir sonuç alınamaz.Vergi reformundan sonra para ve kredi kurumlarının düzenlenerek ekonomik kalkınmaya katkıda bulunabilecek hale getirilmesi gerekir. Para ve sermaye piyasalarının durumuna 3.bölümde değineceğim.Burada yatırım ve kalkınma bankalarına ihtiyaç vardır.Yatırım ve kalkınma bankalarının bir ülkenin ekonomisinde çok önemli yeri vardır.Ancak ülkemizde tam anlamıyla görevini yerine getirememektedir.Son çıkan olaylardan sonra suiistimal edildiği ve geniş tabanlı değil de belli bir kesime yönelik olduğu ortaya çıktı.Ayrıca bu kurum bölgesel ihtiyaçlara göre değil ekonominin tümüne ihtiyaç verecek şekilde yapılmalıdır.Devletin daha sonra alt yapıya önem vermesi gerekmektedir.Organize sanayi bölgeleri teşvik edilmeli ve onlara gerekli olanaklar sağlanmalıdır.Daha sonra sosyal alanda reformlar yapılmalıdır.Bu işlemlerin yapılması kamu iradesine bağlıdır.Böyle olduğu içindir de güçlü bir kamu iradesine gerek vardır.Bu irade kalkınmayı desteklerken faaliyetleri takip etmeli güçlü ve kararlı olmalıdır.Bu aşamalardan sonra yatırımlara geçildiğinde Gayri Safi Milli Hasıla ‘da ki artış kadar yatırım yapmak ekonomik kalkınmayı hızlandıracak ve yüksek seviyelere çekecektir.Ekonomik kalkınmada üç sınıf vardır.Bunlar;idarecimüteşebbis ve bilim adamı sınıfıdır.Bunlardan idarecilerin bazı engelleri ortadan kaldırması topu müteşebbislere atması anlamına gelirmüteşebbislerin yatırımlar yaparak ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmalarıbu kalkınmaya fikirleriyle ışık tutarak yol gösterecek bilim adamları bu kalkınmanın devamlı olmasını sağlayacaktır.
1-5 Ekonomik Kalkınmanın Finansmanı:
Ekonomik kalkınmanın finansmanı ilk önce finansman ihtiyacının tespitiyle başlarfakat ben bu teorik bilgilere girmeyeceğimbenim değinmek istediğim bu finansman sağlanırken Kalkınma planlarından yararlanmanın önemine kadar yararlı olduğunun tespit edilmesidir.Bu kalkınma planları yapılırken Sermaye/Hasıla Oranının tespit edilmesi önemlidir.Buna da makro açıdan bakacak olursak planlı dönemde yapılacak yatırım miktarının hesaplanması olacaktır.Bu finansmanı sağlarken geçmiş dönemdeki verilerden yatırım ihtiyacından konjonktür el yapının durumundan ve nüfusun yoğunluğu en önemli etkenlerdendir.
2-Verginin Tanımı
2-1 Verginin Tanımı ; “Vergi kamu gelirler türlerinin en önemlisi ve başta gelenidir.Devletin vergi yoluyla topladığı gelirlerin toplam kamu gelirleri içerisindeki payı önemli bir yer işgal etmektedir.Maliye teorisindeüzerinde en çok durulan kavram vergidir.
En kısa tanımıyla vergi;Devletinkamu harcamalarını karşılamak amacıyla toplumu meydana getiren kişi ve kurumlardanödeme güçlerine görekarşılıksız zorla aldığı ekonomik değerdir.Verginin karşılıksız oluşu en önemli özelliğidir.” Verginin tanımı içinde gerçek amacının belirtilmiş olduğu görülmektedir. Kamu hizmetlerini yapmak ve bunlardan doğacak giderleri karşılamak için yükümlülerden alınmaktadırböyle bir tanımlama da temel amacının yanındabaşka amaçlarda yer aldığı görülmektedir.Verginin asıl amacı mali olmasına rağmeniktisadisosyal sağlıkla ilgili ahlakidini olmak üzere bir çok amacı vardır.
