Hasan Sabbah

Hasan Sabbah tarihte ve günümüzde eşi benzeri olmayan bir Alevi önderidir Hasan Sabbah kurduğu örgüt ile yıllarca zalimlerin saltanat sahiplerinin korkulu rüyası olmuştur
Hasan Sabbah İran’ın Kum kentinde doğmuştur Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir Hasan Sabbah 17 yaşına kadar Oniki İmam’cı Şii eğitimi almıştır 17 yaşından sonra İsmailliliği benimsemiş ve bölgenin İsmaili önderlerinden eğitim görmüştür Hasan Sabbah buradaki eğitimini tamamlayınca İsmaillilerin merkezi olan Fatımi Devleti’nin başkentine uzun ve zahmetli bir yolculuktan sonra 1078’de vardı Hasan Sabbah üç yıl Mısır’da kaldı Kahire ve İskenderiye’de dönemin ünlü bilginlerinden dersler aldı Hasan Sabbah 1081 yılında İsfahan’a dönerek yetkinleşmiş bir şekilde mücadeleye başladı Hasan Sabbah yaklaşık 9 yıl çeşitli kentleri gezerek İsmailliliği yaymaya çalıştı Bu çalışmaları sonucu var olan İsmaili tabanını daha da genişletti 1090 yılında Alamut kalesinde eğitim ve örgütlenme mücadelesine yeni bir boyut kazandırarak Alamut kalesini kendisine merkezi üs olarak seçti Alamut kalesi Elbruz sıradağlarının en doruğunda olup çok korunaklı bir konumdadır Nitekim yıllarca ordular Alamut’u kuşatmalarına rağmen fethedememişlerdir Hasan Sabbah burayı bilinçli seçmiştir Hasan Sabbah Alamut’un bütün eksiklerini tamamladı Su kanalları açıp ambarlar kurdu Çevredeki küçük kaleleri alıp onlara kuleler yaptı Çevrede bulunan yerleşim alanlarının çoğu İsmaili oldu Bu arada bazı kurallar getirip sosyal reformlar yaptı İsmailileri kardeşlik bağlarıyla birleştirdi Böylece her birey kendisini topluluğun sorumlu bir üyesi ve onun ayrılmaz bir parçası olarak hissetmeye başlamıştır
Alamut kalesinin Hasan Sabbah tarafından ele geçirildiğini öğrenen Selçuklu veziri Nizamülmülk dört ay boyunca Alamut’u kuşatmasına rağmen sonuç alamadı Bu dönemde Selçuklu Devleti’nde taht kavgası vardı Bu durumu en iyi şekilde değerlendiren Hasan Sabbah örgütlenme alanını günden güne genişletti Örgütlenme ağı o kadar boyutlanmıştı ki Selçuklu Devleti’nin üst düzey memurları dahi İsmaili olmuştu
Hasan Sabbah bütün yaşamı boyunca İsmaili inancının özgürce yaşanması için çalıştı Bu noktada başarılı oldu Bugün dahi onlarca kişi Hasan Sabbah’ın yaptıklarını hayranlık şaşkınlık ve gıpta ile değerlendirmekteler Hasan Sabbah’a olmadık iftiralar hakaretler ve yakıştırmalar yapıldı Öyle ki Hasan Sabbah taraftarlarına afyon içenler anlamında haşhaşiler denildi Oysaki onlara “Assasin” deniliyordu Assasin kavramının türkçe karşılığı “bekçiler sır bekçileri”dir Onlar hiç bir zaman dünya malına olan düşkünlüklerinden insanın inandığı değerler için yapmayacağı şey olmadığını bilmediler Onlar için değerleri için inancı için yaşamını dahi feda etmek insanın yapacağı bir iş değildi Günümüzde dahi Hasan Sabbah ve taraftarları için en ahlâk dışı iftiralar yapılmaktadır Onlara göre Hasan Sabbah fedailerini sahte cennet vaadiyle kandırıp onları uyuşturucuya alıştırıp eylemlere gönderiyormuş Ne yazık ki bir çok Alevi insan dahi bu yalanlara inanmaktadır Oysaki gerçekler çok daha farklıdır Gerçekte Hasan Sabbah kötülüklere haksızlıklara karşı gelmiş ve öğrencilerini de bu doğrultuda eğitmiştir Onlara asla ve asla haksızlığa boyun eğmemelerini öğütlemiştir Bu uğurda gerekirse yaşamlarını ortaya koymalarını öğütlemiştir Hasan Sabbah’ı izleyen öğrencileri yer yer fedai eylemler geliştirip haksızlıkların üzerine gitmişlerdir Doğal olarak haksız olanlar bunun karşıt propagandasını yapmışlardır Ama bilinmelidir ki bir kişiye ne kadarda uyuşturucu verilirse verilsin o kişi asla böyle eylemler yapamaz Aksine uyuşturucu alan kişi hantallaşır
Hasan Sabbah’ın Alamut kalesini koruması bu kaleye en güçlü ordunun dahi girememesi günümüzde dahi gıpta ile bakılan hayranlık duyulan bir olaydır Nasıl olurda bir fedai gözünü kırpmadan eylem gerçekleştirmiştir? O fedai nasıl bir eğitimden geçmiştir? Hasan Sabbah nasıl taktikler geliştirip stratejisini uygulayıp kaleyi güçlü ordu karşısında korumuştur? Bütün bunlardan yola çıkarak Hasan Sabbah’ın etkileme gücü bilinci askeri dehası örgütlenme stratejisi günümüzde hayranlık uyandırıyor Böyle bir büyük şahsiyet görevini başarıyla tamamlamış 1124 yılında hakka yürümüştür