Liberal Demokrat Parti 26 Haziran 1994 tarihinde Besim Tibuk başkanlığında kurulan siyasi parti. Partinin amblemi mavi zemin üzerine oturtulmuş beyaz Yunus Balığı'dır. Partinin kısaltılmış adı LDP’dir. Politik görüşü klasik liberal serbest piyasa ekonomisi ve insan haklarına dayalıdır. Hukuka dayalı insan hak ve hürriyetlerini birincil koşut kabul eden yetkileri sınırlandırılmış güçlü devleti savunmaktadır. Parti Avrupa Liberal Demokratlar Grubu üyeliğine davet edilmiştir.


Kuruluşundan beri genel başkanlığını yapan Besim Tibuk 25 Kasım 2002'de istifa etti. "Asabı Bozuk Bir Adamın Portresi" adlı söyleşi kitabı 1997 yılında Dem Yayınevi tarafından basılmıştır. İstifasından sonra yerine Emin Şirin seçildi ancak parti ile olan görüş ayrılıkları sebebiyle kısa zamanda ayrıldı. Şu anda genel başkanlık görevini 20 Haziran 2005 tarihinden beri Cem Toker yapmaktadır.

Partinin gençlik kolları Genç Yunuslar olarak adlandırılmıştır. Bireysel tartışma forumları Markopaşa olarak adlandırılmıştır.

Parti programında insan haklarına gerçekten tabii bir anayasa önermektedir. Amerikan tipi başkanlık sistemini desteklemektedir. 2010 Referandum sürecinde Türkiye'deki tüm liberal grupların aksine referandumda hayır oyunu vereceklerini açıklayarak büyük tepki toplamıştır.

05 Aralık 2010 Pazar günü mahkeme kararıyla belde olmaya hak kazanan Bursa Ovaazatlı'da yeniden yapılan belediye başkanı ile belediye meclis üyelerinin belirlenmesi amacıyla yapılan seçime katılan 7 partiden biri olmasına nazaran oy alamamıştır. [4]

"Madem ki medya bize yer vermiyor biz de seçmene kendi kanalımızla ulaşırız" diyerek 2010 yılında LDP TV adlı internet medya televizyonu kurarak vidyo-görsel propaganda işlemlerini buradan sürdürmektedir.

2011 yılı yapılacak olan genel seçimlerde halka sunduğu seçim bildirgesi şöyledir:

Liberal Demokrat Parti Türk siyasetinde aşağıdaki temel unsurların tümünü politikalarında ilke edinmiş yegane siyasi partidir.

1- Bireyin yaratıcı üretici ve girişimcilik gücünü merkez alan politikalar üretmek.

2- Asli görevleri dışında icraat yapmayan ancak denetleyen ve pek çok alanda denetleten bir devlet yapısı oluşturmak.

3- Adil rekabet ortamında tamamen serbest bir piyasa ekonomisini gerçekleştirmek.

4- Evrensel temel hak ve özgürlüklerin ekonomik gelişmenin ön şartı olduğu bilinciyle halkımızın doğuştan sahip olduğu tüm bu hak ve özgürlükleri kullanmasını sağlamak.

5- Tam bağımsız ve tarafsız yargı ile adaleti kısa zamanda ve caydırıcı bir şekilde sağlayan hukuk devletini oluşturmak.

Ekonomi :

Liberal Demokrat Parti serbest piyasa ekonomisine inanır.

Devletin yapısı ve doğası icabı kaliteli ucuz verimli mal üretebilmesi ve hizmet verebilmesi mümkün değildir. devlet icra etmez denetimi sağlar ve yönetir.

Bu nedenle devlet ekonomik faaliyetlerden elini çekecek tüm hizmetleri serbest rekabet ortamında bireysel girişimciler hür teşebbüs özel üniversiteler dernekler vakıflar halkımıza çok daha ucuza ve kaliteli olarak sunacaktır. Haksız rekabeti önlemek için özel sektörün faaliyet gösterdiği alanlarda aynı hizmeti veren TRT THY benzeri tüm kamu iktisadi teşekkülleri ile bit denilen belediye iktisadi teşekkülleri kapatılacaktır.


Özelleştirme :

Öncelikle özelleştirme idaresi tasfiye edilerek özelleştirme hızlandırılacaktır. halkımızın soyulmasına neden olan devlet tekelinin özel sektör tekeline dönüşmesine izin verilmeyecektir. Kar eden kamu işletmelerinden önce zarar eden verimsiz işletmelerin gerekiyorsa bedelsiz özelleştirilmesi veya tasfiye edilmesi sağlanacaktır.

