She was the meanest cat
(En acımasız kinci kadındı)
In old chicago town
(Eski Şikago kasabasındaki)
She was the meanest cat
(En acımasız kinci kadındı)
She really moved them down
(Onları gerçekten düşürdü)
She had no heart at all
(Onun kalbi yoktu)
No no no heart at all
(Hayır hayır yoktu)

She was the meanest cat
(En acımasız kinci kadındı)
Oh she was really tough
(Gerçekten sertti)
She left her husband flat
(Kocasının dairesini terketti)
He wasnt tough enough
(O yeterince sert değildi)
She took her boys along
(Oğullarını aldı)
cos they were mean and strong
(Çünkü onlar güçlü ve acımasızdı)

Ma ma ma ma - ma baker - she taught her four sons
(Fırıncı kadın – dört oğluna öğretti)
Ma ma ma ma - ma baker - to handle their guns
(Fırıncı kadın – silah kullanmasını)
Ma ma ma ma - ma baker - she never could cry
(Fırıncı kadın – hiç ağlayamazdı)
Ma ma ma ma - ma baker - but she knew how to die
(Fırıncı kadın – ama nasıl ölüneceğini biliyordu)

They left a trail of crime
(Suç izi bıraktılar)
Across the u.s.a.
(A.B.D nin karşısında)
And when one boy was killed
(Ve bir oğlu öldürüldüğünde)
She really made them pay
(Onlara bunu ödetti)
She had no heart at all
(Onun kalbi yoktu)
No no no heart at all
(Hayır hayır yoktu)

Ma ma ma ma - ma baker - she taught her four sons
(Fırıncı kadın – dört oğluna öğretti)
Ma ma ma ma - ma baker - to handle their guns
(Fırıncı kadın – silah kullanmasını)
Ma ma ma ma - ma baker - she never could cry
(Fırıncı kadın – hiç ağlayamazdı)
Ma ma ma ma - ma baker - but she knew how to die
(Fırıncı kadın – ama nasıl ölüneceğini biliyordu)

She met a man she liked
(Hoşlandığı bir adamla karşılaştı)
She thought shed stay with him
(Onunla kalmayı düşündü)
One day he formed with them
(Birgün onlarla biçimlendi)
They did away with him
(Onunla uzağa gittiler)
She didnt care at all
(Hiç umursamadı)
Just didnt care at all
(Hiç umursamadı)

- here is a special bulletin.
(İşte özel bir bülten)
Ma baker is the fibs most wanted woman.
(Fırıncı kadın en çok aranan insan)
Her photo is hanging on every post office wall.
(Her posta duvarına onun resimleri asıldı)
If you have any information about this woman
(Eğer onunla ilgili herhangi birşey biliyorsanız)
Please contact the nearest police station...
(Lütfen en yakın polis merkezine başvurun)

- dont anybody move! the money or your lives!
(Kimse kıpırdamasın! Para ya da hayatlarınız)

One day they robbed a bank
(Birgün bir bankayı soydular)
It was their last foray
(Bu onların son baskınıydı)
The cops appeared too soon
(Polisler çok yakında belirdi)
They couldnt get away
(Kaçamadılar)
And all the loot they had
(Ve aldıkları tüm ganimetleride bıraktılar)
It made them mighty mad
(Bu onları delirtti)
And so they shot it out
(Ve onlar ateş etti)
Ma baker and her sons
(Fırıncı kadın ve oğulları)
They didnt want to hang
(Asılmak istemediler)
They died with blazing guns
(Yanan silahlarla öldüler)
And so the story ends
(Ve işte hikayesinin sonu)
Of one who left no friends
(Arkadaşlarının bırakmadığı kişinin)

Ma ma ma ma - ma baker - she taught her four sons
(Fırıncı kadın – dört oğluna öğretti)
Ma ma ma ma - ma baker - to handle their guns
(Fırıncı kadın – silah kullanmasını)
Ma ma ma ma - ma baker - she never could cry
(Fırıncı kadın – hiç ağlayamazdı)
Ma ma ma ma - ma baker - but she knew how to die
(Fırıncı kadın – ama nasıl ölüneceğini biliyordu)