Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) 1996 yılında değişik politik ve ideolojik geçmişlere sahip Türkiyeli sol ve demokrat grupların birleşmesiyle kurulan siyasi parti. Amacını özyönetimci enternasyonalist demokratik planlamacı çevreci militarizm karşıtı ve feminist bir sosyalizm anlayışı doğrultusunda sermaye güçlerinin egemenliğini ve emperyalizmin basıkısını ortadan kaldırarak emek güçlerinin siyasi iktidarını kurması olarak tanımlar. Şimdiki Genel Başkanı Alper Taş'tır.


Tarihçe

23 Ocak 1996'da kurulan parti farklı mücadele ve örgütlenme geleneklerine sahip olan grupları kitlesel bir sol parti sloganı altında biraraya getiren bir yapılanma oluşturulmaya çalışıldı. Kurucu Genel Başkan Ufuk Uras'tı. Ufuk Uras Sadun Aren eski BSP TKP TİP TSİP üyeleri THKP-C kökenli Ertuğrul Kürkçü Sungur Savran Metin Çulhaoğlu gibi isimler ve çevreler ÖDP içinde temel prensiplerde anlaşarak özerk bir şekilde siyaset yapmaya çalıştılar.

İdeoloji

ÖDP'nin idealindeki yönetim şekli emekçilerin egemenliğindeki yerel meclislere dayanan doğrudan demokrasi modelidir. Parti özgürlük ve eşitlik mücadelesini birlikte yürütmeyi savunur. Siyasal ve toplumsal alanda devrimci bir değişimin emekçileri temsil etme iddiasındaki bir partinin herhangi bir biçimde hükümet olmasıyla değil bizzat işçilerin ve emekçilerin kendilerini yönetmesiyle gerçekleşeceğine inanır. Bu nedenle emekçilerin daha bugünden toplumsal yarar doğrultusundaki faaliyetlerini geliştirecekleri eşitlikçi dayanışmacı ve demokratik ilişkileri yaşamın her alanına yayacakları siyasetin toplumsallaşması yönünde çaba ve girişimlerini sürdürecekleri yaratıcılıklarını geliştirecekleri bir mücadele hattına ve siyaset tarzına sahip olmayı vazgeçilmez sayar. Devrim yapmaya değil devrim olmaya çalışır. ÖDP aynı nedenlerle kendini SSCB gibi bürokratik ve gerici reel sosyalizm deneyimlerinden ayırmak için Özgürlükçü sosyalizm ve Özyönetim terimlerini kullanır.

Gericilik ve muhafazakarlığa karşı bilimsel düşünceyi ırkçılık ve milliyetçiliğe karşı birarada yaşam kültürünü savunur. Eğitimin ve sağlık hizmetlerinin ücretsiz olmasını sosyal güvenlik hakkı ve yurttaşlık gelirini anadilde eğitimi tarımın desteklenmesi ve geliştirilmesini katılımcı yerel yönetimleri kadın haklarını çocuk haklarını engelli haklarını savunur. Hem demokratik hem sosyal hakların özgürce kullanılabileceği bir Türkiye‘yi kurmayı amaçlar.

Anti emperyalisttir. Uluslarası şirketler ve kurumlar aracılığıyla Dünya’ya dayatılan kapitalist küreselleşmeye karşıdır. Bu nedenle IMF Dünya Bankası AB ABD ve İsrail başta olmak üzere bir çok kapitalist - emperyalist kurum ve ülke yönetimlerine karşıdır. Kapitalist küreselleşmenin amacının insanlığa fayda sağlamak değil; zengin azınlığın kar amacı güderek daha da zenginleşmesi olarak görür ve bunu Marksist kuramdaki emperyalizm olarak kabul eder. Emperyalizmi önemsemeden kapitalizme karşı olunamayacağını savunduğu gibi ulusal sermayeye de dahil kapitalizme karşı olmadan bağımsızlıktan söz edilemeyeceğini savunur.

İçinde emekçileri sendikaları tarım üreticilerini kadın ve çevre hareketlerini savaş karşıtlarını farklı kültür ve kimlik taleplerini diğer bir deyişle küreselleşme mağdurlarını barındıran alternatif küreselleşme hareketini 21. Yüzyıl başı sistem karşıtı direnişin önemli bir olgusu olarak destekler.

