PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Total War: Shogun 2 İncelemesi



Eaglepaw
25.06.2011, 10:57
http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/74268shogun2totalwarart-345x475.jpg

“Bundan yaklaşık 9 yıl evvel Shogun: Total War diye bir oyun düşmüştü piyasaya. Hâlâ, eskilerin güzide dergisi LEVEL’de, Serpil hanımın yaptığı inceleme az buçuk aklımdadır. Eh o türde bir oyun henüz çıkmadığı, değişik bir tecrübe sunduğu için Serpil hanım da “ya aslında fena değil, alınıp oynanabilir” gibi bir karara varmıştı yanılmıyorsam. Kalabalık orduları görünce heves ve merak karışıklığı içinde “Ne menem bir oyun bu?” deyip almıştım bir türlü sevemediğim korsancı elemandan… Shogun’daki No-Dachi şok piyadeleri ve battal boy kılıçları hâlâ güzel anılar olarak aklımdadır. Bir de şu manyak Budist rahipler olmasaydı…”

…diye giriş yapmışım Empire TW (ETW) incelemesine. O zamandan bu zamana 2 yıl geçti. Zaman geçti, devir başkalaştı, ikiz kuleler yıkıldı, buna mukabil Irak işgal edildi, altın ve petrol fiyatları fırladı, Ortadoğu karıştı, bizler hafif yaşlandık falan filan. Şöyle bir geriye dönüp bakınca, duvardan başka bir şey göremiyoruz tabii ama, ilk Total War oyunu olan Shogun TW’ den bu yana yaklaşık 11 yıl geçmiş bunu biliyoruz. Millet Rome 2, Rome 2 diye hoplayıp zıplayadursun, yapımcı Creative Assembly artık zamanının geldiğine inanmış olmalı ki özüne geri dönüş yaptı. ETW ve Napolyon TW (NTW) ile soluttuğu barut dumanından sonra tekrar kılıçların, mızrakların, okların, atların etkili olduğu bir döneme gidiyoruz, 16. yy. Japon daimyoları (derebeyleri) dönemine…

Baştan belirteyim ki sonradan bazı bünyelerde sıkıntı ve “vay ben duymadım” durumları olmasın… Bilindiği üzere Total War oyunları geniş içerik ve detay ile gelir, ayrıyeten bu yazı rehber niteliğinde yazılmamıştır, sadece incelemeye bazı ufak bilgiler ve ipuçları serpiştirilmiştir. Dolayısıyla oyunun en ince ayrıntılarını geçtim kalın ayrıntılarından bile bahsedilmemiş olabilir ki bunun için özürlerimi sunarım ama aksini umanlar beyhude bir bekleyiş içindedir.

İNKILAP TARİHİ

Oyunumuz selefi gibi 16. yy Japonya’ sında Sengoku dönemi diye tabir edilen dönemin son demlerinde (tam olarak ilk oyundan 15 yıl sonrasında yani 1545‘ te) geçiyor ve bu dönem meraklıların da bildiği üzere fırtınalı bir dönem. Japon tarihinin 3 şogunluğundan 2. si olan Ashigaka Şogunluğu zayıflamıştır ve ömrünü tamamlamak üzeredir. Ülkede az veya çok gücü bulunan her daimyo (Japon derebeyleri diyebiliriz) gücünü pekiştirmek ve ada üzerindeki etkisini artırmak için (ki bunun yolu Şogun olabilmekten geçiyor) kıyasıya mücadele içindedir.

İşte bu hengamede takvimler Miladi 1545 yılını gösterirken (Hicri kaç ediyordu?), 9 beylik (Limited Edition’ da 10 beylik) arasından bir beyliğin kontrolünü ele alıp Uesugi Kenshin, Takeda Shingen, Tokugawa Ieyasu gibi ünlü daimyolarla birlikte “Şogun olmak için mücadele edenler” arasına katılıyoruz (1545′ de bir diğer efsanevi daimyo Oda Nobunaga henüz piyasada yok).

Peki yukarıda zikrettiğimiz, uğruna beyliklerin (klan lafına ısınamadım oldum olası) birbirine girdiği ve oyuna ismini veren zat-ı muhterem Şogun (Shogun) ya da Şogunluk (Shogunate) nedir, kimdir?

Shogun, “orduların komutanı” anlamına gelen bir kelime. Bundan; askeri gücünden dolayı tüm ülkede sözü geçen ve diğer daimyoları (hatta imparatoru) kontrol altında tutan bir genel komutan manası çıkarabilirsiniz, serbestsiniz. Japonya’ da Şogunlar çok yetkili ve kudretlidir, öyle ki imparator bile siyasi bir simgedir özünde, ülkenin esas hakimiyeti Şogun’ dadır desek yanlış olmaz sanırım. E Şogunluk (Shogunate) bu kadar etkili, yetkili bir makam olunca, Şogun olmak isteyen daimyolar da çok olacak haliyle.

Daimyo dediklerim ise esasında bir klan ya da bizdeki karşılıklarıyla “beylik ya da aşiret liderleri” ya da diğer tabirle “savaş lordları” ki bunlardan bazıları savaş alanlarında epey ünlenip Japon tarihine bile geçmiştir (tarihi sırasına göre oyunda karşılaşacaksınız). Takeda Shingen ile süvarileriyle ünlü Takeda beyliğini bizzat yönetmek, sizi bilmiyorum ama, beni oldukça heyecanlandırıyor (Oda Nobunaga da bir diğer favorim).

BAŞLA ARTIK ŞU OYUNU ANLATMAYA!

Tamam, tamam asabileşmeyin, o meşe odunlarını da bırakın elinizden. Peki, sakinleştiyseniz devam edelim… Efendime söyleyeyim; oyuna giriş yaptığımızda bizleri müzikleriyle, görsel kalitesiyle ve hoş canlandırma etkisiyle güzel (ve gaz verici) bir giriş videosu karşılıyor ki tekrar tekrar seyretmek de beis yok.