2-2 Verginin Amaçları:
Verginin amaçları dediğimiz de yukarıda saydığım amaçları vardır.Ama ben Mali ve Ekonomik amaçlarına değinmek istiyorum.
2-2-1 Mali Amaç:
Verginin asıl amacının bu olması gerekir.Çünkü devlet sürekli bir artış gösteren kamu giderlerini karşılamak için diğer gelirlerini arttırma yoluna gittiği gibivergi bakımından dayeni vergiler getirmekte ya da uygulamakta olduğu vergilerin oranlarını arttırabilmektedir.Bu bakımdan devlet giderlerinin karşılanması için başvurulan bir araç oluşuona ilk ve önemli amacını belirtmiş bulunmaktadır.Vergi devlete asıl görevlerinin yapılması için gerekli mali olanakları sağlama amacından başka bir amaç için asla kullanılmamalıdır.Çünkü bu durumda devletin eline en mükemmel müdahale araçlarından birisi verilmiş olacaktır.Son yıllarda vergilerin istenilen ve istenilmeyen bir takım etkileri ortaya çıkmıştırama sadece mali amaç için konulan vergilere de artık rastlanılmamaktadır.Genellikle bireyleri baskı altında tutmayan ve yükümlülerin bir şeyi yapmalarına ya da yapmamalarına neden olmayan vergilere “Tarafsız Vergiler”adı verilmektedir.Örnek verecek olursak vergiyükümlülerin tüketimtasarrufyatırım ve girişim konularındaki kararlarını etkilemiyorsa tarafsızdır.Bir başka ifadeylesapmalara sebebiyet vermeyen vergiler tarafsızdır.Bu koşullar altında verginin tek bir amacı vardır o da kamu giderlerini karşılamaktır.Buna da mali amaç denilmektedir.Devlet asıl amacını kamu harcamalarını finanse etmek olduğunu ifade ettiği zaman günümüzde her verginin ekonomide üretim ve tüketim kalıplarını değiştirici etkileri olduğu bilinmektedir.Bundan dolayıdır kiverginin işlevi sadece fiskal ya da mali kaynak sağlayıcı değilaynı zamanda iktisadi ve sosyal politikayı yönlendirmekte etkili bir araç olmasıdır.
2-2-2 Ekonomik Amaç:
Verginin ekonomik sonuç yaratmasından yararlanılarakkorumak ve geliştirilmek istenen alanlar için vergi teşvikiönlenmek istenen alanlar için vergileri ağırlaştırılmak suretiyle iktisat politikasının bir aracı olarak kullanılması yoluna gidilmektedir.Ekonomik amaç kapsamında kalkınmayı doğrudan etkileyecek hareketlere değinirsek bunlar;
2-2-2.1Yatırımları Teşvik Etmek; İktisaden gelişmekte olan ülkelerin kalkınmalarını sağlamak ve gelişmiş olan ülkelerin gelişimlerini devam ettirmek için yatırım yapmaları zorunludur.Vergi politikası ile yatırım maliyetini ucuzlatmakyatırıma harcanacak fonlar oluşturulmasına yardımcı olmakyatırımlardan sağlanacak kar olanaklarını arttırmakyatırımla üretilecek malları dış rekabete karşı korumakçalışmayı olumlu yönde etkilemek suretiyle yatırımlar teşvik edilebilir ve geliştirilebilir.Burada vergilerin rolü çok büyük öyle ki ülkemizin şuan içinde bulunduğu yatırım sorunu daha doğrusu istihdam işsizlik sorunu yatırımlar teşvik etmek suretiyle çözüme kavuşturulabilirben burada yabancı kaynaklara da gerekli olanakların sağlanmasından yanayım yabancı müteşebbislerin gelmemelerinin başında vergi oranının yüksek oluşu ve ağır bürokratik yapı gelmektedir.
