Zodyak’ın Başöğretmeni Karmanın Lordu Haritaların Kara Prensi ”Başımıza Gelmiş ve Gelecek Herşeyden Sorumlu Tutmaya ve Kendi Seçimlerimizin Kabahatini de Üstüne Atmaya Bayıldığımız” Yıldızlar Alemi’nin Anti-Kahramanı SATÜRN 20 Aralık 2017 itibariyle Öz Hakiki Burcu OĞLAK’a giriyor.
Satürn’ün Oğlak’taki yolculuğu boyunca yapacağı önemli açılar;
17 Nisan – 6 Eylül 2018 arasında Retro sürecine giriyor ama Oğlak’ı terk etmiyor.
1 Nisan 2018’de Mars ile kavuşuyor.
22 Aralık 2017 14 Mart 2018 ve 3 Eylül 2018’de Akrep’teki Jüpiter ile 45 derecelik açı yapıyor.
Ağustos 2018’in sonunda Uranüs ile tam açılı olmayan bir üçgen görünüme giriyor.
2019’da Şubat başı Haziran ortası ve Kasım başında Neptün ile sekstil açı yapıyor.
2019 Nisan sonu Temmuz başı ve Ekim başında Kuzey Ay Düğümüne karşıt açı yapıyor.
12 Ocak 2020’de PLUTO ile kavuşuyor.
Mart 2021’de Kova Burcuna giriyor ancak Retro hareket nedeniyle Temmuz 2020’den itibaren yılın sonuna kadar yine Oğlak’ta seyretmeye devam ediyor.
Satürn’ün Oğlak’ta geçireceği 3 yıllık süreçten neler bekleyebiliriz;
Zodyak’taki döngüsünü 28-29 yıllık süreçler içinde tamamlayan Satürn yakın dönemlerde Oğlak’a girdiğinde Dünya politik sisteminde köklü değişimler yaşandı;
1929’daki büyük ekonomik kriz totaliter rejimlerin yükselişine vesile oldu. 2’inci Dünya Savaşı’na giden olaylar silsilesi tetiklendi.
1959’da Küba Devrimi gerçekleşti. 60’ların özgürlükçü hareketleri tetiklendi.
1989’da Berlin Duvarı ve Doğu Bloku yıkıldı. Yeni bir dünya düzeni kuruldu.
Bu göstergelere bakınca Satürn’ün Oğlak’ta belirli bir politik yönü – sağ / sol – desteklemediğini daha ziyade krize girmiş olan sistemin yıkımına ve aksi eğilimlerle dengelenmesine yol açtığını görüyoruz.
38 yılda bir gerçekleşen Satürn – Pluto kavuşumu da önemli dönüşümlere vesile olmuş;
1914’de meydana geldiğinde 1’inci Dünya Savaşı başlamış Osmanlı İmparatorluğu tarihten silinmiş ve ardından Bolşevik Devrimi gerçekleşmiş. Yani Dünya Düzeni toptan değişmiş güç odakları yeniden yapılanmış. Aslında bakıldığında Batı Dünyası ortak düşman olarak gördüğü Osmanlı’yı yıkarak Orta Doğu’daki engelleri yıkmaya çalışmış. Fakat Sovyetler Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ardından Orta Doğu’da meydana gelen milliyetçilik akımları ile eskiden sömürge olan Orta Doğu ülkelerinin kendi toprak bütünlüklerini savunmaya başlamaları yeni bir dengeye yol açmış.
1947’deki kavuşumun ardından Amerika büyük bir ekonomik sıkıntıya yol açan Kore Savaşı’ndan çekilmiş. Fakat bu çekilme daha sonra Vietnam ve Afganistan ile devam edecek bir Asya – Uzak Doğu savaşları dizisini tetiklemiş. Bu savaşlarda ORTAK DÜŞMAN Komünizm! Bunun ardından Doğu Blokunun yıkılmasına giden bir sürecin de tetiklendiğini görüyoruz.
En son kavuşum 1982’de yaşanmış ve görünürdeki en belirgin etkisi İslami Terör’ün yükselişi… ANCAK bunun arka planında Batı’nın Orta Doğu’ya giriş gayretinin olduğunu fark etmek lazım. İslami hareketlerin Batı tarafından alttan alta desteklendiği bir şehir efsanesi olmaktan çıkalı çok oldu! Daha demokratik eğilimler gösteren Avrupa Toplumları’nın Orta Doğu savaşlarını desteklemesi için en gerekli olan şeyin ORTAK BİR DÜŞMAN olduğunu hatırlamakta fayda var.
Kısacası 2020’de meydana gelecek SATÜRN – PLUTO kavuşumunu da ”Uygarlığa karşı gelişen BÜYÜK bir TEHDİT’in tanımlanması ile birlikte Ortak İnsani Çıkarlar algısının yeniden oluşması ve Güçler Dengesi’nin bu algı çerçevesinde yeniden yapılanması” olarak algılamakta fayda var!
