PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : " Darbe şakşakçılarının yolunu kapattık "



Ötüken
19.02.2011, 14:10
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, "Bu ülkede darbe şakşakçılığı yapanların, sandıkla iktidara gelemeyeceklerini bildikleri için başka yollar arayanların yollarını kapattık" dedi.

Çelik, partisinin, Adana’nın merkez Sarıçam ilçe teşkilatının, Beyaz Gelincik Düğün Salonu’nda düzenlediği 11. Olağan Danışma Meclisi toplantısının açılışındaki konuşmasında, AK Parti iktidarı öncesine işaret ederek, "Faizlerin bilmem kaç binlere ulaştığı, siyasetin kötürüm hale geldiği günleri geçirdik.

Milletin oy verdikleri, o emanete sahip çıkamadılar. Birincisi samimiyet açısından, ikincisi vizyon açısından, üçüncüsü kararlılık açısından sahip çıkamadılar" dedi.

Ömer Çelik, sahip çıkılamayan değerler konusunda, "Samimiyet açısından sahip çıkamadılar; çünkü tutamayacakları sözleri verdiler. Vizyon açısından sahip çıkamadılar; çünkü sürekli olarak o günü idare etmek üzere politikalar ürettiler.

Üçüncüsü kararlılık açısından sahip çıkamadılar; milletin verdiği emanetin arkasında durmayı şeref olarak addetmediler. O zaman ne oldu? Millet ile siyaset arasına ayrım girdi. Milletin verdiği oyun siyasette yeterince temsil edilemediği görüldü. Türkiye’yi iyi yönetemediler" diye konuştu.

AK Parti öncesindeki iktidarların, "bırakın alın terinin karşılığını vermeyi, milletin hakkı olanları da milletin elinden aldıklarını" ifade eden Çelik, şunları söyledi: "Milletten aldıkları emanetin arkasında duramadıkları için çeşitli muhtıralara boyun eğdiler ve bu emaneti çarçur ettiler. Bizim hükümetimiz ise sizin verdiğiniz emanete sahip çıktı.

Birincisi, size asla yapamayacağımız şeyleri söylemedik, ’yapacağız’ dediklerimizin de arkasında durduk. İkincisi, çeşitli zamanlarda çeşitli popülist politikalar önümüze konulduğunda, bunlardan uzak durduk. Çünkü, bunun bir sonraki adımının sizleri hukuksuzlukla baş başa bırakmak olduğunu biliyorduk. Sizin verdiğiniz emaneti koruma konusundan, Başbakanımızın liderliğinde hiçbir zaman geri adım atmadık. Bunlara nasıl karşı durduk? Sizin verdiğiniz yetkiyle karşı durduk.

Bu ülkede darbe şakşakçılığı yapanların, sandıkla iktidara gelemeyeceklerini bildikleri için başka yollar arayanların yollarını kapattık.

Milletimizin dışında hiç kimsenin takip edebileceği bir yol söz konusu değildir.

Yol milletimizin yoludur. Bu salonları doldurarak, bize verdiğiniz emanetten güç aldık, sahip çıktık, arkasında durduk." Çelik, "Dışarıdaki birtakım korku odakları, bu ülkenin siyasilerine korku salmışken, kendilerinin adalete, hukuka bakarak, zalime zalim, katile katil dediklerini" belirterek, şöyle devam etti: "Çünkü, bu yetkiyi siz verdiniz bize. Bize bu yetkiyi vermemiş, biz sahip çıkmamış olsaydık korku imparatorluklarını yıkamazdık.

Mısır’da görevden ayrılan Mübarek’in temsil ettiği gibi bir rejimi kurmaya çalışanlar, özgürlüklerden yana tavır koymayanlar, bugün ’Türkiye’de korku imparatorluğu var’ diyorlar. Hiçbir şekilde bunların samimiyetine güvenemeyiz.

Bugün ’adalet mülkün temelidir’ diyoruz. Adaletin mülkün temeli olması için adalet mekanizmasının adalet dağıtması lazım. İşte bunun için reformlar yapıyoruz. Biz bunları yaparken, bu kez ’yargıyı ele geçiriyorsunuz’ diyorlar.

Postmodern darbe zamanlarında bazı yargı mensupları darbe yapanların karşısında selam durduğunda kimsenin sesi çıkmadı. Geçmişte hatırlayın, bu ülkede kız çocukları hayat tarzlarının gereği olarak başlarını örttükleri için üniversitelere sokulmadığında, bugün ’hayat tarzlarımız tehdit altında’ diyenlerin onlara sahip çıktıklarını gördük mü?"

Logic@
20.02.2011, 02:09
Ülkesinde darbe olmasını zaten aklı yerinde olan hiçkimse istemez. Şuanki iktidar tıpkı şekeri elinden alınacak bir çocuk gibi korkmakta ve kendine tehlike olarak gördüğü herkesi sindirme çabası içerisine girmektedir. Halkın seçtiği kişileri o koltuktan indirmek yine halkın iradesiyle olacaktır.
Diğer açıklamalara gelince yapılanların özgürlükler ve adaletle uzaktan yakından alakası olmadığının düşünme yetisine sahip olan herkes farkındadır. Yapılanların tek bir açıklaması vardır bi-taraf olmayanı bertaraf etmek. İktifar ne zaman özgürlükten bahsetse ya gazetecileri ya profesörleri yada generalleri içeride buluyoruz.