2-2-2.2Üretimi ve Tüketimi Teşvik Etmek ya da Kısıtlamak; vergiler doğrudan doğruya yada dolaylı olarak üretilen malın maliyetine ya da satış fiyatına girerek karı azaltırlar ve malın üretimini etkilerler.Örneğin ithalat muamele vergileri ithalatı engelleyerek iç üretimin artmasına neden olurlar.Vergi miktarı üretim miktarıyla aynı yönde gelişmediği zaman vergi üretimi teşvik edici bir rol oynayabilir.Boş tutulan ya da gereği gibi kullanılmayan üretim unsurlarını daha ağır bir yükümlülüğe tabi tutan bir vergi üretimi teşvik eder.Tüketimi teşvik aynı zamanda üretimi de teşvik eder.Toplam tüketimin kısıtlanmasıtasarrufları ve dolayısıyla yatırımları artırma sonucu doğurabilir ve böylece tekrar üretim yaptırabilir.
2-2-2.3Ödemeler Dengesini Düzeltmek; Bu konu milli ekonomi bakımından önem arz etmektedir.Sermaye dar boğazının giderilmesinde hem sermaye ve kredi hem de teknik bilgi ve teşebbüs yönetim tekniğinden yararlanmak için yabancı sermayeden yararlanma yoluna gidilmektedir.Bu bakımdan vergi politikalarıihracatı ve döviz kazandırıcı işlemleri ve yabancı sermayenin girişini teşvikithalatı ve döviz kaybettirici diğer işlemleri kısıtlayıcı yönden düzenlenmektedir.
2-2-2.4Tasarrufu Teşvik Etmek; Zorunlu tasarrufların normalsağlam ve devamlı kaynağını vergiler meydana getirir.Vergi önlemleriyle tasarruf yapılmasıyapılan tasarrufların işletilmesi ya da milli ekonomi bakımından istenilen alanlara yatırılması teşvik edilebilir.Gider vergilerinin tüketimi kısarak tasarrufu teşvik etmesisosyal sigorta fonlarını beslemek üzere alınan vergilerin bu yönde etkili olması gibi.
2-2-2.5Ekonomik İstikrarı Sağlamak; Çeşitli nedenlerle meydana gelen ekonomik istikrarıiktisadi kalkınma ve gelişmeyi bozan enflasyon ve deflasyon gibi durumlarda vergi etkin bir araç olarak kullanılabilir.Bu gibi durumların önlenmesinde vergi sistemi tümüyle kullanılabildiği gibisistem içindeki bir kısım vergilerden yararlanma yoluna gidilebilir.Devletin alacağı diğer önlemlerle beraber vergi de tam çalışmayı gerçekleştirme ve sürdürmede önemli bir rol oynamaktadır.
2-2-2.6Ekonomik Yapıyı Değiştirmek; Yatırımlar teşvik için alınan vergi temelde ekonomik yapıyı değiştirmek amacını gütmektedir.Belli hukuki statüye göre kurulan sermaye ortaklıklarıkooperatiflerkamu teşebbüsleri vb. teşebbüs ve işletme türlerine vergi avantajlarının sağlanmasıbazılarının vergi yoluyla cezalandırılmasıgelişmesi önlenmek istenen sektör için ağır vergilerin konulmasıbüyük ya da küçük teşebbüslerin gelişmesini teşvik ya da önlemek için vergi avantajlarını sağlanması ya da ağırlaştırılması yoluna gidilmesiekonomik yapıyı değiştirmek amacını güden vergi politikası yollarından bazılarıdır.
2-2-2.7Boş Kapasiteyi önlemek; Kullanılan kapasite için normalin üstünde sağlanan kazançların vergilendirilmesiboş kapasitenin kullanılmasını teşvik etmek için önerilen vergi politikası aracı olmuştur.
