Foruminci.net

Teşekkür Teşekkür:  0
Beğeni Beğeni:  0
Beğenmedim Beğenmedim:  0
6. Sayfa - Toplam 6 Sayfa var BirinciBirinci ... 4 5 6
Gösterilen sonuçlar: 51 ile 55 ve 55

Konu: A dan Z ye osmanlı isimleri

  1. #51
    sadece SUSUYORUM artık tükenmez@kalem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.10.2011
    Mesajlar
    1.322
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    73

    Standart

    - U -

    UBAB: (Ar.) Er. 1. Pek taşkın coşkun. 2. Delice akan sel.
    UBEYD: (Ar.) Er. (bkz. Ubeyde).
    UBEYDE: (Ar.) Ka. Küçük köle kölecik. Ashabın kullandığı isimlerdendir. Ubeyde b. El-Cerrah.
    UBEYDULLAH: (Ar.)Er. Allah'ın kulu.
    UCAER: (Tür.) Er. Değerli yüce kimse.
    UCATEKlN: (Tür.) Er. Yücelikte eşsiz kimse.
    UÇANAY: (Tür.) Er. Ay gibi yüksek anlamında.
    UÇANOK: (Tür.) Er. Hızlı atak yiğit.
    UÇAR: (Tür.) Er. Uçan uçucu.
    UÇARER: (Tür.) Er. Uçar er.
    UÇBAY: (Tür.) Er. Sınır beyi.
    UÇBEYİ: (Tür.) Er. Selçuklu ve Osmanlılarda sınırlardaki askeri güçlerin kumandanlarına verilen ad.
    UÇHAN: (Tür.) Er. Sınır şehir hanı.
    UÇKAN: (Tür.) Er. Deli dolu havai toy.
    UÇKUN: (Tür.) 1. Kıvılcım. 2. Pahalı yüksek. 3. Uçan çapkın. 4. Becerikli eli tez. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UÇMA: (Tür.) Er. 1. Dağın karlarla örtülmüş dik yamacı.
    UÇMAN: (Tür.) Er. Uçan uçucu.
    UÇUK: (Tür.) Er. 1. Uçmuş soluk renk. 2. Çökmüş yer toprak. 3. İyi. 4. Sivri dağ tepesi.
    UÇUR: (Tür.) Er. 1. Vakit an fırsat. 2. Mevsim.
    UFKl: (Ar.) Er. Ufka ait ufukla ilgili.
    UFUK: (Ar.) 1. Düz arazide ya da açık denizde gökle yerin birleşir gibi göründüğü yer. 2. Anlayış kavrayış görüş düşünce gücü. 3. Çevre dolay.
    Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UFUKTAN: (a.ü.) Er. Sabah aydınlığının ufukla birleştiği nokta.
    UĞAN: (Tür.) Yüce yüksek güçlü.
    Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UĞANBİKE: (Tür.) Ka. Uğan bike.
    UĞRAŞ: (Tür.) Güçlük ve kötülükle uğraşma mücadele. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UĞUR: (Tür.) 1. İyilik şans talih baht. Fırsat tesadüf. 2. Kimi olaylarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan iyilik kaynağı. İslam'da bu tür düşüncelere itibar edilmez. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UĞURAL: (Tür.) Er. Uğur al.
    UĞURALP: (Tür.) Er. Hayırlı yiğit.
    UĞURATA: (Tür.) Er. Hayırlı ata.
    UĞURAY: (Tür.) Uğurlu ay. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UĞURCAN: (Tür.) İyilikçi ve candan. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UĞUREL: (Tür.) Er. Eli uğurlu olan.
    UĞURHAN: (Tür.) Er. Hayırlı lider.
    UĞURLU: (Tür.) Uğurlu olan iyilik getirdiğine inanılan kutsal kutlu. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UĞURLUBAY: (Tür.) Er. Uğurlu bay.
    UĞURLUBEY: (Tür.) Er. Uğurlu bey.
    UĞURSAL: (Tür.) Er. Uğurla ilgili uğurlu.
    UĞURSAN: (Tür.) Uğuruyla tanınmış olan. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UĞURSAY: (Tür.) Er. Uğur say.
    UĞURSEL: (Tür.) Uğur sel. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UĞURSOY: (Tür.) Uğurlu soydan gelen. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UĞURTAN: (Tür.) Er. Uğur tan.
    UĞURTAY: (Tür.) Er. Uğurlu genç. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UĞUŞ: (Tür.) 1. Anlayış zeka bekleyiş. 2. Benzeyiş. 3. Soy kabile soysop. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UĞUZ: (Tür.) Er. Kutsal mübarek. Saf temiz.
    UHRA: (Ar.) Başka diğer. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UKAB: (Ar.) Er. 1. Karakuş kartal tavşancıl kuşu. 2. Hz. Muhammed'in (s.a.s) (bayrak) sancaklarından birinin adı. 3. Nesir burcu kartal takım yıldızı.
    UKBE: (Ar.) Er. Ashabın meşhurlarından: Ukbe b. Nafl.
    UKDE: (Ar.) Er. 1. Düğüm. Zor karışık iş. 2. Bir gezegen yörüngesinin her iki ucu.
    UKHUVAN: (Ar.) Ka. Papatya.
    UKNUM: (Ar.) Er. 1. Asıl temel. 2. Hıristiyanlıktaki teslis inancını meydana getiren üç unsurdan her biri.
    UKUL: (Ar.)Er. Akıl us.
    UKUŞ: (Tür.) Er. (bkz. Uğuş).
    ULA: (Ar.) 1. Birinci. 2. Şan ve şeref sahibi kimse Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ULAÇ: (Tür.) Er. Bağlayan bağlayıcı. Sınır.
    ULAÇHAN: (Tür.) Er. Sınır hanı.
    ULAĞ: (Tür.) Er. Ulak.
    ULAŞ: (Tür.) Amacına eriş isteğine kavuş. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ULU: (Tür.) Er. 1. Erdemleri bakımından çok büyük yüce. 2. Zengin saygın.
    ULUALP: (Tür.) Er. Çok erdemli yüce yiğit.
    ULUANT: (Tür.) Er. Kutsal büyük yemin.
    ULUBAŞ: (Tür.) Er. Yüce saygın kimse.
    ULUBAY: (Tür.) Er. Yüce saygınerdemli kişi.
    ULUBEK: (Tür.) Er. Saygınlığı olan bey.
    ULUBERK: (Tür.) Er. Saygın kişilikli yiğit..
    ULUCAN: (Tür.) Er. Erdemli saygın yüce kişi.
    ULUÇ: (Tür.) Er. 1. Selçuklular döneminde Türk beylerine verilen unvan. 2. Ünlü Türk denizcisi Uluç (Kılıç) Ali Paşa'nın adı.
    ULUÇ AĞ: (Tür.) Er. Hayırlı uğurlu dönem.
    ULUÇAM: (Tür.) Er. Ulu çam.
    ULUÇKAN: (Tür.) Er. Uluç kan.
    ULUDAĞ: (Tür.) Er. Çok büyük yüce dağ.
    ULUDOĞAN: (Tür.) Er. Doğuştan yüce uğurlu kimse.
    ULUER: (Tür.) Er. Saygın uğurlu yüce kimse.
    ULUERKAN: (Tür.) Er. Saygın yüce soylu kimse.
    ULUĞ: (Tür.) Er. Ulu büyük saygın.
    ULUHAN: (Tür.) Er. Büyük saygın hükümdar.
    ULUKAAN: (Tür.) Er. Büyük saygın hükümdar.
    ULUKAN: (Tür.) Er. Soylu yüce kandan gelen.
    ULUKUT: (Tür.) Er. Çok uğurlu kutlu kimse.
    ULUM: (Tür.) Ululuk haşmet büyük gösteriş. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ULUMAN: (Tür.) Er. Ulu yüksek saygın kimse.
    ULUMERİÇ: (Tür.) Er. Ulu Meriç”.
    ULUN: (Tür.) 1. Büyük ulu. 2. Temrensiz ok. 3. Buğday arpa kökü. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ULUNAY: (Tür.) Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ULUÖZ: (Tür.) Er. Özü yüce saygın kimse.
    ULUS: (Tür.) 1. Millet halk insan topluluğu. 2. Göçebe. 3. Oba aşiret kavim. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ULUSAN: (Tür.) Er. Adı yüce tanınmış kimse.
    ULUSOY: (Tür.) Er. Ulu yüce soylu.
    ULUSU: (Tür.) Er. Yüce kuüu su.
    ULUŞAHİN: (Tür.) Er. Ulu şahin.
    ULUSAN: (Tür.) Er. Yüce şanlı kimse.
    ULUTAN: (Tür.) Er. Ulu tan.
    ULUTAŞ: (Tür.) Er. Ulu taş.
    ULUTAY: (Tür.) Er. Ulu tay.
    ULUTEKİN: (Tür.) Er. Yüksek şahsiyetli ve sakin kişilikli.

