Foruminci.net

Teşekkür Teşekkür:  0
Beğeni Beğeni:  0
Beğenmedim Beğenmedim:  0
3. Sayfa - Toplam 3 Sayfa var BirinciBirinci 1 2 3
Gösterilen sonuçlar: 21 ile 23 ve 23

Konu: Felsefik Hikayeler ve Deyişler

  1. #21
    Moderator EyLüL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.01.2011
    Mesajlar
    4.527
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    236

    Standart

    Kurabiye hırsızı


    Bir kadın havaalanında bekliyordu Uçağının kalkmasına epeyce zaman vardı Havaalanındaki kitapçıdan bir kitap ve bir paket kurabiye alıp kendisine oturacak bir yer buldu Kendisini kitabına öyle kaptırmıştı ki bir ara yanında outran adamın oldukça cüretkar şekilde aralarındaki paketten birer birer kurabiye aldığını gördü ama görmezlikten geldi Bir yandan kitabını okurken bir yandan da saatine bakıyordu “Kurabiye hırsızı” bu arada kurabiyeleri yavaş yavaş tüketiyordu

    Kadının kulağı satin tik taklarındaydı ama bunlar sinirlenmesini engelleyemiyordu Kendi kendine düşünüyordu: “Kibar bir inisan olmasam şu adamın gözlerini morartırdım” Ama kurabiyeye her uzandığında adam da elini uzatıyordu

    Sonunda pakette tek kurabiye kalınca kendi kendine “Bakalım şimdi ne yapacak?” dedi Adam yüzünde asabi bir gülümsemeyle son kurabiyeye uzandı kurabiyeyi ikiye böldü Yarısını ağzına atarken diğer yarısını kadına Verdi Kadın kurabiyeyi adamın elinden ‘kapar gibi’ aldı “Aman tanrım ne cüretkar ve kaba bir adam Teşekkür bile etmiyor” dedi içinden Hayatında bu kadar sinirlendiğini hatırlamıyordu

    Uçağı anons edilince derin bir nefes aldı Eşyalarını topladı ve çıkış kapısına yöneldi “Kurabiye hırsızı”na bakmadı bile Uçağına bindi ve rahat koltuğuna oturdu Sonra bitirmek üzere olduğu kitabını almak üzere elini çantasına uzattı

    Gözleri şaşkınlık içinde açıldı Bir paket kurabiye çantasında duruyordu Çaresizlik içinde inledi “Bunlar benim kurabiyelerimse ötekiler de onundu ve kurabiyelerini benimle paylaştı”

    Özür dilemek için çok geç kaldığını anladı üzüntüyle Kaba ve cüretkar olan “kurabiye hırsızı” kendisiydi (Valerie Cox)
    Fatih gibi aşık olacaksın ki
    İstanbul gibi maşuk düşsün bahtına...

  2. #22
    Moderator EyLüL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.01.2011
    Mesajlar
    4.527
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    236