Asıl Milat 2026’da yaşanacak Neptün Koç geçişi… Zira aynı dönemde Pluto Kova’ya Satürn Koç’a Uranüs de İkizler’e geçmiş olacak. İnsanlık bugün konuştuğu sorunlara bambaşka bir perspektiften bakıp daha kökten çözümler bulacak.
YENİ ARAYIŞ döneminin başlaması için geçilecek yolları ise SATÜRN’ün OĞLAK’tan geçip Pluto ile de kavuşacağı bu 2 yıllık sürecin tetikleyeceğini söyleyebiliriz.
2020 yılı bitene kadar insanlık aşağıdaki konular üzerinde çalışacaktır;
- Sınırsızlığın ölçüsüzlüğün kuralsızlığın uzun vadede güvensizliğe hak ihlallerine maliyete kayba gerilime yol açtığının idrak edilmesi.
- Tehdit hissinden dolayı oluşan aşırı sınırlar ve sertleşme eğiliminin bir süre iyice yükselmesi.
- Radikal uzlaşmaz politikacıların oyunu bir süre için belirlemeleri.
- Sınır savaşlarının daha da kızışması hem mültecilere karşı hem de ekonomik yayılmacılığa karşı tepkilerin artması.
- Politik kamplaşmaların iyice belirgin hale gelmesi.
- Ardından bu AŞIRI KORUMACI politikaların yarattığı istenmeyen sonuçları dengelemek için ve bazı hukuki ekonomik ya da doğal hak ihlallerinin tekrar yaşanmaması için yeni KURALLAR KANUNLAR PRENSİPLER saptanması.
- Sosyal ve ekonomik iktidar odaklarının dönüşümü dağılması ve yeniden yapılanması
- Güçlü haklı etkin ve muktedir görünen bazı kişi ve ülkelerin durumunu değiştiren ya da gerçekte nasıl bir durumda olduklarını ortaya koyan gelişmelerin yaşanması
- Ortak kaynaklar ya da ortak çıkarların korunması ve daha verimli yönetilmesi açısından dünyanın geleceğini şekillendirecek ”Yeni Bir Yüksek İrade Sisteminin” oluşması
- İnsanların KAÇINILMAZ olanı gösteren gelişmeler karşısında yeni sosyal ekonomik stratejilere Doğal Kaynakların Yönetimi konusunda YENİ KURALLARA boyun eğmeleri
- İnsanlığı ÖNEMLİ ve ACİL meselelerinin yeniden tanımlanması ve dünya genelinde bu farkındalık doğrultusunda politikalar benimsenmesi
- İnsan gruplarının ve ülkelerin belli ortak çıkarlar ve kaygılar ya da hedefler doğrultusunda ortak hareket zeminleri oluşturmaları
- BOLLUK bilincinin AŞIRI TÜKETİM ile eş anlamlı olmadığının kavranması ))
- Bolluğu korumak ve sürdürmek için sürdürülebilir hayat sistemleri oluşturmak gerektiğinin fark edilmesi.
BU KADAR DÜNYA MESELESİ YETER
Gelelim Satürn Oğlak geçişinden bizim nasıl etkilenip nasıl FAYDALANABİLECEĞİMİZE;
Satürn SİSTEM KURAR düzenler fazlalıkları törpüler gevşeklikleri toplar eksiklikleri gözümüze sokar ve bizi bunları tamamlamaya mecbur eder artık işimize yaramayan uygun olmayan insanları konumları ve tutumları hayatımızdan çıkartır ve en önemlisi bize herşeye rağmen GAYRET ve SEBAT GÖSTERMEYİ öğretir. Bunu en iyi yapan OĞLAK olduğuna göre Satürn Oğlak’ta olduğu müddetçe bizim de;
- Yaşadığımız toplum içinde kendimize nasıl bir KONUM biçtiğimizi ve bunu nasıl GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZİ bizi ayakta tutan sisteme NASIL KATKIDA BULUNDUĞUMUZU gözden geçirmek
- Kendimize bir gelişme hedefi belirlerken kullandığımız kriterleri ve bu hedefe ulaşmak için kullandığımız yöntemleri sorgulamak
- Hayatımıza SAHİP ÇIKMAK’tan ve SORUMLULUK ALMAK’tan ne anladığımızı gözden geçirmek
- Kariyerimize bir eş veya bir ebeveyn olmaya ya da ebeveynlerimizin bize ihtiyaç duyduğu durumlara ilişkin tutumumuzu gözden geçirmek
- Sorumluluk kabul ettiğimiz işlere insanlara konumlara bakış açımızı ve bunları ele alma şeklimizi düzenlemek
- Hayatımızın DÖNÜŞTÜĞÜ HALİ elden geçirmek ve tıkanma verimsizlik yetersizlik boşluk olan yerlere ilişkin yeni bir tavır geliştirmek
- İhmalkar özensiz gevşek hadsiz dengesiz ya da AZİMSİZ davrandığımız alanları fark edip bu konularda kendimize çeki düzen vermek.