Aldığımız gazla ana menüye geldiğimizde az önceki heyecanın yerini bu kez şaşkınlık alıyor. Çünkü (seriyle yeni katılacak oyunseverleri saymazsak) önceki Total War’ lardan alıştığımız üzere arka planda hareketli çatışma sahneleri içeren menü yerine oldukça güzel doğa manzarasından küçük bir kesit eşliğinde görkemli bir kale manzarası karşılıyor bizleri. Hadi bu kalenin ve görebildiğimiz çevresinin mevsime göre değiştiğini söyleyeyim de hayranlığınız daha da artsın. Ama bir uyarı; hemen fareye sarılıp sağa sola tıklamayın, arkanıza yaslanıp manzarayı seyrederek arkaplanda çalmakta olan (Jeff Van Dyck imzalı) leziz müzikleri iliklerinizde hissedin ve atmosfere girin, sonra da ne yapacaksanız yapın. Gerçi bu duyguyu aceleci modern çağ gençlerine anlatmak biraz müşkül ama belki hissiyatı kuvvetli oyuncular denk gelir, bilinmez.

Ana menüde Tek Oyuncu (Single Player) bölümünden Japon tarihi için önemli olan geçmişte yaşanmış muharebeleri yaşayabilir ve savaşın kaderini değiştirmeye çalışabilir, kendi muharebenizi kendiniz tasarlayabilir, yeni seferberlik açabilir, Total War oyunlarında yeniyseniz eğitim görevlerini açabilirsiniz (ki tavsiyemdir) ya da yaptığınız ve daha önce kaydettiğiniz muharebelerinizi tekrar seyredebilirsiniz, keyif sizin. Bense oyunu açar açmaz yeni bir seferberlik (campaign) başlatırım her daim. Alışılageldiği üzere sizden yöneteceğiniz beyliği seçmeniz istenecek ve 9 (Limited Edition sürümünde 10) beylik arasından birini seçip diğer daimyoları alt ederek Japonya’ nın kudretli Şogunu olmaya çalışacaksınız.

Yalnız bunun “en zor seviyelerde” o kadar kolay olmayacağını söylemeliyim. Neden mi? İlki Empire TW’ den beri süregelen değişikliklerden biri olan ordu masraflarının artırılmış olması. ETW öncesinde -durumumuz elveriyorsa- onlarca ordu yapabiliyorken Empire ile birlikte birliklerin bakım maliyetleri yükseltilmiş ve aynı anda çok sayıda orduya sahip olamaz olmuştuk hatırlarsanız. Üstüne üstlük başlangıçtaki hazine miktarımız da epey kısıtlı hale getirilmişti. Yani Empire TW’ da bilmem kaç eyaletli koca Osmanlı İmp.‘ nu yönetiyorsunuz ama başlangıçta size verilen para 2-3 eyaletteki inşaat faaliyetlerine bile ancak yetiyordu (ondan sonra da maliyeyi düzeltene kadar terlemeyen yerimiz kalmasın :) ). Yapımcı CA oyunu biraz zorlaştırmak ve oynanış süresini uzatmak için böyle bir uygulamaya gitti sanırım (yalnız nedendir bilinmez(!), Yapay Zeka’nın orduları daima bizden kalabalık). Bunlara bir de yeniden geliştirilen Yapay Zeka’yı da ekleyince Şogun olmanın fırına gidip ekmek almaya benzemediğini anlayacaksınız.

Çok Oyunculu bölüm ise ETW’ den bu yana denenmekte olan bir sistem ve artık daha kararlı hâle gelmiş gibi. 8 kişiye kadar destekli olan Shogun 2′ de daha renkli ve sıcak savaşlara hazır olun. Shogun 2′ nin Çok Oyunculu kısımdaki esas kozu ise bu değil. Çevrimiçi seferberlik (online campaign) modu diyebileceğim Avatar’s Conquest kısmı Creative Assembly’ nin önem verdiği bir alan ve bana göre önümüzdeki Total War oyunlarında bu kısım daha da sağlam olacak. Aşağıda bu kısma biraz daha yer vereceğiz o yüzden oyunun öğelerine geçelim.

http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/shogun-02-475x267.jpg

Eaglepaw
25.06.2011, 10:58
BABA HARİTA

Ana menüyü atlatıp, beyliğinizi seçtiyseniz (ilk kez oynuyorsanız tavsiyem Chosokabe veya Shimazu beyliklerinden biri ile başlayın, etrafları kalabalık olmadığı için savunması nispeten daha kolay) oyuna geçtiğinizde fark edeceğiniz (ya da etmeyeceğiniz) ilk şey menülerin sadeleştirilip ekrandaki görüş alanımızın epey genişletildiği olacak ki sevdim bu halini Shogun 2′ nin. Ferah ferah oh mis gibi (duy beni Blizzard). Napolyon TW’ a göre daha canlı (uçuşan sakura çiçekleri ve martılar, kıyılara vuran dalgalar, şelaleler eşliğinde gökkuşakları) ve daha fazla engebelerle, kestirmelerle, çıkmaz yollarla dolu haritayı siz de seveceksiniz.

Önceki TW oyunlarında altta her daim var olan iri kıyım menü de artık yok çok şükür (duy beni Blizzzzzzarrrd!) ve işin güzeli ordu, ajan veya şehirlerinize ait gerekli bilgileri ancak onlara tıkladığınızda görüyorsunuz (sol altta). Sağ alta ise beyliğiniz ile ilgili önemli bilgiler yer alıyor. Buradan ticaret durumunuz (hangi malı kimden alıp kime sattığınızı, neleri ithal edip neleri ihraç ettiğinizi görebilirsiniz), aile (hanedan) bağlarınız, (varsa) yerine getirmeniz istenen görevleriniz, artık diğer beyliklere kız alıp vermenin ve daimyonun çocuk varislerinin de karşılıklı rehin olarak vermenin eklendiği diplomasi kısmı, hazine gelir-gider durumunuz ve son olarak savaş sanatlarına (bushido) veya diplomasi ve kültür sanatına (way of chi) odaklanarak beyliğinizi kalkındıracak uzmanlık dalları (bir nevi teknoloji ağacı) bölümü yer almakta.. Ha unutmadan en altta tarihin yanına o anki hazine durumunuzla birlikte -bir sonraki tur- elinize ne kadar para geçeceğini eklemişler, iyi de etmişler…

Şu üstünde simgesi olan bina, ait olduğu vilayette daha etkili "savaşçı keşişler" üretmenizi sağlıyor.