Kürt Sorunu

Türkiye'nin en temel sorunlarından biri olan Kürt Meselesinin evrensel demokratik ve sosyalist değerler temelinde tartışılarak çözülmesi Türkiye halklarının eşit yurttaşlık anlayışıyla birlikte yaşaması hedeflenmektedir. Kürtçe eğitim imkanı bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi Kürt emekçilerin söz sahibi olması toprak reformu vb. etnik ve sosyal gereksinimlerin karşılanmasını ister. Parti devletin asimilasyon ve inkar poitikasına karşı haklar ve özgürlükler mücadelesi veren Kürt kitlelerine sahip çıkamakta ancak kimi konularda da eleştirmektedir.

ÖDP; Kürt meselesinde tarafların karşılıklı şiddet uygulamasına karşıdır. TSK’nın askeri operasyonları durdurmasını ve PKK’nın silah bırakmasını Kürt hareketinin sivil siyaset yapmasını savunur. Süregelen savaş ve baskı yılları boyunca işlenen savaş suçlarınınhangi cepheden kim tarafından işlenirse işlensin aydınlatılmasını ve faillerin cezalandırılmasını talep eder. Bölge’deki operasyonlar ve şiddet eylemleri etnik düşmanlıkları derinleştirdiğinden Türk şovenizmi ve Kürt ayrılıkçılığının birbirini pekiştirerek gelişmesine meydan verdiğindenYugoslavya’daki gibi bir Bosnalaşma tehlikesine dikkat çeker.[3]

ÖDP 16 Ekim 2010 tarihinde BDP’lilerin ve çeşitli yazarların da katılımıyla "Kürt Sorununda Çözüm Önerileri" adı altında bir çalıştay düzenledi. Çalıştay’da Genel Başkan Alper Taş DTK’nın ortaya attığı Demokratik Özerklik anlayışı ile ÖDP’nin yerel yönetim hedefinin aynı yere vurgu yaptığını söyledi.

Taş Kürt sorununun çözümü için bir arada yaşam için atılmasını gerekli gördüğü önerileri ise şöyle sıraladı:

* Siyasi partiler ve seçim yasası değiştirilmeli demokratikleştirilmeli; seçim barajı kaldırılmalı temsilde adalet ve eşitlik sağlanmalıdır

* Anadilde eğitim talebi karşılanmalı düşünce özgürlüğü ifade özgürlükleri güvence altına alınmalı siyasi yasaklar tümden kaldırılmalıdır

* Türkiye‘de yaşayan etnik temeli dini dili kültürümezhebi ne olursa olsun herkesin anayasal yurttaşlık temelinde eşit haklara sahip olması sağlanmalı bu anlamda kendi kültürlerini yaşatmaları ve geliştirmeleri anayasal güvence altına alınmalıdır

* Köyünden göç ettirilmiş olanların köye dönüşünü sağlayacak şekilde yasal düzenlemeler gözden geçirilmeli göç etmiş olanların yerleştikleri yerlerde insani yaşam koşulları geliştirilmelidir

* Koruculuk sistemi kaldırılmalıdır

* Kim tarafından yapılmış olursa olsun insan hakkı ihlallerinin insanlık suçlarının açığa çıkartılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır

* Toprak reformuyla birlikte bölgeye dönük kamu eliyle bölgesel kalkınma planları hazırlanmalı bölgeye ekonomik sosyal yatırımlarda öncelik verilmeli eşitsizliği ortadan kaldıracak önlemler alınmalıdır

* Hem sorunun çözümü hem de Türkiye‘nin demokratikleşmesine hizmet etmesi açısından yerinden yönetim ilkelerinin doğrudan demokrasi temelinde geliştirilmesi yerel halk meclislerinin yönetsel yetkilerle donatılmasını amaçlayan ve merkezin yetkilerinin yerel yönetimlere devri kapsamında idari siyasi düzenlemeler gerçekleştirilmelidir

* Dünya deneyimleri de dikkate alınarak bir silahsızlandırma programı belirlenmeli herkesi kapsayacak bir genel af ilan edilmelidir.