Özelleştirilecek işletmelerde öncelik o işletmenin çalışanlarına ait olacaktır. İşletmenin devri önce onlara teklif edilecektir.


Vergi politikaları :

Liberal demokrat parti genelde yüksek vergiye karşıdır. Yüksek vergiyle kalkınma olsa dünyada fakir ülke kalmazdı. LDP devletin sadece ordu polis yargı ve dışişleri gibi asli görevlerini yapabileceği kadar vergi toplanması gerektiğine inanır. Kalkınma ve zenginlik vergilerin düşük olduğu ülkelerde gerçekleşmektedir.

Bürokrasi azaltılarak verimlilik arttırılarak gereksiz bakanlık ve kurumlar kapatılarak sağlanacak tasarruf sayesinde %10 sabit vergiye geçilecekKDV kaldırılacaktır. KDV yerine bölgesel tüketim vergisi konulacak bu şekilde fakir kalmış bölgelerin zenginleşmesi sağlanacaktır.

5 kişiye kadar eleman çalıştıran esnaf vergiden muaf tutulacaktır. finans ulaşım medya kültür sektörü ile eğitim ve sağlık hizmetlerine vergi muafiyeti sağlanacaktır. Gümrük vergileri karşılıklılık esasına göre kaldırılacaktır. ÖTV’ye KDV uygulaması gibi vergiden vergi alma saçmalığına son verilerek 1999 depremi bahane edilerek konan özel iletişim vergisi gibi deprem vergileri nemalarıyla halkımıza geri ödenecektir.


İşsizlik :


İşsizliğin azalması ve emeğin değerinin artması sadece çok sayıda iş yeri açılmasıyla mümkündür. Buna ek olarak devletin politikalarıyla bürokratıyla mevzuatıyla girişimciye dost olması sağlanacaktır.

Öncelikle yurdumuz serbest finansal bölge haline getirilerek yapılacak düzenlemelerle finans sahiplerinin güven duyması sağlanacak finansman sorunu ortadan kaldırılarak yatırımcının en ucuz krediyi kullanmasıyla açılacak işyerleri emeğin değerini yükseltecektir.

Devletin yatırım yapması ülkede biriken sermayeyi verimsiz kullanmasına ve uzun vadede işsizliğin artmasına neden olmaktadır. devletin yatırım yapması önlenecektir.

İş güvenliği yasası işsizliğe neden olduğundan yürürlükten kaldırılacaktır. İstihdam üzerindeki vergiler kaldırılacak SSK prim yükü tercihli özel emeklilik programları sayesinde olabildiğince azaltılacaktır.


Dokunulmazlıklar :

Seçilmiş veya atanmış hiçbir kamu görevlisinin dokunulmazlığı olmayacaktır. Düşünceyi ifade özgürlüğü gereği ifade suç olmaktan çıkarılacağından milletvekillerinin kürsü dokunulmazlığı da tartışma konusu olmayacaktır.


Adalet :

Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanarak hak ettiği saygınlık kazandırılacaktır. Adalet bakanı ve müsteşarı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan çıkartılacaklardır.

Adaleti hızlı etkin ve caydırıcı bir şekilde gerçekleştirmek devletin asli görevi olacaktır. Yargıçlarımızın mutlaka devleti değil öncelikle evrensel hukuk değerlerini ve insanımızın temel hak ve özgürlüklerini savunmaları esas olacaktır.

Türkiye katiller hırsızlar soyguncular için bir cennettir. Suça maruz kalmış mağdur haklarını hiçbir hükümet önemsememiş mağdur hakları geri plana itilerek daima sanık haklarını ön plana çıkartmışlardır. Delil yetersizliği infaz yasası gibi nedenlerle suçlular çok az ceza görmekte veya hiç ceza almadan etrafta dolaşmaktadırlar. Bu düzene son verilecektir.

2 defa bir yıldan fazla hapis cezası gerektiren suç işleyenlerin üçüncü bir suç işlemeleri halinde toplumdan arındırılarak 10 yıl ağırlaştırılmış hapis cezası çekmesi sağlanacaktır.

Adalet mekanizması ve polis gücü maddi manevi donanım araç gereç ne gerekiyorsa her şekilde takviye edilecek infaz yasası kaldırılacak ve yargıçların takdir hakları kısıtlanarak suçlunun duruşmadaki iyi hali gibi kabul edilemez indirimlere son verilecek suçlunun değil mağdurun lehine olan tüm hükümlerin uygulanması sağlanarak suç işleyen gerçek cezasını görecektir. Yargı gücü başkan ve üyelerinin toplumsal iradeyle belirlendiği bir yüksek mahkemeye ve buna bağlı etkin bir adli mekanizmaya ait olmalıdır.