Sağ üstte mini haritanın bulunduğu bölümde de yenilikler mevcut elbet. Mini haritanın altında 7 tuş bulunuyor ve bu tuşlardan son gelişmeleri ve raporları, ajanlarınızın, ordularınızın ve donanmanızın sayısını ve konumlarını (tuşa tıkladığınızda mini haritada simgeleri beliriyor) ya da şehirlerinizin durumlarını görebiliyorsunuz.

Netice-i kelam CA her haliyle ekranda Japonya ile baş başa bırakmak istemiş bizi ve başarılı da olmuş. Ekranda yer kaplayan bir çok şey temizlenmiş ve uygun ve de daha az yer kaplayan yerlere yerleştirilmiş. Tek sorun Tur atlama tuşununu etrafındaki tuşlara basayım derken bir kaç kez yanlışlıkla Tur atlatmamdı. Bunlar az daha ayrık yapılabilirdi (sorun bulacağım diye çok kasmıyorum merak etmeyin, temenni sadece :) )

Shogun 2′ de diplomasi olayı şu yönüyle seleflerinden farklı. Sadece haritada “karşılaştığınız beyliklerle” diplomatik ilişkilere girebiliyorsunuz. Henüz adada görmediğiniz, bilmediğiniz beylikler varsa onların yerini harita üzerinde gezerek bulmanız gerekiyor. En kolay yöntem olarak ajanlarınızı haritada gezdirmek ya da küçük bir filoyu adanın çevresinde gezdirmek diyebilirim. Neticede ne kadar çok beylikle karşılaşırsanız ticari ve askeri antlaşma seçeneğeniz de o kadar artar. Kendinizi adanın bir köşesine hapsedip kapalı kutu olmamanızı öneririm.

Ana harita Napolyon TW’ daki gibi mevsim şartlarından nasibini alıyor. 4 mevsimi yşayabilirsiniz mevsim değişiklikleriyle. 1 tur=1 mevsimi uygun görmüşler yapımcılarımız bize. Bence sorun yok ama 1 tur=1 ay olsa da şu ana haritanın mevsimsel değişikliklerine daha uzun sürelerle tanık olsaydık, bembeyaz karlarala örtülü dağları seyre dalsaydık, ilkbaharda uçuşan pespembe sakura çiçeklerini seyrederken yeniden aşık olsaydık ehm falan filan işte… Her turda bir mevsim değiştiği için önceki mevsim akılda çok yer edinmiyor, çabuk geçiyor diye düşünüyorum. Neyse yapımcıların takdiri deyip geçelim.

Ana haritada yapacağınız şeyler serinin önceki oyunlarından çok da farklı değil. Toplam 65 bölgeden oluşan haritada elinizdeki şehirlerinizi kalkındırıp halkınızı mutlu, mesud ederek nihayetinde ordularınızı güçlendiriyorsunuz ve yeni bölgeler ele geçiriyorsunuz.Bölgeler ele geçirdikçe zenginlik, refah, güç ile kuşatma, isyan, ulaşım gibi durumlar arasına düşüyorsunuz. İşlerinizi iyi planlarsanız çok sorun yaşamazsınız.

Haritadan bahsedip de Shogun 2′ deki minik savaş sisi (fog of war) değişikliğinden bahsetmemek olmaz. Oyuna başladığınızda Japonya’ nın sizin göremediğiniz yerlerini sadece “el çizimi” olarak görüyorsunuz yani haritanın geri kalanı bir muamma. Ordu, donanma veya ajanlarınızı haritada gezdirdikçe harita yavaş yavaş açılıyor ve doğal ortam ile şehir ve rakipleriniz ortaya çıkıyor. İlk başlarda garipsediğim bu özellik sonraları mantıklı ve güzel geldi bana.”Bilinmezlik ve keşif duygusu” bir yerde merakı artırıyor.

Haritada ayrıca ele geçirdiğiniz bölgelerde o bölgeye has bazı binalar bulunuyor. Büyükçe bir tapınak o bölgede daha sağlam dövüşçü Budist keşişler üretebilmenize olanak sağlarken, demirci binası askerlerinizin silahlarını kuvvetlendiriyor ya da kereste, taş ya da altın gibi kaynaklar sayesinde bölgeden daha fazla gelir elde ediyorsunuz (Iwami, Izu ve Sado bölgeleri altın madenleri sebebiyle sağlam gelire sahip olduğundan fetih önceliğini bu bölgelere verebilirsiniz). Gerisini siz bölgeleri ele geçirdikçe görürsünüz zaten, kısa kesiyorum.

O kadar anlattık da Şogun nasıl olunur anlatmadık. Şogun olmak için Kyoto’ da bulunan mevcut Şogunluğu yıkmanız gerek. Ancak Kyoto’ yu ele geçirince zıppadanak “Şogun öldü, yaşasın yeni Şogun!” demiyorlar. Zirvede kalmak, zirveye çıkmaktan daha zordur misali Kyoto’ yu 4 mevsim (4 tur) elinizde tuttuğunuzda imparator tarafından Şogun olarak yetkilendiriliyorsunuz (Kyoto’ yu kaybetmemeniz gerektiğini söylememe gerek var mı?). Şogun olduğunuzda vergi gelirleriniz ve askerlerinizin morali artacak, ve buna ek olarak Şogun süvari birliği ve kuvvetli bir gemi ile ödüllendirileceksiniz. E daha ne duruyorsunuz?