2-3 Vergilerin Maliye Politikasının Amaçları Açısından Önemi
Maliye politikasının amaçlarına ulaşabilmek açısındanvergiler vazgeçilmesi güç araçlardan birini oluşturmaktadır.Vergiler aracılığıylaülkenin genelsosyalekonomik ve mali yapısı üzerinde etkili olmak suretiyleamaçlanan etkileri yaratabilmektedir.Özel üretim ve tüketim kararlarının etkilemediği bir vergi sisteminin iyi sayıldığı şeklindeki bir yaklaşım biçimiyerine;devletin gerektiğinde düzenleyici ve düzenli kararlar alması yaklaşımına bırakmış olupgünümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır.Bir vergi sisteminin üretim ve tüketim kararları üzerinde etkili olmaması şeklindeki verginin tarafsızlığıkişisel ve işle ilgili kararların verilmesinde vergi ile ilgili değişkenleri de dikkate alınması zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır.Bir elemanınsağlayacağı ek ücretin bir bölümünü vergi olarak ödeyeceği için fazla çalışmayı önemsememesibir müteşebbisin vergi sonrası getirinin riske katlanmaya değmeyeceğini görmesi sonucu yatırım yapma alternatifinden vazgeçmesi söz konusu olabilir.Üretim ve tüketime yönelik kararların etkilenebilmesi bakımından maliyenin fonksiyonel bir nitelik kazanmasıçeşitli sosyo-ekonomik politikaların belirlenmesinde vergi politikasının önemi artmıştır.Vergi politikalarını geniş bir çerçeve çizdikten sonra vergi ve ekonomik denge konusuna girelim.
2-3-1 Vergi ve Ekonomik Denge:
Ekonomik dengeden amaç;fiyat dengesi ve tam istihdamı sağlamak ve korumaktır.Fiyat dengesidengeli bir fiyat düzeyini belirtmekte oluportalama fiyat düzeyinde aşağı ve yukarıya doğru keskin hareketlerin olmamasıdır.Fiyat dengesi;bazı mal çeşitlerininarz ve talep koşullarındaki değişmelere paralel olarak dalgalanmaya bırakılması demek değildir.Fiyatta dengenin önemine değindikten sonra bir başka konu olan tam istihdama değinelim.Tam İstihdam;çalışmak isteyen kişilerin iş bulabildiğiyani;işsizliğin bulunmadığı ortam anlamına gelir.Maliye politikası;gerek fiyat dengesi ve gerekse maksimum üretim düzeyinin sağlanması bakımından fonksiyon görmektedir.Ekonomik dengeden amaçfiyat dengesinin korunması ve ekonominin tam çalışma düzeyinde sürekliliğinin korunmasıdır.Cari fiyat düzeyinde toplam talebin toplam arzdan fazla olduğu buda demektir ki enflasyonist bir ortamda talep fazlasını emici veya arzı arttırıcı yönde vergi uygulamaları önem kazanırkencari fiyat düzeyinde toplam arzın toplam talepten fazla olduğu yani deflasyonist bir ortamda ise;talebi arttırıcı ve talep yetersizliğini giderici vergi uygulamalarına ağırlık verilmesi gerekmektedir.Maliekonomik ve sosyal yapı üzerinde çeşitli etkileri bulunan enflasyona karşı hemen her verginin az ya da çok miktarda olumlu etkisi bulunmaktadır.Vergiler satın alma gücünü doğrudan azaltıcı bir nitelik taşıdığı için elişi güzel kullanılmasıtoplumun sosyoekonomik yapısı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.Özelliklegeliri değişmez ya da çok sınırlı ölçüde ekonomik koşullara uyum sağlar toplum kesimlerininvergi etkisi altında kalmaları sonucu yaşam düzeyleri gerilerülkemizde olduğu gibi DİES açıklamalarına göre;bu ay itibariyle yoksulluk sınırı bir ailenin 385 milyonama iki gün önce(25 Aralık 2002) açıklanan asgari ücret net 221 milyon.Bu kesimlere yönelik vergi uygulamalarının sosyal problemler yaratabileceği;hırsızlıkkapkaç vb. Olaylarını artırabileceği bir gerçektir.Vergiler adil olmalıemekle kazanç elde eden ile sermaye ile kazanç elde eden bir tutulmamalıdır.Batı ekonomilerinin uygulamasıyla vergiler ve ekonomik denge konusunu kapatmak istiyorumbir ülke ekonomisinde mevcut üretim faktörlerininsahip olunan teknoloji düzeyindeen etkin biçimde üretime sokulması ve üretim kapasitesi veya potansiyel üretim olanaklarının genişletilmesinde;kaynak dağılımını yönlendiren ve bu yöndeki girişimleri teşvik eden bir vergi politikasıdır.
