Foruminci.net

Teşekkür Teşekkür:  0
Beğeni Beğeni:  0
Beğenmedim Beğenmedim:  0
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 3 ve 3

Konu: Zafer, saklanan büyük sırla geldi...

  1. #1
    Never come back ~~ LaFontaine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    25.01.2010
    Mesajlar
    12.697
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    2 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1419

    Standart Zafer, saklanan büyük sırla geldi...



    Bugün 30 Ağustos. Büyük Zaferin yıldönümü. Dünya Harp Tarihi açısından birçok ilklerin yaşandığı bu savaş insanlık tarihinin akışını değiştirdi. Dünya gerçeği öğrendiğinde iş bitmişti.


    Bugün 30 Ağustos...
    Türk Tarihi açısından önemli bir zaferin yıldönümü.
    Dünya Harp Tarihi açısından ise savaş devam ederken bir ordunun en kısa sürede en uzun yürüyüşü yaptığı insanlık tarihinin ender savaşlarından biri...
    Bu savaşın bir özelliği de modern zamanların en önemli savaşlarından biri olduğu halde ustaca izlenen savaş stratejisi sayesinde savaşın en kritik anlarının dünya medyasından gizlenebilmiş olmasıdır. Üstelik geniş bir cephede hareket eden büyük bir ordunun hareketi o günün en önemli gizli servislerinden bile saklanabildi.
    Yazımıza esas teşkil eden konunun bu en önemli noktasına geçmeden önce kısaca ana hatlarıyla savaşın seyrini aktaralım şehit ve gazilerimizi bu vesile ile yadetmiş olalım.
    Türk Kurtuluş Savaşı’nın en önemli evresini oluşturan Büyük Taarruz öncesi gerekli tüm hazırlıklarını tamamlayan Türk ordusu Yunan ordusunu Anadolu’dan atmak için Başkomutan Mustafa Kemal Paşadan emir beklemeye başladı.
    Mustafa Kemal Paşa beklenen şifreyi 25 Ağustos gece yarısına doğru cepheden Ankara’ya İcra Vekilleri Heyeti Başkanı (Başbakan) Rauf Beye iletti ve “Ağustos’un 26. günü düşmana taarruz başlayacaktır” dedi. Bu telgrafın çekildiği saatlerde bazı bölgelerde Türk askeri Yunan askerine 400 metre kadar yaklaşmıştı. Ordu saldırı için emir bekliyordu.
    İşler o kadar sessiz ve gizli ilerliyordu ki gece yürüyüşleri tam bir sükûnet ve intizam hâlinde yapılıyordu. Ay hilâl halindeydi. Bu durum ordunun fark edilmeden gece ilerleyişine imkan veriyordu.
    Nitekim 26 Ağustos 1922 sabahında önce tanzim ateşiyle başlayan topçu atışları saat 05.30’dan itibaren tahrip ateşine dönüştü ve Büyük Taarruz Kocatepe’den başlamış oldu. Büyük Taarruz’un ilk top mermilerinin atıldığı bu nokta İzmir’e yaklaşık 320 kilometre idi. Dünya harp tarihine geçecek en hızlı yürüyüşün ilk adımları atılmaya başlandı. Daha ilk gün Türk ordusunun yoğun saldırısından bunalan Yunan ordusunun geri çekilmeye başladığı haberleri gelmeye başladı. Yunanlıların boşalttığı mevzilere Türk askerleri yerleşiyorlardı.
    Gizliliğin sağlanması...
    Büyük Taarruz öncesinde Türk ordusunun gösterdiği en büyük hassasiyetlerden biri gizlilik oldu. Tüm hazırlıklar büyük bir titizlik ve gizlilik içinde yapıldı.
    Mustafa Kemal Paşa 21 Ağustos 1922 akşamı Çankaya’da bir çay partisi tertiplediğini duyurmak suretiyle Ankara’da olduğu izlenimini verdi. Halbuki yabancı misyon şefleri ve gizli servis elemanları Çankaya’daki çay partisi saatini beklerken Mustafa Kemal Paşa Batı Cephesi Karargâhı’nda taarruz için son kontrolleri yapıyordu.
    Ayrıca Konya’da olduğu haberinin duyulmaması için postaneyi kontrol altına aldırdı ve Konya ile dışarının haberleşmesini engelledi. Kendisi de 20/21 Ağustos gecesi Batı Cephesi Karargâhı’nda Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa İsmet Paşa Birinci Ordu Komutanı Nurettin Paşa İkinci Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşalarla bir toplantı yaptı ve 26 Ağustos 1922 sabahı düşmana taarruz edileceğini söyledi.
    Önemli tüm işleri büyük bir gizlilik içinde yapmaya gayret gösteren Türk ordusu bunda muvaffak oldu. Buna 26 Ağustos 1922 sabahını bir örnek olarak gösterebiliriz. Çünkü Türk ordusu tüm hazırlıklar tamam vaziyette 26 Ağustos sabahını beklerken Yunan ordusu böyle bir duruma hiç ihtimal vermiyordu. Çünkü Türk ordusunun taarruz için son hazırlıklarını yaptığı ve dualarını ettiği 25/26 Ağustos gecesini Yunan ordusu Yunan Orduları Başkomutanı General Trikopis’le birlikte Afyon’da büyük bir balo vererek geçirdi.
    Gerçeğin saklanması...