Peki hep ordularımızla mı fetihlere girişiyoruz? Tabii ki haıyr. Düşmanı zayıflatmak için ilk oyunun sevilen unsurları; ninjalar ve geyşalar geri döndü. Hatta artık Shogun 2′ de üretebileceğimiz 5 özel birim var. Halkın Şinto-Budist inancını kuvvetlendiren monk yani keşiş (Hristiyan olan beylikler için misyonerler benzer vazifeyi görüyor), rakip ninjaları tespit edip eşek cennetine gönderen, rakip ordulara ve şehirlere para teklif edip saflarınıza geçirebilen ve bir de bulunduğu şehirlerdeki sükuneti sağlayan çok yönlü Metsuke, düşman generallerine ve ordularına kök söktüren ninja ve geyşa… İlk oyundaki ninja ve geyşa videoları yenilenerek geri döndü üstelik. Sabotaja ya da suikaste girişen ninja ve geyşa videolarını izlemek keyifli gerçekten. Rakipler için bunlardan elinizden bir miktar bulundurun ve geliştirin (ilerde bu gelişime değineceğim) derim. Çok güvendiğiniz, bol yetenekli bir generaliniz kim vurduya (ninja?) giderse “keşke Metsuke’m olsaydı orduda” diye hayıflanırsınız sonra.

Shogun 2′ de artık gelir-gider durumunuz kadar beyliğinizdeki yiyecek stoku ile de ilgilenmeniz gerekecek. Toplam yiyecek stoku miktarını sağ alttaki torba simgesinden anlayabilirsiniz. Bunun eksi değerlerde olmamasına dikkat edin. Vergi gelirleriniz yüksek, ordularınız sayıca fazla ve halkın mutluluk oranı yüksek olsa dahi kıtlık başlarsa herşeyiniz tepetaklak olabilir, o yüzden buna azami derecede dikkat etmenizde fayda var.

Kıtlığa; özellikle kalelerinizi seviye atlatıp büyütmeniz veya yapabileceğiniz bazı özel binalar veyahut sumo güreşleri gibi uzmanlık dalları sebep olabiliyor (herhangi bir binanın simgesinin üzerinde farenizi bekletin, çıkan açıklamada kıtlığa sebep olup olmadığı yazacaktır). Kıtlığı önlemek içinse her bölgedeki tarlalarınızı (gerektiği müddetçe) tek tek büyütüp genişletmeniz lazım yoksa aç kalan halkın gazabı fena olur ki daimyo falan dinlemezler mazallah!

Yukarıda Hristiyan dedim dikkatinizden kaçmadıysa, Nanban adlı Avrupalı Hristiyan tüccarlarla(!) ticarete girişirseniz ilerde top, tüfek gibi o zamana göre yeni silahları kullanabilirsiniz ama buna mukabil halkınızın da gitgide Hristıyanlaştığına şahit olabilirsiniz. İsterseniz beyliğin resmi dinini Şinto-Budizm’ den Hristıyanlığa dönüştürme ihtiyacı bile hissedebilirsiniz ama bunu yaptığınızda olası isyanlara ve adanın çoğunu kaplayan Budist beyliklerin tepkilerine hazırlıklı olmalısınız. Şahsen isyanlarla ve tüm beyliklerin (ve Şogunun) hedefi haline gelmekle uğraşmak istemiyorsanız bu seçeneğe fazla meyilli olmayın. Geçmek isteyen artıları ve eksileri düşünüp ona göre hareket etsin, bense ninjalarımı misyonerlere yollayıp videoların tadını çıkarıyor olacağım

http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/22519shogun2_spring_campaign-475x267.jpg

http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/2011-04-03_00046-475x267.jpg

http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/2011-04-10_00002-475x267.jpg

Eaglepaw
25.06.2011, 11:00
EEE HEP TEPEDEN Mİ BAKACAĞIZ HARİTAYA?

Gördüğünüz şahs-ı muhterem Date Harumune, Date beyliğinin daimyosu ve Şogun olmaya çok istekli...

Savaş alanlarına indiğimizde Medieval 2′ den beri hasretle andığımız kale savunmaları geri dönüyor ama bir kaç farklılıkla. Kaleler Avrupa kaleleri gibi devasa surlara sahip olmadığından birlikler çıplak elle bile tırmanabiliyor ki bu savunan taraf için olumsuzluk ama sanmayın ki kaleyi uzaktan gören herkes kolayca kalenin sahibi olsun. Surlara tırmanmak ve kale içlerine girmek nispeten kolay ama Shogun 2′ de etkisi artırılmış okçular yüzünden bu kale fethetme hevesiniz kursağınızda kalabilir, uyarmadı demeyin. Kalabalık ve elit birliklerinizle giriştiğiniz bir kale kuşatmasından epey zararla ayrılmanız işten bile değil. Okçular deyim yerindeyse şişe çeviriyor işgalcileri (yeri gelmişken herhangi bir yere saplanan okların artık hemencecik kaybolmadığını gördüğünüzde yüzünüzde benimki gibi bir tebessüm belirebilir, Rome TW’ den beri bunu bekliyordum desem yalan olmaz) ve geriye kalanlar kaleyi ele geçirse bile buna pek de kâr denmez sanırım.

Madem okçulardan bahsettik Tek Oyuncu bölümünde (single player yahu) canımı sıkan bir hususu dile getireyim. Shogun 2′ de okçuların etkisi eskiye oranla arttığından, üstelik “hiçbir” birlikte kalkan olmadığından (Japon askerleri savunmaktan ziyade saldırıya odaklanmışlar belli ki) ve de samuraylar da dahil olmak üzere askerlerin zırh değerleri yüksek yapılmadığından (yine samurayların saldırı odaklı anlayışından kaynaklı olabilir) çarpışmalar ekseriyetle beklediğimden daha kısa sürüyor.

Yukarıdaki sebeplerden ötürü 30-40 dakikayı aşan bir savaş yapmadım henüz (yapay xekanın nadiren saçmaladığı ve harita sınırının dibinde beklediği anlar müstesna). Meydanda 5-6 bine yakın askerin olduğu çarpışmalar bile uzun uzadıya sürmüyor. Önce ok atışları ardından birebir kapışma başladığı andan itibaren o çok güvendiğim samurayların bile patır patır döküldüğünü görünce öyle kalakaldım ekranda. Oysa ilk Shogun’ da misal No-Dachi‘ lerimin önünde kolay kolay kimse duramazdı diye hatırlıyorum. Ya gerçekçilik veya “çevrimiçi maçların çok uzun sürmemesi” için böyle yapılmış gibi ancak 2. ihtimal daha baskın…

Kara savaşlarında ise 4 mevsimin etkilerini de görmemiz gibi görsel güzelliklerin haricinde pek bir değişiklik yok, sadece muharebe meydanlarında birliklerinize çeşitli özellikler kazandıran “düşmandan önce ele geçirilse iyi olur” türünden binalar mevcut. Bunları ele geçirmeniz savaş alanında yararınıza olacak inanın.

