PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : “İyi Bir Bahçe İstiyorsanız 10 Yıl Sonraki Halini Düşünün”



YaGMuR_YüReKLiM
21.06.2015, 17:57
Bahçe sevgisiyle Akdeniz ruhunu birleştirdiğiniz zaman ortaya ister istemez sımsıcak bahçeler çıkıyor. Biz de böylesine sıcakkanlı bir peyzaj mimarıyla buluşuyoruz. Antalya-Ali Bey Resort Side’nin bahçesinde ünlü İtalyan Peyzaj mimarı Ermanno Casasco ile bahçe doğa çiçekler üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştiriyoruz. Renkli sıcak ve dinamik bahçelerin mimarından işin sırrını öğrenmek istiyoruz. Sorularımızı içtenlikle yanıtlayan Casasco’ya öncelikle bu mesleğe nasıl başladığını soruyoruz.

Peyzaj mimarı olmaya nasıl karar verdiniz?
Bu aslında komik bir hikaye. Ülkem İtalya’da kimya eğitimi aldım. Çeşitli araştırmalar için bir laboratuvarda çalışıyordum. Ancak kendimi orada sıkışmış gibi hissettim ve dil eğitimi almak için Londra’ya gittim. Bu dönemde ufak tefek işler aradım. Sonunda bir fidanlıkta iş buldum. Doğayı yakından keşfedince bitkilerle çalışmayı sevdiğimi fark ettim. Hatta ilk bahçemi de Londra’da tasarladım. Ülkeme dönünce bir-iki bahçe daha tasarladım ama pek sürekliliği olmadı. Bu noktada yeni bir karar aldım ve bu alanda profesyonelleşmek istedim. Eğitim almak için de rotamı Amerika-San Fransisco’ya çevirdim. Dört sene boyunca bahçe tasarımının yanında bitki biyolojisi üzerine çalıştım.

Sizce iyi bir bahçe tasarımı yapmak için bu konuda eğitim almak yeterli mi?
Tabii ki sahada çalışarak deneyim kazanılacak ve öğrenilecek bir meslek. Dünyayı bilmek iklimleri tanımak gerekir. Mesleğimi farklı ülkelerdeki tecrübelerim sayesinde kavradım. Nerede hangi bitkiler nasıl büyüyor inceleme fırsatı buldum. İtalya’ya döndüğüm zaman dağlarından deniz kıyılarına kadar her iklim koşulunda çalıştım ve testler yaptım. Mesleğimin ilk yıllarında Paris Moskova o dönemin Yugoslavya’sı Fas gibi yerlerde tecrübeler elde ettim. Amerika’dan Avustralya’ya uzanan birçok ülkede bahçe tasarımları gerçekleştirdim.

Sizce iyi bir bahçe tasarımının sırrı nedir?
Bahçe tasarımlarının tıpkı doğada olduğu gibi en yalın haliyle olması gerekir. Dağınık yerleştirilmiş ağaçlar iyi bir fotoğraf karesindeki gibi renkler olmalı. Benim bahçelerimde peşi sıra dizilmiş ağaçlar göremezsiniz. Doğal görünümlerden hoşlanıyorum. Bu durumun faydaları da var. İki sıra dizilmiş ağaçların arasında bir hava akımı oluşur.

Bu sürekli ve rahatsız edicidir. Kişi arasında dolaşmaktan keyif almalıdır. Ancak hafif esintileri hissettirmeli her köşede burnunuza farklı kokular gelmelidir. Ben boş bir araziye bakarken orada oluşturabileceğim tepecikleri hafif yokuşları büyüdüğünde birbiri ardına gizlenmeyen ağaçları hayal ederim. Ayrıca renkler çok önemlidir. Tıpkı doğada olduğu gibi birbirine karışmalılar. Farklı çiçekler bambaşka aromada kokuları bir arada verirler.


Biz de çevremize göz gezdiriyoruz. Bitkilerin Akdeniz iklimiyle buluşması sonucunda ortaya renkli ve sıcak bir bahçe çıkmış. Japon gülleri mercanlar begonviller ve aromatik kokusuyla biberiye ile lavantalar... Çam ağaçlarının gölgesi eşliğinde sohbetimiz sürüyor.

Bahçe tasarımı için size başvuranlarla fikir uyuşmazlığı yaşıyor musunuz?
“Asla yapmam” dedikleriniz neler? Her işte olduğu gibi bazen müşterilerimle sorunlar yaşıyorum. Çünkü çoğunlukla ne istediklerini bilmiyorlar ya da nereden başlamaları gerektiğini. Çok çılgınca istekleri olanlar çıkıyor. Bunun beni zorlaması hoşuma gidiyor ama iyi bir bahçede önemli olan ilk başta nasıl göründüğü değildir. Bir 10 sene sonra o bahçenin nasıl görüneceğini hayal etmeniz gerekir. Bitkileri nasıl büyüdüklerini nerelere ulaşacaklarını bilmelisiniz.

Türkiye’de pek çok başarılı işe imza attınız. Peki ülkemize ilk olarak ne zaman geldiniz?
İlk olarak yaklaşık 30 yıl kadar önce turist olarak gelmiştim. İlk işimi ise İstanbul Büyükada’da yaptım. Basit gözüken bir çim işiydi. Müşterim arazi içine çok sayıda zeytin ağacı yerleştirilmesini istedi. Bu coğrafyada çalışmaktan çok memnunum.

İstanbul’da yapılan çevre düzenlemelerini nasıl buluyorsunuz?
İstanbul benim ilk geldiğim yıllarda çoğunlukla çöl gibiydi. Bakımsız bir yeşilliği vardı. Potansiyeli çok yüksek olmasına ve bitki kültürü konusunda çok deneyimli olmanıza rağmen çok kötü işler çıkabiliyor ortaya. Genel sorun yapılan binaların sağına soluna ağaçlar sıkıştırmaya çalışmak. Ama dikim yaptığınız yerlerin altında çoğunlukla toprak olmuyor. Oysa bir ağaç köklerini aşağıya doğru vermek ister. Bu sayede güçlenir ve büyür. Bulvarlara yerleştirilen ağaçlar yanlara doğu belli bir miktar büyüyebiliyor ve belli bir büyümenin sonunda eğilmeye devrilmeye başlıyor. Oysa çok büyük bir zenginliğe ve harika coğrafi özelliklere sahipsiniz. Çok daha iyisi olabilir.

Bahçe tasarımı yaparken başka nelere dikkat etmeli?
Bahçe tasarımının bir başka önemli öğesi de kuşkusuz aydınlatma sistemleridir. Ne de olsa tasarladığınız bahçenin gece görüntüsü de oldukça önemlidir. Bu konuda sıklıkla savaş verdiğimi söyleyebilirim. Çoğunlukla alçak sadece yürüme yolunu aydınlatan ışıklar tercih ediliyor. Bazen de aydınlatma öğeleri yere yerleştiriliyor ve buradan ağaçları aydınlatıyorlar. Oysa bu tıpkı bir korku filmi gibidir. Çirkin ve yapay bir görünüşe sebep olur. Benim tasarımlarımda ışıklar doğal renklerde olmalı ve yükseklerde gizlenmelidir. Yere hafif gölgeler bırakmalıdır. Nasıl güneş günün farklı saatlerinde toprağa gölgeler düşürürse gece de böyle olmalı; güçlü bir ay ışığı gibi doğal gözükmeli.

EvBahçe Dergisi Ekim 2011 Sayısı