    ULVİ: (Ar.) Er. Yüksek yüce manevi yapısı ön plana çıkabilen.
    ULVİYE: (Ar.) Ka. (bkz. Ulvi). UMA: (Tür.) Er. 1. Hediye armağan. 2. Konuk misafir.
    UMAN: (Tür.) Er. Umudu olan bekleyen umutlu.
    UMAR: (Tür.) Çare çıkar yol. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UMA Y: (Tür.) 1. Orhun yazıtlarında geçen çocukları ve hayvanları koruduğuna inanılan Tanrıça. 2. Devlet kuşu. İsim olarak kullanılmaz.
    UMMAN: (Ar.) Ulu büyük engin deniz okyanus. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜMRAN: (Ar.) 1. Bayındırlık mamurluk. 2. Uygarlık ilerleme refah ve mutluluk. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UMUR: (Tür.) Görgü bilgi deneyim. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UMURAL: (Tür.) Er. Görgü bilgi deneyim kazan.
    UMURALP: (Tür.) Er. Görgülü bilgili yiğit.
    UMURBAY: (Tür.) Er. Görgülü
    bilgili saygın kişi.
    UMURBEY: (Tür.) Er. Görgülü bilgili kişi.
    UMUT: (Tür.) Ummaktan doğan güven duygusu ümit. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UN AN: (Tür.) 1. Sadakat bağlılık. 2. Hak. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UNAT: (Tür.) Doğru yolu tutan. Akıllı. Ergin. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UNGAN: (Tür.) Er. 1. Onmuş kişi mutlu. 2. Yürekli yiğit kişi.
    UNSUR: (Ar.). Öğe ilke eleman. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    URAL: (Tür.) Er. Hazar denizine dökülen ı inak ve sıradağ.
    URALP: (Tür.) Er. Kentli yiğit. URALTAN: (Tür.) Er. Ur altan.
    URALTAY: (Tür.) Er. Ur altay.
    URAM: (Tür.) Er. Büyük geniş yol.
    URAN: (Tür.) Yetenekli usta becerikli. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    URANDU: (Tür.) Er. 1. Seçkin seçilmiş. 2. Hayırlı.
    URANGU: (Tür.) Er. Savaşçı savaşkan. . .... T
    URAZ: (Tür.) Er. Şans talih.
    URAZA: (Ar.)Er. 1. Hediye armağan. 2. Konuğa çıkarılan yiyecek.
    URGUN: (Tür.) Er. 1. Vurulan vurulmuş. Vurgun aşık. 2. Gizli.
    URHAN: (Tür.) Er. Yüksek rütbeli han.
    URKAN: (Tür.) Er. 1. Kale hendeği. 2. Şehir kent. 3. Yüksek ve korunaklı yer.
    URLUK: (Tür.) Er. Aile soy sop. Tohum.
    URUÇ: (Ar.) Yukan çıkma yükselme ağma. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    URUK: (Tür.) Er. 1. Tane tohum. 2. Nesil kuşa.
    URUZ: (Tür.) Er. Hedef amaç gaye.
    URVE: (Tür.) Kulp sağlam. Urvetü'lVuska sağlam kulp. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Sahabe adlanndandır: Urve b. ezZübeyr.
    URZA: (Ar.) Hedef amaç. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    USAL: (Tür.) Er. 1. Gamsız kedersiz keyfine düşkün. 2. Önemsiz.
    USALAN: (Tür.) Er. Akıl alan akıllı.
    USALP: (Tür.) Er. Akıllı yiğit.
    USARE: (Tür.) Ka. Özsu.
    USBAY: (Tür.) Er. Akıllı saygın kişi.
    USBERK: (Tür.) Er. Şimşek gibi parlak akıllı kimse.
    USBEY: (Tür.) Er. Akıllı kişi. USER: (Tür.) Er. Akıllı kişi. J
    USHAN: (Tür.) Er. Akıllı hükümdar. USKAN: (Tür.) Er. Akıllı soydan gelen.
    USLU: (Tür.) Akıllı zeki uysal sakin kimse. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    USLUER: (Tür.) Er. Akıllı olgun
    kişi.
    USMAN: (Tür.) Er. Akıllı zeki kimse.
    USUM: (Tür.) Er. Akıllı.
    USUN: (Tür.) Hüzün. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    USUNBİKE: (Tür.) Ka. Hüzünlü hanım.
    UTARİD: (Ar.) Merkür. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Türk dil kuralına göre "dA" olarak kullanılır.
    UTBE: (Ar.) Er. Meşhur sahabelerden bazılarının ismi.
    UTKAN: (Tür.) Er. 1. Zafer kazanmış muzaffer. 2. Şerefli onurlu soydan gelen.
    UTKU: (Tür.) Birçok emek ve tehlikelerden sonra ulaşılan mutlu sonuç zafer. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UTMAN: (Tür.) Er. Sereni edepli terbiyeli kimse.
    UYAR: (Tür.) Er. 1. Uygun yerinde. 2. Boyun eğen uysal nazik kimse.
    UYARALP: (Tür.) Er. Uysal nazik yiğit.
    UYAREL: (Tür.) Er. Uyar el.
    UYGAN: (Tür.) Er. Uyumlu uyan.
    UYGAR: (Tür.) Kültürlü eğitimli görgülü medeni. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UYGU: (Tür.) Uyum uygunluk. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UYGUN: (Tür.) 1. Yakışır yaraşır elverişli yararlı. 2. Oranlı. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UYGUNEL: (Tür.) Er. Uygun el.
    UYGUNER: (Tür.) Er. Uygun uyumlu olumlu.
    UYGUR: (Tür.) 1. Orta Asya'da büyük devlet ve uygarlık kurmuş yazılı anıtlarla sanat yapıtları bırakmış olan bir Türk ulusu. 2. Uygar medeni. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UYGURALP: (Tür.) Er. Uygar yiğit. Uygur'a mensup kişi.
    UYSAL: (Tür.) Yumuşak başlı uyumlu boyun eğen. Terbiyeli. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UYUN: (Ar.) Gözler. Pınarlar kay naklar. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UZ: (Tür.) 1. İyi güzel. Uygun doğru. 2. Usta. 3. Temiz dikkatli. Becerikli akıllı anlayışlı. 4. Yakın içten. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UZALP: (Tür.) Er. İyi temiz akıllı anlayışlı yiğit.
    UZAY: (Tür.) Bütün varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UZBAY: (Tür.) Er. İyi becerikli temiz akıllı ve saygın kişi.
    UZCAN: (Tür.) Er. Uysal uyumlu
    iyi insan.
    UZEL: (Tür.) Usta becerikli kişi. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜZER: (Tür.) Er. Becerikli akıllı kişi.
    UZGÖREN: (Tür.) Er. Gerçeği önceden görebilen.
    UZHAN: (Tür.) Er. Ülke ve halkına faydalı olan. «ı«i)l
    UZKAN: (Tür.) Er. Erdemli soydan gelen.
    UZLET: (Ar.) Er. Bir kenara çekilip toplum yaşayışından ayn kalma.
    UZMA: (Ar.) Büyük en büyük. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UZMAN: (Tür.) Belli bir iş ya da konuda bilgi görüş ve becerisi olan kimse. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. ^.^
    UZSAN: (Tür.) Er. Becerisi ve diğer iyi nitelikleriyle tanınan.
    UZSOY: (Tür.) Er. İyi nitelikli soydan gelen.
    UZTAN: (Tür.) Er. Uz tan.
    UZTAŞ : (Tür.) Er. Uz taş.
    UZTAV: (Tür.) Er. Uz tav. UZTAY: (Tür.) Er. Uz tay. UZTEKİN: (Tür.) Er. Uz tekin.

  2. #52
    sadece SUSUYORUM artık tükenmez@kalem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.10.2011
    Mesajlar
    1.322
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    73

    Standart

    Ü -

    ÜBAB: (Ar.) Er. Şiddetli taşkın sel suyu.
    ÜBABE: (Ar.) Ka. (bkz. Übab).
    ÜBEY: (Ar.) Er. Sahabedendir. Übey b. Ka'b.
    ÜBEYDULLAH: (Ar.) Er. Allah'ın kulu.
    ÜBEYD: (Ar.) Er. Köle kölecik kul.
    Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
    ÜBEYDE: (Ar.) Ka. (bkz. Übeyd).
    ÜBHET: (Ar.) Er. Büyüklük ululuk.
    ÜÇEL: (Tür.) 1. Yüce yüksek. 2. Arka. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜÇER: (Tür.) Er. Üç er.
    ÜÇGÜL: (Tür.) Ka. 1. Yaban yoncası. 2. Üç gül.
    ÜÇOK: (Tür.) Er. Oğuz destanına göre sol kolda bulunan 12 Oğuz boyuna verilen ad.
    ÜFTADE: (Fars.) Ka. 1. Düşmüş
    düşkün. 2. Aşık.
    ÜFTADEGl: (Fars.) Er. Düşkünlük.
    ÜGE: (Tür.) Ünlü şöhretli. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜKE: (Tür.) Onur şeref. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜKSÜM: (Ar.) Ka. Çayın çimeni çok güzel bahçe.
    ÜLEZ: (Tür.) 1. Batmakta olan güneş. 2. Salgın. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜLFER: (Ar.) Büyük su ırmak. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜLFET: (Ar.) 1. Alışma kaynaşma. 2. Görüşme konuşma. 3. Dostluk arkadaşlık. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜLGEN: (Tür.) 1. Yüce yüksek ulu. 2. İyilik tanrısına verilen ad. İsim olarak kullanılmaz.

