PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Ahmet Şık için araç bulunamadı!



Logic@
15.04.2011, 10:20
Ahmet Şık için araç bulunamadı!


http://media1.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/SectionsThumbnails-TSM-Colorbox/_Cover/110414-ahmet%20şık%20kadıköy2.hlarge.jpg

Gazeteciler Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu'nun, kaleme aldıkları 2 cilt halindeki "Kırk Satır, Kırk Katır" adlı kitapta, "Ergenekon soruşturmasının gizliliğinin ihlal edildiği" iddiasıyla yargılanmasına devam edildi. Ahmet Şık duruşmaya getirilmezken, gerekçe olarak cezaevindeki araç yetersizliği gösterildi.

Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, davanın tutuksuz sanığı gazeteci Ertuğrul Mavioğlu katıldı.

"Ergenekon" soruşturması kapmasında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık ise duruşmaya getirilmedi.

Hakim Gülden Filiz Tüysüz, Ahmet Şık'ın avukatının, müvekkilinin cezaevinden celbi için 28 Mart 2011 tarihinde dilekçe verdiğini, bu dilekçe üzerine cezaevine yazı gönderildiğini tutanağa geçirdi.

Araç ve şoför yetersizliği

Müdahil avukatına duruşma gününün tebliğ edildiğini ve avukatın mazeret dilekçesi faksladığının görüldüğünü belirten Hakim Tüysüz, Şık'ın cezaevinden celbi için yazılan müzekkereye verilen cevapta, "araç ve şoför yetersizliği" nedeniyle hazır edilemediğinin bildirildiğini tutanağa yazdırdı.

Hakim Tüysüz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine yazılan yazıya verilen cevapta, birinci "Ergenekon" ve ikinci "Ergenekon" davalarının iddianame kabul kararlarının örneklerinin gönderildiğini, kabul tarihlerinin 25 Mart 2009 ve 25 Temmuz 2008 tarihli olduklarının anlaşıldığını tutanağa geçirdi.

Hakim, davanın önceki duruşmasının, savcının esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için ertelendiğini ancak bugün yürürlüğe giren 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca bundan sonra Asliye Ceza Mahkemelerindeki duruşmalara Cumhuriyet Savcısının katılmayacağını belirterek, hazırsa son savunmaları alabileceğini söyledi.

Söz alan Şık ve Mavioğlu'nun avukatı Fikret İlkiz, savunma vermeye hazır olduklarını belirterek, "Ancak müvekkilimiz Ahmet Şık getirilememiştir. Araç ve şoför yetersizliğinden bahsedilmektedir. Cezaevinde bugün itibariyle kaç araç ve kaç şoför bulunduğu ve nerelere gönderildiğinin, duruşmalara götürdükleri sanık sayısının kaç olduğunun sorulmasını talep ediyoruz" dedi.

Şık ve Mavioğlu'nun avukatları Fikret İlkiz ile Can Atalay, savunmaya ilişkin hazırladıkları 9 sayfalık savunma dilekçesini de mahkemeye sundu. İlkiz ve Atalay, gelecek celse sözlü olarak da savunmalarını yapacaklarını bildirdi.

Hakim Tüysüz'den araç tespiti

Savunma dilekçesi vermeyen sanıkların avukatlarının, duruşma gününün 5 gün öncesine kadar son savunmalarını içerir dilekçeyi dosyaya sunmaları için mehil verilmesini kararlaştıran Hakim Tüysüz, başka suçtan tutuklu olan Ahmet Şık'ın dosyasının karar aşamasında bulunduğunu, son savunmasının alınıp kararın yüzüne karşı verilmesinin yasal zorunluluk olması nedeniyle duruşma günü muhakkak hazır edilmesi için Silivri 2 No'lu Cezaevi Müdürlüğüne müzekkere yazılmasını hükme bağladı.

Hakim Tüysüz, Silivri 2 No'lu L Tipi Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün bugün gönderdiği yazının fotokopisinin de eklenerek, 14 Nisan 2011 tarihinde cezaevinde tutuklu ve hükümlüleri sevk için kaç adet araç, kaç adet şoför bulunduğunun ve bu araçların hangi adliyelere gittiklerinin ve kaç tutuklu taşıdıklarının sorulmasını kararlaştırdı.

Müdahil vekilinin mazeretinin kabulü ile adına mazeretini belgelendirmesi kaydıyla "son kez" şerhiyle davetiye gönderilmesine karar veren hakim Tüysüz, duruşmayı 13 Mayıs 2011 tarihine bıraktı.

