MeY
05.07.2009, 12:23
Türkiye'de kullanımı hızla artan akıllı (smart) telefonların ve dizüstü bilgisayarların kişisel verimliliği artırdığı ve pek çok kişinin iş-özel yaşam dengesini değiştirdiği bildirildi.
İnsan kaynakları danışmanlık firması Kelly Services tarafından yapılan uluslararası araştırmaya göre, Türk katılımcıların yüzde 67'si, ofis dışında
çalışabilme ve aynı zamanda sürekli ofis ile irtibat halinde olabilmenin (üçte birden fazlasının artık daha uzun saatler çalışıyor olmasına rağmen) olumlu bir gelişme olduğuna inanıyor.
Katılımcıların yaklaşık yüzde 90'ı, smart telefonların ve dizüstü bilgisayarların kişisel verimliliği artırdığını ve pek çok kişinin iş-özel yaşam dengesini değiştirdiğini düşünüyor.
Araştırmada iş-özel yaşam dengesine genç çalışanların (18–29 yaş arası), tecrübeli çalışanlardan daha fazla önem verdiği görülüyor.
Katılımcıların yüzde 85'i, bilgisayar bağlantısı aracılığıyla iletişim kurarak evden ya da uzaktan çalışabilme (telecommuting) olasılığını “çok cazip” veya “biraz cazip” buluyor.
Katılımcıların yüzde 34'ü ise yeni teknolojiler yüzünden daha uzun saatler çalıştıklarını ifade ederken, bu düşüncede olanların çoğunluğu 30-47 yaş arasındaki grup oluşturuyor.
Katılımcılardan 48-65 yaş arası çalışanlar iş-özel yaşam dengelerinden en mutlu olan grup olduğu görülürken 18-29 yaş arası çalışanlar, bundan en az mutlu olan grup olması dikkati çekiyor.
Bilgisayar bağlantısı aracılığıyla iletişim kurarak evden veya uzaktan çalışabilme (telecommuting) fikrini en çekici bulanların ise erkekler olduğu göze çarpıyor. Araştırma kapsamında katılımcıların büyük çoğunluğu yeni teknolojiler sayesinde verimliliklerinin arttığını ifade ederken, katılımcıların yüzde 52'si
teknolojiyle birlikte verimliliği “çok daha iyi”, yüzde 36'sı “biraz daha iyi” olarak nitelerken, sadece yüzde 3'lük bir kesim verimliliklerinin düştüğünü, yüzde 9'luk bir kesim ise hiç fark etmediğini söyledi.
İŞVEREN SONUCA BAKIYOR
Kelly Services Ülke Müdürü Derya Türkkorkmaz araştırmaya dönük yaptığı değerlendirmede, mobil cihaz kullanımındaki hızlı yükselişin çok daha esnek, kolay adapte olabilen ve çok daha verimli bir iş gücü yaratılmasına yardımcı olduğunu belirtti.
Gerekli teknolojiye sahip çalışanların çoğunun artık ofisten, hatta evden uzakta, günün her saatinde iş yapabilme imkanına sahip olmasının, verimlilik ve iş-yaşam dengesi açısından olumlu sonuçlar doğurduğuna işaret eden Türkkorkmaz, “Bu teknolojik yapılanma, bazı alanlarda çalışma saatlerini biraz uzatıyor olsa da, sanal işyerinin sunduğu daha fazla özgürlük ve esneklik, bu olumsuzluğun bertaraf edilmesi ve dengelenmesinde büyük oranda yardımcı oluyor” dedi.
Yeni teknolojilerin yeni çalışma biçimlerini de beraberinde getirdiğini belirten Türkkorkmaz, işverenlerin de bu değişen koşullara adapte olarak “sonuç odaklı” bir iş yaşamını kabul etmeye başladıklarını ve işler yolunda gittiği müddetçe o işin evde mi yoksa işte mi yapılmış olmasına daha az bakar hale geldiklerini kaydetti.
İnsan kaynakları danışmanlık firması Kelly Services tarafından yapılan uluslararası araştırmaya göre, Türk katılımcıların yüzde 67'si, ofis dışında
çalışabilme ve aynı zamanda sürekli ofis ile irtibat halinde olabilmenin (üçte birden fazlasının artık daha uzun saatler çalışıyor olmasına rağmen) olumlu bir gelişme olduğuna inanıyor.
Katılımcıların yaklaşık yüzde 90'ı, smart telefonların ve dizüstü bilgisayarların kişisel verimliliği artırdığını ve pek çok kişinin iş-özel yaşam dengesini değiştirdiğini düşünüyor.
Araştırmada iş-özel yaşam dengesine genç çalışanların (18–29 yaş arası), tecrübeli çalışanlardan daha fazla önem verdiği görülüyor.
Katılımcıların yüzde 85'i, bilgisayar bağlantısı aracılığıyla iletişim kurarak evden ya da uzaktan çalışabilme (telecommuting) olasılığını “çok cazip” veya “biraz cazip” buluyor.
Katılımcıların yüzde 34'ü ise yeni teknolojiler yüzünden daha uzun saatler çalıştıklarını ifade ederken, bu düşüncede olanların çoğunluğu 30-47 yaş arasındaki grup oluşturuyor.
Katılımcılardan 48-65 yaş arası çalışanlar iş-özel yaşam dengelerinden en mutlu olan grup olduğu görülürken 18-29 yaş arası çalışanlar, bundan en az mutlu olan grup olması dikkati çekiyor.
Bilgisayar bağlantısı aracılığıyla iletişim kurarak evden veya uzaktan çalışabilme (telecommuting) fikrini en çekici bulanların ise erkekler olduğu göze çarpıyor. Araştırma kapsamında katılımcıların büyük çoğunluğu yeni teknolojiler sayesinde verimliliklerinin arttığını ifade ederken, katılımcıların yüzde 52'si
teknolojiyle birlikte verimliliği “çok daha iyi”, yüzde 36'sı “biraz daha iyi” olarak nitelerken, sadece yüzde 3'lük bir kesim verimliliklerinin düştüğünü, yüzde 9'luk bir kesim ise hiç fark etmediğini söyledi.
İŞVEREN SONUCA BAKIYOR
Kelly Services Ülke Müdürü Derya Türkkorkmaz araştırmaya dönük yaptığı değerlendirmede, mobil cihaz kullanımındaki hızlı yükselişin çok daha esnek, kolay adapte olabilen ve çok daha verimli bir iş gücü yaratılmasına yardımcı olduğunu belirtti.
Gerekli teknolojiye sahip çalışanların çoğunun artık ofisten, hatta evden uzakta, günün her saatinde iş yapabilme imkanına sahip olmasının, verimlilik ve iş-yaşam dengesi açısından olumlu sonuçlar doğurduğuna işaret eden Türkkorkmaz, “Bu teknolojik yapılanma, bazı alanlarda çalışma saatlerini biraz uzatıyor olsa da, sanal işyerinin sunduğu daha fazla özgürlük ve esneklik, bu olumsuzluğun bertaraf edilmesi ve dengelenmesinde büyük oranda yardımcı oluyor” dedi.
Yeni teknolojilerin yeni çalışma biçimlerini de beraberinde getirdiğini belirten Türkkorkmaz, işverenlerin de bu değişen koşullara adapte olarak “sonuç odaklı” bir iş yaşamını kabul etmeye başladıklarını ve işler yolunda gittiği müddetçe o işin evde mi yoksa işte mi yapılmış olmasına daha az bakar hale geldiklerini kaydetti.