    ÜLGENALP: (Tür.) Er. 1. Yüce ulu yiğit. 2. Ülgen alp.
    ÜLGENER: (Tür.) Er. Yüce ulu kimse. Ülgen er.
    ÜLGER: (Tür.) Kumaş vb. şeylerdeki ince tüy. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜLGÜ: (Tür.) Er. 1. Yakışıklı kimse. 2. Pay hisse. 3. Tutum tavır.
    ÜLKE: (Tür.) 1. Bir devletin egemenliği altında bulunan yerlerin tümü. 2. Yurt vatan. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜLKEM: (Tür.) Yurdum vatanım. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜLKEN: (Tür.) Senin yurdun senin vatanın. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜLKENUR: (Tür.) Yurdunu aydınlatan ışık. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜLKER: (Tür.) Boğa burcunda yedi yıldızdan biri. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜLKÜ: (Tür.) Amaç edinilen ulaşılmak istenilen şey. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜLKÜM: (Tür.) Amacım ulaşmak istediğim şey. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜLKÜMEN: (Tür.) Er. Ülküsü olan. bir ülküye bağlı olan kimse.
    ÜLKÜSEL: (Tür.) Ülkü ile ilgili ülkü niteliğinde. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜLMEN: (Tür.) Er. Denizci deniz adamı.
    ÜMERA: (Ar.) Er. Beyler emirler.
    ÜN AN: (Ar.) İnleme nalan. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNSA: (Ar.) Ka. Kadın kız nisa.
    ÜMİT: (Fars.) (bkz. Umut). Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜMMET: (Ar.) Bir peygambere inananların hepsi. İslam dinine bağlı olanların hepsine verilen ad.
    ÜMMİYE: (Ar.) Ka. Anneye ait anneyle ilgili.
    ÜMMÜHAN: (Ar.) Ka. Hükümdar anası.
    ÜMNİYE: (Ar.) Ka. 1. Umut. 2. İstek arzu. 3. Niyet.
    ÜMRAN: (Tür.) (bkz. Ümran). Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNAL: (Tür.) 1. Adın duyulsun tanın ün kazan. 2. Ün al. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNALAN: (Tür.) Er. Adı duyulmuş ün kazanmış.
    ÜNALDI: (Tür.) Er. Ün aldı.
    ÜNALMIŞ: (Tür.) Er. Ün ve şan kazanmış.
    ÜNALP: (Tür.) Er. Tanınmış ünlü yiğit.
    ÜNAY: (Tür.) Ay gibi tanınmış ünü parlak şöhretli.
    ÜNEK: (Tür.) Er. 1. Kahraman yiğit. 2. Ünlü tanınmış.
    ÜNER: (Tür.) Er. Tanınmış ünlü yiğit.
    ÜNGÖRMÜŞ: (Tür.) Er. Ün görmüş.
    ÜNGÜN: (Tür.) Er. Ün gün. ÜNGÜR: (Tür.) Er. Mağara.
    ÜNKAN: (Tür.) Er. Tanınmış soydan gelen soylu kan.
    ÜNLEM: (Tür.) Ses seda çağrı. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNLÜ: (Tür.) Tanınmış adı duyulmuş şöhretli şanlı. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNLÜER: (Tür.) Er. Tanınmış ünlü kimse.
    ÜNLÜOL: (Tür.) Er. Adın duyulsun ün kazan.
    ÜNLÜSOY: (Tür.) Er. Tanınmış soydan gelen.
    ÜNSAÇ: (Tür.) Adın duyulsun ünlen. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    UNSAL: (Tür.) Adın duyulsun. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNSAN: (Tür.) (bkz. Unsal). Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNSEV: (Tür.) Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNSEVEN: (Tür.) Ün seven. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNSEVER: (Tür.) Ün sever. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNSEVİN: (Tür.) Ün sevin. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNSİ: (Ar.) Er. 1. Alışmış sokulgan.
    2. Arkadaş dost.
    ÜNSİYYE: (Ar.) Ka. (bkz. Ünsi).
    ÜNÜVAR: (Tür.) 1. Ünü var. 2. Ünlü tanınmış. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNVER: (Tür.) Ünlen tanınmış ol insan ol. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜNVERDİ: (Tür.) Er. Ün verdi. (bkz. Ünver).
    ÜNVEREN: (Tür.) Er. Ün veren.
    ÜNZİL: (Ar.) Er. Gönderilmiş indirilmiş inzal olunmuş.
    ÜNZİLE: (Ar.) Ka. (bkz. Ünzil).
    ÜRMEGÜL: (Tür.) Ka. Sarmaşık.
    ÜRÜN: (Tür.) 1. Üretilen yararlı şey topraktan elde edilen. 2. Yapıt eser. 3. Sık orman. 4. Çokluk bolluk. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜRÜNAY: (Tür.) Ka. Ürün ay.
    ÜRÜNDÜ: (Tür.) Er. Seçilmiş seçkin.
    ÜRÜNDÜBAY: (Tür.) Er. (bkz. Üründü).
    ÜSGEN: (Tür.) Er. 1. Yüksek. 2. Gelişmiş.
    USTAM: (Ar.) Er. 1. Altın veya gümüşten yapılmış at eyeri. 2. Emin güvenilir.
    ÜSTAY: (Tür.) Er. Ay gibi yüksek yüce.
    ÜSTEK: (Tür.) Er. Yüksek yüce.
    ÜSTEL: (Tür.) Er. (bkz. Üstek).
    ÜSTER: (Tür.) Er. Çok değerli kimse.
    ÜSTÜN: (Tür.) 1. Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan onları geride bırakan. 2. Yenen galip gelen. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ÜSTÜNE AY: (Tür.) Er. 1. Üstün bay. 2. Seçkin başarılı kimse.
    ÜSTÜNDAĞ: (Tür.) Er. Üstün dağ.
    ÜSTÜNER: (Tür.) Er. Üsten er.
    ÜVEYS: (Ar.) Er. İsteyen arzu eden.
    ÜZER: (Tür.) Er. 1. Üst. 2. Kaymak. 3. Faiz. Can sıkıcı üzücü.
    ÜZEYİR: (Ar.) Er. Kur'anı Kerim'de adı geçen peygamber olup olmadığı konusunda ihtilaflı görüşler bulunan kişi. Tevbe suresi 30. ayette ismi geçer.
    ÜZÜM: (Tür.) Ka. Asmanın taze ya da kuru olarak yenen ve salkım durumunda bulunan meyvesi.

  3. #53
    sadece SUSUYORUM artık tükenmez@kalem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.10.2011
    Mesajlar
    1.322
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    73

