Orada masanın üstünde bir resim
İkimiz denize karşı durmuşuz Üsküdar’da
Saçlarımızın üzerinde martılar
Gözlerimizde acemi bir aşk
Ve tuhaf ve çocuksu bir mutluluk
Senin sırtında sarı yağmurluğun
Kadıköy’de ucuzluktan almışız
Bende o siyah kazak hani bir kedi gibi sokulduğun
Şubat ve yağmur yağıyormuş meğerse
Islatan her tarafımızı
Orada masanın üstünde bir resim
Yak bitsin
Orada kapının arkasında bir yazı
Seviyoruz yazmışız birlikte
Harfler nasıl titremiş meğer ellerimizde
Bir pazartesi akşamı ben eve dönünce
Tutup öyle yazmışız nereden estiyse
Hep gülüşün hep sıcaklığın sinmiş harflere
Ne yaptığın çorbanın ne pilavın tadı
Sobayı yakmayı unutmuşuz ne gam
Senin çiğdemler açmış yüzünde sıcaklığın
Orada kapının arkasında bir yazı
Sil bitsin.
Orada sehpanın üzerinde iki bardak
Senin demlediğin çayı içmişiz birlikte
Nasılda dalgamızı geçmişiz dünyanın bütün dertleriyle
Bir masalmış bir yalanmış gibi korkmuşuz
Sıkı sıkıya yaslanmışız bahtımızın kara yıldızına
Ben tek sen üç şeker atmışın filiz çayımıza
Sonra açıp perdeyi gökyüzünden bir dilek tutmuşuz
Mehtap gülümsemiş deli yürek çocukluğumuza
Orada sehpanın üzerinde iki bardak
Kır bitsin.
Orada odaya saçılmış küçük hatıralar
Ne yana dönsem bir parça bir şey senden
Belki minik kızgınlığın belki bir gülüşün orda
Böreğin altını yakışın düğmeyi dikerken iğneyi eline batırışın
Ve saçların hep o kan gülleri taktığın saçların beni mahpus bıraktığın saçların.
Ne yana dönsem bir parça bir şey senden
Hep o kanepede oturmuşluğun şu senin küçük yastığın şu eşarbın
İşte şu bir haziran akşamı gitmek için ayaklanışın
Ne yana dönsem bir parça bir şey senden
Orada odaya saçılmış küçük hatıralar
Git bitsin.
Orada ayaklarının dibinde bir adam
Adam bütün adamlığını dökmüş önüne
Böyle kaç gün yada kaç gece ayaklarının dibinde
Öyle kolay mı öyle kolay gitmek
Her şeyi bu İstanbul’u o sevdiğin adaların kokusunu
Mısır çarşısını Eminönü’nün balık ekmeğini
Beyoğlu’nun sinema salonlarını birlikte beklediğimiz 28 numarayı
Unutmak öyle kolay mı öyle kolay
Orada ayaklarının dibinde bir adam
Kov bitsin.
Orada çekmecede yedi otuzbeş bir silah
Babadan kalma
Hani bir bayramda saydırmışız havaya
Sen biraz ürkek sokulmuşun omzuma
Kuşlar havalanmış bütün kuşları İstanbul’un
Giderken galiba bir beni birde bunu unutmuşun
Orada çekmecede yedi otuzbeş bir silah
Ve burada zaten öldürdüğün bir yürek
Vur bitsin
Paylaş