Mustafa Kemal'in talimatıyla 1932 yılında açıldı. Halkevleri…
*
Aydınlanma devrimini toplumun kılcal damarlarına kadar yayan kültür yuvalarıydı.
Halkın okuması dinlemesi tartışması sanat tarih edebiyat alanlarında kendisini yetiştirmesi spor yapması sağlık eğitimi alması için kurulmuştu.
*
Kitap ve okuma odası halkevlerinin tesis şartıydı olmazsa olmazıydı.
Kütüphanelerindeki kitap sayısı 10 yıl içinde 500 bine ulaşmıştı halkevlerinde kitap okuyan yurttaş sayısı 2.5 milyona ulaşmıştı.
O günkü Türkiye nüfusunun sadece 17 milyon olduğunu düşünürsek kitap okuyan 2.5 milyon kişinin ne kadar muhteşem rakam olduğu daha iyi görülür.
*
Resim sergileri açılırdı konferanslar konserler verilirdi. İlk bir yıl içinde 500 bin kişi konferans dinlemiş 480 bin kişi konser izlemişti.
Tiyatro gösterileri film gösterileri yapılıyordu. Ankara'da inşa edilen açıkhava sinemasında ilk yıl 150 bin kişi film izledi.
Sıkı durun… 10 yıl içinde 3 bin 250 tiyatro oyunu sahnelendi!
*
Yüzyıllar boyunca gözardı edilen folklorumuzun halk oyunlarımızın yeniden dirilmesini sağladı.
Unutulan unutturulan halk ezgilerini yeniden canlandırdı.
Korolar oluşturuldu.
Müzik aletleri dağıtıldı.
Türk halk müziğinin kendini ifade edebilmesine fırsat tanıdı çağdaş boyuta taşıdı.
*
Etkinliklerde kadın-erkek ayrılmıyordu. Laikliği içselleştiriyordu.
*
Resim şiir hikaye fotoğrafçılık yarışmaları düzenleniyordu yetenekler keşfediliyordu.
*
Müze kolları vardı. Çevredeki antik yerleşim birimleri tespit ediliyor devlet kayıtlarına giriyor korunması sağlanıyordu.
Tarihi eser niteliğinde olan çiniler minyatürler nakışlar halılar kıyafetler kayıt altına alınıyor mahalli müzelere dönüştürülüyordu.
*
Kırsalda halkodaları açılmıştı.
İzmir'den Kars'a Giresun'dan Konya'ya Isparta'dan Çorum'a yerel dergiler yayınlıyordu.
Gönüllü aydınlarımızın katılımıyla köylere geziler düzenliyordu.
Ağalık beylik aşiret gibi feodal yapılara karşı bilinç geliştiriyordu insanımızı maraba olmaktan köle olmaktan kurtarıyordu.
*
Hiçbir yurttaş arasında ayrım gözetmeden Cumhuriyet'in nimetlerinden faydalanan Cumhuriyet'i benimsemiş çağdaş halk kitlesi yaratılıyordu.
*
Okuma yazma kursları dikiş nakış arıcılık bağcılık elektrikçilik şoförlük daktilo gibi kurslar veriliyordu. Cezaevlerindeki hükümlülere bile okuma yazma öğretiliyordu.
*
İş bulma kurumu gibi çalışıyordu. İnsanlarımızı meslek sahibi yapıp vasıflı hale getirip iş bulmalarına aracı oluyordu.
*
Ücretsiz forma ayakkabı spor aleti dağıtılıyor spor kulüpleri kuruluyordu.
Güreş boks eskrim voleybol bisiklet atıcılık turnuvaları düzenleniyordu. Topluca kültür fizik hareketleri yaptırılıyordu.
*
Tüzüğünde yeralan madde gereğince “yardıma muhtaç kimsesiz kadınlara kimsesiz çocuklara malüllere dermandan düşmüş ihtiyarlara yardım etme görevi” vardı.
Toplumu bu insanlarımızı yalnız bırakmama konusunda eğitme görevi vardı.
Yoksullara yemek giyim barınma yardımı sağlıyordu. Halkevleri üyesi gönüllü hekimlerle ücretsiz tedavi ettiriyordu.
*
1932'de Adana Afyon Ankara Aydın Bursa Çanakkale Denizli Diyarbakır Eskişehir İstanbul İzmir Konya Samsun ve Van'da 14 şubeyle başladı.
*
1950'de 478 halkevi 4 bin 322 halkodası bulunuyordu.
*
1951'de karşıdevrimciler tarafından kapatıldı komple imha edildi!
*
Ve şimdi…
Asrın liderimiz sürpriz şekilde çıktı “millet kıraathaneleri kuracağız tüm şehirlerimizde ilçelerimizde olacak iskambil oynanan yer değil okey oynanan yer değil kitaplarla döşeli olacak gençlerimiz yaşlılarımız gelecek kitabını alacak ücretsiz çayını kekini alacak 24 saat açık olacak” dedi.
*
Durumun vahametini kavrayamayan bazı arkadaşlar “uzay çağında kahve açıyor böyle komik vaat olur mu” filan diye kahkaha attı.
“Ekonomiden bahsediyoruz nanoteknolojiden bahsediyoruz bilimden bahsediyoruz bunlar hâlâ kahveden bahsediyor” denildi.
*
Halbuki…
Tayyip Erdoğan kendi zihniyetinin halkevlerini açmaya hazırlanıyor.
*
Köy Enstitüleri'nin yerine imam hatipler monte edilmişti.
Halkevleri'nin yerine millet kıraathaneleri monte ediliyor.
*
Kötü bir taklit…
Kötü niyetli aynı zamanda.
*
Köy Enstitüleri ve Halkevleri bilgi meşalesiydi karanlığı aydınlatıyordu.
İnsan beynini özgürleştirmeyi amaçlıyordu.
Çağdışı bırakılmış toplum dönüştürülüyor çağı yakalayan hatta çağını geçer hale getiriliyordu.
Devlet denilen mekanizmayı halkını ezmek için kullanan değil düşünen sorgulayan biat etmeyen yurttaşlarıyla yüceltmek isteyen yurtsever vizyondu.
Birey olma bilincini kökleştiriyordu.
Fikri hür irfanı hür vicdanı hür nesiller yetiştirmeyi hedefliyordu.
*
İmam hatiplerde “kindar nesil” yetiştirmek istediklerini hepimiz biliyoruz. Millet kıraathanelerinde ne yapacaklar sanıyorsunuz?
YILMAZ ÖZDİL
Paylaş