Bölgesel ve küresel siyaset


Yunanistan ile Türkiye arasında Ege’de barışı sağlamak için ülkelerin karşılıklı askeri bütçeyisilah alımını azaltması isteniyor. Karşılıklı silahlanmanın hem ülkelerdeki militarist ve şoven güçlerin yararına olacağı hem de ABD ve NATO’ya hizmet edeceği belirtiliyor.

Ermenistan ile sosyal ve kültürel ilişkileri geliştirmeyi ve her türlü ambargonun kaldırılmasını iki ülkenin yoksul halklarının iyiliği için savunur. Açılacak olan sınır kapısına öldürülen Türkiyeli Ermeni gazeteci Hrant Dink'in ismini uygun görür.

Kıbrıs Sorunu'nda çözümü "siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu iki bölgeli federatif bir devlet yapısı" olarak görüyor Yeni Kıbrıs Partisi'ni destekliyor

ÖDP NATO zirvesinde verilen İran'a karşı Türkiye'de füze kalkanı kurma projesine tepki gösterdi. EMPERYALİZME DEĞİL İRAN HALKINA SAVAŞA DEĞİL BARIŞA KALKAN OL konulu basın açıklaması yayınlamıştı.

ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'ne ve onu sağlamak için yaptığı Afganistan Irak işgallerine İsrail'in Filistin işgaline karşıdır.

Ekonomik krizelerin halk üzerinden aşılmasına tepki olarak Avrupa ülkelerinde çıkan emekçi ve öğrenci isyanlarını destekler.

Latin Amerika'daki sol hareketleri destekler.

Diğer parti ve örgütlerle ilişkiler

Halkevleri TKP EMEP ve ÖDP sık sık ortak hareket eder. Bazı eylem ve panelleri birlikte organize ederler.

BDP ile genelde Kürt sorunu konusunda tartışmalar yapılmaktakimi konularda birçok anlaşmaya varılmaktadır.Fakat BDP ile kesinlikle aynı görülmemelidirBDP ve ÖDP'nin ideolojileri farklıdırbilinmelidir ki BDP PKK'nın siyasi koludur.

Parti SDP ve Toplumsal Özgürlük Platformu üyelerinin "Devrimci Karargah Örgütü" ile bağlantılı olduğu iddiasıyla tutuklanmasına karşı çıktı. AKP'nin muhalif kesimleri "terörist" olarak yaftalayıp sindirmeye çalıştığını belirtti.

MÜCADELE EKSENİ VE EYLEM PLANI

Özgürlük ve Dayanışma Partisi insanın insanı sömürmesine sermayenin emek erkeğin kadın zenginin yoksul üzerindeki hâkimiyetine cinsiyet ayrımcılığına baskıya şiddet ve eşitsizliğe dayalı düzene son verilmesi için mücadele eder. Üretenlerin yönettiği sınıfların egemenliğinin son bulduğu ezen ve ezilenin olmadığı toplumun üzerindeki askeri polisiye ve bürokratik baskı ve denetimin ortadan kalktığı ekonomik karar ve planlama süreçlerinin çalışan ve üreten çoğunluğun iradesine dayandığı bir dünyayı amaçlar. Kadınların ekonomik siyasal ve toplumsal düzeyde ve gündelik hayatta erkeklerle eşit olduğu; insanlar arasında dil etnik köken ve inanç farklılıklarına dayanan ayrımcılığın son bulduğu; uluslar arasındaki düşmanlıkların sona erdiği; ulusların kendi kaderlerini özgürce tayin edebildiği; insanın kendisiyle ve doğayla barıştığı ve barışın kuşattığı bir toplumu hedefler. Bu hedef doğrultusunda kapitalizmin sınırlarını bugünden aşmaya yönelen bir eylem ve mücadele planına sahiptir.

Sloganlar

* Üreten Biziz Yöneten de Biz Olacağız !
* Söz Yetki Karar İktidar; Halka !
* Eşit Özgür Demokratik Türkiye !
* Faşizme Ölüm Tek Yol Devrim !
* İnsanca Yaşamak İstiyoruz!
* İnadına Aşk İnadına Devrim ve Sosyalizm !
* Hırsızlar Susacak Halk Konuşacak !
* İnsanca Yaşam İnsanca Düzen !