Çocuklarda Yalan Söyleme Davranışı;

Çocuklarda yalan söyleme davranışı yalan kasıtlı olarak uydurulmuşgerçekle ilgisi olmayan sözlerle başkasını kasıtlı olarak aldatmaktır. 5 yaşına kadar olan çocuklar hayalleri çok hızlı geliştiğinden gerçekle hayali çok iyi ayırt edemezler. 6-7 yaş sonlarına kadar abartılı konuşurlar. (Kırkıncıoğlu2003. s.127). Yalaninsanlığın varoluşuyla başlayan bir gerçektir. Hiç birimizin hoşlanmadığı bu gerçek hayatımızın her alanında karşımıza çıkmaktadır. Başkası tarafından yapıldığında hiç tasvip etmediğimiz hatta acımasızca eleştirdiğimiz bu davranışı bizde göstermekteyiz.
Her ne kadar kendimizce geçerli bir nedenimiz olsa da yalana asla başvurulmamalıdır. Yalan söylemek sadece ağzımızdan çıkan kelimeler değildir. Hile yapmak ve dolandırmak da yalan içerisinde yer alır. Bütün bu çeşitleriyle yalan tüm meslek dallarında karşımıza çıkmaktadır. Ancak eğitimciler bu konuda büyük bir sorumluluk taşımaktadır. Çocuğun gelişim sürecindeki davranış bozukluklarını erken tespit edip gerekli önemleri almak çocuğun şimdiki ve ileriki yaşamı için büyük önem taşımaktadır.
Öyle ise bu sorumluluğu başarılı bir şekilde gerçekleştirmek için yalan söylemek konusunda yeterli bilgilere sahip olmak gerekmektedir. Çocuklar Neden Yalan söylüyorlar ? Çocuklar genel olarak; dikkat çekmekcezadan kaçınmakbazı menfaatler elde etmekilgi görmekona zor gelen bazı sorumluluklarından kurtulmak ve korkularından dolayı yalan söyleyebilirler. Her çocukta bireysel farklılıklar görülmekle birlikteçocuklar soyut kavramları algılamaya başlamaları ile birlikte 7 yaşlarında muhakeme etmeye11 yaşlarında da doğru ile yanlışı yetişkinlere yakın şekilde ayırt etmeye başlar. Bu ayırt etmede aldığı ahlaki eğitim ve gördüğü güzel modeller etkilidir. Bununla birlikte küçük çocukların çoğu bilinçsiz bir şekilde yalan söyler veya doğruyu söylemez.
Çocuktur deyip aldırmayınca da alışkanlık halini alabilir. Hayalle gerçeği ayırt edememek sebebiyle doğru olmayan şeyler söylemek daha çok 3-7 yaşları arasında oyun esnasında görülür. Bu dönemde çocuğun hayallerini “yalan” olarak adlandırmaktan kaçınılmalıdır. 7 yaşından sonra çocuğun hayalle gerçeği daha iyi ayırt etmesi ile bu tür davranışlar çocukların çoğunda azalır. a) Cezadan kaç(ın)mak: Babasının dayağından korkan çocuk yalan söyler çünkü doğru söylerse ceza ile karşılaşacaktır. Ödevini yapmayan öğrenci yalan söyler çünkü öğretmenin kendisine düşük not vermesini istememektedir. b) Mükafat (ödül) elde etmek: Küçük çocuk ilgiyi üzerine çekmek için yalan söylerçünkü göreceği ilgi onunmükafatıdır. c) Korkularından dolayı: Çocuk televizyonda gördüğü kapkaç haberlerindenbir korku filminden veya gördüğü kötü bir rüyasından etkilenerekokuluna katilin gelip bir arkadaşını öldürdüğünü söyleyebilir. Yine çocuk öğretmeninin veya bir arkadaşının kendisini dövdüğünü söyleyebilir. Bu gibi hayal ürünü sözler çocuğun çeşitli nedenlerle anne ve babasının ilgisini çekmek istemesi veya dayaktan çok korktuğu için bu korkunun dışa vurumu gibi çeşitli nedenlere bağlı olabilir. Bu gibi korkuların nedeni çok iyi araştırılmalı hatta bazı durumlarda başkalarının haksız yere itham edilmesine