PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bir Adama Elini Ver Kolunu Nah Alırsın



DilinJokeri
05.08.2011, 09:55
Günün biri…

Herhangi bir yer; sokak, lokanta, işyeri, bir otobüs durağı ya da tanıdık ortak bir arkadaş topluluğu...

Buluşan iki çift göz…

Midelerde uçuşan kelebekler...

Normal atış sayısının üzerinde atmaya başlayan ve bu duruma anlam veremeyen şaşkın kalpler...

Sonra, bazen ondan bundan gizli, bazen hodri meydan buluşan iki çift el…

Yapılmaya başlayan planlar, alınmaya başlayan kararlar…

Aşkın yarattığı dumanlı kafalar...

Kimseyi takmayan, gözü kimseyi görmeyen bir kadın ve bir adam…

Aynı yolda yürümeye, birbirinden hiç ayrı kalmamaya dair sözler verip, bir ömür boyu saygı, sevgiden bahsetmek...

Sonrası ya kolaylıkla ya zorlukla istenilen sonuca ulaşmak, ortak evin, ortak odanın kapılarını açıp, bir anahtar kadında, bir anahtar adamda, yeni ümitlerle dolu bir hayata kollarını açmak...

Tutamadığın zaman, geçmesini engelleyemediğin…

“Bugün ne güzeldi, keşke hep bugünkü gibi olsa” diye içlendiğin ama elinden bir şeyin gelmediği, geleceğini göremediğin kâbus dolu günler...

Adamın elinde senin kafa kâğıdın, senin elinde evin anahtarları...

İlk günler yastıklarını bir bir pofuduklaştırıp zevkle yerleştirdiğin, şimdi sana yabancı olan o çift kişilik yatak...

Akşam kapı çaldığında ne hızlanan bir kalp ne de midede oynayan kelebekler...

Sabah olup yalnız kalınca, karalar bağlayan düşünceler…

Ne yapsam ne etsem de kurtulsam diye dövünmeler...

Anan desen; “Ben sana demiştim” diyecek...

Baban desen; “Kadının yeri erkeğinin yanıdır, hadi yürü git, daha da görmeyeyim seni bu halde”

http://www.hurriyet.com.tr/_np/1819/14081819.jpg

Kendin yürüyüp gitsen, nereye ve kiminle?

Kıracaksın mıçını, oturacaksın yine.

Suratındaki morluğu sorana her zamanki bahane; “Merdivenden kaydım işte”

Akşam olup da kapı çalınca herif yine tepende…

O sabah neresinden kalktıysa sana da oradan düşecek bir parça.

Artık sözle mi taciz eder, yatırarak mı; o da akşamın piyangosu.

Ama sen her lafa artık çok takılma, bir an evvel kanıksa ki sana her o…pu dediğinde tekrar tekrar incinmeyesin.

“Piyangodan bu gece ne çıkacak acaba bahtıma?” diye telaş ederken, vakit kaybetme, kalk sofrayı topla. Mutfak dönüşü her zaman uyguladığın, en büyük keşfini yine uygula.

Doldur bardağı dibine kadar bol rakı, az suyla, yanına da üzerine tükürdüğün bir tabak karışık meyve...

“Afiyet olsun” de, koy önüne. Yarım saate kalmaz, ayakta duramayıp zıbaracak nasıl olsa.

Hadi bir aydır yırtıyorsun böyle de eee nereye kadar? İşte aklından çıkmayan tek şey...

Hamile de kalamıyorsun, zaten senin gibi kadından gelecek hayır… Tut bacağını iki yerinden ayır. (Gerçi senin adam bunu bu efendilikle söylemiyordu ya neyse, ben yumuşatayım dedim”

Sabah mı oldu, başağrısıyla kalktı tabi senin geberesice.

Zıkkımlandı ilacını, iki hakaret etti, gitti; değil mi?

Artık sende dayanacak ne güç kaldı ne sabır.

Yine çağır komşu hatun ablanı, yine de aynı şeyleri, kadın zaten artık ezberledi.

“Abla yok, bak valla bu sefer gidiyorum, sürünmeye razıyım, her şeye razıyım, çünkü artık dayanamıyorum”

“Kızım saçmalama, bu manyak bulur, öldürür seni”

“Zaten her gün ölüyorum abla. Sen merak etme, yeter ki bana üç-beş kuruş borç ver, bak borç dedim ama…”

Borcu aldın, bavul bir elinde, evin anahtarı diğerinde. Kapıyı çekip çıkarken kafanda sorular, korkular...

Evin kapısı; işte seni gördüğümüz son yer.

Senden aldığımız sonraki haber kulaktan, birinden duyma değil, bir gazetenin ikinci sayfasındasın; sen...

“Bilmem nerede, bilmem kim, kocası tarafından öldürüldü.”

Aynı kaderi paylaşan eski ya da şu anki kocası tarafından öldürülen bir sürü çaresiz kadın gibi.

Nah notu: Başlıkta da yazdığım gibi hayatımıza bir adam girdi mi zamanı gelince efendice çıkıp gitmeyi bilmiyor işte. Tabi gidebilenler var, onlar konu dışı ama genellikle bu adamlar yaşadığımız hayat boyu o ya da bu şekilde hep hayatımızda oluyorlar. Hayatımızda kalabilmek, arada rahatsız edip varlıklarını göstermek için de türlü bahaneler uyduruyorlar.

Yıllar öncesinin bir faturası, nakil bekleyen doğal gaz, vs, vs...

“Çocuk varsa” dan bahsetmiyorum bile.

Bir kısmı ileri gidip taciz, ağır tahrikle çörekleniyorlar hayatımıza.

En efendice ayrılanı bile, ona-buna, ortak arkadaşa sorup kiminlesin, ne yapar, ne edersin diye gizli bir takip içinde.

Siz eski kocanızın şu an ne halt ettiğini, kiminle yiyip kimle gezdiğini bilmez ve merak etmez iken, o sizinle ilgili her türlü bilgiye sahip değilse ne olayım ben.

Girdiler mi çıkmıyorlar işte. Peki sizce?


Ayşe ARAL / Hürriyet