Foruminci.net

Teşekkür Teşekkür:  0
Beğeni Beğeni:  1
Beğenmedim Beğenmedim:  0
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 5 ve 5

Konu: Duygusal Olgunluga Eristiginizi Ne Zaman Anlarsiniz? 26 Öneri

  1. #1
    BaŞKa ZaMaN.... YaGMuR_YüReKLiM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.09.2009
    Bulunduğu yer
    Hayat 0'ın 6'da
    Mesajlar
    4.368
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    4

    Sosyal Aglarim

    Add YaGMuR_YüReKLiM on Facebook
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    210

    Standart Duygusal Olgunluga Eristiginizi Ne Zaman Anlarsiniz? 26 Öneri

    Başka insanların kötü davranışlarının çoğunun genellikle kolay yoldan atfettiğimiz gibi kötülükten ya da aptallıktan değil aslında korku ve kaygıdan kaynaklandığını fark edersiniz. Kendinizi haklı görmeyi ve dünyayı canavarlardan ya da aptallardan meydana gelen bir yer olarak düşünmeyi bırakırsınız. Bu başta her şeyin gri alana taşınmasına neden olur ama zamanla çok daha ilginç ve renkli hale gelmeye başlar.
    Aklınızdan geçenlerin başkaları tarafından kolayca anlaşılamayacağını öğrenirsiniz. Ne yazık ki niyetlerinizi ve hislerinizi kelimeleri kullanarak dile getirmek zorunda olduğunuzu fark edersiniz. Siz sakince ve açıkça konuşmaya başlamadan söylemek istediklerinizi anlamadıkları için başkalarını o kadar kolay suçlayamamaya başlarsınız.
    Bazen bazı şeyleri yanlış yaptığınızı dikkate değer bir şekilde öğrenirsiniz. Büyük bir cesaretle (arada sırada) özür dilemeye giden ilk sendeleyen adımlarınızı atarsınız.
    Harika olduğunuzu fark ederek değil en az başka herkes kadar budala korkmuş ve kayıp olduğunuzu anlayarak özgüven sahibi olmayı öğrenirsiniz. Hepimiz yolumuzu hayatı yaşarken öğrenerek buluyoruz ve bunda hiçbir sorun yok.
    Kimlik hırsızı sendromundan mustarip olmayı bırakırsınız çünkü hiç kimsenin mükemmel olmadığını kabul edebilirsiniz. Hepimiz değişen biçimlerde akılsızlıklarımızı ve tutarsızlıklarımızı uzak tutmaya çalışırken bir rol üstlenmeye çabalarız.
    Ebeveynlerinizi affedersiniz çünkü sizi bu dünyaya aşağılamak için getirmediklerini fark edersiniz. Bu dünya acı verici bir şekilde onların da boyunu aşmaktadır ve onlar da kendi karanlık yönleriyle mücadele etmektedirler. Öfke zaman zaman yerini acıma ve şefkate bırakmaya başlar.
    ‘Küçük’ denilen şeylerin ruh haliniz üzerindeki muazzam etkisini öğrenirsiniz: yatağa gitme vakitlerinin kan şekerinin alkol düzeyinin çevrenin durumunun vb. Bunun sonucu olarak da önemli ve çekişmeli bir konuyu herkes iyice dinlenene ayılana biraz yemek yiyene sizi tedirgin edecek hiçbir şey kalmadığından ve yetişmeniz gereken bir tren olmadığından emin olana kadar konuşmamanız gerektiğini öğrenirsiniz.
    Size yakın olan insanlar sizden yakındığında hoşnutsuz ya da kindar davrandıklarında sizi kışkırtmaya çalışmadıklarını aslında yalnızca dikkatinizi yapmayı bildikleri tek biçimde çekmeye çalıştıklarını fark edersiniz. Sevdiğiniz insanların çok da hoşa gitmeyen anlarının ardındaki çaresizliği tespit etmeyi öğrenirsiniz ve hatta iyi bir gününüzde onları yargılamaktansa sevgiyle yorumlamayı başarabilirsiniz.
    Surat asmayı bırakırsınız. Biri sizi incittiyse nefreti biriktirmek ve incinmişliğinizi günlerce sürdürmek yerine yakında hayatınızın sona ereceğini hatırlarsınız. Başkalarının sorunun ne olduğunu kendiliklerinden bilmelerini beklemezsiniz. Onlara doğrudan söylersiniz ve anlarlarsa onları affedersiniz. Anlamazlarsa da başka bir biçimde yine affedersiniz.
    Hayat çok kısa olduğu için söylemek istediğinizi söylemeye gerçekten ne istediğinize odaklanmaya ve önemsediğiniz insanlara sizin için son derece önemli olduklarını muhtemelen her gün söylemeye çalışmanın çok önemli olduğunu fark edersiniz
    Neredeyse her alanda mükemmeliyetçiliğe inanmayı bırakırsınız. Mükemmel insan mükemmel iş mükemmel hayat yoktur. Bunun yerine (psikanalist Donald Winnicott’un örnek alınacak ifadesi ile) ‘yeterince iyi’ olanı takdir etmeyi öğrenirsiniz. Hayatınızda hüsran verici olan her şeyin pek çok açıdan da yeterince iyi olduğunu fark edersiniz.
    İşlerin nasıl sonuçlanacağı konusunda biraz daha kötümser olmanın güzelliğini öğrenirsiniz ve bunun sonucunda da daha sakin daha sabırlı ve daha bağışlayıcı bir ruha sahip olursunuz. İdealizminizin bir kısmını kaybedersiniz ve çok daha az çıldırtıcı biri haline gelirsiniz (daha sabırlı daha esnek daha sakin).
    Herkesin karakter zaaflarının dengeleyici bir güçlü yönle bağlantılı olduğunu görmeyi öğrenirsiniz. Sadece zaaflarını görmektense bütün resme bakarsınız: evet birisi ukala olabilir ama aynı zamanda çalkantılı dönemlerde ne yapması gerektiğini tam olarak bilen ve bir kaya gibi sağlam biri de olabilir. Evet birisi biraz dağınık olabilir ama aynı zamanda son derece yaratıcı ve öngörülüdür de. Mükemmel insanın var olmadığını ve her güçlü yanın bir zaafla bağlantılı olduğunu samimi olarak fark edersiniz.