    Standart

    - V -

    VABlL: (Ar.) Er. İri damlalı yağmur.
    VABİLE: (Ar.) Ka. (bkz. Vabil)
    VACİB: (Ar.) Er. 1. Dini (şer'i) bakımdan terkedilmesi doğru ve uygun olmayan kesinlik bakımından farzdan sonra gelen. 2. Çok lüzumlu bırakılması mümkün olmayan zaruri. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.
    VACİBE: (Ar.) Ka. Yapılması gerekli olan.
    VACİD: (Ar.) Er. Yaratan meydana çıkaran. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
    VACİDE: (Ar.) Ka. 1. Meydana getirici yaratıcı. 2. Varlıklı zengin.
    VAFE: (Fars.) 1. Nasip kısmet. 2. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VAFİ: (Ar.) Er. Yeter tam. Sözünde duran sözünün eri.
    VAFİD: (Ar.) Er. Elçi temsilci rasul.
    VAFİR: (Ar.) Er. Çok bol.
    VAFİRE: (Ar.) Ka. (bkz. Vafır).
    VAFİYE: (Ar.) Ka. (bkz. Vafı).
    VAHA: (Ar.) Çöllerin su bulunan kesimlerinde oluşan bitkili alan. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VAHAB: (Ar.) Er. Bağışlayan ihsan eden. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. "Abd" takısı alarak kullanılırsa daha iyi olur: Abdülvahab.
    VAHAT: (Ar.) Er. Çöl ortasında suyu ve yeşilliği olan yerler. Vahalar.
    VAHDEDDİN: (Ar.) Er. Dinin tekliği birliği. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
    VAHDET: (Ar.) Er. 1. Yalnızlık teklik birlik. 2. Allah'ı birlemek şirkten uzaklaşmak. 3. Hakimiyet ve teşri'i (yasa koyuculuğu) yalnız Allah'a ait olarak görmek.
    VAHİB: (Ar.) Er. Bağışlayan bağışlayıcı. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.
    VAHİBE: (Ar.) Ka. (bkz. Vahib).
    VAHİD: (Ar.) Er. Bir tek yalnız. Allah'ın sıfatlanndandır. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
    VAHİDDİN: (Ar.) Er. Tek din dinin tekliği.
    VAHİDE: (Ar.) Ka. (bkz. Vahid).
    VAİD: (Ar.) Er. Birini iyiliğe sevk ve kötülükten uzaklaştırmak için korkutma yıldırma.
    VAİL: (Ar.) Er. Sığınan kurtulan. Sahabe adlanndandır: Vail b. Hucr.
    VAİZ: (Ar.) Er. Dinsel öğüüerde bulunan kimse.
    VAİZE: (Ar.) Ka. (bkz. Vaiz).
    VAKAR: (Ar.) Ağırbaşlılık haysiyetini koruma temkin sabır heybet. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VAKİ: (Ar.) Er. l.Vuku bulan olan düşen olagelen rastlayan. 2. Geçen geçmiş olan.
    VAKIA: (Ar.) Ka. (bkz. Vaki).
    VAKIF: (Ar.) Er. 1. Bir şeyi elde eden bir işten haberli olan. 2. Duran ayakta duran. Arafat'ta vakfe yapan.
    VAKKAS: (Ar.) Er. Okçu savaşçı. Sahabe isimlerindendir.
    VAKUR: (Ar.) Er. Ağırbaşlı temkinli.
    VALA: (Fars.) Yüksek yüce. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VALAŞAN: (Fars.) Er. Şanı yüce şanlı.
    VALAY: (Fars.) Yükseklik yücelik. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VALİ: (Ar.) Er. Bir vilayeti idare eden en büyük memur.
    VALİH: (Ar.) Er. Şaşakalmış hayret etmiş hayran.
    VALİHE: (Ar.) Ka. (bkz. Valih).
    VAMIK: (Ar.) Er. 1. Seven aşık. 2. Vamık ile Azra öyküsünün erkek kahramanı.
    VAMIKA: (Ar.) Ka. (bkz. Vamık).
    VARAKA: (Ar.) Er. 1. Tek yaprak tek kağıt. Yazılı kağıt. 2. İlk vahyin gelmesi üzerine Hz Hatice'nin Hz. Peygamber'i alıp götürdüğü meşhur kişi: Varaka b. Nevfel. 3. Varaka ile Gülşah hikayesinin erkek kahramanı.
    VARESTE: (Fars.) 1. Kurtulmuş. Serbest rahat azade. 2. İlişiksiz. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VARGIN: (Tür.) Ulaşan isteğine kavuşan. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VÂSIF: (Ar.) Er. 1. Vasfeden vasıflandıran. Bir kimse veya şeyi başkalarından ayıran kendine has hal nitelik hususiyet. 2. Bir şeyin mahiyeti sıfatı tabiatı karakteri ile bunların tarif ve sayılması.
    VASIFE: (Ar.) Ka. (bkz. Vasıf).
    VASIK: (Ar.) Er. Güvenilen emin mutemed. Abbasi halifelerinden birinin unvanı.
    VASIL: (Ar.) Er. Ulaşan kavuşan yetişen.
    VASILA: (Ar.) Ka. (bkz. Vasıl).
    VARİD: (Ar.) Er. 1. Gelen vasıl olan erişen. 2. Bir şey hakkında çıkan söylenen.
    VARİDE: (Ar.) Ka. (bkz. Varid).
    VARİS: (Ar.) Er. 1. Cenabı Hakk'ın 99 isminden birisi. Mal ve mülkün bütün değerlerin son ve gerçek sahibi yüce Allah. 2. Varis kelimesi müslümanlar kastedilerek de kullanılmıştır. 3. Mirasçı kendisine miras düşen.
    VARIŞ: (Tür.) Er. Zeka anlayış akıl.
    VARLIK: (Tür.) Yaşam hayat. Var olan herşey. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VAROL: (Tür.) Er. Yaşa uzun ve sağlıklı bir yaşamın olsun.
    VASFİ: (Ar.) Er. Vasıfla ilgili vasfa ait. Nitelikli.
    VASFİYE: (Ar.) Ka. (bkz. Vasfı).
    VASİ: (Ar.) Er. l. Vasiyeti yerine getiren vesayeti yüklenen kimse henüz reşid olmamış çocuğun işlerine bakmakla mükellef kimse. 2. Geniş açık enli bol kapsayıcı. 3. Her şeyi ihata edici. Bilgisinin boyutları sınırsız. 4. Allah'ın isimlerinden (bkz. Abdülvasi). Kur'anı Kerim'de zikredilen isimlerdendir.
    VASİLE: (Ar.) Ka. (bkz. Vasıl).
    VASSAF: (Ar.) Er. Niteliklerini bildirerek anlatan ya da öven. VassafelHazrat. İranlı tarihçi yazar.
    VASSAL: (Ar.) Er. 1. Vasleden ulaştıran birleştiren. 2. Sayfalan yapışan eski yazılı bir kitabın sayfalarını ayıran sanatkar.
    VASSALE: (Ar.) Ka. (Eski) yazma eserlerin kenarlı kısmına kağıt ilavesi suretiyle yapılan tamir şekli.
    VATAN: (Ar.) Er. Yurt ülke.
    VAZAH: (Ar.) Er. Beyaz güzel yüzlü adam.
    VAZAHAT: (Ar.) Ka. Vazıhhk açıklık.
    VECAHEDDİN: (Ar.) Er. Dinin yüceliği onuru. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
    VECAHET: (Ar.) Ka. 1. Güzel yüzlülük gösterişlilik güzel yüz. 2. Saygınlık onur.
    VECAZET: (Ar.) Ka. Sözün veciz kısa oluşu.
    VECDET: (Ar.) Er. Zenginlik vars allık.
    VECDİ: (Ar.) Er. Coşkunlukla ilgili coşkunlukla oluşan.
    VECDİYE: (Ar.) Ka. (bkz. Vecdi).
    VECHİ: (Ar.) Er. Yüzle ilgili yüze ait.
    VECHİYE: (Ar.) Ka. (bkz. Vechi).
    VECİBE: (Ar.) Ka. Ödev boyun borcu vazife.
    VECİD: (Ar.) Er. 1. Bir şeyin güzelliği karşısında kendini kaybedecek dereceye gelmek coşkulanmak. 2. Tanrı sevgisinden dolayı duyulan coşkunluk sevinç.
    VECİH: (Ar.) Er. 1. Yüz çehre. 2. Tarz üslup. 3. Sebeb vesile.
    VECİHE: (Ar.) Ka. (bkz. Vecih).
    VECİHİ: (Ar.) Er. 1. Güzellik hoşluk uygunlukla ilgili.2. Bir kavmin önderi şeref ve mevki sahibi. Vecihî: Türk tarihçisi. (Kınm 1620).
    VECİZ: (Ar.) Er. Kısa derli toplu. VECİZE: (Ar.) Ka. Derin anlamlı özlü güzel söz.
    VECNE: (Ar.) Ka. Yanak yumrusu elmacık.