Adalet ve yargıda çalışanların yaşam standartları yükseltilecektir. Ceza evleri ıslah edilecektir. yönetimleri devletin kuralları çerçevesinde özel sektöre bırakılacaktır. tüm hapishanelerde mahkumları da korumak için koğuş yerine ortak yaşam alanlı ancak tek kişilik oda sistemine geçilmelidir.


Temel Hak ve Özgürlükler :

Her şeyden önce temel hak ve özgürlükler devleti yönetenler tarafından insanlara verilecek bir lütuf değil her insanın doğuştan sahip olduğu değerlerdir.

Halkımız fakirlik işsizlik ve sefalet devam ettiği müddetçe temel hak ve özgürlüklerine sahip çıkmayı önemsememektedir. oysa evrensel temel hak ve özgürlükler toplumumuzca talep edilmediği müddetçe fakirlik işsizlik ve sefalet devam edecektir. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu hak ve özgürlükler halklara önce verilmiş ekonomik kalkınma ve refah daha sonra gelmiştir.

Liberal demokrat parti başta yaşam ve mülkiyet hakları olmak üzere düşünce düşünceyi ifade inanç sözleşme seyahat haber alma seçme ve seçilme gibi temel hak ve özgürlükleri güvence altına alacak yasaları öncelikli olarak çıkartıp bu hak ve özgürlükleri ihlal eden tüm yasaları da yürürlükten kaldıracaktır.


Dış Politika :


Son 5 senede Türk dış politikası her alanda fiyasko ile sonuçlanmış on yıllardır süregelen devlet politikalarımız rayından çıkmış devletimizin güvenirliliği ve itibarı dünya devletleri nezdinde ağır bir yara almıştır. Ülkemize yönelik haksızlık ve küstahlıklar dışişlerimizce sadece şiddetle kınanmış toplumumuzda Türkiye Cumhuriyeti itilip kakılan aciz bir ülke gibi algılanmaya başlamıştır.

Dış politikamız dünyanın 5. büyük ordusuna sahip 17. en büyük ekonomisi olarak ve dünya coğrafyasında asla tartışılmayacak bir stratejik konumda bulunan güçlü bir dünya ülkesi olmanın bilinci ile tamamen akıl mantık sağduyu ve stratejik planlamalarla ve sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin yüksek çıkarlarını koruyacak ilkelerle yapılandırılacaktır. tüm dünya ülkelerinde etkin lobi faaliyetleri yapılarak ilişkilerimiz geliştirilecektir.

Ülkemiz BM’nin güvenlik konseyi daimi üyeliğini en az mevcut üye ülkeler kadar hak etmektedir. Bunun sağlanması için her türlü girişim yapılarak ülkemizin üyeliğinin gerçekleştirilmesi sağlanacaktır.


Avrupa Birliği :


AB ile ilişkilerimiz baştan sona gözden geçirilerek mevcut durum saptanacaktır. Bizden istenilen somut tavizler karşılığında muğlak vaatlerle müzakerelerin bir yere varamayacağı Avrupalılara anlatılacaktır. Bakan statüsünde zamanının tümünü bu konuya ayıracak tecrübeli bir baş müzakereci atanarak görüşmelerin hızlı ve çıkarlarımızın korunacağı görüşmeler şeklinde ilerlemesi sağlanacaktır.

AB Parlamentosundaki milletvekillerinin ülkemiz hakkında doğru ve düzenli bilgi almalarını sağlayacak ülkemiz hakkındaki önyargıları silecek çok etkin lobi faaliyetleri yapılacaktır.


Eğitim:


Eğitim çok önemlidir o nedenle devlete bırakılmamalıdır. Fabrika bile yönetemeyen devlet eğitimi de yönetemez. o nedenledir ki Türk milletinin ortalama eğitim düzeyi 4-45 seneden ibarettir. Dünyanın ilk 500 üniversitesi arasında tek bir Türk üniversitesi bulunmamaktadır.

Eğitim hizmetini şahıslar vakıflar ve özel girişim rekabet ortamı içinde yüklenmelidir. devlet 8 yıllık eğitim süresince ihtiyacı olan öğrencilere burs vermeli bunun dışında sadece vergi muafiyetleri ile sistemin gelişmesini desteklemelidir.