Bilgi Evde Öğrenilir
Ders; öğretmenden alınan bilgiye denir. Öğrencilerin dersi derste öğrenmek dedikleri; öğretmenin derste verdiği bilgileri akılda tutmalarından başka bir şey değildir.

Dersi akılda tutmak derste anlatılanları biliyor olmak o konuyu öğrenmek demek değildir. Hele o konudan gelecek olan bütün soruları çözebilirsiniz demek hiç değildir.

Derste anlatılan konuyu ve verilen bilgileri akılda tutmak tam olarak neye benzer biliyor musunuz?

Salata malzemesi almak için markete gittiniz ve sepetinize; domates salatalık biber maydanoz koydunuz.

Peki şimdi size soruyorum: Sepetinizdeki salata mıdır? Elbette ki hayır.

Bu ancak sepetinizde sadece salata yapmak için gerekli olan malzemelerin olduğu anlamına gelir. Aldığınız bu malzemeleri evde işlemden geçirmeden asla salata yiyemezsiniz.

İşte öğrencinin bilgi marketi gibi düşüneceğimiz derse gidip oradan o dersin konusu ile ilgili çeşitli özellikleri kavramları formülleri kuralları öğrenmesi salata yapmak için yaptığımız alışverişe benzer.

Nasıl ki salata malzemelerini alıp onları çeşitli işlemlerden geçirerek salata yapıyorsak öğrenci de eve gelip derste edindiği bilgileri çeşitli işlemlerden geçirerek öğrenilmiş bilgi haline getirmek zorundadır. Bunu yukarıdaki örneğimize bağlayacak olursak öğrenme; bilgilerimizi kullanarak adeta yeni bir ürün meydana getirmektir diyebiliriz. Bu ürünün meydana getirilebilmesi ise ancak evdeki çalışmalarla mümkün olabilmektedir.

Öğrenme Zorunlu Basamakları Olan Bir Beyin Faaliyetidir
Burada sizlere aktaracağımız öğrenme aşamaları aynı zamanda evde nasıl ders çalışmalıyız? sorusunun da cevabı niteliğini taşımaktadır. Unutulmamalı ki öğrenme tamamen bir beyin faaliyetidir ve öğrenmenin her aşamasında beynimiz devrede olmak zorundadır.

Yani öğretmen tarafından anlatılanlarla yetinmek beynimizi devreye sokmamak anlamına gelir. Oysa konu tekrarlarını evde kendimiz yapar ve soruları kendimiz çözersek beynimiz tam kapasiteyle devreye girmiş olacağından gerçek bir öğrenme de gerçekleşmiş olacaktır.

Burada konuları öğrenmenin zorunlu basamaklarını şöyle sıralayabiliriz:

I. O Günkü Konuya Çalışarak Okula Gidilmelidir
Öğrenci o günkü dersin konusuna çalışarak okula gitmelidir. Bu onun dikkat ve dinleme düzeyini artıracağı gibi öğretmenin değinmediği noktaları kendi bilgileri ile kapatacak ve böylece o konunun tamamını öğrenmiş olacaktır.

Diğer yandan da öğrenci dinleme (işitme) hızını arttırarak öğretmenin anlatma hızını yakalayacak ve ders onun için daha verimli hale gelecektir.

Kısacası konuya çalışarak derse gitmek öğrencinin o dersten yüzde yüz oranda yararlanması gibi bir sonuç meydana getirecektir.

Öğretmenin zamanla yarışıyor olması ve kendisine verilen süre içerisinde o konunun anlatımını bitirmek zorunda olmasından dolayı çok fazla ayrıntıya girmeden kendince önemli olan noktaları uygun gördüğü bir hızla anlatacaktır.

Oysa öğretmenin anlattıkları ile öğrencinin o konudan eksikliği örtüşmediğinde konuyu anlayamama durumu ortaya çıkacaktır.

İşte konuya evde çalışıp derse katılan öğrenci öğretmenin eksik bıraktıklarını kendi bilgileri ile bu şekilde kapatacak ve o konuyu yüzde yüz anlamış olacaktır.

II. Eve Gelince Hemen Öğrenme Tekrarı Yapılmalıdır
Öğretmenin derste verdiği bilgiyi öğrenci eve gelir gelmez incelemeye ve o konunun üzerinde düşünce üretmeye başlamalıdır.

Defterindeki bilgileri bu neden böyle? Bunun diğer konularla bağlantısı nedir? Bu bilgiyi hayatta nerede kullanabiliriz? Bu bilgiden başka bilgiler elde edebilir miyiz? Bu bilginin alt açılımları nelerdir? diyerek sorgulama yorumlama anlamlandırma ve ilişkilendirme çalışması yapmalıdır.

Öğrenilmiş bilginin beyinde haritalar (diğer konularla bağlantılar) meydana getirerek pekişmesini sağlamak ancak böyle mümkün olmaktadır. Beyin başka bilgilerle ilişkilendirilmemiş olan bilgileri bellekten hemen atmakta ve unutma dediğimiz durum yaşanmaktadır.