3-Ekonomik Kalkınma ve Vergi Politikası
3-1 Ekonomik Kalkınma ve Vergi Politikası
Vergi politikası kalkınmada çok önemli bir yere sahip daha öncede değindiğim gibi kalkınmayı engelleyici veya destekleyici etkiye sahiptir.Ben burada yeni hükümetin ekonomik kalkınmada ana hatlarını çizdikleri vergi ile ilgili görüşlerine yer vermek istiyorum.Öncelikle vergiyi nasıl tanımladıklarına bakalım;vergi;toplumun ürettiği değerin bir kısmını devlete paylaşmakharcama ve yatırım kararlarını etkilemek için verdiği bir ekonomik değerdir.Bu ekonomik büyüme ile tutarlı vergi politikaları önem taşır.Kısaca alt başlıklar halinde yeni hükümetin vergi politikasını başlıklar halinde yer vermek istiyorum.Ekonomik kalkınmada vergi politikalarının önemi çok büyüktür Bunlar;
 Vergi sadece mali amaçla değilsosyal ve ekonomik hedeflere ulaşmada bir aracı olarak daha etkin bir biçimde kullanmak gerekir
 Enflasyondan doğan efektif kazançların vergilendirilmesini önleyecek tedbirler alınacaktır.
 Belge düzenine işlerlik kazandırarak kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin vergilendirilmesini sağlayacak ve vergi tabanı genişleyecektir
 Adil dağılım olacaktır
 Vergi idaresi etkin bir vergilendirme için yeniden yapılandırılacak
 Bazı vergiler ilişkin yetkiler belediyelere verilecektir.
“Kalkınma politikasındakaçınma olanağı bulunmayan unsurlar iki gurup altın da toplanabilir.Bunlardan birisi;büyümeyi önleyen ve nispeten kıt olan faktörlerin arzının artırılmasıikincisi ise;maksimum sosyal net hasılayı koruyan bir “faktör kullanım modeli”in elde edilmesi yeteneğidir.Devlet vergi politikası aracılığıyla ekonomik gelişmeyi sağlayıcı etkiler yaratabilmektedir.Bir vergi sistemi ya da vergitoplumsal davranış kalıpları üzerinde etkili olmak suretiyletoplumu optimalsektörler arası kaynak dağılımı noktasında itmek ya da uzaklaştırmak dolayısı iletoplumsal refah düzeyi üzerinde etkili olabilir.Bütçe aracılığıyla devlettoplam gelir ve istihdam düzeyi üzerinde etkili olabilmektedir.Bu yönde yaratılmak istenen etkiler açısından önemli olan diğer politikalar yanında mali açıdan yapılan uygulamaların dozajını ayarlamak gerekir.Özellikle zorla tasarruf ve teşvik edici ve yönlendirici vergi politikası içerisinde devlet ekonomik kalkınmayı sağlayıcı yönde etkili olabilmektedir. Ekonomik kalkınmanın kendi haline bırakılması durumundaekonomilerin yapılarında var olan dar boğazlar ve kısır döngüler nedeniyle sakıncalı durumlarla karşılaşılmasına yol açılabilmekte olupözellikle gelişmekte olan ekonomilerde devletin ekonomik kalkınma çabasında doğrudan veya dolaylı uygulamalarla önemli görevleri üstlenmesi gereği ortaya çıkabilmektedir.
İktisadi gelişmenin açıklanmasında genellikle; “iktisadi kalkınma ve iktisadi büyüme kavramları kullanılmaktadır.Bunlar ekonomik kalkınmageri kalmışaz gelişmiş ya da gelişmekte olan ekonomilerdeüretim artışının sağlanması anlamında kullanılmaktadır.Ekonomik büyüme isegelişmiş ve olgunlaşmış ekonomilerde daha da arttırılmasını ifade etmektedir.”