    Standart


    RESSAM'IN HATASI
    Eski bir Hint masalı şöyle sürer gider
    Bir zamanlar çok büyük bir ressam varmışEserleri herkes tarafından beğenilirmişÜlkenin kralı bile onu Onur madalyası ile ödüllendirmişOna Hint'çe de renklerin ustası anlamına gelen "Ranga Charya"adı verilmişAma hayranları ona kısaca "Ranga Guruji"derlermiş
    Rangayıllar içindealanındaki ustalığını kanıtlarcasına kendine özgü bir renk stili geliştirmişÇok çalışmasıyorumu ve konuya kendini vermesikendinden sonra gelenlerin takip etmesi için örnek olmuş
    Bir sanat okulu açmış ve orada müritlerine sanatın inceliklerini öğretmeye başlamışBelli bir müfredatı ve süresi yokmuş okulunÖğrencininyeteneğinden ve bilgisinden kendisi tatmin olduktan sonra onu sanat dünyasına takdim etmesi okulun özelliğiydi
    Kendince bir "Öğrenci Değerlendirme "yöntemi geliştirmiştiBuonun çalışma yöntemi gibi
    dünyada eşi olmayan bir yöntemdi
    Okulunda bir öğrenci olan Rajeev çok aceleciydiAllah vergisi bir yeteneğe sahipti ve Ranga'nın aradığı özellikler doğrultusunda;diğer öğrencilerden çok daha hızlı bir başarı gösteriyodu
    Ranga ondaki bu gelişmeden çok memnunduÇok övgü ve teşvik almaktan dolayı Rajeev merakla Ranja Guruji'nin onu artık bir ressam olarak ilan edeceği ve hayatının bu şekilde devam etmeye başlayacağı günü bekliyordu
    Bir gçok kibar bir şekilde Ranga Guruji'ye final uzmanlık sınavını ne zaman alacağını sorduRanga gülümsedi ve dedi ki: "Rajeevsen benim gelecek vaad eden öğrencilerimden birisinÇok kısa sürede sanatın inceliklerini öğrendinSanırım şimdi final sınavının zamanı geldi"
    "Sınav konumun ne olduğunu söyler misinizGuruji?"Rajeev mutluluğunu ve heyecanını saklamakta zorlanıyordu
    Ranga "Rajeevbir resim yapmanı istiyorumbu senin en iyi resmin olmalı ve herkes hayran kalmalı
    Şimdi acele etme ve hayatının şaheserini yap"dedi
    Rajeev gece gündüz çalıştı;en güzel resmini yaptı ve Ranga Guruji'ye getirdi
    Ranga: "Şimdi bunu şehrin meydanında halkın beğenisine sun"dedi "insanların senin eserini görmelerine izin verResmin altına büyük ve koyu harflerlebu resmin halkın değerlendirmesi için oraya konulduğunu ve resimdeki hataların izleyenler tarafından resmin üzerine bir X çizerek belirtilmesini yaz"
    Rajeev Ranga'nın dediklerini yaptıResmi şehrin en merkezi yerine koyduBirkaç gün sonra Ranga gidip onu getirmesini söyledi
    Rajeev meydana giderken çok heyecanlıydıAncak oraya vardığında çok büyük bir hayal kırıklığına uğradıTüm resim baştan aşağı X işaretleriyle doluyduBaşarısızlığı böylece anlaşılmıştıBüyük bir kalp kırıklığıyla
    resmi Guru'ya gösterdi
    Ranga O'na asla umutsuzluğa kapılmamasını ve yeniden bir resim yapmasını tavsiye etti
    Rajeev yeni bir sanat şaheseri daha yaptıRanga daha önce söylediği şeyleri tekrarladıAncak en son satırda değişiklik yaparakBu kez Rajeev'e resmin yanına boya ve fırça da koymasını söyledi Resmin altına yazdığı mesajda izleyicilerin hataları bulması ve resmin yanında bulunan malzemeleri kullanarak düzeltmeleri istenmişti Birkaç gün sonra Rajeev resmi almaya gittiğinde şaşırdıÇünkü resmin üzerinde hiçbir işaret olmadığı gibi aynına konulmuş olan malzemelere de hiç dokunulmamıştı
    Rajeev resmi Guru'suna sunarken çok mutlu olmuş ve kendine güven dolmuştu Ranga yine gülümsedive"Rajeev bugün öğrenmiş olduğun bu dersle birlikte artık senin eğitimin tamamlandı"dedi
    "Sevgili oğlumeğer bu dalda mükemmellik ve yücelik istiyorsan sadece sanatta ustalaşmış olman yetmez Ama insanlarıneline fırsat verildiğinde hiçbir şey bilmedikleri bir konuda bile eleştiripdeğerlendirme eğiliminde olduklarını da öğrenmen gerekir"
    "Eğer dünyayı seni yargılayacak kişi olarak kabul edersen hep hayal kırıklığına uğrarsıninsanlar hiçbir bilgisi ve ciddiyeti olamadan yargılamalarda bulunur ve birbirlerine fikirlerini söylerlerSenin ilk resmini X lerle doldurdularçünkü onları engelleyecek hiçbir risk yoktuVe çogunun bu konuda hiçbir yeteneği ve bilgisi de yoktuAma onlara sunulan bu fırsatı memnuniyetle değerlendirdilerAma aynı insanlarhataları bulup düzeltmeleri istendiğinde hiç biri bunu yapmadıÇünkü bu kez onların bilgisi ve yeteneği risk altındaydı;bu konudaki eksikliklerini göstermekten çekindilerUzak durmayı tercih ettiler"
    Ranga devam etti:"Böylece sevgili oğlumsenin çalışmansenin yeteneklerinsenin bilginsenin sanat alanındaki çabalarınsenin çok çalışmanın ve içten uğraşılarını değerli bir ürünüdürBunu dünyaya bedava sunmaO zaman çalışman ilk resminin uğradığı sonuca uğrar"
    "Kendinin yargıcı ol ve değerini kendin belirle ama bunu adalet ve eşitlik ilkeleriyle yapVe böyle davrandığında seni temin ederim ki asla ne kendin ne de eserinle hayal kırıklığına uğrarsın"
    "Son olarak bir de bu; başkalarının eserlerini de senin değerlendirme hakkın olmadığı anlamına gelir
    "Tanrı seni korusun!Oğlum"
    Rajeev'in gözlerinde saygı ve neşe dolu yaşlar vardıKalbinin derinliklerinde;eğer bu son dersi almasaydı eğitiminin eksik olacağını hissediyordu

    Nitin KULKARNi
    Fatih gibi aşık olacaksın ki
    İstanbul gibi maşuk düşsün bahtına...

  3. #23
    Moderator EyLüL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.01.2011
    Mesajlar
    4.527
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    236

    Standart

    Bir gün New York'ta bir grup iş arkadaşı yemek molasında dışarıya çıkarlar Gruptan biri kızılderilidir yolda yürürken insan kalabalığı siren sesleri yolda çalışma yapan işçilerin araçlarının çıkardığı gürültü ve araçların korna sesleri arasında ilerlerken

    Kızılderili kulağına cırcır böceği sesinin geldiğini söyler ve aranmaya başlar arkadaşları bu gürültüde arasında bu sesi duyamayacağını kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam ederler

    Aralarından bir tanesi inanmasada onunla birlikte aramaya devam eder

    Kızılderili caddenin karşısına doğru yürür arkadaşı da arkasından takip eder ve o binaların arasında bir kaç tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir cırcır böceği bulurlar

    Arkadaşı Kızılderiliye "Senin insanüstü güçlerin var! Bu sesi nasıl duydun ?" diye sorar

    Kızılderili ise bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek arkadaşına kendisini izlemesini söyler

    Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlayarak atar Bir çok insan bozuk para sesinin ceplerinden düşen bir paramı diye sesin geldiği yöne doğru bakar Kızılderili arkadaşına dönerek; "Gördün mü? Önemli olan nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğine bağlıdır

    Herşeyi ona göre duyar görür ve hissedersin" der
    Fatih gibi aşık olacaksın ki
    İstanbul gibi maşuk düşsün bahtına...

3. Sayfa - Toplam 3 Sayfa var BirinciBirinci 1 2 3

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

  • Şikayet, Telif hakları ve Yasal bildirimler için tıklayın.
  • .

    İletişim: [email protected]