Deniz savaşlarında ise Japon denizciliğinde henüz barutun ve topun kullanımı emekleme aşamasında olduğundan Empire TW ve Napolyon TW kadar büyük çaplı ve etkileyici çarpışmalar yapamayacaksınız belki ama buna rağmen deniz savaşları sıkıcı değil söyleyeyim (yine de ben Yakın çağ dönemindeki bol topa sahip iriyarı gemilerle bombardıman yapmayı daha çok seviyorum sanırım, güm güm güm! ehem konuya dönelim). Gemiler barut ve topla donatılmasa da (1-2 ilkörnek hariç) içinde okçu ve kılıçlı birlikleri barındıran yüzen kalelerle kapışacaksınız denizlerde. Güvertesinde onlarca kılıçlı samuray barındıran gemiler söz konusu olduğunda bordalamanın önemli olduğunu farketmişsinizdir umarım. Bordalama, Shogun 2′ nin gemi savaşlarında önemli bir yer kaplıyor.

Korsanlar soğuk, kar, ayaz dinlemiyor. Ticaret geliri için deniz hakimiyetinizi kurun.

Deniz savaşlarına ilginçlik ve heves getiren bir unsur da Black Ship nam-ı diğer “Kara Gemi“. Japon gemilerinin aksine bolca topa ve mürettebata sahip bu iri kıyım gemi aslında Portezli tüccarların gemisi. Haritanın batısından (Çin tarafından) gelip de Japon karasularına yaklaştığında size bununla ilgili bir uyarı geliyor. Gemi Japon sahilinin etrafında doğuya doğru ilerleyip sonra gözden kayboluyor. Bu arada onun yakınlarında olan donanmalar deyim yerindeyse “Allah ne verdiyse” girişiyorlar bu gemiye. Genelde denizin dibini boyluyorlar ama Kara Gemi her ne kadar alemdeki en sağlam gemi de olsa zaman içinde zayıflatılıyor. İşte size Kara Gemi’ yi ele geçirmeniz için bulunmaz bir fırsat :) (Gemiyi gözden kaybetseniz de ileriki yıllarda tekrar geliyor ama uyarayım yüksek bakım masrafları nedeniyle tur başına 1200 altın vermeyi göze almalısınız, maliye her şeyden önce gelir neticede)

Bul Karayı al parayı...

Hemen hemen tüm oyunlarda (genelde) oyuncuyu oyundan soğutan meseleden yani Yapay Zeka‘ dan bahsedecek olursak, Sun Tzu‘ nun Savaş Sanatları kitabına göre uyarlandığı ve YZ’ nın kitaptaki taktiklere göre davranacağı şeklinde bir tanıtımı yapılmıştı Shogun 2′ nin. Bunun doğrulamasını yapamayacak olsam da YZ’ nın eskisinden daha zor olduğuna kanaat getirdim. Taktik olarak farklı şeyler deneyebiliyor YZ. Açık arazide sağını solunu korumaya almak, ordusunu mümkün mertebe küçük bölümlere ayırmamak, atlılarla sizi yandan veya arkadan çevirmek, okçuların yanına yakın dövüş askerlerini koyup korumak gibi çeşitli taktikler deneyebiliyor. Tabii mükemmel diye bir şey olmadığı gibi Shogun 2 YZ’ sı da mükemmel değil (hatta zaman zaman taktik hatalar da yapabiliyor) fakat öncekilere kıyasla biraz daha akıllıca davrandığını söyleyebilirim.

Kale kuşatmalarında ise YZ, elindeki okçularıyla kale içindeki birliklerinizi iyice yıpratırken artık en az 2-3 bölgeden saldırıyor, haliyle işiniz biraz daha zorlaşıyor (gerçi kalede yeterince okçunuz ve katana samuraylarınız varsa epey kalabalık gelse de alamaz – saçmalamazsanız tabii-)

Kale demişken oyunun zayıf noktalarından biri bence kale kuşatma haritalarının farklı farklı olmayışı ve düşük seviyeli kalelerin meydanına kalabalık olan orduların zar zor sığması. Gördüğüm, bildiğim kadarıyla 3 farklı kale kuşatma haritası var. Kıyı bölgeleri, düz arazi ve tepelik arazi olmak üzere üç farklı kuşatma haritası tipi var, Medieval 2′ ye göre yetersiz evet. Yine de haritalar benzer olsa da (ana haritada) kalelerinizin seviyesini yükselttikçe birkaç aşamalı ve ele geçirilmesi daha zor kalelere sahip olabilirsiniz ki bu iyi bir savunma için şart.

Kalenizin seviyesini artırdıkça kuşatmalara direnciniz artıyor, üstelik kale içinde daha fazla sayıda ve tecrübede (bedava) muhafızınız oluyor.

Önceki TW oyunlarında Çok Zor seviyesinde oynarken Shogun 2′ de Zor seviyede ile zorlandım (başlarda en azından). Üstüne üstlük bir de Efsanevi (legendary) diye abartı bir seviye koymuşlar, iyice tırnaklarımızı yiyip sinir krizine girelim diye. Denemedim henüz ama kafa sakinken, vakit bolken denenebilir (tırnaklarımı uzatıyorum).

KARAKTER SİZSİNİZ!