Gazetecilerden destek yürüyüşü

Bu arada Kadıköy Adliyesi'ndeki duruşması öncesinde gazetecilere destek yürüyüşü düzenlendi.

Kadıköy Altıyol'daki Boğa Heykeli önünde "Yansak da dokunacağız" pankartı arkasında toplanan gazeteciler, "Şiirden, kitaptan bomba olmaz Başbakan", "Ahmet, Nedim onurumuzdur" şeklinde sloganlar atarak, yağmur altında Bahariye'deki adliye binasına kadar yürüdüler.

Yürüyüşü gerçekleştiren gazeteciler adına basın açıklamasını okuyan Can Dündar, "İleri demokrasi" diye ifade edilen bir ülkede yaşanıldığını belirterek, 57'den fazla gazetecinin tutuklu olarak cezaevinde yattığını, 4 binden fazla gazetecinin de davasının sürdüğünü söyledi.

Şık ile Mavioğlu'nun kontrgerilla ve Ergenekon'u anlatan kitapları nedeniyle yargılandıklarını dile getiren Dündar, eserin iki yazarından biri olan Mavioğlu'nun yanlarında olduğunu, diğer yazar Ahmet Şık'ın ise "Bu kitaplarda deşifre ettiği Ergenekon örgütüne üye olmak" iddiasıyla 6 Marttan bu yana cezaevinde bulunduğunu anımsattı.

Şık ile beraber tutuklanan gazeteci Nedim Şener'in de halen cezaevinde olduğunu ifade eden Dündar, iddia makamının "elimizde deliler var" demesine rağmen, henüz bu delillerin görülmediğini söyledi.

Şık ile Şener'in gazetecilik faaliyetlerinin sorgulandığını kaydeden Dündar, "Gazetelerin basılıp, bilgisayardaki dosyaların silindiği, basılmamış kitapların toplatılıp yok edildiği, telefonların dinlenip elektronik postaların izlendiği bir ülke, yalnız gazeteciler için değil, özgür düşünceye sahip herkes için güvenilir olmaktan çıkmıştır. Türkiye her geçen gün polis devleti haline geliyor. İtiraz eden herkesin Ergenekon, KCK ya da Devrimci Karargah bohçasına atılması memleketteki korku iklimini yaygınlaştırıyor" şeklinde konuştu.

Dündar, "Bir şiir okuduğum için beni hapse attılar" diyen bir Başbakanın yönettiği bu ülkede, insanların kitap yazdıkları için cezaevine konulduğunu anlatarak, "Biz Türkiye'nin karanlık geçmişinin aydınlatılmasını istiyoruz. Derin devletin tarihe gömülmesini istiyoruz. Darbelerle hesaplaşmak istiyoruz. Bir nebze olsun tereddüt duymadan... Ama bugün yapılanlar, Ergenekon-derin devlet yöntemlerinin hala kullanıldığını gösteriyor. Basın özgürlüğü herkese lazım. Adalet de herkese lazım olacak" dedi.

Gerçeklerin aydınlatılmasını istediklerini, gerçek kişilerin gerçek suçları nedeniyle yargılanmasını beklediklerini de ifade eden Dündar, herkese eşit mesafede duran bir adalet istediklerini ve "yansalar da dokunacaklarını" söyledi.

Yürüyüşe, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgülü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yöneticileri ile çok sayıda gazeteci katıldı.

Yürüyüşe katılanların bir bölümü, gazeteciler Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu'na destek vermek amacıyla adliyede bekleyişini sürdürürken, bazıları açıklamanın ardından dağıldı.

Bu arada gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, Ahmet Şık'ın mahkemeye Silivri Cezaevinden araç yokluğu nedeniyle getirilmediğini dile getirerek, "Ahmet Şık gelmeden bu dava bitmez" dedi.

İddianameden

Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Ergenekon soruşturması kapsamında bazı şüpheliler hakkındaki evrakın ayrıldığı ve iddianame dışında kalan bilgilere ilişkin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince belge ve bilgilerin yayımlanmaması için kısıtlama kararı verildiği hatırlatıldı.

Sanıklar Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu'nun "Kırk Katır, Kırk Satır -1" (Ergenekon'da Kim Kimdir?) ve "Kırk Katır, Kırk Satır -2" (Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu) adlı kitapları yazarak, mahkemenin kararına rağmen "gizliliği ihlal" suçu işledikleri belirtilen iddianamede, sanıkların bu suçtan TCK'nın 285/1. maddesi uyarınca 1 ile 3'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.