    VEDA: (Ar.) Ka. 1. Ayrılırken söylenen selamlama sözü. 2. Ayrılma ayrılış.
    VEDAT: (Ar.) Er. Sevgi dostluk.
    VEDİ: (Ar.) Er. Başkasının malını saklamakla görevli kimse.
    VEDİA: (Ar.) Ka. Saklanılması korunması için birine ya da bir yere bırakılan emanet. VEDİATULLAH: (Ar.) Allah'ın emaneti dini. Kadınlar da Allah'ın emaneti olarak nitelenmişlerdir.
    VEDİD: (Ar.) Er. Dost sevgisi çok olan. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
    YEDİDE: (Ar.) Ka. (bkz. Vedid).
    VEDUD: (Ar.) Er. 1. Çok muhabbetli çok şefkatli. 2. Allah'ın isimlerinden. İyi kullarım sevip onlara rahmet ve rızasını irade eden yüce Allah. (bkz. Abdülvedud). Kur'an'da Hud ayet: 90; Buruc ayet: 14'te zikredilmiştir.
    VEFA: (Ar.) Er. 1. Sözünü yerine getirme sözünde durma borcunu ödeme. 2. Sevgi dostluk ve bağlılıkta sebat. Yetme yetişme; ömrü vefa etmedi. VEFAl: (Tür.) Er. Vefa ile ilgili.
    VEFAKAR: (a.f.i.) Sevgisi geçici olmayan vefası olan. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VEFİ: (Ar.) Er. 1. Vefalı bağlı. 2. Tam mükemmel eksiksiz.
    VEFİA: (Ar.) Ka. 1. Vefalı sevgisi geçici olmayan. 2. Tam eksiksiz.
    VEFİK: (Ar.) Er. Uygun muvafık arkadaş yoldaş aynı fikirde olan. Ahmed Veflk Paşa.
    VEFİKA: (Ar.) Ka. (bkz. Vefık). VEFİR: (Ar.) Er. Çok bol. VEFİRE: (Ar.) Ka. (bkz. Vefır).
    VEFRET: (Ar.) Çokluk bolluk. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VEHBİ: (Ar.) Er. Allah'ın ihsanı sonucu olan. Allah vergisi fıtri.
    VEHBİYYE: (Ar.) Ka. (bkz. Vehbi).
    VEHHÂB: (Ar.) Er. Çok hibe eden bağışlayan. Sayısız nimetler veren yüce Allah. Bu isim EsmaulHüsna'dandır. Kur'anı Kerim'de Ali İmran ayet: 8; Sa'd suresi ayet: 9 ve 35'te geçmektedir. (bkz. Abdülvehhab).
    VEHHAC: (Ar.) Er. Çok parıltı. Çok alevli.
    VEHB: (Ar.) Er. Bağışlama bağış vergi. Vehb b. Mu.ne.bbih: Kitabü'lKader'in müellifi. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.
    VEKİL: (Ar.) Er. 1. Başkasının yerine ve adına hareket eden veya konuşan. 2. Asıl vazifelinin yerine çalışan bir vazifeyi geçici olarak idare eden. 3. Hükümet üyesi olan kimse bakan nazır. 4. Kur'an'da Allah'ın ismi olarak da geçmektedir (bkz. Abdülvekil).
    VEKKAD: (Ar.) Er. Parlak aydınlık ışıklı.
    VELA: (Ar.) Er. Yakınlık sahiplik. Efendisinin azat ettiği köle ve cariyesi ile olan münasebeti ve onlar üzerindeki hakkı.
    VELADET: (Ar.) Doğuş dünyaya gelmek ortaya çıkmak.
    VELA YA: (Ar.) Ka. Ermiş kadınlar.
    VELAYET: (Ar.) Ka. 1. Velilik ermişlik. Veli ve ermiş olan kimsenin hali ve sıfatı. 2. Başkasına sözünü geçirme. 3. Dostluk sadakat.
    VELİ: (Ar.) Er. 1. Çocuğun bakımı ve idaresi üzerinde olan hal ve hareketlerinden sorumlu bulunan kimse. 2. Dost yakın. 3. Allah'ın sevgili kulu ermiş evliya. Allah'ın isimlerinden (bkz. Abdulveli).
    VELİCAN: (Ar.) Er. Candan dost yakın.
    VELÎD: (Ar.) Er. Yeni doğmuş çocuk. Erkek çocuk köle. Sahabe isimlerindendir.
    VELİDE: (Ar.) Ka. (bkz. Velid).
    VELİME: (Ar.) Ka. Düğün ziyafeti. Evlenme düğün.
    VELİYE: (Ar.) Ka. (bkz. Veli).
    VELİYULLAH: (Ar.) Er. Allah'ın sevgili kulu. Allah'a teslim olmuş onun hakimiyet ve sultasının dışında hakimiyet ve sulta tanımayan. Yalnızca Allah'ı rasulünü ve mü'minleri dost edinen.
    VELİYÜDDİN: (Ar.) Er. Dinin sahibi. Dinin dostu.
    VELU: (Ar.) Er. Bir şeye fazla düşkün olan.
    VELUD: (Ar.) Ka. Doğurgan çok doğuran.
    VEMİZ: (Ar.) Er. Bulut arasından görünen ışık.
    VENÜS: (Fran.) Ka. Merkür'den sonra Güneş'e en yakın olan gezegen. Çobanyıldızı.
    VERÂ: (Ar.) Ka. 1. Günah ve haramdan kaçınmak için şüpheli şeylerden uzak durma takva ittika. 2. Halk mahluk alem kainat.
    VERDA: (Ar.) Ka. Gül.
    VERDİ: (Ar.) Er. Güle ait gül ile ilgili.
    VERDİNAZ: (a.f.i.) Ka. Naz gülü nazlıların gülü.
    VERGİ: (Tür.) Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelikler. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VERGİN: (Tür.) Verici özverili kimse. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VERİM: (Tür.) Ortaya çıkan beklenilen istenilen sonuç. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VERKA: (Ar.) Er. 1. Yabani güvercin üveyik. 2. Açık boz renk.
    VERRAK: (Ar.) Er. Kağıtçı. Ünlü Arap kelam bilgini: Ebû İsa Muhammed b. Harun elVerrak.
    VERŞAN: (Ar.) Çevreye şan ver ünlen ünlü ol. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VERZİŞ: (Fars.) Ka. 1. Çalışma işletme. 2. Çalışmış.
    VESAMET: (Ar.) Güzellik güzel olma. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    VESİK: (Ar.) Er. Çok sağlam güçlü.
    VESİKA: (Ar.) Ka. İnanılacak sağlam delil. Belge.
    VESİLE: (Ar.) Ka. 1. Neden sebep. 2. Elverişli durum. 3. Kavuşma yaklaşma. 4. Rasulullah'ın cennetteki makamı. Maide suresi 57. ayette geçmektedir.
    VESİM: (Ar.) Er. Güzel yüzlü.
    VESİME: (Ar.) Ka. (bkz. Vesim).
    VEYİS: (Tür.) Er. Yoksulluk muhtaçlık.
    VEYSEL: (Ar.) Er. Aslı Üveys'tir. Kurt anlamında. Veysel Karanı: Raşid halifeler döneminde Şam'dan Medine'ye gelerek yaşamış Medinei Münevvere'de itibarlı bir hayat sürmüş. Hadisi şeriflerde övülmüş meşhur veli. Şiftin savaşında şehid olduğu söylenir. (bkz. Üveys).
    VEYSl: (Ar.) Er. Yoksul muhtaç. Veysi: Türk şair yazar (Üsküp 1625).
    VEZİME: (Ar.) Ka. Beytullah'a gönderilen hediye armağan.
    VEZİR: (Ar.) Er. Osmanlı devletinde askeri ve idari en yüksek derece olan vezirlik rütbesinde olan kimse.
    VEZİRE: (Ar.) Ka. (bkz. Vezir).
    VİCDAN: (Ar.) Ka. 1. İyiyi kötüden hayn serden ayırmayı sağlayan iç duygu ahlak şuuru. His duygu. 2. Din inanç.
    VİDAD: (Ar.) Er. Sevme sevgi. Dostluk.
    VİDADE: (Ar.) Ka. (bkz. Vidad).
    VİLDAN: (Ar.) Ka. 1. Yeni doğmuş çocuklar. 2. Kullar köleler. Kur'arida
    zikredilmiştir.
    VİSALİ: (Ar.) Er. Kavuşma ulaşma ile ilgili.
    VİSAM: (Ar.) Er. Damgalı nişanlı.
    VOLKAN: (Fran.) Er. Yanardağ burkan. c
    VURAL: (Tür.) Er. Vur al.
    VURALHAN: (Tür.) Er. Vural han.
    VURGUN: (Tür.) Er. Birine aşık tutkun.
    VUSKA: (Ar.) Çok sağlam pek kuvvetli. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Urvetü'lVuska (Pek sağlam kulp) müslümanlık.
    VUSLAT: (Ar.) Ka. Ulaşma erişme kavuşma buluşma beraber olma.
    VUSTA: (Ar.) Er. 1. Orta ortada bulunan arada olan iç. 2. Orta parmak.
    VÜREYKA: (Ar.) Ka. Yaprakçık küçük yaprakçık.

