"Hazreti Bistâmî"nin bir gün ziyâretine
Bir müslümân gelerek arz etti ki kendine:


(Efendim otuz yıldır her gün oruç tutarım.
Ve yine geceleri kalkıp namâz kılarım.


Lâkin bir ilerleme görmüyorum hâlimde.
Bir açılma parlaklık bulmuyorum kalbimde.


Halbuki tam doğrudur îmân ve îtikadım.
Niçin bir ilerleme olmuyor anlamadım.)


Kalbine “Kalp gözü”yle bir nazar edip onun
Buyurdu ki: (Evlâdım çâresi zordur bunun.


Üçyüz sene ibâdet etsen de bu hâlinle
Bir yere varamazsın bu nefis engelinle.)


O sordu ki: (Yok mudur peki bunun ilâcı?)
Buyurdu ki: (Var ama yapamazsın çok acı.)


Dedi: (Aman efendim nedir o lütfen deyin.
Elbette ki yaparım yeter ki siz emredin.)


Buyurdu ki: (Evine gidince öyle ise
Üzerine giy hemen pek eski bir elbise.


Bir de torba bularak içine ceviz doldur.
Seni tanıyanların evinin önünde dur.


Çocukları çağırıp seslen ki: "Ey çocuklar!
Bana tokat vurana iyisinden ceviz var”.)


O bunu işitince dedi ki (Sübhânallah!
Buyurduğunuz bu iş bana zor geldi Vallah.


Mümkün ise siz bana başka bir iş buyurun.
Her ne olsa yaparım yeter ki başka olsun.)


Buyurdu ki: (Derdinin ilâcı budur esas.
Sana bu işten başka ne yapsan fayda olmaz.


Yolumuzun esâsı bu nefsi terbiyedir.
Bu yapılabilirse bu yolda ilerlenir.)


Bir gün de bu büyük zât birkaç talebesiyle
Gezintiye çıktılar dinlenmek gâyesiyle.


Bir tımarhâne görüp içeriye girdiler.
Oranın doktoruna şöyle suâl ettiler:


(Günâh hastalığıyla dertli olanlar için
Şifâ devâ olacak bir ilâç bilir misin?)


O doktor bu suâle cevap veremeyince
Bunu duyan bir "deli" söze girdi hemence.


Bir teveccühü ile hazreti Bistâmî'nin
Dedi: (Ben biliyorum ilâcını bu derdin.


Önce "Tövbe" kökünü "İstiğfâr” yaprağıyle
"Kalp" havanına koyup döv "Tevhîd" tokmağıyle.


Sonra onu geçirip bir "İnsâf" eleğinden
"Pişmânlık" gözyaşıyla hamur yap onu hemen.


"Aşkullah" ateşinde pişirip kurutarak
"Aşk-ı Muhammediyye" balından da katarak


"Kanâat" kaşığıyla yer isen gündüz gece
Günâh hastalığından kurtulursun böylece.)


Delinin cevâbını hepsi çok beğendiler.
(Biz cevap veremezdik onun gibi) dediler.