Hatırlarsanız önceki Total War oyunlarında generallerimiz tecrübelendikçe “yıldız” kazanırlardı haliyle bu bol yıldızlı generallerin askerlerinin morali görece daha yüksek olur ve daha cesurca dövüşürlerdi. Bir de retainer yani yaver diyebileceğim yardımcılar da eşlik ederdi ve generallere tecrübelerini sunarlardı. Şimdi Shogun 2 ile birlikte iyiden iyiye RYO öğelerine giriş yapıyoruz. Az evvel bahsettiklerimin yanında generallerinizin tecrübesi arttıkça karakter gelişimini sağlayıp yeni özellikler kazandırıyorsunuz ( ve bu, haliyle generalleri daha da kıymetli hale getiriyor. Kimse artık aşmış durumdaki, yiğitliğin son haddindeki generalini kaybetmek istemeyecektir (bu gelişim aslında Çok Oyunculu moddaki Avatar kısmı için eklenmiş gibi duruyor) ve ona gözü gibi bakacaktır.

Savaşlarda zafer kazandıkça generalleriniz (ve daimyonuz) seviye atlıyor ve ordunuz için daha da değerli hale geliyor.

Güzellik bununla sınırlı değil elbet. Karakter gelişimi sadece generalleri değil yukarılarda bir yerde bahsettiğim ninja, metsuke, geyşa gibi özel birimleri de kapsıyor ve onları zaman geçtikçe daha tehlikeli ve etkili birimler haline getiriyor. Tabii ki dağıtacağınız puanların sınırlı olduğunu ve her oynayışınızda aynı birimin farklı türevlerine sahip olabileceğinizi dolayısıyla olasılıkların çok olduğunu söylememe bilmem gerek var mı? (Birliklerimiz ilk Shogun’ dan beri tecrübe kazandığından ötürü bahsetme gereği duymadım ama düşmana bir çok savaşta ecel teri döktürmüş bir birliğe tecrübenin yanısıra yeni özellikler kazandırabilseydik fevkalade olurdu galiba, düşüncesi bile güzel yahu :) )

ÇOK OYUNCU, ÇOKLU OYUNCU, ÇOĞUL OYUNCU…

Geldik oyunun en önemli yeniliklerinden birine. Üstteki paragraflardan birinde bahsetmiştim Avatar’s Conquest evet… Avatar’ a kısaca kuracağınız beyliğin (klan) lideri ya da savaş lordunuz diyebiliriz. İşte bu kısımda çoklu oyunda rakiplerimizin bizi diğerlerinden ayırt etmesi için liderimizi tasarlıyoruz ve onu (ve tabii ordusunu) kendi bayrağınız altında savaşa sürüp muhtemel rakiplerinizie karşı savaşa sürüyorsunuz. Tasarım dedim evet, beylik sancağınızla birlikte kendi avatarınızı tepeden tırnağa tasarlama imkanınıza sahipsiniz ki birbirinden farklı avatarlar oluşturmak için seçenekler bol. Üstelik savaş alanlarında başarılar kazandıkça özel miğfer, zırh vs. kıyafet tipleri ve hatta kıyafet setleri de açığa çıkıyor ki bunları görünce aklıma doğrudan Diablo 2 geldi :) Velhasıl-ı kelam tıpkı RYO oyunlarında olduğu gibi liderinizi oluşturmak için ekranda epey vakit harcayacağınızı söyleyebilirim rahatlıkla (aha da söyledim).

Kendi savaş lordunuzu (avatar) oluşturma ekranı, seçenekler yeterince bol.

Liderimizi ve sancağımızı oluşturduktan sonra elimizdeki parayla kendimize (başlarda güçsüz birimlerden oluşsa da) bir ordu ve donanma kuruyoruz ve çevrimiçi ana haritadaki bölgeleri ele geçirmek için uğraşıyoruz. Bu kısımda tıpkı ilk Shogun’ daki gibi basitleştirilmiş bir Japon haritasında simge halindeki ordumuzu diğer bölgelere kaydırıyoruz (bir nevi satranç diyebiliriz) ve girdiğimiz bölgede savaşa hazır rakiplerle kapışıyoruz. Bazı bölgelerde savaş sanatlarında uzmanlaşmış okullar bulunuyor, bu okulların bulunduğu bölgeleri ele geçirirseniz her okulun size sağladığı elit askerlere erişme imkanınız olacak.

Ancak bana sorarsanız Çevrimiçi (online) oyunun en can alıcı kısmı, beyliklerin (klanların) Şogun olmak birbirleriyle kapışması (üstelik Steam‘ deki grubunuzu beylik, klan olarak ayarlayabilirsiniz). 20 gün süren mücadelede en çok bölgeyi ele geçirip en çok puanı toplayan beylik Şogun olmaya hak kazanıyor. Haliyle 20 gün boyunca çetin çarpışmalarla karşılaşacaksınız ve beylik sancağınızı yukarıda tutmak için çaba sarfedeceksiniz. Sanırım Total War’ ların geleceğini bir nebze yansıtıyor bu sistem.

http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/2011-03-27_00010-475x267.jpg

http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/shogun-05-475x267.jpg

http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/shogun-01-475x267.jpg

http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/2011-03-31_00008-475x267.jpg

http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/2011-04-04_00008-475x267.jpg

http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/2011-03-29_00006-475x267.jpg

http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/2011-04-03_00047-475x267.jpg

http://cdn.oyun.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2011/04/2011-04-03_00001-475x267.jpg

Eaglepaw
25.06.2011, 11:01
SHOGUN 2 OYNUYORUM, BİLGİSAYARIM KAPALI

Oyunla ilgili verebildiğimiz bilgi ve hissiyatan sonra gelelim “ince” meselelere… İlk olarak Empire TW’ da ardından da Napolyon TW’ da kullanılan Warscape grafik motoru Shogun 2′ de de kullanılmış ancak daha da geliştirilmiş olarak. Shogun 2′ de artık DirectX 9′ un yanısıra DirectX10, 10.1 ve (acer ekran kartlarına bir dünya para sayanlar sevinsin diye) nihayet DirectX 11 desteklenmekte (haliyle WinXP kullanıyorsanız DX9 ile kısıtlanacaksınız). DirectX 11 ile Tesellation desteği, daha iyi gölgeler, gelişmiş Alan Derinliği (Depth of Field) etkisi gibi görsel etkileri görebileceksiniz.

Yürüyün be aslanlarım!