    Gizlilik bununla da sınırlı kalmadı. Mustafa Kemal Paşa 26 Ağustos sabahından itibaren başlayan Büyük Taarruz hareketini dıştan bir müdahale olmasını engellemek ve dünyanın dikkatlerinden uzaklaştırmak için gayet küçük göstermeye çalıştı. Harekâtı önemsiz göstermek için basit tebliğler yayınladı. En önemli yarma ve hücum hareketleri bile sıradan hücumlar şeklinde ilân edildi. Yunan ordusu büyük bir bozgun halinde İzmir istikametine doğru kaçarken Yunanlıların en önemli müttefiklerinin bu durumdan haberi olmadı. Böylece Yunanlılara destek için dünyanın ayağa kalkması engellendi. Dünya öğrendiğinde ise iş işten geçmişti. Yunan ordusunun beli iyice kırılmış büyük zayiat verdirilerek denize dökülmek üzere sahil bandına kadar kovalanmıştı.
    Hatta Amiral Bristol “26 Ağustos’ta Büyük Taarruz başladığında harekat hakkında doğru dürüst bilgi alamadıklarını” itiraf etti. Dünyanın gözü o günlerde Anadolu’da olmasına rağmen büyük sır gizlenmişti. Yunan ordusu Türk ordusu karşısında yalnız kaldı. Nitekim İstanbul basınının önemli gazetelerinden İkdam 28 Ağustos’taki nüshasında “İki günden beri haberler kesildi” yazdı. 17 Ekim 1922 tarihli İngiliz gizli servisi raporunda da bu ayrıntı yer aldı. “Bugüne kadar Mustafa Kemal’in stratejik plânı hiç aksaklık olmadan başarılı olmuştur. 26 Ağustos’taki saldırı büyük bir gizlilik içinde hazırlanmıştı ve iki gün öncesine kadar bunu ancak üç kişi biliyordu” denildi.
    Uçakların ilk defa bu amaçla kullanıldılar..
    İtalya’dan temin edilen Spad uçaklarının bu savaşta büyük faydası görüldü. Bu uçaklar sayesinde Yunanlıların hava hâkimiyeti felce uğratıldı. Yunanlıların havadan cepheyi gözleme fırsatları büyük ölçüde engellendi. Bu uçaklar bundan daha önemli bir başka iş için de kullanıldılar. Yunanistan’daki mevcut hükûmete muhalifliğiyle bilinen Rizospastis Eleftheros Tipos ve Patris gazeteleri havadan Yunan hatlarının gerisine atıldı. Bu gazetelerde Atina’daki iktidar kavgalarından söz ediliyor ve Yunan siyasetçilerin kendi koltuklarını korumaktan başka derdi olmadığı vurgulanıyordu. Bu girişimle Yunan askerleri silâhlarını atarak evlerine dönmeleri konusunda kışkırtıldı moralleri bozuldu.
    30 Ağustos’a gelindiğinde Yunanlıların beş tümeni ne Dumlupınar’a ne de Kütahya’ya doğru gidebilecek durumda idi. Mustafa Kemal Paşa 30 Ağustos günü düşmanın ateşten bir çember içine alındığını söyledi ve topçulara mümkün olduğu kadar yakından ateş etmelerini yani düşmanın imha edilmesini emretti. Yunan ordusuna ait bu beş tümenden çok az kurtulabilen oldu.
    Nitekim Mustafa Kemal Paşa 1 Eylül 1922’de “Ordular; İlk hedefimiz Akdeniz’dir. İleri” talimatın verdi. Aynı gün Türk milletine de zaferi müjdeledi ve “Zalim ve mağrur düşman ordusunun esas unsurları akıllara dehşet verecek katiyetle imha edilmiştir” dedi.
    Büyük bir hayal kırıklığı yaşayan ve bozgun vaziyetinde kaçmaya çalışan Yunan ordusunun erleri kendilerini hâlâ muharebeye zorlayan subaylarını tehdit ettiler ve eğer ısrar etmeye devam ederlerse ellerinde kalan son mermilerini kendi subaylarına karşı kullanacakları tehdidini savurdular. Bu arada muharebeler sonunda I. Yunan Kolordusu Komutanı General Trikopis ile II. Yunan Kolordusu Komutanı General Diyenis ve bir kısım üst rütbeli subaylar Türk ordusu tarafından esir alındı.
    Türk ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi ve Kadifekale’ye Türk bayrağı çekildi.
    Türk ordusunun kazandığı muhteşem zaferin yankısı da büyük oldu. Yunanistan karıştı. Yunan Hükûmeti istifasını verdi. TBMM Başkanlık kürsüsüne iki yıl önce Bursa’nın işgali üzerine takılan siyah örtü Yunan ordusunun Anadolu’dan atılması üzerine 6 Eylül’de kaldırıldı yerine yeşil bir örtü örtüldü.
    Millî Mücadele sırasında şehit olanlar için 15 Eylül’de Fatih Camii’nde okunan mevlide Padişah Vahdettin de bizzat iştirak etti. Zaferden dolayı tüm Anadolu’da ve İstanbul’da coşkun sevinç gösterileri yapıldı.
    Büyük katliam...
    Düşman çekilirken yolu üzerindeki her şeyi yaktı. Yunanlıların İzmir istikametine kaçarken öldürdükleri sivil halkın sayısı on binlerle ifade edilecek büyük rakamlara ulaştı. Çoğu işkence yapılmak suretiyle öldürülmüşlerdi. Bunlar arasında mezarları kendilerine kazdırıldıktan sonra süngülenerek veya kurşunlanarak öldürülenler olduğu gibi petrole bulanarak yakılanlar ve topuzla başlarına vurulmak veya derileri yüzülmek suretiyle öldürülenler de vardı. Karatepe köyü halkından iki yüz kişi camilere toplandı ve camilerle birlikte yakıldı. Annelerinin gözleri önünde kundaktaki çocuklar öldürüldü. Parçalanmış bedenleri annelerinin kucağına fırlatıldı.
    Kimi çevrelerin Türk Kurtuluş Savaşı’nı önemsiz görme ve gösterme gayretinde olduğu dikkat çekmektedir. Tarihten nasibini almamış o günün gerçeklerinden bihaber bu tür art niyetli yaklaşımlara itibar edilmemelidir.
    Büyük bir zaferle neticelenen Büyük Taarruz Türk Tarihi açısından oldukça önemli bir gündür. Tüm şehitlerimizi şükranla anıyoruz. Ruhları şad olsun.






