Teninin her titreyişinde beni anacaksın adın gibi...
Düşlerinin her halinde beni yaşayacaksın gözün gibi
Aklın çıkmaza düştüğünde beni soracaksın gün gibi
O iki dakikalık sohbetlermizi arıyacaksın biliyorum...

Seninle uzun zamanlardan değil iki dakikalık anlarda konuşalım...
Öyle uzun uzadıya değil bir su damlasının buharlaşması gibi eriyip
Teninde hislerin en içten halini aldığı zamanı düşlerken saklımda
Saklı düşlerimde bitiremediğimiz o iki dakika içinde sevişelim...

Bir buluta uzanmak istiyorumkucağımda kağıt helvalar..
Saçlarımın her bir teline ayrı ayrı dokunuşunu hissediyorum
Kollarındaki huzura kapıyorum gözlerimi.
Parmaklarındaki şevkat karışıyor ruhuma
Canın canımdan içeri giriyor
Yüzümde kocaman bir gülüşle teşekkür ediyorum.

Yokluğuna acım yetmiyor ruhum arafta
Dilimde kelimleri kayıp bir söz dizisi
Kimse bilmeyecek bende yaşayan seni
Seni nasıl delice sevdiğimi...
Sahi ben sana daha dokunmamışken
Temizliğine hoşgörüm sonsuzken
Aklım gönülüne dönük bir haldeyken
Yaşa beni delice yaşaki ahım yerde kalmasın
Sen dönüp bak ki aşkın bende kalmasın...

Sen varken yüz cevirmedim ki sana
Yokluğuna darılayım...

Sadece iki dakikanı ayır bana
Seni herşeyden uzak yaşadığım o iki dakikayı
Senden ayrılmadığım o iki dakikayı
Bitirmek istemedimiz o iki dakikayı

O iki dakika için can atardık hatırla...
ve o iki dakika uzardı zaman kısalırdı...

Gitmeden önce hasretinden eriyen bir ben varım unutma
O saf güzelliğine esir olan bir yüreğin sahibi
Sana dokunduğumda vucudumun alevlere boğulması gibi
Esirinim... Sar beni...

Yunus Özkan