Yalnız oyuna eklenen Deferred Shading adlı içinde yeni nesil bir ışıklandırma tekniği (Deferred Lighting) barındıran teknoloji yüzünden Windows XP kullanan ya da DX9 (veya DX10) ekran kartına sahip kullanıcıların zevkine limon sıkılabilir. Çünkü bu tekniğin kısıtlamaları nedeniyle Kenar Yumuşatma (Anti Aliasing-AA) desteği yalnızca Shader Model 4.1 veya SM 5′ i seçtiğinizde etkinleşiyor. Yani DirectX 9 ve 10 altında oynuyorsanız pürüzsüz kenarları unutun. İnanması zor, can sıkıcı ama gerçek bu, şimdi lütfen elinizdeki portakal kasalarını bir kenara koyup önce derin nefes alın, sonra arkanıza yaslanıp bu gerçeği kabullenmeye çalışın. AA etkisi için elinizde Dx10.1 veya DX11 ekran kartlarında biri ve Windows Vista SP2 veya Windows 7 kurulu olması gerek. Tamam, tamam, geçti…. (Bir de SM 4.0 ve üstü için, grafik ayarlarından DirectX 11 Effects kısmını işaretleyip oyunu yeniden başlatmanız gerekmek…..amanın portakal kasaları!!!)

Peki oyunu bir müddet Windows XP’ de oynayan ben ne yaptım? Dayanamayıp sırf AA desteği için Windows 7 kurdum. Şahsi kararım şu ki; Shogun 2′ de (ya da herhangi bir Total War oyununda) AA olmadan o etkileyici görselliğin tam tadına varamıyorsunuz, hadi varıyorsunuz da doyamıyorsunuz, tadımlık gibi diyeyim. Ekranda (özellikle kamerayı uzaklaştırdığınızda) çok fazla sayıda küçücük, ecik bücük birim olduğundan AA bu oyun için olmazsa olmaz bence. Crysis 2 ya da Dead Space 2′ de Kenar Yumuşatmanın yokluğunu pek fazla hissetmedim ama burada elzem, şart yani.

Tekrar edeyim AA için SM 4.1 veya SM5' i seçmeniz gerekiyor, onları açmak için de DX11 Effects seçeneğini tıklatıp oyunu yeniden başlatın.

Neyse Windows kullanıcılarının epeyce bir kısmını üzecek bir gelişme ama maalesef yapımcıların tercihi bu yönde. Zaten Windows 7 ve DirectX 11 furyası bu şekilde gittiği sürece bir sonraki TW oyunu belki de emektar WinXP ve DX9′ u bile desteklemeyecektir, kimbilir? Hülasa, tüm uzun uzun cümlelerin neticesine geçelim, “oyun DirectX 11 etkileriyle harikulade oluyor” lafın özü bu, hatta benim gibi savaş alanına inip ve samuraylarınızın zırhına, miğferine, katanalarına (kılıç yahu yanlış anlamayın) uzun uzun, detaylıca baktıktan sonra ” ne yapıyorum ben yahu? Banzaaaaiiiii!” şeklinde sesler çıkarabilirsiniz :)

Yukarıda yazdığım grafiksel gelişmelere ek olarak canlandırma yani animasyon olarak da ilerleme kaydedilmiş. Her birim için 52 farklı kemik noktası olduğunu (ki serinin önceki oyunlarından yaklaşık %25 fazla) ve her birimin yaklaşık 1000 poligondan oluştuğunu (ki bu da önceki TW’ lardan yüksek bir rakam) ve de birim canlandırmalarının Japon savaş sanatı ustaları model alınarak yapıldığını söylersem bu konuda bana hak verirsiniz sanırım.

Üstelik savaş alanındaki birimlerin hareketleri kadar ölüm canlandırmaları da çok iyi, bazı askerler ölmeden evvel bir süre can çekişiyor ki konumuz bilgisayar oyunu olmasa vahşi sayılabilecek bu sözlerim Shogun 2 için etkileyici ve gerçekçi olarak anılacaktır. Boşalan meydanda bazen onlarca can çekişen ve bir süre sonra hareketi kesilip hayata gözlerini yuman samuraylarınızı gördüğünüzde savaşın oyunda bile acımasız olduğunu farkedeceksiniz (“ölmeyin samuraylarım” diye acışdığımı da bilirim).

Canlandırma konusunda bir diğer dikkat çeken husus ise birebir kapışmalar yani kılıç düelloları. Bu kapışmaları kamerayı yaklaştırıp özellikle seyretmenizi öneririm. Çok hoş ve mücadeleci kapışmalar yaşanabiliyor ki zaten TW oyunlarındaki en iyi kılıç mücadelerine Shogun 2′ de tanık olacaksınız (siz de benim gibi arka arkaya 2-3 rakibini indiren samurayınızı “hadi oğlum” şeklinde desteklerken bulabilirsiniz kendinizi :) )

Oyunun bilgisayarlarımızda nasıl çalıştığına gelince. Bir fikir vermesi açısından şöyle söyleyeyim; aşağılarda bir yerde yazan sistemde bir iki seçenek hariç hemen hemen Ultra ayarlarda ve 1920*1080 çözünürlükte denedim ve ekranda yüzlerce birimin olduğu yoğun sahnelerde saniyede 20 karenin altına düşse de genelde durumu kurtaran (30+) kare değerlerini elde ettim. 20 -30 arası fps az gelebilir ama “mevzu bahis Total War olunca fps teferruattır” diye bir söz kalmış aklımda :) Shogun 2, bir Crysis, Call of Duty ya da herhangi bir aksiyon dolu FPS oyunu olmadığından 30′ un az altındaki kare değerleri de aşırı sıkıntı yapmıyor. Yine de 30 ve üzeri daha iyi olacaktır tabii.

Samuraylar katanaları ile hücuma geçerken...