  4. #54
    sadece SUSUYORUM artık tükenmez@kalem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.10.2011
    Mesajlar
    1.322
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    73

    Standart

    - Y -

    YA'KUB: (Ar.) Er. 1. Erkek keklik. 2. İbranice "Takib eden izleyen". Hz. Yusuf (a.s.)'un babası ve Kur'anı Kerim'de ismi geçen 25 peygamberden (Hz. YaTcub). Hz. İshak (a.s.)'m oğlu. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.
    YABAN: (Fars.) Er. 1. Yabancı. 2. Issız kır ova çöl sahra. 3. Dışan başka ülke gurbet. 4. Ekin tarlası.
    YABAN GÜLÜ: (Fars.) Ka. 1. Kır gülü. Bozkır çiçeği. 2. Kuşburnu.
    YABAR: (Tür.) Er. Güzel koku misk.
    YABENDE: (Fars.) Bulucu bulan. Keşfeden. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YABGU: (Tür.) Er. Eski Türk devletlerinde "hükümdar" anlamında kullanılan bir unvan.
    YADE: (Fars.) Ka. Hatıra.
    YADİGAR: (Fars.) Bir kimseyi ya da bir olayı anımsatan kimse. Bırakılan anı. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YAFES: (Ar.) Er. Hz. Nuh (a.s.)'un üçüncü oğlu. Tufandan sonra Hazar denizinin kuzeyine yerleşmiştir. Türk soyunun atası olduğu söylenir.
    YAĞAN: (Tür.). Yağmur kar. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YAĞIN: (Tür.) Er. 1. Yağmur. 2. Düşman yağı. 3. Yiğit. 4. Arka sırt. YAĞINALP: (Tür.) Er. (bkz. Yağın).
    YAĞIZ: (Tür.) Er. 1. Esmer. 2. Doru. 3. Yiğit. 4. Bakımlı hayvan.
    YAĞIZALP: (Tür.) Er. Esmer güçlü yiğit.
    YAĞIZBAY: (Tür.) Er. Esmer kimse.
    YAĞIZER: (Tür.) Er. Esmer kimse. YAĞIZHAN: (Tür.) Er. 1. Esmer hükümdar. 2. Yeğni katı cesur han.
    YAĞIZKAN: (Tür.) Er. Asil soylu kan.
    YAĞIZKURT: (Tür.) Er. Esmer güçlü kuvvetli kimse.
    YAĞIZTEKİN: (Tür.) Er. Esmer güçlü erkek.
    YAĞMUR: (Tür.) Ka. Gökten damlalar halinde düşen su.
    YAĞMURCA: (Tür.) Er. Bir tür geyik. Dağ keçisi.
    YAHŞİ: (Tür.) Er. 1. İyi güzel çok güzel. 2. Yiğit yakışıklı. 3. Toy deneyimsiz genç.
    YAHŞİBAY: (Tür.) Er. İyi tanınan saygın kimse.
    YAHŞİHAN: (Tür.) Er. Genç güzel hükümdar.
    YAHYA: (İbr.) Er. 'Allah lütufkardır" anlamında. Kur'ân! Kerim'de 5 yerde ismi geçen ve Zekeriyya (a.s.)'nm oğlu olan peygamber.
    YAKAZ AN: (Ar.) Ka. (bkz. Yakzan).
    YAKTIN: (Fars.) Er. Kabak. Kavun karvpuz hıyar gibi toprakta uzanıp yetişen bitki.
    YAKUT: (Ar.) 1. Parlak kırmızı şeffaf kıymetli taş. 2. Sibirya'nın kuzey kısmında yaşayan bir Türk kavmi. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YAKZAN: (Ar.) Er. Uyanık gözü açık.
    YALABUK: (Tür.) Er. 1. Güzel yakışıklı sevimli. 2. Parlak ışıltılı. Şimşek. 3. Çevik atik işgüzar. 4. Kavgada üstün gelen.
    YALAP: (Tür.) Er. 1. Parıltı. 2. İvedi hızlı çabuk. 3. San renkli bir kuş. 4. Şimşek.
    YALAVAC: (Tür.) Er. Peygamber elçi.
    YALAZ: (Tür.) Er. 1. Alev. 2. Bayrak.
    YALAZA: (Tür.) Alev. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YALAZABEY: (Tür.) Er. Ateş gibi.
    YALAZALP: (Tür.) Er. Alev gibi
    parlak yiğit.
    YALAZAN: (Tür.) Berk şimşek.
    Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YALAZAY: (Tür.) Ayın kırmızı ışıklar açar hali. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YALÇIN: (Tür.) Er. 1. Sarp. 2. Düz kaygan. 3. Parlak cilalı.
    YALÇINER: (Tür.) Er. (bkz. Yalçın). Çetin sert ve yiğit.
    YALÇINKAYA: (Tür.) Er. bkz. Yalçın.
    YALÇUK: (Tür.) Er. 1. Parlak parlayan. 2. Elçi.
    YALDIRAK: (Tür.) Er. Ak parlak ışıltılı.
    YALE: (Fars.) Sığır boynuzu. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YALGIN: (Tür.) Er. 1. Serap ılgın. 2. Alev.
    YALIM: (Tür.) Er. 1. Alev ateş. 2. Kılıç bıçak vb. kesici yüzü. 3. Kaya. Sarp yer uçurum. 4. Şimşek. 5. Kuvvet kudret. 6. Onur derece. 7. Çalım gurur.
    YALIN: (Tür.) 1. Gösterişsiz sessiz sade. 2. Alev ateş. 3. Taş büyük kaya. 4. Çıplak örtüsüz. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YALINALP: (Tür.) Er. (bkz. Yalın).
    YALINAY: (Tür.) (bkz. Yalın). Ayın en görkemli ve sade görüntüsü. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YALINÇ: (Tür.) Er. Karışık olmayan sade yalın yapılması ve anlaşılması kolay olan.
    YALKI: (Tür.) Er. 1. Yalın tek. 2. Işın.
    YALKIN: (Tür.) Er. (bkz. Yalgın).
    YALMAN: (Tür.) Er. 1. Kılıç kama bıçak mızrak'ın ağzı veya ucu. 2. Sarp dik. Eğik eğinik.
    YALTIR: (Tür.) Er. Parlak parlayan.
    YALTIRAK: (Tür.) Er. 1. Işık parıltı. 2. Kuyruklu yıldız. YALTIRAY: (Tür.) Er. (bkz. Yaltır). Ayın ışıltısı.
    YALVAÇ: (Tür.) Er. (bkz. Yalavaç).
    YAMAÇ: (Tür.) Er. 1. Dağın ya da tepenin herhangi bir yanı. Karşı. Yan. 2. Yakın. 3. Bedel karşılık.
    YAMAN: (Tür.) Er. 1. Kötü korkulan şiddetli. 2. Cesur güçlü. 3. İşbilir kurnaz becerikli.
    YAMANER: (Tür.) Er. Güçlü cesur erkek.
    YAMANÖZ: (Tür.) Er. Özü güçlü olan.
    YAN AÇ: (Tür.) Er. Yön taraf.
    YANAL: (Tür.) Er. 1. Yanda olan yana düşen. 2. Alaca değişik renkli. 3. Kırmızı pembe. 4. Nehir yatağı.
    YANAR: (Tür.) Er. 1. Parlayan parıldayan. 2. Kaplıca. 3. Aralık ve Ocak ayı.
    YANIK: (Tür.) Er. 1. Yanmış olan esmer. 2. Duygulu dokunaklı. 3. Kavruk gelişmemiş. 4. Aşık.
    YANIKER: (Tür.) Er. Aşık vurgun
    kimse.
    YANKI: (Tür.) Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses ses yansıması. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YAPINCAK: (Tür.) Ka. Seyrek taneli kırmızı bereli bir üzüm türü.
    YAPRAK: (Tür.) Ka. 1. Bitkilerde ekseriya klorofılli yeşil renkli çeşitli şekil ve yapıda olan soluk almaya yarayan uzantı. 2. Kitap yaprağı varak.
    YAREN: (Fars.) Er. Arkadaş dost yakın dost.
    YARIDİL: (Fars.) Gönül arkadaşı sevgili. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YARKAYA: (Tür.) Er. Sarp uçurumlu kaya.
    YARKIN: (Tür.) Şimşek ışık ışıklı. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YARLIK: (Tür.) Er. 1. Buyruk ferman. Yasa kanun. 2. Yoksul acınan. 3. Bağış lütuf.
    YARUK: (Tür.) Er. Işık aydınlık parlaklık parıltı.
    YASA: (Tür.) Er. Sevinç memnuniyet beğenme ve alkış ifade eder yaşasın ömrü çok olsun aferin.
    YASAN: (Tür.) Er. 1. Tertip düzen. 2. İmge belirti. 3. Bir işi yapma isteği karar. 4. Öngörü. 5. Baskın.
    YASAVUL: (Tür.) Er. 1. Koruyucu muhafız. 2. İlhanlılar devrinde ordu müfettişliği yapan kimse. 3. Jandarma polis.
    YASEMİN: (Fars.) Ka. Zeytingillerden güzel kokulu ve ekseriya beyaz veya san çiçek açan sanlgan ağaççık (jasminum).
    YASER: (Ar.) Er. Bolluk varlık zenginlik varlıklılık.
    YASiN: (Ar.) Er. Kur'anı Kerim'in 36. suresinin başlangıcı. Asıl manası bilinmemekle birlikte "Ey insan Ey Seyyid" gibi muhtelif anlamlar çıkarılmıştır.
    YASUN: (Tür.) Er. 1. Tarz üslup töre. 2. Doğa tabiat.
    YAŞAM: (Tür.) Doğumdan ölüme kadar geçen süre hayat. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YAŞANUR: (Tür.) (bkz. Yaşa). Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YAŞAR: (Tür.) Doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konulan adlardır. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YAŞIK: (Tür.) Er. Işık parıltı parlaklık.
    YAŞIL: (Tür.) Er. 1. Yeşil. 2. Erkek ördek.
    YAŞIN: (Tür.) 1. Işık parlaklık. 2. Gizli. 3. Şimşek.
    YATMAN: (Tür.) Er. Boyun eğen uysal yumuşak başlı kimse.
    YATUK: (Tür.) Er. 1. Kanun santur vb. sazların genel adı. 2. Saklanan kullanılmayan şey. 3. Tembel.
    YAVER: (Fars.) Er. Yardımcı.
    YAVEŞ: (Tür.) Er. 1. Ağırbaşlı yumuşak huylu sakin. 2. Şefkatli sevecen.
    YAVUZ: (Tür.) Er. 1. Yaman güçlü güzel. 2. Sert şiddetli çetin keskin.
    3. Fevkalade ala müstesna. 4. Kötü fena azgın. Yavuz Sultan Selim. Hilafetin Osmanlılara geçmesini sağlayan dokuzuncu Osmanlı padişahı.
    YAVUZALP: (Tür.) Er. (bkz. Yavuz). Çetin ve mücadeleci yiğit.