Yalnız öğrenme tekrarı hemen yapılan bir tekrardır. Bir hafta sonra yapılan tekrar öğrenme tekrarı yapıldığı anlamına gelmez. Öğrencilerimizin buna özellikle dikkat etmeleri gerekmektedir.

Öğrenme tekrarı yaparken öğrencilerimizin kendilerini aşırı zaman baskısı altına sokmamalarını öneriyoruz. Çünkü beyin aşırı zaman sınırlamasını bir tehdit gibi algılayıp kendisini öğrenmeye kapatmaktadır.

Bu nedenle öğrenciler çalışmakta oldukları konuyu öğrenme gibi bir koşul koyup zamanı hafif de olsa esnek tutmaları gerekmektedir.

Öğrenciler öğrenme tekrarı yaparken veya test çözerken zorlandıkları noktada çalışmayı bırakıp bu konuları öğretmene anlattırma ve soruları öğretmene çözdürme yolunu seçmemelidirler.

Çünkü "beynin en çok zorlandığı an öğrenmeye ve problemi çözmeye en yakın olduğu andır." Beynin işlemesindeki bu özelliği bilmemiz ve ona göre çalışmalarımızı sürdürmemiz halinde başarılı olacağımız unutulmamalıdır.

III. Öğrenme Tekrarından Sonra Öğrenme Testi Çözülmelidir
Öğrenme tekrarını bitirir bitirmez hemen 5-10 soruluk bir test çözülmelidir. Bu amaçla çözülecek olan testte süre konulmamalıdır. Çünkü buradaki amaç öğrenilmiş bilgiyi bir de pratikte ve uygulamada görmektir. Öğrenci süre koyarak kendisini zaman baskısı altına sokarsa pratik yapmanın yerini hız yapma alacaktır ki bu da konunun öğrenilmesini engelleyecektir.

Zaten varsa bilgideki eksiklik ve çeşitli yetersizlikler bu öğrenme testi sırasında ortaya çıkacaktır. Eğer herhangi bir eksiklik ortaya çıkarsa ilk yapılacak olan şey tekrar konuya dönerek konu öğrenme çalışması yapmaktır.

IV. Konular Sistematik Olarak Tekrar Edilmelidir
Geriye dönük olarak yapılacak olan konu tekrarları hem konuların unutulmasını engelleyecek hem de bir sonraki konunun eski konularla olan bağlantısının kurulmasını sağlayacaktır.

Konu tekrarları bazen öğrencinin birkaç yıl geriye giderek o yılların konularına çalışması şeklinde de yapılabilir.

Örneğin bir öğrenci 9. sınıf matematik konuları ile başa çıkamıyorsa bu konuların alt bağlantılarını öğrenmek için 6. 7. ve 8. sınıf matematik konularına dönüp konuları öğrenmeye bu yıllardan başlamalıdır. Bu tür çalışma konuların birbirleri ile olan bağlantıların sağlıklı bir şekilde kurulmasını sağlayacağından öğrenme kesin olarak gerçekleşmiş olacaktır.

V. Konu Çalışmak ve Test Çözmek Dengesi İyi Ayarlanmalıdır
Öğrencilerin unutmamaları gereken en temel öğrenme kuralı; "Test çözerek konu öğrenilmez test çözerek öğrendiklerimiz uygulanır." kuralıdır.

O halde öğrenciler eksikliklerini konu çalışarak kapatabileceklerini unutmamalıdırlar.

Öğrenciler çalışma programlarında önce konuya çalışıp sonra test çözmek ve yaptıkları yanlışların nedenini öğrenmek ve bu sorunu ortadan kaldırmak için tekrar konuya çalışmak yöntemini uygulamalıdırlar.

VI. Çalışmalar Dinlenerek Yürütülmelidir
Öğrenme beyin tarafından yerine getirilmekle birlikte öğrenmenin insanın tüm fizyolojik durumu ile yakından ilgili olduğu da bir gerçektir.

İyi uyumak aktivitede bulunmak iletişim kurmak egzersiz yapmak bir konunun öğrenilmesinde ders dinlemek kadar önemlidir.

Bu nedenle beynin ihtiyaç duyduğu dinlenme ve aktiviteleri yerine getirmek ders çalışmanın bir parçası olmak zorundadır.

Dinlenmeden sürekli olarak ders çalışan öğrencilerde dikkat azalması algıda düşüşler yaşanması basit hatalar yapılması bıkkınlık derse başlama zorluğu gibi durumlar yaşanır.

Çalıştığınız dersi kafanız almıyorsa unutmayınız ki beyin beni dinlendir diye alarm veriyordur. Bunu duymazdan gelmek başarıyı çok olumsuz etkileyecektir.

Sevgili öğrenciler öğrenmenin kuralları ana hatları ile böyle. Eğer bu kurallara uyarsanız öğrenme uğruna tonlarca test çözüp sonunda öğrenememe durumunu yaşamaktan kurtulursunuz.