İskender'in ölümünü izleyen döneme Helenistik Dönem (yaklaşık İÖ 300100) denir. Bu çağda Yunan dünyası dil ve kültür birliğini bir ölçüde de olsa sağlamıştır. Siyasal bakımdan ise imparatorluk İskender'in üç büyük generalinin yönettiği üç krallığa bölündü. Makedonya'yı Antigonos Mısır'ı Ptolemaios ve Suriye'yi Selevkos yönetiyordu. Yunan kentlerinden bazıları yeniden bağımsızlıklarını kazandılar. Birlikler kurarak birleştiler ve Makedonya'ya karşı konumlarını güçlendirdiler. Atina ve Sparta bağımsız kentler olarak kalırken öbür kentlerin çoğu ya Akhaia ya da Aitolia Birliği'ne katıldı. Her birliğin kentlerin temsilci gönderdiği bir meclisi vardı. Bu federasyonlar Yunanistan'ın bir Roma eyaletine dönüştüğü İÖ 2. yüzyıla kadar varlıklarını sürdürdü.
Bu çağda insanlar kendilerini herhangi bir kentin ya da devletin uyruğu olarak değil dünya yurttaşı olarak düşünmeye başladılar. Stoacı ve Epikurosçu felsefeler bütün insanların kardeşliği düşüncesini işledi. Onlara göre iyi bir yaşam onu arayan herkese açıktı. İnsan ister zengin ister yoksul ister köle ister özgür olsun bilgelik yoluyla erdeme ve mutluluğa ulaşabilirdi {bak. EPİKUROS).
Çeşitli yerlerde sanatçıların geliştirdiği "okullar" ortaya çıktı. Helenistik dönemin en ünlü yapıtları arasında Melo Adası'ndaki Afrodit heykeli ve Semadirek zaferini betimleyen heykel sayılabilir. Dönemin sanatçıları insanları ideal tipler olmaktan çok gerçekte oldukları gibi gösterdiler. Heykeltıraşlar yoksulların ve gösterişsiz insanların gençlerin ve yaşlıların heykellerini yaptılar. Sıradan insanları gündelik işleriyle uğraşırken betimlediler.
İÖ 2. ve 1. yüzyıllarda Romalılar doğuya
doğru yayıldıkça Helen krallıkları da Roma İmparatorluğu'nun topraklarına katıldılar. Yunanistan da artık Romalı bir vali tarafından yönetilen ve vergilendirilen bir Roma eyaleti oldu. İmparatorluğun doğu yarısında Yunanca resmi dil olarak kaldı; kültür de Helenistik niteliğini korudu.
Yunan sanatı yönetimi dini ve felsefesi Roma'nın gelişmesinde önemli rol oynadı. Romalılar Yunanlılar'm ilk dönem ya da klasik yönetim biçimlerinden sanatlarından ve edebiyatlarından etkilendiler. Yunan kültürünü kendi geçmişlerinin bir parçası olarak gördüler. Bu yüzden Batı Avrupa'ya yayılan ve batı dünyasının gelişimini etkileyen Roma uygarlığı Romalı olduğu kadar Yunanlı bir kimlik de taşır {bak. Roma İmparatorluğu) .