Bükülmüş dudaklarıyla masum bebekler gibi.
Sabaha en yakın vakitte sokakların ıssız hali.
Kısık bakışlarımla kaldırıpta başımı dedim
Tanrı saklıyor semanın gerdanında incileri.

Önceleri hoş gelirdi arada bir sabahlamak
13 aydır doğru düzgün gözlerimi kapatamam.
Yastığından ayrılıpta müsvetteler karalamak
nasıl bir şey sorma bana istesemde anlatamam.

Durduramam düşünmeyi hudutsuz bu düşün yönü
Bir akşam gelip deseler en sevdiğin artık ölü...
Sen olmak ister miydin o an onun dublörü ?
Bilinçsizde olsa bu film kendine seçtirir rolü.

Endamınla sallanarak yürür bazen ayrılıklar.
Büyür gözbebeklerim... Başımda tonla yük var.
Bıçaklarını sapladıkça şu göğsüme elvedalar.
Yüzümdeki gölde gözüm ufka kulaçlar atar.


Verse 2

Müsade ver kader... Anlatılacak çok şey var
Tahrip etti sesimi bak sukuda ödediğin kiralar.
Ziyan edilmiş her dakikanın hatrı çığlığımda can bulacak olsa inan
sesim şehiri hırpalar.

Çöl serabı gibi kader sürükletir ya insanı.
Vahalarda buluştursun vuslat olup yananları.
Hasretin gücüyle öyle sindirir ya içine sabırı.
yaşlanırken ruhun kurur gözünün pınarı.

Özünden ayrı bir yol çizip hüznü bugün benden alın
yare seslenen şu organın içinde yaşatmayın.
Ve sende tut elimi hasretim figanı bassın
Halt edipte kaderim batan geminin yanına yatsın.

Kaptanın selamı sevinç eksin isterim ben.
Rıhtımın dibinde yıllanan şarap gibi yürek için.
Benim için nüshalarda salınarak yürür mü
Tatırır mı bileklerin ?


Giryan