    Uzlaşmanın değerini öğrenirsiniz. Belirli alanlarda razı olmayı ve bunu yaptığınızda zayıflık değil olgunluk gösterdiğinizi fark etmeyi öğrenirsiniz. Önceliği çocuklarınıza verdiğiniz ya da yalnız kalmaktan korktuğunuz için bir evliliği sürdürebilirsiniz. Bazı rahatsızlıklara katlanırsınız çünkü ihtilaflardan yoksun bir hayatın bir serap olduğunu bilirsiniz.
    Eskisi kadar kolay aşık olmazsınız. Bu bir bakıma daha zordur. Bu kadar olgun olmadığınız zamanlarda birisine anında tutulabilirdiniz. Şimdi ise dışarıdan ne kadar çekici ya da başarılı görünürse görünsün herkesin yakından bir miktar sorunlu olduğunu acı bir şekilde farkındasınızdır. Sahip olduğunuz şeye karşı sadakat geliştirirsiniz.
    Belki de şaşırtıcı bir biçimde birlikte yaşamak için oldukça zor bir insan olduğunuzu öğrenirsiniz. Eski duygusallığınız ışığında biraz da kendinize bakarsınız. Arkadaşlıklar ve ilişkiler kurarken ne zaman ve nasıl zorlayıcı olabileceğinize dair uyarıları da nezaketle sunarsınız.
    Hatalarınız ve budalalıklarınız için kendinizi affetmeyi öğrenirsiniz. Geçmişteki yanlışlarınız için kendinizi hırpalamaktaki verimsiz bencilliği fark edersiniz. Kendiniz için daha iyi bir arkadaş olmaya başlarsınız. Elbette biraz budalasınızdır ama hala sevilebilir bir budalasınızdır hepimiz gibi…
    Olgunluğun bir kısmının da hiçbir zaman değişmeyecek ve her zaman inatla çocuk kalacak olan bazı yönlerinizle barışmak olduğunu öğrenirsiniz. Her durumda bir yetişkin gibi davranmaya çalışmayı bırakırsınız. Hepimizin çocukluğa dönen anlarımız olduğunu ve içimizdeki iki yaşındaki bebek başını uzattığında onu cömertçe karşılamayı ve ona ihtiyacı olan ilgiyi vermeyi öğrenirsiniz.
    Yıllar boyu sürmesini beklediğiniz türden bir mutluluk için yaptığınız büyük planlara çok fazla umut bağlamamaya başlarsınız. Bunun yerine yolunda giden küçük şeyleri kutlarsınız. Hazzın dakikalarda saklı olduğunu fark edersiniz. Bir gününüz büyük bir sıkıntıyla geçmediği sürece memnun olmaya başlarsınız. Çiçeklerle ve göğün akşam vakti görünümüyle daha yakından ilgilenmeye başlarsınız. Küçük hazlardan zevk almaya başlarsınız
    İnsanların genel olarak sizin hakkınızda ne düşündüklerini artık umursamazsınız. Başkalarının zihinlerinin karışık bir alan olduğunu fark edersiniz ve başkalarının gözlerindeki imajınızı parlatmak için bu kadar çok uğraşmazsınız. Önemli olan sizin ve bir iki diğer kişinin sizin siz olmanızdan hoşnut olmasıdır. Şöhretten vazgeçmeye ve sevgiye dayanmaya başlarsınız.
    Geri bildirimleri duymak konusunda daha iyi halde gelirsiniz. Sizi eleştiren birinin sizi aşağılamaya çalıştığını ya da bir hata yaptığını düşünmektense birkaç şeyi yeniden gözden geçirmenin iyi bir fikir olabileceğini düşünürsünüz. Bir eleştiriyi dinleyip silahlarınızı kuşanmadan ve bir sorun olduğunu inkar etmeden de hayatta kalabileceğinizi görmeye başlarsınız.
    Gün be gün sorunlarınıza ve meselelerinize karşı mesafe kazanmaya başladığınızı fark edersiniz. Size acı veren şeylere yeni bir perspektifle bakmaya ihtiyacınız olduğunu hatırlarsınız. Doğada daha fazla yürüyüşe çıkar bir evcil hayvan edinir (onlar bizim gibi kendilerini yiyip bitirmiyorlar) ve gece gökyüzünde asılı duran yıldızların tadını çıkarırsınız.
    İnsanların olumsuz davranışlarından o kadar kolay tetiklenmeyi bırakırsınız. Öfkelenmeden kızmadan ya da sinirlenmeden önce asıl niyetlerinin ne olduğunu merak etmek için duraklarsınız. Birinin söylediği bir şeyle sizin anında ona atfettiğiniz anlam arasında bir uyuşmazlık olabileceğini fark edersiniz.
    Kendinize özgü geçmişinizin olaylara verdiğiniz yanıtları nasıl da renklendirdiğini fark edersiniz ve bunun yol açtığı sıkıntıları telafi etmeyi öğrenirsiniz. Çocukluğunuzda yaşadıklarınızın kimi durumları abartma eğilimi yarattığını kabul edersiniz. İlk dürtülerinize şüpheyle yaklaşmaya başlarsınız. Bazen hislerinle hareket etmemeniz gerektiğini fark edersiniz.
    Bir arkadaşlığa başladığınızda başkalarının size dair şahane haberlerden çok endişelerinizi duymaya daha istekli olduğunu fark edersiniz çünkü böylece kendi kalplerindeki acı yüzünden o kadar da yalnız hissetmezler. Arkadaşlığın aslında kendini sakınmamak anlamına geldiğini gördüğünüz için daha iyi bir arkadaş olursunuz.
    Kaygılarınızı kendinize her şeyin yoluna gireceğini söyleyerek değil pek çok alanda yolunda gitmeyeceğini söyleyerek yatıştırmayı öğrenirsiniz. İşler kötü gittiğinde bile hayatta kalmanın mümkün olduğunu düşünme kapasitesi geliştirirsiniz. Her zaman bir B planı olduğunu dünyanın büyük olduğunu birkaç nazik ruhu her zaman bulabileceğinizi ve en korkunç şeylerin bile nihayetinde dayanılabilir olduğunu fark edersiniz.