Ekonomik Kalkınma; “Bir ülkede üretim olanaklarını tamamını kullanma çabaları yani istihdam düzeyinin üretim olanakları düzeyine yaklaştırılması olarakekonomik büyüme ise;üretim olanaklarının artırılması yada daha ileriye götürülmesi çabaları olarak ifade edilebilir.İkisinin de aynı anlamda kullanıldığı durumlar da söz edildiği için bu bilgiyi verme gereksinimi duydum ama ikisini de eş anlamlı kullanan yazarlar da var.”
Ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesiönemli harcamaların yapılmasını gerektirmektedir.Maliye politikasının amacı açısından devletin yüklendiği fonksiyonun boyutuna göre değişmekle birlikte;bu harcamaların yeterli ve sürekli olabilmesi isegüvenilir finansman kaynaklarının varlığına bağlıdır.Duyulan ihtiyacın tamamını karşılayabilecek büyüklükte olmamakla birliktesözü edilen nitelikleri taşıyan en önemli kaynak vergilerdir.Bununla birlikte vergi politikasıtoplam tasarrufu artırıcı ve ekonomik kalkınmada payı buluna bilecek yatırımcıları teşvik edici nitelikte olmalıdır.Bununla beraberekonomik kalkınma sorununun vergi politikası yoluyla çözümlenmesine çalışılırken ekonomik dengeyi bozucu eğilimlerin göz önünde bulundurulması gerekir.Kalkınma çabası içerisinde bulunan ülkelerdemükellef açısından tasarrufu azaltıcı bir etki yaratan vergidevlet açısından zorla tasarruf niteliği taşımaktadır.Kalkınmakta olan ülkelerdevergi adaleti sağlanamadığı gibi optimum hasılat da alınamamaktadır.Kalkınma için büyük atılımları yapmaları gereken az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinvergilere aşırı derecede yüklenmeleri isesakıncalar yaratabilir.Bu ülkeler fakir oldukları içintoplumdaki bireylerin ödeme güçleri yetersizdir.Bu nedenlevergilere fazla yüklenmekdar ve sabit gelirli toplum kesimleri için zararlı olabilir.Bununla birlikte ağır vergi yükü;tasarrufları ve yatırımları azaltabileceği gibi teşebbüs gücünü de etkileyebilir.Bu isegüdülen amaca ters düşen bir politikaya yol açabilir.Sosyal ve siyasi nedenlerleekonomik kalkınmanın gereklerine ters düşen bir vergi politikasının izlenmesine yol açabilir.
Vergi yoluyla tasarruf;ya tüketim maddelerinin fiyatlarını düşürücü vergi politikalarıyla veya vergileme yani zorla tasarruf yoluyla ya da gelirleri artırıcı politikalarla sağlanmakta olupdaha çok;bunlardan ilki ve sonuncusu yükümlü tarafınıikincisi ise devlet tarafını ilgilendirmektedir.Zorla tasarruf yaratmak suretiyleekonomik kalkınmayı gerçekleştirmeye yönelik uygulamaları finanse etmek ya da bu amaçla vergi teşvikleri yoluyla gerekli yönlendirmeleri yapmak çabalarını çok dikkatli bir şekilde gerçekleştirilmesi zorunluluğu vardır.Bu durum özellikle gelişmekte olan ülkelerde tasarruf gücünün ve sermaye birikimin yetersiz olması ve aşırı uygulamaların toplumsal problemlere yol açabilmesi vergi yükünün ağırlığı ile bağlantılı olarak ortay çıkan bir zorunluluktur.Kalkınmanın finansmanı bu amaçla yapılan girişimlerin desteklenebilmesindevergi politikasının doğruvergi ile ilgili vergileme tekniklerinin iyi olmasının büyük önemi vardır.Kalkınmanın finansmanı daha önce değinmiştik fakat bu konuyu şimdi vergi politikası içinde değinmek istiyorum;verginin yapısal yetersizlikleri nedeniyle yaşam düzeyinin gerilemesine neden olabilir. Vergi kaçakçılığıvergi kanunlarındaki boşluklar rezervlerin yeterince değerlendirilememesi vergi idaresinin yetersiz kalması denetim düzeyinin düşüklüğü etkin kullanamamavergi maliyetinin yüksek olması gibi etkenler izlenen vergi politikasının ekonomik kalkınma açısından fonksiyonunu olumsuz yönde etkileyebilir.