    YAVUZAY: (Tür.) Er. (bkz. Yavuz). Ayın en güzel hali.
    YAVUZCAN: (Tür.) Er. Güçlü kişiliği olan kimse. J J|
    YAVUZER: (Tür.) Er. Cesur güçlü erkek.
    YAVUZHAN: (Tür.) Er. Güçlü hükümdar hakan.
    YAY: (Tür.) Er. 1. Ok atmaya yarayan iki ucu arasına kiriş gerilmiş eğri ağaç ya da metal çubuk. 2. Burç.
    YAY ALP: (Tür.) Er. (bkz. Yay).
    Sportmen.
    YAYBÜKE: (Tür.) Er. (bkz. Yay).
    YAYGIR: (Tür.) Er. Gökkuşağı.
    YAYLA: (Tür.) Ka. Deniz yüzeyinden yüksek yaz mevsiminde oturulan serin ve yüksek yerler.

    YAZGAN: (Tür.) Er. Yazan yazar.
    YAZGANALP: (Tür.) Er. (bkz. Yazgan).
    YAZGI: (Tür.) Kader alın yazısı. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YAZGÜLÜ: (Tür.) Ka. Yazın açan gü1
    YAZIR: (Tür.) Er. Oğuzların Bozok kolunun Ayhan soyundan gelen bir Türkmen boyunun adı.
    YEDİER: (Tür.) Er. (bkz. Yediger).
    YEDİGER: (Tür.) Er. Büyük ayı takım yıldızı.
    YEDİVEREN: (Tür.) Ka. Yılda her mevsim çiçek açan gül.
    YEFA: (Ar.) Yüksek yer. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YEGAH: (Fars.) Ka. Türk müziğinin en eski makamlarından bir terkib.
    YEGAN: (Fars.) Er. Tekler birler. YEGANE: (Fars.) Ka. Biricik tek.
    YEĞİN: (Tür.) Er. 1. Zorlu katı şiddetli. 2. Baskın üstün. Yiğit güçlü çalışkan. 3. Bereketli bol. 4. İyiliği seven. 5. Yakışıklı güzel ince. 6. Uygun yerinde.
    YEĞİNER: (Tür.) Er. (bkz. Yeğin).
    YEĞREK: (Tür.) Er. 1. İyilik sever. 2. Güzel. 3. Fazla çok.
    YEHUD: (Ar.) Er. Yahudi Hz. YaTcub'un oğlu Yahuda soyundan gelenler İsrailoğullan.
    YEHUD A: (Ar.) Er. Hz. Ya'kub'un on iki oğlunun en büyüğü.
    YEKÇEŞME: (Fars.) Ka. 1. Tek gözlü. 2. (Tür.) Güneş.
    YEKDANE: (Fars.) Ka. 1. Eşi benzeri olmayan tek. 2. Bir çeşit gerdanlık. YEKPARE: (Fars.) Ka. Tek parça bütün som.
    YEKRENG: (Fars.) Ka. 1. Bir renkte olan. 2. Sözünün eri olan. 3. Meşhur bir çeşit lale.
    YEKRU: (Fars.) Er. 1. Bir yüzlü iki yüzlü olmayan. 2. Güvenilir dost.
    YEKRUYE: (Fars.) Ka. (bkz. Yekru).
    YEKSAN: (Fars.) 1. Düz. 2. Bir beraber. 3. Her zaman bir düzeyde. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YEKSARE: (Fars.) Ka. (bkz. Yekser).
    YEKSER: (Fars.) Er. 1. Yalnız başına. 2. Bir baştan bir başa. 3. Ansızın nagehan.
    YEKTA: (Fars.) Er. 1. Tek yalnız. 2. Eşsiz benzersiz.
    YELAL: (Tür.) Er. Rüzgar yel esinti.
    YELDÂ: (Fars.) Ka. Uzun ve siyah şey. Şebiyelda; uzun gece.
    YELDAN: (Tür.) Er. Hızlı süratli.
    YELEN: (Tür.) Er. 1. Arzu istek. 2. Fırtına.
    YELER: (Tür.) Er. Yel gibi hızlı çabuk kimse. • ^ ^ «^«
    YELESEN: (Tür.) Er. Yel gibi hızlı çabuk.
    YELİZ: (Tür.) Ka. Güzel havadar aydınlık.
    YELMEN: (Tür.) Er. Aceleci hızlı davranan canı tez kimse. t ^
    YELTEKİN: (Tür.) Er. (bkz.Yeler). YENAL: (Tür.) Er. Galip gelmek zafer kazanmaktan emir.
    YENAY: (Tür.) Yeni ay hilali ayça. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YENBU: (Ar.) Pınar çeşme kaynak. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. —
    YENER: (Tür.) Üstün gelen kazanan. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YENGİ: (Tür.) Er. Zafer utku yenme alt etme. YENİSEY: (Tür.) Er. Eski SSCB'de 3800 km uzunluğundaki ırmak.
    YENİSU: (Tür.) Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YEREL: (Tür.) Belirli bir yer ile ilgili olan örf. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YERGİN: (Tür.) Er. Hüzünlü tasalı kaygılı.
    YERHUM: (Ar.) Er. Erkek kartal.
    YERSEL: (Tür.) Yere ait yerle ilgili. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YERTAN: (Tür.) Er. Güneşin ilk ışıklan.
    YESAR: (Ar.) Er. 1. Varlık zenginlik. 2. Sol sol tarafı.
    YESARET: (Ar.) Ka. 1. Kolaylık. 2. Zenginlik.
    YESÂRİ: (Ar.) Er. 1. Sol solla ilgili sol tarafa ait. 2. Zenginlikle ilgili.
    YESÜGEY: (Tür.) Er. Cengiz Han'ın babası Kubilay Han'ın kardeşi olan Türk Moğol hükümdarı.
    YEŞİL: (Tür.) Ka. 1. San ile mavinin kanşımından oluşan çoğu bitki yapraklarında görülen renk. 2. Genç taze. 3. Koyu al renkte at 4. Yeşil başlı yaban ördeği.
    YEŞİM: (Ar.) Ka. Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş.
    YETEN: (Tür.) 1. Yetişen ulaşan. Olgun olgunlaşan. 2. Süresi dolan günü gelen. 3. Tüm canlılar herkes. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YETENER: (Tür.) Er. Olgun erkek. YETER: (Tür.) Sonuncu olması is
    tenen çocuklara verilen adlardır. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YETİK: (Tür.) Er. 1. Yetişmiş erişmiş büyümüş. Bilgili olgun. 2. Güç işleri başaran becerikli. 3. Delikanlı. 4. İri büyük. .rrl_.
    YETİŞ: (Tür.) Amacına ulaş isteğine kavuş. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YETİŞEN: (Tür.) Ulaşan kavuşan. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YETKİN: (Tür.) Gerekli olgunluğa erişmiş olan ergin. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YETKİNER: (Tür.) Er. Olgun kişilikli bilge.
    YEZDAN: (Fars) 1. Zerdüştlerin iyilik tanrısı. 2. Allah. İsim olarak kullanılmaz.
    YEZİD: (Ar.) Er. Emevi halifesi Muaviye'nin 3. oğlu.
    YIBAR: (Tür.) Er. Misk amber güzel koku.
    YİĞİT: (Tür.) Er. 1. Güçlü yürekli kahraman alp 2. Delikanlı genç erkek. 3. Gözüpek düşüncelerini açıkça söylemekten kaçınmayan kimse.
    YİĞİTCAN: (Tür.) Er. Güçlü korkusuz kahraman.
    YİĞİTER: (Tür.) Er. (bkz. Yiğitcan).
    YİĞİTHAN: (Tür.) Er. Yiğit cesur hakan.
    YİĞİTKAN: (Tür.) Er. Güçlü cesur soydan gelen.
    YILDANUR: (Tür.) Ka. Seneyi aydınlatan ışık saçan.
    YILDIKU: (Tür.) Ka. 1. Yıldız. 2. Ünlü Hım hükümdarı Atilla'nın son karısı.
    YILDIR: (Tür.) Er. Parlak parlayan ışıklı ışık.
    YILDIRALP: (Tür.) Er. (bkz. Yıldır).
    YILDIRAN: (Tür.) Er. Parlayan ışıldayan ışık saçan.
    YILDIRAY: (Tür.) Er. Parlak ışık saçan ay.
    YILDIRIM: (Tür.) Er. 1. Büyük ışık parlaması ve gök gürültüsüyle ortaya çıkan bulutlar arasında veya buluttan yere elektrik boşalması saika. 2. Şiddetli süratli çabuk! Yıldırım harekatı. Ünlü Osmanlı padişahı: Yıldırım Bayezid.
    YILDIZ: (Tür.) Ka. 1. Geceleri gökte çıplak gözle ışıklı bir nokta olarak görülen gök cismi necm kevkeb sitare ahter. 2. Bir noktadan çevreye beş veya daha fazla çıkıntısı olan köşeli. 3. Baht talih. 4. Mesleğinde çok parlamış kimse ve daha çok parlamış kimse sinema sanatçısı. 5. Kuzey (Denizcilikte).
    YILDIZHAN: (Tür.) Er. Yıldızların hakanı.
    YILHAN: (Tür.) Er. Yıl han.
    YILKAN: (Tür.) Er. Yıl kan.
    YILMA: (Tür.) Er. Vazgeçme korkma doğru yoldan yürümekten ayrılma yılma.
    YILMAZ: (Tür.) Er. Yılmayan bıkmayan azimli sebatlı.
    YILŞEN: (Tür.) Ka. (bkz. Yıldanur).
    YOĞUN: (Tür.) Er. 1. Oylumuna oranla ağırlığı çok olan. 2. Dolu sık. 3. Kalabalık. 4. İri kaba kalın.
    YOĞUNAY: (Tür.) Er. (bkz. Yoğun). ir._
    YOLAÇ: (Tür.) Er. Yol gösteren kılavuz.
    YONCA: (Tür.) Ka. Baklagillerden kırmızı veya mor çiçek açan çayır bitkisi.
    YORDAM: (Tür.) 1. Kılavuz rehber. 2. Beceri yatkınlık. 3. Gelenek görenek. 4. Anlayış yerinde davranış. 5. Kural yöntem düzen. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YORUÇ: (Tür.) Er. Komutan kumandan.
    YOSUN: (Tür.) Çoğu sularda yetişen ilkel yapıdaki bitkilerin genel adı. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YÖNAL: (Tür.) Er. Yönünü cepheni al.
    YÖNER: (Tür.) Er. (bkz. Yönal).
    YÖNET: (Tür.) Ec 1. Uygun doğru. 2. İyi güzel. 3. Uysal. 4. Becerikli yatkın. 5. Biçim tarz usul.
    YÖNTEM: (Tür.) 1. Yol tarz metod. 2. Yetenek. 3. Uygun kolay. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YÖRÜK: (Tür.) Er. 1. Göçebe. 2. Çabuk yürüyen hızlı. 3. Hayvancılıkla geçinen göçebe Oğuz Türkleri.
    YULA: (Tür.) 1. Meşale. Kandil.'Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YULUĞ: (Tür.) 1. Mutlu mesut. 2. Hak adalet. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YUMLU: (Tür.) 1. Uğurlu kuüu. 2. Kutsal mübarek. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YUMUK: (Tür.) Ka. 1. Açılmamış çiçek gül goncası. 2. Uysal sessiz ağırbaşlı.
    YUMUŞ: (Tür.) iş güç çalışma. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YUNUS: (Ar.) Er. 1. Ilık ve sıcak denizlerde yaşayan memeli hayvan. 2. Bir takım yıldızın adı. 3. Uzun müddet bir balığın kamında kaldığı rivayet edilen ve Kur'anı Kerim'de ismi geçen 25 peygamberden birisi. Hz. Yunus (a.s.). Kur'anı Kerim'in 10. suresi.
    YURA: (Tür.) Er. Dağ sırtı.
    YURDAER: (Tür.) Er. Yurdu için doğmuş kimse.
    YURDAGÜL: (Tür.) Ka. Ülkene gül. İlken için yararlı ol.
    YURDANUR: (Tür.) Ka. Yurduna ülkene ışık saç aydınlat.
    YURDAŞEN: (Tür.) Yurdu şenlendiren. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YURDAY: (Tür.) Yurdu aydınlatan. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YURDCAN: (Tür.) Er. Yurda canlılık veren.
    YURDUSEV: (Tür.) Ka. Ülkeni yurdunu sev.
    YURT: (Tür.) Er. 1. At kısrak. At sürüsü. 2. Orman.
    YURTSEVEN: (Tür.). Yurdunu milletini seven. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YURTSEVER: (Tür.) Er. (bkz. Yurtseven).
    YUSUF: (Ar.) Er. 1. Hz. Ya'kub (a.s.)'un oğlu olan peygamber Hz. Yusuf. 2. İbranice; inleyen ah eden inilti.
    YUŞA: (Tür.) Er. Tarihlerde Peygamber olduğu rivayet edilen Yûşa b. Nün.
    YÜCE: (Tür.) Yüksek büyük ulu bala. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YÜCEALP: (Tür.) Er. Büyük ulu yiğit.
    YÜCEL: (Tür.) Yüksel yüce bir duruma gel basan kazan ilerle. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YÜCELAY: (Tür.) (bkz. Yücel). Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YÜCELEN: (Tür.) Er. Yükselen yüce bir duruma gelen ilerleyen.
    YÜCESAN: (Tür.) Er. Saygın bir adı olan.
    YÜCESOY: (Tür.) Er. Saygın ulu soylu.
    YÜCETEKlN: (Tür.) Er. (bkz. Yüce).
    YÜKSEL: (Tür.) Yükseklere çık yücel basan kazan ilerle. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    YÜMİN: (Ar.) Er. 1. Uğur mutluluk. 2. Bereket.
    YÜMNA: (Ar.) Ka. Sağ taraf.
    YÜMNİ: (Ar.) Er. 1. Uğurlu becerikli. İşi sağ eliyle gören. Kıyamet gününde kitabım sağ tarafından alacak olan. 2. Uğura ait uğurla ilgili.
    YÜMNİYE: (Ar.) Ka. (bkz. Yumru?.'
    YÜRÜK: (Tür.) Er. (bkz. Yörük). 1. Çabuk ve hızlı yürüyen. 2. Tarihte yeniçerilere katılan yaya asker. 3. Hızlı koşan at
    YÜRÜKER: (Tür.) Er. (bkz. Yüük).
    TYÜSR: (Ar.) Er. 1. Kolaylık rahat. 2. Zenginlik.
    YÜSRA: (Ar.) Ka. Sol taraf.
    YÜZÜAK: (Tür.) Er. Dürüst namuslu doğru suçsuz kimse.