yol açabileceği unutulmamalıdır. Hayalci olduğu için çeşitli senaryolar üreten çocuklar resimtiyatro veya yazı yazmak gibi çeşitli etkinliklere yönlendirilebilir. Bütün bunların içinde en çok endişe verici olançocuğun bir kazanç elde etmek veya bir sorumluluktan kurtulmak için yalan söylemesi ve buna çevresindekileri inandırdığını düşünmesidir. Mesela anne-babası ilgisiz olan bir çocuk yazılıdan kötü bir not aldığında nasılsa anne-babası okula gidip araştırmayacağını bildiği için yazlıdan iyi not aldığını rahatlıkla söyleyebilir ve bu davranış süreklilik halini alıp ileride daha büyük yalanların başlangıcını oluşturur. Babasının yeterli harçlık vermediğini söyleyen çocuk babasından habersizannesinden veya dedesinden de harçlık alabilir. Arkadaşının eşyasını izinsiz alan bir çocuk evdekilere arkadaşının bunu kendisine hediye ettiğini söyleyebilir. Bu şekilde yalanlar söyleyen çocuklarda caydırıcı tedbirler alınmaz ve yalanın anlaşıldığı çocuğa fark ettirilmezse bu gibi davranışlar ön ergenlik ve ergenlik dönemlerinde de devam edip alışkanlık haline gelecek ve kişilik sorunlarına yol açacaktır. Bütün bunların dışında çocuklarkıskançlık ve DEHB. ( Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ) gibi bir sebebe bağlı organik ve ruhsal bir sorununun olması dolayısı ile de yalan söyleme davranışını gösterebilmektedir. Bu tip hallerde çocuğun bir uzmandan yardım alması gerekmektedir. a) Çocuğun “yalan söylemeyi” model alarak öğrenmesi : Küçüklüğümüzden beri anne babalarımız bize yalan söylüyor. “Oğlum sesiz ol sana çikolata alacağım. “ fakat sessiz olunca verilecek olan çikolata alınmaz. “Akşam baban gelince sana oyuncak getirecek”. Sakın demeyinçocuk ne anlar yalandan. Ancak zihnibu yalanlarını otomatik olarak kaydeder. Çocuk biraz büyür ve sonra başka yalanlara şahit olur. Eve gelen telefona baba “evde yok de oğlum” der. Annesi 9 yaşındaki oğluyla minibüse biner ama üç beş kuruş kar yapabilmek için “o henüz 5 yaşındaokula gitmiyor” diyerek yalan söyler. Evde çekiştirdiği komşusunumahallede görse güleryüz gösterip över. Böyle bir ailede büyüyen çocuk yalanın gayet doğal bir şey olduğunu düşünerek kendisi de yalan söylemeye başlar. b) Çocuğun “yalan söylemeyi” basılı ve görsel yayınlardan öğrenmesi: Bir gün televizyonunuzu sadece izlediğini programlardaki yalanları bulmak için izleyin. Aşk dizilerindeaksiyon filmlerindemagazin programlarındasabah programlarındareklamlardahaberlerde sizce ne kadar yalana rastlarsınız? Maalesef yalan söylemeyi biz daha küçüklüğümüzde televizyonlardan öğreniyoruz. En masum çizgi filmlerde romanlarda bile yalana maruz kalan bizlerin bilinçaltına yalan o kadar normal bir şey olarak kazınıyor kisonrasında onu içimizden söküp atmak çok güçleşiyor. c) Çocuğun “yalan söylemeyi” çevresinden öğrenmesi: Ailemiz yalan söylemesetelevizyon izlemesek de çevremizde yalan söyleyen o kadar çok kimse var ki. Kısacası arkadaşlarımız komşularımızamcalarımızteyzelerimiz gözümüzün içine baka baka yalan söyleyebiliyorlar. Bazen şaka olsun diye yalan söylüyorlar ama sonuçta netice değişmiyor ve biz yine yalana muhatap oluyoruz.


Ass.Prof. Dr. Ekrem ÇULFA ve Pedagog Barış ÇAKIR