    Prof. Dr. Osman ÖZSOY – Haber 7




  2. #2
    İnciKolik errool - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    02.07.2010
    Mesajlar
    748
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    271

    Standart

    başta ulu önderimiz mustafa kemal atatürk olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet diliyorum. onların sayesinde şuan bu denli özgür ve rahat yaşayabiliyoruz. ruhları şad mekanları cennet olsun
    Hiç ama hiç kimse göründüğü kadar masum değildir. Muhakkak vardır içinde biryerlerde bir takım saklanan ve gün yüzüne çıkmayı bekleyenler...


    Rabbim; Yüreğime Yüreğiyle Geleni Nasip Et...

  3. #3

    İnanın Çocuklar ! Güzel Günler Göreceğiz, Güneşli Günler.

    Ötüken - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.03.2009
    Mesajlar
    7.673
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    3 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1000

    Standart

    Sakarya Savaşı ile başlayan Büyük Taarruz ile devam eden Harp ve Cephe kavramlarını alt üst eden stratejiler..
    Büyük Taarruz'un stratejisinin büyük kısmı Fevzi Çakmak Paşa'ya aittir.
    Süvari birliklerimizin muazzam hızı bu zaferde etkili olmuştur.

    A'dan Z'ye bu zaferde katkısı bulunan herkesin mekanı cennet ruhları şad olsun..
    Bir Köpeğin Dostluğu Bir Dostun Köpekliğinden Daha İyidir.

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

  • Şikayet, Telif hakları ve Yasal bildirimler için tıklayın.
  • .

    İletişim: [email protected]