3-2 Yatırım Politikası Yaklaşımları;
“Kalkınma politikasının temelini yatırımlar meydana getirir.Geleneksel ekonomidenmodern ekonomiye geçişi sağlayacak en önemli etken kuşkusuz yatırımlardır.Genel olarak yatırımları ele alırsak okulhastane...vb sosyal yatırımlarbarajyolliman...vb alt yapı yatırımları diye irdelememiz gerekirben yatırımların kalkınmaya etkisi üzerinde duracağım.yatırımlarıngelir arttırıcı etkisi kadaryeni yatırımları teşvik etmesi açısından da incelenmesi gerekir. Diğer taraftan sadece kalkınma sorunu olarak değilülkelerin kaynaklarından en iyi şekilde yararlanabilme olanağı da yatırım politikasına bağlı olacaktır. Kalkınma politikasındayatırımlar hakkında üzerinde durulması gereken bir önemli noktaya da değinelim;kalkınmayı hızlı bir şekilde gerçekleştirmek ve bunu yaparken de kalkınma maliyetinin hangi sosyal gurupların üzerine ve ne derecede yükleneceğini saptamaktır.Yatırım politikasıkalkınmanın maliyetini sosyal guruplara dağıtmada en önemli etken olarak karşımıza çıkıyor.
Kalkınma yatırım ilişkisisermayenin ve sermayenin kaynağı olan tasarrufların önemini ortaya çıkarmaktadır.Kalkınmak için gerekli yatırımların yapılabilmesiulusal gelirin belirli bir kısmının tasarruflara ayrılması ile mümkündür.”
3-3 Sermaye Politikasının Geliştirilmesinde Vergilerin Rolü:
Sermaye piyasasının geliştirilmesinde vergi politikaları;Burada ben vergilerin etkilediği bir piyasanın bir panelde neler yapmayı düşündükleri ve etkilendikleri konuya değinmek istiyorum.Reel sektöre de yer vermek amacıyla bu açılış konuşmasından bazı önemli notlar aktaracağım.
“ülkemizde kamunun aşırı borçlanma ihtiyacı içinde bulunmasının ve sosyal devlet olmanın gereklerinin hakkıyla yerine getirilemeyişinin temelinde;vergi sistemimizdeki aksaklıkların ve toplanamayan vergilerin yattığı bir gerçektir.Bununla birlikte;devletin saygınlığını zedelemesidevletin adaletine gölge düşürmesi ve ekonomik faaliyetlerde haksız rekabete yol açması gibi manevi zararlar ise en önemli yönüdür.
Aşırı enflasyonun hüküm sürdüğümakroekonomik dengelerin alt üst olduğu bir ortamda alınacak vergisel tedbirlerin uygulanabilmesi şansı olamaz.Bu bakımdanenflasyonun nispi bir düşüşe geçtiği ve bu düşüşün devam edeceği yönündeki kanaatin yaygınlaşmasıkamu borcunun rahatça döndürülebilmesiartık sağlıklı bir vergi reformu yapılabilmesi önündeki engelleri büyük ölçüde kaldırmıştır denilebilir.Bu panelin amacıda kamuoyunun dikkatiniSermaye piyasaları yönüyle vergi düzenlemeleri üzerinde üzerine çekmek amacıyla bu panel düzenlenmiştir.Ülkemizde vergi düzenlemelerinde ve özellikle mali enstrümanların vergilendirilmesinde sık sık değişikliğe gidilmesi çok ciddi sakıncaları görülmüştür.Değişikliklerin yarattığı güvensizlik ortamı tasarrufların yurt dışına veya kayıt dışına kaçmasına adeta teşvik etmiştir.Serbest piyasa ekonomisi modelinin büyük ölçüde sermaye piyasası temeli üzerinde kurulu olduğudolayısiyle bu piyasayı geliştirmeden ekonomik kalkınmanın sağlanamayacağı gerçeği göz ardı edilmektedir.