  5. #55
    sadece SUSUYORUM artık tükenmez@kalem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.10.2011
    Mesajlar
    1.322
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    73

    Standart

    - Z -

    ZABİT: (Ar.) Er. 1. Askere kumanda eden rütbeli asker. 2. Ticaret gemilerinden geminin hareketini yöneten idareci. 3. İdare etme gücü olan. (Mecaz): Tuttuğunu koparan dediğini yaptıran kimse.
    ZADE: (Fars.) Er. 1. Evlat oğul. 2. Dürüst doğru adam. ZAFER: (Ar.) 1. Amaca ulaşma basan. 2. Düşmanı yenme üstün gelme utku. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZÂFİR: (Ar.) Er. Zafer kazanan üstün gelen.
    ZAĞNOS: (Tür.) Er. Bir tür doğan kuşu.
    ZÂHİD: (Ar.) Er. Zühd sahibi şüpheli şeyleri bile terkederek günahtan kaçan Allah korkusuyla dünya nimetlerinden el çeken (kimse) muttaki.
    ZAHİDE: (Ar.) Ka. (bkz. Zahid).
    ZAHİR: (Ar.) Er. Parlak parlak yıldız. Allah'ın isimlerindendir. Kur'anı Kerim'de Hadid suresi 3. ayette geçer.
    ZAHİRE: (Ar.) Ka. (bkz. Zahir).
    ZAİD: (Ar.) Er. Artan artıran. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
    ZAlDE: (Ar.) Ka. (bkz. Zaid).
    ZAİK: (Ar.) Er. Tad alan tadıcı tadan.
    ZAİKA: (Ar.) Ka. (bkz. Zaik).
    ZAİM: (Ar.) Er. 1. Kefil. 2. Prenses şef.
    ZAİME: (Ar.) Ka. (bkz. Zaim).
    ZAKİR: (Ar.) Er. Zikreden anan. Allah'ı gerektiği gibi teşbih ve tehmid eden. Kur'an'ı öğüt verici gerçek bir zikir olarak gören.
    ZAKİRE: (Ar.) Ka. (bkz. Zakir).
    ZAMBAK: (Ar.) Ka. Güzel ve iri çiçekli bir süs bitkisi.
    ZAMİR: (Ar.) Er. 1. İç yüz. 2. Yürek vicdan. 3. Gönülde gizli olan sır. 4. Adın yerini tutan sözcük.
    ZAMİRE: (Ar.) Ka. (bkz. Zamir)/
    ZARAFET: (Ar.) Ka. İncelik güzellik zariflik.
    ZARİF: (Ar.) Er. 1. Nazik ve hoş konuşan ince ve hoş tavırlı olan kimse kibar. 2. İnceliği latifliği ile hoşa giden.
    ZARİFE: (Ar.) Ka. (bkz. Zarif).
    ZATİ: (Ar.) Er. 1. Kendiyle ilgili kendine ait özel. 2. Özle ilgili.
    ZATİNUR: (Ar.) Ka. Aydınlık nurlu kişi.
    ZATİYE: (Ar.) Ka. (bkz. Zati).
    ZAYİÇE: (Fars.) Ka. Yıldızların belli zamandaki yerlerini gösteren cetvel.
    ZEBERCET: (Ar.) Ka. Zümrütten daha açık yeşil olan zümrüt kadar değerli olmayan bir süs taşı.
    ZEBİH: (Ar.) Er. 1. Kesilmiş veya kesilecek kurban. 2. Hz. İsmail ile Hz. Muhammed'in babası Hz. Abdullah'ın lakabı.
    ZEHEB: (Ar.) Er. Altın. (bkz. Zer).
    ZEHRA: (Ar.) Ka. Çok beyaz ve parlak yüzlü. Hz. Muhammed'in kızı Hz. Fatıma'mn lakabı.
    ZEHRE: (Ar.) Ka. Çiçek. (bkz. Şükufe).
    ZEHREVAN: (Ar.). Kur'an'daki surei Bakara ile Surei Ali İmran. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZEKAİ: (Ar.) Er. Zekayla ilgili zekaya ait.
    ZEKAVET: (Ar.) Ka. Zeka zekilik.
    ZEKERİYA: (Tür.) Er. Kur'anı Kerim'de ismi geçen peygamberlerden biri.
    ZEKİ: (Ar.) Er. 1. Zekalı çabuk anlayan ve kavrayan. 2. Zeka belirten.
    ZEKİRE: (Ar.) Ka. Belleği güçlü olan unutmayan.
    ZEKİYE: (Ar.) Ka. Anlayışlı kavrayışlı zeka sahibi.
    ZELİHA: (Ar.) Ka. (bkz. Züleyha).
    ZEMHERİR: (Ar.) Gündönümünden sonraki şiddetli soğuklar kara kış. (22. Aralık'tan 31 Ocak'a kadar).
    Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZEMİN: (Fars.) Er. 1. Yer yeryüzü. 2. Temel dayanak. Konu tema.
    ZEMİNE: (Fars.) Ka. (bkz. Zemin).
    ZEMZEM: (Ar.) Kâ'be çevresindeki ünlü kuyu ve bu kuyunun nıüslümanlarca kutsal sayılan suyu. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZENAN: (Fars.) Ka. 1. Kadınlar. 2. (bkz. Nisa).
    ZENNİŞAN: (f.a.i.) Ka. Ünlü tanınmış kadın.
    ZENNUR: (Tür.) Ka. (bkz. Zinnur).
    ZERR: (Ar.) Er. Karınca yumurtası. Ebû Zerr. Ashabı Kiram'da zühd ve takvaca meşhur bir zat
    ZERAK: (Ar.) Mavi gök renkli. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZERARE: (Fars.) Saçıntı saçılan şey. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZEREFŞAN: (Fars.) Ka. 1. Altın saçan altın saçıcı. 2. Altın kakmalı. 3. Bir lale türü.
    ZEREN: (Tür.) Anlayışlı kavrayışlı zeki. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZERGUN: (Fars.) Ka. Altın renkli altın gibi san olan.
    ZERGÜL: (Fars.) Ka. Altın gibi.
    ZERİA: (Ar.) Ka. Vesile bahane fırsat.
    ZERİN: (Fars.) Altından olan altın gibi parlak olan san olan. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZERİŞTE: (Fars.) 1. Altın tel sırma. 2. San. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZERKA: (Ar.). 1. Gök gözlü. 2. Gök mavisi. 3. Mavi. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZERNİGAR: (Fars.) Ka. Altınla işlenmiş yaldızlı.
    ZERNİŞAN: (Fars.) Ka. Kılıç gibi şeylerin üzerine kakma altınla yapılan işleme süs.
    ZERRÎN: (Fars.) Ka. 1. Altından mamul. 2. Altın renginde san. 3. Parlak. 4. Güzel kokulu bir cins çiçek. 5. Fulya.
    ZERTAR: (Fars.) Ka. 1. Altın tel sırma. 2.Güneş ışını.
    ZERVER: (Fars.) Altın yaldızlı olan. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZEVAHİR: (Ar.) 1. Parlak yıldızlar. 2. (bkz. Zahir). Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZEVAL: (Ar.) Er. 1.Yerinden ayrılıp gitme. 2. Zail olma sona erme. 3. Güneşin başucunda bulunma zamanı.
    ZEVK AN: (Ar.) 1. Zevk bakımından zevkçe. 2. Zevk yoluyla. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZEVRA: (Ar.) 1. Dicle nehri. 2. Bağdat şehri. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZEVRAK: (Ar.). 1. Kayık sandal. 2. Mekke'de yapılan zemzem şişesi. 3. Çiçek testisi kadehi. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZEVVAK: ( (Ar.) Er. 1. Bir şeyi çok fazla tadan. 2. Bir şeyi çok fazla deneyen. 3. Bir şeyin çok fazla farkına varan.
    ZEYCAN: (Fars.) Er. Candan cana yakın.
    ZEYNEB: (Ar.) Ka. Değerli taşlar mücevherler. Zeyneb binti Cahş: Peygamberimiz (s.a.s)' in hanımlarından.
    ZEYNEDDİN: (Ar.) Er. Dinin zineti süsü.
    ZEYNEL: (Tür.) Er. Zeynelabidin adından kısalmış ad.
    ZEYNELABİDİN: (Ar.) Er. İbadet edenlerin süsü.
    ZEYNİ: (Ar.) Er. Süsle bezekle ilgili.
    ZEYNİYE: (Ar.) Ka. (bkz. Zeyni).
    ZEYNO: (Tür.) Ka. Zeynep adının bozulmuş hali.
    ZEYNULLAH: (Ar.) Er. Allah'ın süsü.
    ZEYNUR: (Ar.) Er. (bkz. Zinnur).
    ZEYREK: (Tür.) Er. 1. İlgi çekici. 2. Eli uz usta. 3. Akıllı zeki.
    ZEYYAL: (Ar.) Ka. Uzun etekli.
    ZEYYAN: (Ar.) Ka. Süsler pırıltılar.
    ZEYYAT: (Ar.) Er. Zeytinyağı zeytinyağı yapan kimse.
    ZİBA: (Fars.) Ka. 1. Süslü güzel. 2. Yakışıklı.
    ZİCAN: (Fars.) Ka. 1. Canlı canayakın candan.
    ZİBARU: (Fars.) Ka. Güzel yüzlü dilber.
    ZİHNİ: (Ar.) Er. Zihinle akılla ilgili.
    ZİHNİYE: (Ar.) Ka. (bkz. Zihni). ZİKRİ: (Ar.) Er. Anma ile ilgili.
    ZİKRA: (Ar.) l. Anma hatırlama. 2. İbret örnek. 3. Öğüt. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZİNET: (Ar.) Ka. Süs bezek.
    ZİNDE: (Fars.) 1. Diri yaşayan canlı. 2. Dinç sağlam güçlü kuvvetli. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZİNNUR: (Ar.) Er. Nurlu ışıklı aydınlık.
    ZİNNURE: (Ar.) Ka. (bkz. Zinnur). ZİNNUREYN: (Ar.) Er. İki nur sahibi. Hz. Osman'a Hz. Muhammed (s.a.s)'in iki kızıyla evlendiği için bu ad verilmiştir.
    ZİRVE: (Ar.) Doruk bir şeyin en yüksek noktası tepesi. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZİŞAN: (Ar.) 1. Şanlı şerefli. 2. Canlı. 3. Bir tür lale. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZİVEKAR: (Ar.) Er. Vekarlı. Vakar dolu. Vakar sahibi.
    ZİVER: (Fars.) Süs bezek. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZİVERBT Y: (Tür.) Er. (bkz. Ziver).
    ZİY Y: (Ar.) Er. Aydınlık parlaklık nur ışık.
    Zl YAD: (Tür.) Er. Fazlalık çokluk. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. Ziyat.
    ZİYAEDDİN: (Ar.) Er. Dinin ışığı aydınlığı.
    ZİYNET: (Tür.) Ka. (bkz. Zinet).
    ZİYNETİ: (Ar.) Ka. Süsle bezekle ilgili
    ZOBU: (Tür.) Er. 1. İri yan kadın kaba. 2. Delikanlı. 3. Zor sıkıntılı. 4. Eski vezir konaklanndaki hizmetlilere verilen ad.
    ZORAL: (Tür.) Er. Zor al.
    ZORLU: (Tür.) Er. 1. Güzel çok güzel iyi. 2. Yakışıklı. 3. Güçlü dayanıklı.4. Sert keskin. 5. Yürekli cesur. 6. Girgin girişken.
    ZUHAL: (Ar.) Ka. Güneşe uzaklık bakımından altıncı durumda olan gezegen satürn.
    ZUHUR: (Ar.) Görünme meydana çıkma baş gösterme. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
    ZUHURİ: (Ar.) Er. Orta oyununda komik rolünü yapan kimse.
    ZÜBEYDE: (Ar.) Ka. Öz asıl cevher.
    ZÜBEYR: (Ar.) Er. Yazılı küçük şey.
    ZÜBEYİR: (Ar.) Er. (bkz. Zübeyr).
    ZÜHDİYE: (Ar.) Ka. Her türlü zevke karşı koyarak kendini ibadete veren. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
    ZÜHDİ: (Ar.) Er. (bkz. Zühdiye). ;
    ZÜHEYR: (Ar.) Er. 1.Küçük çiçek çiçekcik. 2. Banet Suad kasidesinin sahibi olan Ka'b'ın kendisi gibi şair olan babası.
    ZÜHRE: (Ar.) Ka. Çoban yıldızı venüs.
    ZÜLAL: (Ar.) Ka. 1. Hafif saf ve tatlı su.
    ZÜLEYHA: (Ar.) Ka. Hz. Yusuf un hanımı güzelliğiyle Önlenmiştir.
    ZÜLFt: (Ar.) Er. 1. (bkz. Zülfıkar). 2. Kılıcın kabzasına iliştirilen süs.
    ZÜLFİBAR: (Fars.) Ka. Dağılmış saçılmış saç.
    ZÜLFiKÂR: (Ar.) Er. 1. Hz. Peygamberin Hz. Ali'ye hediye ettiği çatal ağızlı kılıç. 2. İki parçalı.
    ZÜLFİYAR: (Fars.) Ka. Sevgilinin
    zülüflü saçı.
    ZÜLFİZAR: (Fars.) Ka. Ağlayan
    inleyen saç.
    ZÜLKARNEYN: (Ar.) Er. 1. İki
    boynuzlu anlamında. 2. Kur'anı Kerim'de adı geçen şahıs. 3. Büyük İskender.
    ZÜMER: (Ar.) Er. 1. Zümreler gruplar. 2. Kur'anı Kerim'in 39. süresi.
    ZÜMRA: (Ar.) Ka. 1. Güzel iyi ahlaklı. 2. Cesur yiğit yürekli. 3. Zeki bilgili kadın.
    ZÜMRÜT: (Ar.) Ka. Parlak yeşil enkli kıymetli taş.
    ZÜRARE: (Ar.) Ka. Saçıntı saçılan şey.

6. Sayfa - Toplam 6 Sayfa var BirinciBirinci ... 4 5 6

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

  • Şikayet, Telif hakları ve Yasal bildirimler için tıklayın.
  • .

    İletişim: [email protected]