PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İdama Mahkum Olan Merzifonlu



Ötüken
16.08.2009, 12:11
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa idam edildi. Ancak sanıldığı gibi kafası uçurularak değil... Çünkü saygı duyulanlar başka türlü öldürülürdü. NTV Tarih Dergisi’nin bu haftaki sayısında başarısız Viyana kuşatmasından sonra idam edilen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın öyküsü yer aldı.

Tımarlı sipahi Oruç’un oğlu Kara Mustafa Paşa (Merzifon 1634-Belgrad 1683) için başarısız Viyana kuşatması (1683), kendi kara yazgısını belirlediği gibi, Osmanlı devleti için de bozgun, çekiliş ve gerileyiş sürecinin başlangıcı sayılır.

Konu Merzifonlu’nun ölümü olduğunda ilk bakılacak kaynak, padişah IV.Mehmed’in çevresinden Fındıklılı Mehmed Ağa’nın Silahlar Tarihi’dir.

Mehmed Ağa, Viyana bozgunu haberi Edirne’ye ulaştığında, paşanın karşıtlarının göbek atıp oynadıklarını, akşamüzeri avdan dönen padişahı idamı için ikna ettiklerini yazar.

KARA MUSTAFA PAŞA NASIL İDAM EDİLDİ?

NTV Tarih Dergisi’nin bu haftaki sayısında Kara Mustafa Paşa’nın idam ve cenaze sürecini şöyle yazdı: Kapıcılar Kethüdası Ahmed Ağa ile Çavuşbaşı Mehmed Ağa öğle vakti Belgrad’da vezir-i azam sarayına vardılar. Mustafa Paşa öğle namazı için seccade döşetip imam Mahmut Efendi sünnete başlamışken vezir-i azam da namaza duracağı sırada sokakta at şamatası oldu. Kendileri, “Nedir?” diye sokağa nazır pencereden baktıkta Yeniçeri Ağası ardınca Kapıcılar Kethüdası ve Çavuşbaşı’yı gördü:

VEZİRİ AZAMDAN EMANETLERİ İSTEDİLER

İmam efendi 'namazı boz! İş gayri yüzde oldu!' deyip ellerini oğuşturarak gezinmeye başladı. Gelenler oyalanmadan saraya girip yukarı çıktılar. Derhal Ali Kethüda önlerine varıp söz söylemeden doğru vezir-i azamın olduğu odaya girdiler. Vezir-i azam “Ne haber’ deyince, Kapıcılar Kethüdası ”Şevketli padişahımızın sende emaneti olan mühr-i hümayunla Sancak-ı Şerifi ve Kabe anahtarını istedi “ dedi. Paşa ” Emir padişahımın“ deyip koynundan mühr-ü hümayunu çıkarıp Sancak-ı Şerif ile Kabe anahtarını da sandığıyla getirip teslim eyledi.

ŞU HALIYI KALDIRIN CESEDİM TOPRAĞA DÜŞSÜN

”Bize ölüm var mı? “ dedik de ”Olmak gerek, Allah imandan ayırmasın! “ cevabı üzerine, ”Rıza Allahın“ deyip seccade serdi. Kendi eliyle kürkünü ve sarığını çıkarıp ” Gelsinler, şu halıyı kaldırın, cesedim toprağa düşsün“ dedi. Halıyı kaldırdılar. Cellatlar girip iplerini hazırladığında kendi elleriyle sakalını kaldırıp ”Bir hoş usul ile takın“ dedi. Onlar da takıp iki defa çekince ruhunu teslim etti. Sonra esvabını soyup aşağı saray avlusunda köhne bir çadıra indirip gasli ve tekfini yapıldı. Dışarıda namazını kıldılar. Yine o çadıra getirip tabut içinde cellat başını yüzüp cenazesini saray karşısında cami-i şerif avlusunda defnettiler.”

SAYGI DUYULAN KEMENTLE BOĞULUYORDU

Kementle boğma hanedan mensuplarına, suçlu olsa da kişiliğine saygı duyulan devlet adamlarına uygulanan bir yöntemdi; kanları akıtılmazdı. Yani paşanın “kellesi uçurulmadı”. Başının derisi yüzüldü, bu saçlı sakallı deri, bal dolu bir kırbaya kondu (Bal derinin gözeneklerine girerek kurumasını önler ve canlı tutar) Menzilden menzile at koşturan bir ulak bu kırbayı Edirne’ye, Padişah’ın huzuruna götürdü ve infazın kanıtı olarak gösterdi. Sonra kafa derisi Saruca Paşa Camii haziresinde gömüldü.

DÜŞMAN BAŞINI MIZRAĞA GEÇİRMESİN DİYE

O bozgun ortamında, Avusturya kuvvetlerinin Belgrad’ı işgal edebilecekleri, paşanın mezarını açıp başını mızrağa geçirecekleri olasılığıyla baş dersi yüzülerek cesedin tanınmaz hale getirildiğinde de kuşku yoktur. Viyana Müzesi’ndeki kafatasının Kara Mustafa Paşa’ya ait olduğu savını ortaya atansa Osmanlı Devleti Tarihi yazarı Joseph von Hammer’dir.