Olayı daha da belirgin hale getirerek bu panal’e noktayı koyalı.Çeşitli yatırım araçlarına yönelik vergi düzenlemeleri ile bu düzenlemelerde yer alan teşviklerin;
 Mükellef açısından anlaşılabilirliği ile gelirin tespiti ve beyanındaki güçlükler
 Maliye yönüyle bakıldığındakonulan vergilerin denetlenmesinde yaşanan fiili imkansızlıklar
 Düzenlemelerde sık sık değişiklik yapılması sonucu mükellef nezdin de yaratılan genel güvensizlik duygusu
 Kamu kağıtları lehine sağlanan teşviklerindiğer enstrümanları fiilen devre dışı bırakması.
Bunun gibi nedenlerle gerek sermaye piyasasıgerekse maliye açısından amaca ulaşılamadığı ortaya çıkıyor.”
4-Toplam Kalite Yönetimi ve Vergi İdaresi
4-1 Toplam Kalite Yönetimi ve Vergi İdaresi
Bu konuya değinmemin esas nedeni kalkınmak;ekonomide kalkınmanın yanında toplam kalite anlayışımızda de değişme anlamına gelmeli benceyukarıda bahsettiğimiz vergi idaresinin durumunu şimdi toplam kalite anlayışımızla birleştirerek anlatmak istiyorum.Bizim yani vatandaşların devletle doğrudan doğruya temasa geçtiği birimlerin başında vergi daireleri gelmektedir.Ödediğimiz vergilerin karşılığını anında alamıyor olmamızsorgulama ve hoşnutsuzluk iletme eyleminin daha da artmasına neden oluyor.Vatandaşların kamu hizmetlerine ilişkin memnuniyetini sağlamada vergi dairelerine büyük görevler düşmektedir.Çünkü onlar hem kendi işlerinde kaynaklanan sorunlarahem de diğer kamu kurumlarında sunulan hizmetten kaynaklanan hoşnutsuzluklara muhatap olmaktadır.Vergicilik aslında bir hizmet değildir.Çünkü vergidevletin egemenlik gücüne dayanarak yaptığı zorla alımdır.Dolayısıyla da hizmet sunumundan ve hizmette kaliteden söz etmek mümkün değildir.Ancak bu güne geldiğimizde devletinbireyin hak ve özgürlüklerinin teminatı olmasının yanı sıravatandaşlarına sunduğu mal ve hizmetin kalitesi büyük önem kazanmıştır.Bu konuda maliye bakanlığı hesap uzmanlar bir araştırma yapmışlardır.Mükellef ve kalite anlayışında değişimlere neden olmuştur.Bu değişim başkalarını suçlama ya da sorumluluğu üzerine almama gibi günümüzde ne yazık ki oldukça sık benimsenen anlayışlardan uzaktamamen objektif ve bilimsel temele dayalı bu çalışmagelir idaresinde temel bir felsefi değişikliği içermekte ve önermektedir.”
Toplam kalite anlayışını her alanda benimsetmeliyiz.Hükümetin 23 Kasım 2002 de açıkladığı hükümet programına bakarsakher alanda toplam kaliteden bahsedilmektedir.Ekonomik kalkınmanın sağlanmasında şeffaflık ve toplam kaliteden bahseden hükümet programında halkın refaha kavuşması için ekonomi anlayışımızın değişmesi ve şeffaflığın öneminden bahsediyor. Artık bakanlıklarda TSE standartları almakta ve her alanda gelişme göstermektedir. Toplam kalite anlayışı açısından devlette de bazı şeylerin değişmesi kalkınma sürecinde ve kalkınmanın devamı sürecinde bize önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. “Halkı yaşat kidevlette yaşasın sloganı”bizim gelişmemiz ve Avrupa Birliğine girmemiz açısından çok önemliburada AB kriterlerine değinmedim bunun nedeni isesadece bu kriterleri uygulamak için Avrupalı olmak gerekmiyorbiz kendimiz için iyi olanı istersek her şey daha iyi olacaktıryani Avrupalı olmak için Avrupa birliğine girmek gerekmiyor biz onlar gibi düşündükçe zaten bizim için neyin iyi veya kötü olduğuna karar verebiliriz.