  2. Beğeni MeY Bu mesajı beğendi.
  3. #2
    ғαŕz-ι мαѕαL˚ JuNi@R - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.03.2009
    Bulunduğu yer
    Çanakkale (:
    Mesajlar
    7.376
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    6
    Mentioned
    2 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    927

    Standart

    Sayın sayısalcı arkadaşım
    Anlıyorum sözel yok sende ama bir metin düzenlerken paylaşırken lütfen rahat okunabilmesi ve tabi ki öncelik olarak Türkçe'nin de bir kuralı olan paragraf girişlerine dikkat edelim. Düümdüüüüüzz olunca biraz itiyor metin. Bilenler bilmeyenlere anlatsınn lütfen
    Günler birbirinin nüshası olarak kaldırılıyor ömrünün tozlu raflarına !

  4. #3
    BaŞKa ZaMaN.... YaGMuR_YüReKLiM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.09.2009
    Bulunduğu yer
    Hayat 0'ın 6'da
    Mesajlar
    4.368
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    4

    Sosyal Aglarim

    Add YaGMuR_YüReKLiM on Facebook
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    210

    Standart

    Alıntı JuNi@R Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sayın sayısalcı arkadaşım
    Anlıyorum sözel yok sende ama bir metin düzenlerken paylaşırken lütfen rahat okunabilmesi ve tabi ki öncelik olarak Türkçe'nin de bir kuralı olan paragraf girişlerine dikkat edelim. Düümdüüüüüzz olunca biraz itiyor metin. Bilenler bilmeyenlere anlatsınn lütfen
    doğru söylüyorsun arada sırada yapıyorsun bunu aferim takdir ettim seni

  5. #4

    www.foruminci.net

    MeY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.02.2009
    Bulunduğu yer
    sözün bittiği yer..
    Mesajlar
    30.861
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    90
    Mentioned
    14 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    1000

    Standart

    Yaşlanıyorsunuz demek istemiş sanırım. Zaman geçtikçe yaşadıkça öğreniyorsun çünkü
    Okumaya başlayınca bırakamadım





  6. #5
    BaŞKa ZaMaN.... YaGMuR_YüReKLiM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.09.2009
    Bulunduğu yer
    Hayat 0'ın 6'da
    Mesajlar
    4.368
    Post Thanks / Like
    Blog Girişleri
    4

    Sosyal Aglarim

    Add YaGMuR_YüReKLiM on Facebook
    Mentioned
    0 Post(s)
    Tecrübe Puanı
    210

    Standart

    Alıntı MeY Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Yaşlanıyorsunuz demek istemiş sanırım. Zaman geçtikçe yaşadıkça öğreniyorsun çünkü
    Okumaya başlayınca bırakamadım
    sen değil abla junyır yaşlandı

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

  • Şikayet, Telif hakları ve Yasal bildirimler için tıklayın.
  • .

    İletişim: [email protected]