- İlerlememiz yol almamız elimizde olanları verimli ve anlamlı bir biçimde kullanmamız için gerekli olan nitelikleri edinmek
- Üstümüze vazife gördüğümüz ama aslında yolumuzu desteklemeyen bazı sorumlukları tanımları konumları insanları geride bırakmak ya da bu alanlarda BİZE ENGEL OLUŞTURMAYAN tutarlı ve kararlı bir tavır benimsemek
- Alıp alıp bir türlü HAYATA GEÇİREMEDİĞİMİZ derslere bu kez ikmale kalmamak üzere çalışmak
- Gayret sebat kararlılık yetinmek kendine yetmek gibi nitelikleri hayatımıza geçirmek
- OTORİTE ile olan sorunlarımızı ya da DOĞRUDAN veya DOLAYLI OTORİTE KURMA şeklimizi elden geçirmek
- Fazla müdahale etmek veya durmak durdurmak engellemek suretiyle doğal akışı AŞIRI KONTROL ETME güdümüzü dengelemek
- Bize yönelik beklentileri karşılamak konusunda nasıl davrandığımızı gözden geçirmek konumumuzu ve ne yapmamız gerektiğini belirleyen kişilerle ilişkilerimizi dengelemek ve kendimizden ne beklediğimizi dıştan gelen beklentilerin ne kadarının bize uygun olduğunu belirlemek
- Bizim kontrolümüzde olan insanlara karşı aşırı beklentili olmak başka insanlara görev ve tanım biçmek ve onları yönlendirmek konularındaki ABARTILARIMIZI törpülemek
- Kendimize ve başkalarına sınır koymayı gerektiğinde HAYIR demeyi ve abartılı eğilimlerimiz konusunda ÖZ DENETİM sahibi olmayı öğrenmek
- KAÇINILMAZ olanla başetmeyi zor durumlarda AYAKTA KALMAYI öğrenmek
- OLGUN ve GÜVENİLİR bir insan olmak.
- Bu derslerin bazılarını geçmişte öğrenmiş ve hayata geçirmiş olabiliriz. O zaman bu süreç bizim için daha rahat geçer ve çevre koşullarına adapte olmakta zorluk çekmeyiz.
İnsanı hayvandan ayıran en önemli niteliklerden biri AYAKTA DURMASIDIR! Ayakta durmamızı BELKEMİĞİMİZİN YAPISINA borçluyuz.
Zihinsel ve duygusal anlamda AYAKTA durmak yani BELKEMİKLİ DAVRANMAK da İNSAN OLMANIN MANEVİ BOYUTU açısından gelişmişliğimiz ile ilgilidir.
Hayatı bizi bu konuda eğiten bir OKUL gibi düşünebiliriz. Elbette ilerledikçe derslerin derinliği ve karmaşıklığı artacak aldığımız tüm bilgileri bir arada değerlendirmek ve sağlam bir HAYAT VİZYONU geliştirmek zorunluluğu ortaya çıkacaktır.
Güzel olan şudur;
İNSANIN KAVRAYIŞI GELİŞTİKÇE HAYATI KARMAŞIKLAŞIR AMA BAKIŞI ve DURUŞU BASİTLEŞİR!
En zor zamanlarda çoğunlukla ZOR GİBİ GÖRÜNEN AMA TEMİZ BİR SONUCA GÖTÜREN ve KANDIRMACALARA OYUNLARA KAÇAMAKLARA sapmayan yolu tercih etmek bizi kurtarır
Satürn Oğlak’ta ilerlerken SADELİK SAMİMİ ÇABA DÜRÜSTLÜK ÖZ DİSİPLİN DİRAYET gibi nitelikleri sergileyen kişilerin yolu daha kolay bulmalarını sağlayacak diğerlerine de ”kolay gibi görünen diğer yöntemlerin” aslında ne kadar maliyetli güvensiz ve sonuçsuz olduğunu gösterecektir.
MUHTAÇ OLDUĞUMUZ KUDRET HER ZAMANKİ GİBİ DAMARLARIMIZDAKİ KANDA – yani genetik hafızamızda var olan deneyimlerde – ve ÖZÜMÜZDEKİ DEĞERDE – yani Evreni Yaratan Saf Sevgi’den gelen kodlarda – MEVCUTTUR!
Kendimizi disipline etme olgunlaşma ve gelişme çabasını hayatımızın hangi alanlarında göstememiz gerekeceğini ise BURÇ ve Yükselen BURÇ belirleyecektir. Bu analizi de en kısa zamanda yazıp yayınlayacağım.
Paylaş