Türk asıllı mutasavvıfların en büyüklerinden birinin Aziz Mahmud Hüdayi olduğunda şüphe yoktur. Bugün Üsküdar´da adıyla anılan caminin avlusunda türbesi bulunan Aziz Mahmud Hüdayi I Sultan Ahmed´in de mürşidi idi. Hükümdardan büyük saygı görüyor kendi de hükümdarı seviyor ve sayıyordu. Arayı pek fazla uzatmadan birbirini ziyaret ederlerdi. Biri din ve maneviyatın ulusu diğeri devletin ulusu bu iki insan uzun süre birbirini görmeden duramazdı. Sultan Ahmed´in en mutlu anları şeyhiyle beraber olduğu anlardı.

Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri ziyaretine geldiğinde onun hizmetini bizzat kendisi yapardı. Aziz Mahmud´un Topkapı sarayında yine padişahı ziyaret ettiği bir gün namaz vakti yaklaşmış Aziz Mahmud Hazretleri de abdest alıp hazırlanmak istemişti. Derhal leğen ve ibrik istendi. Padişah suyu kendisi dökerek şeyhinin abdest almasına yardımcı oldu. Bu sırada valide sultan (padişahın annesi) de kurulanması için havlu elinde bekliyordu. Valide sultan bu sırada içinden şunu geçiriyordu : "Ah şu mübarek insan bir keramet gösterse de gözümüz açılsa ne olur?"

Abdest almayı bitirmiş kurulanmak üzere valide sultanın elindeki havluya uzanırken valide sultanın içinden geçenlere vâkıf olan Hüdayi Hazretleri

- "Dünyanın en büyük devletinin hükümdarının altın ibrikle su döktüğü annesinin en nadide iplikten dokunmuş havlusunu tuttuğu insan hiçbir sıfatı bulunmayan sıradan bir kul bir abdi acizdir. Bundan daha büyük keramet ne olabilir?"