Shogun 2′ nin mistik, kültürel Japon tarzı müzikleri mükemmel payesini (ya da beni benden) aldı alacak nerdeyse. Jeff Van Dyck isimli garip adlı ama dahi diyebileceğim adam tarafından bestelenen (ve ilk oyundan da hatırlayacağınız bazı enfes parçaların da eklenmesiyle) müzikler, kelimenin tam manasıyla oyuncuyu gaza getiren cinsten olmuş. Öyle çoğu oyundaki gibi abidik bir grup bularak tekno, rap, pop, metal vs. her türlü zımbırtıyı müzik diye yutturmaya kalkışmamışlar. Üstelik Shogun 1, Medieval, Rome ve Medieval 2 Total War’ ın da müziklerinin bu zihinden çıktığını öğrendiğinizde siz de saygı duyacaksınız eminim. Size tavsiyem müziklerin sesini açıp öyle oynayın oyunu, bu sayede kendinizi 16. yy Japonyasında Şogun olmaya çalışan bir daimyo gibi hissedebilirsiniz (hatta şu an, arkaplanda Shogun 2 müziklerini dinliyorum, tavsiye ederim).

Oyunun sesleri; her zamanki gibi kılıç şakırtıları, at kişnemeleri, (ara sıra) top gümbürdemeleri ve ok vınlamaları. Bildiğiniz vınlama işte ama bu kez Rome ve Medieval’ dan daha güzel vınlamalar geldi kulağıma (okçuların yay tutuşları hâlâ tam doğru olmasa da eskiye nazaran daha iyi bu arada). Okçuların etkisinin artması hasebiyle ok seslerine ehemmiyet vermişlerdir belki :)

Rome TW oynayanlar hatırlayacaktır, iki ordu karşılazmazdan evvel generalimiz orduya moral verici bir konuşma yapar, gaz getirir ve öyle rakiple karşılaşırdık. Medieval 2′ de zayıflatılan ve Empire ile Napolyon TW’ da yok olan bu unsur Shogun 2 ile tekrar geliyor. Savaştan önce birkaç saniye beklerseniz generalinizin konuşmasını dinleyip askerlerinizin coştuğunu görebilirsiniz. Benim için çok ihtiyaç duyulan bir özellik değildi ama hoş bir özellik yine de.

Askerlerin birebir kapışmaları bu kez daha iyi kotarılmış

Bundan gayri belki çoğu oyuncunun dikkatini çekmeyecek bir husus var ki seslerde, benim epey hoşuma gitti.Şöyle ki; Shogun TW ve dahi diğer TW oyunlarını oynarken yapmayı sevdiğim şeylerden biri savaş alanında birbirinden farklı birliklerime tıklayıp çıkardıkları kendilerine has sesleri dinlemekti (TW oyunlarında yapmayı en sevdiğim şeylerden diğeri de 3. boyuta geçen Rome TW ile birlikte birliklerin zırhını, kılıcını, kalkanını vs kılık, kıyafetini incelemek oldu, tamam normalim, endişeye mahal yok). Lâkin Empire ve Napolyon oynarken bu birlik sesleri birbirinin kopya koyun dolly’ si gibi olunca iştahım kaçmıştı. İşte Shogun 2 ile birlikte güzide birlik seslerine kavuşmuş oluyoruz (Rome TW 1 gömlek üstün gibi hâlâ ama bu da yeterli). Tıklayın ana haritadaki bir generalinize, size gayet askeri bir tonda cevap versin ya da tıklayın savaştaki bir birliğe kendilerine has şekilde yanıtlasınlar (özellikle samurayların seslendirmesi hoş), siz de kendinizi hakikaten general gibi hissedip zevkten beş köşe olun.

PUANI VER DE GARİ YATAK!

Bu kadar sabırsızlanmayın pek sevgili oyunseverler, puanımız inceleme yazısının en altında ve sıra ona da gelecek ama önce son sözler.

Creative Assembly Shogun 2′ de türe radikal değişiklikler getirmemiş bu muhakkak. Medieval 2′ den sonra Empire TW oynanış olarak (tüfeklerin ve barutun bolluğundan dolayı) çok farklı gelmişti ve birçok oyuncu ısınamamıştı. Üstelik ilk birkaç ay yamalarla ancak belini doğrultmuş ve zamanla hatalardan arınıp kararlı hale gelmişti ama bu sürenin uzunluğu oyuncuları soğutan bir diğer etkendi (oyuna 9 puan vermiştim lakin benim de canımı biraz sıkmıştı oyun, haliyle en az oynadığım TW olarak yerini aldı Empire). Napolyon TW ise Empire’ a göre daha kararlı ve daha iyi tasarlanmış olmasına rağmen ek paket kıvamında olmasından ve kısa bir dönemi ele almasından ötürü Rome ve Medieval 2 TW kadar etkileyici ve çarpıcı olamamıştı (hâlâ Rome ve Medieval oynayanlar, oynayamayıp hayal kuranlar, hayal kurmayıp devamını isteyenler var, etkileri bugün bile hâlâ sürmekte anlayacağınız)

Shogun 2 ise belki sadece 16. yy Japonya’ sını ele aldığı için burun kıvırılabilir ama tavsiyem önyargınızı bir kenara bırakıp deneyin. Göreceksiniz ki oynadıkça Japon kültürünü ve havasını hissedeceksiniz ve oyun sizi deyim yerindeyse içine çekecek (stratejiyle aranız yoksa o başka). Üstelik Shogun 2 önceki TW oyunlarının neredeyse tüm iyi yönlerini alıp bünyesine katıyor, üstüne oynanışı kolaylaştıran ve zevklendiren irili ufaklı unsurlardan tutun menü tasarımı ve yapay zekaya hatta son teknoloji DX11 görselliğiyle hayli yenilik ve geliştirmeler içeriyor.

Özetle şimdiye kadar ki en rahat, kolay ve zekli oynanışa, en iyi görselliklere ve grafiklere, en iyi yapay zekaya (mucize beklemeyin yine de) sahip ve tüm bunlardan dolayı halihazırdaki en iyi Total War oyunu Shogun 2′ dir desek yanlış olmaz sanırım. Belki bazı oyunseverlere sadece çekik gözlü Caponları konu alması kusur ya da eksiklik gibi görünebilir (ki bu bence kusur değil olumlu yanı bile sayılır) ama dediğim gibi sadece azıcık sabır ve deneme isteği, o kadar, gerisi zaten kendiliğinden gelecektir.