MeY
05.06.2009, 13:24
Günümüzde piranalar hakkında pek doğru bilgilere sahip olduğumuz söylenemez.Özellikle TVfilmlerinde bize gösterildiği kadarıylayemek faslı anında kısa bir sürede yediği hayvanın sadece kemiklerini geride bırakacakkadar vahşi ve yırtıcı olarak tanıtılan bu hayvanlar acaba gerçekten öyle mi?Artık piranalardan vahşilik vahşilik sıfatı yavaş yavaş silinmekte.Çünkü yarı yarıya etle beslenmekteler;yani yarı vejetaryen.Onlar hakkında sahip olduğumuz en net bilgitopluluk halinde olmaları ve dünyanın her tarafında olmadıkları.Bunlarda da sınırlandırma yapılmakta-meselasiyah türlerkırmızı türler-amagenelde bu türlere Güney Amerika kesimlerinde rastlanmakta.
Keyifle Amazon nehrinde avını arayan bir su domuzusaniyeler sonra uzaktan kokusunu alan piranaların saldırısına maruz kalmaktasu kan rengine dönmekte ve su domuzu (90 kilo)pirana topluluğu tarafından temizlenmektedir.Şaha kalkan bir beden keskin ve sivri dişleriyle taarruza geçmekteler.Kopardıkları et parçalarını kavis halinde yüzüp gittikten sonra yutmakta ve yeni bir ava hazırlanmaktalar.Sadece birkaç dakika sürmekte bu taarruz.Gayri müsavi savaştan geriye kalanlar ise sadece kan ve kemik.1553’lü yıllarda Amazon nehrinde bir keşişin müşahedesine göresilahla vurulan bir yerli yuvarlanarak suya düşer ve anında piranalar tarafından sadece kemikleri bırakılır.Misallere göz gezdirecek olursak piranaların vejetaryen olmalasına inanmamız güç.Ama yeni araştırma sonuçlarına göreşimdiye kadar tespit edilen 38 pirana çeşidinin Çoğu nadiren et yemekte ve ekseriyetle meyve yaprak ve fındık tohumlarıyla beslenmekteler. Hatta korku filmlerinde kötü rolü oynayan kırmızı pirana bile yarı vejetaryen beslenmektedir. Ayrıca kurbağa gıda maddelerinin başında gelmektedir.
En büyük pirana çeşitlerinden olan siyah piranaların bile ( 40 cm uzunluğa varan korkutucu bir tip) menüsünde bitkisel gıdalar yer almaktadır. Bunların yanı sıra balık karides kuş kertenkele ve sinek gibi bazı hayvanları yiyerek de beslenmektedir.
Etoburlara benzeyen Opposum piranalarının ise tuhaf bir davranışları var. Bu tür diğer balıkların sadece yüzgeç ve kepekleri ile iktifa etmekteler. Gerisini ise yemeyip salıveriyor. Bu tür piranaların böyle davranmalarının hikmeti hızlı bir şekilde balıkların yüzgeçlerinin ve kepeklerinin yenilenmeleri gerçeği olabilir. Böyle örneklere kulak asıp da ‘Ya sahiden bunlar zararsız hayvanlarmış’ demeyin; çünkü suyun buharlaşması ve açlığın beyne dayanması halinde en zararsız pirana türleri bile birden vahşileşip saldırganlaşıyor ve o zaman her hareket eden şeye saldırıyorlar. Hatta o kadar hassaslar ki mesela yavru bir hayvandan damlayan bir damla kan damladığı yer itibarıyla civarındaki 200 litre suda bulunan piranaları alarma geçiriyor.
Kesin olarak bilinen bir şey de insanların denizden çok karada piranalar tarafından yaralanmaları. Bu tür yaralanmalar özellikle balık tutarken meydana geliyor. Çünkü piranalar oltaya takıldıklarında savunmak maksadıyla kendilerini karaya veya sandala çeken avcılara saldırmaktalar. Bu saldırma anında ellerinizi kollamadığınız zaman balığın keskin dişleri sayesinde bir parmağınız gidebilir. Mesela bir defasında balık tutmakta olan bir şahsın oltasına pirana balığı takılıyor sudan çıkardıktan sonra balığı eline alıyor ve sürekli çırpınan balığın çırpınışlarını durdurmak için onun ensesini ısırmak istediğinde maalesef balık daha çabuk davranarak az önce belirttiğimiz gibi keskin ve sivri dişlerinin arasına avcının parmağını alıveriyor. Adam bu olaydan kılpayı kurtuldu. Dengesini kaybedip suya düşmesi veya balığın avcıyı boğaz kısımlarından ısırması avcının hayatının sonu olabilirdi
Güney Amerika’da balık pazarında pirana balığının eti yerliler için önemli bir gıda kaynağı olarak görülüyor. Yerliler modern yakalama metotları sayesinde pirana balıklarını yakalıyorlar. Yakın zamanda yeni metodlarla bir milyon pirana balığı yakalanıp Japonya’ya satılmış.
Yerlilerin hayatında piranaların kızartılmış etleri dışında daha başka önemli rolleri vardır. Mesela piranaların çene kemikleri dişleri ile beraber yerliler için bıçak görevini görüyor. Hatta bununla saçlarını bile kısaltıyorlar. Güney Amerika’daki Kızılderililer ise bunları mezar kazmakta kullanıyorlardı.
Keyifle Amazon nehrinde avını arayan bir su domuzusaniyeler sonra uzaktan kokusunu alan piranaların saldırısına maruz kalmaktasu kan rengine dönmekte ve su domuzu (90 kilo)pirana topluluğu tarafından temizlenmektedir.Şaha kalkan bir beden keskin ve sivri dişleriyle taarruza geçmekteler.Kopardıkları et parçalarını kavis halinde yüzüp gittikten sonra yutmakta ve yeni bir ava hazırlanmaktalar.Sadece birkaç dakika sürmekte bu taarruz.Gayri müsavi savaştan geriye kalanlar ise sadece kan ve kemik.1553’lü yıllarda Amazon nehrinde bir keşişin müşahedesine göresilahla vurulan bir yerli yuvarlanarak suya düşer ve anında piranalar tarafından sadece kemikleri bırakılır.Misallere göz gezdirecek olursak piranaların vejetaryen olmalasına inanmamız güç.Ama yeni araştırma sonuçlarına göreşimdiye kadar tespit edilen 38 pirana çeşidinin Çoğu nadiren et yemekte ve ekseriyetle meyve yaprak ve fındık tohumlarıyla beslenmekteler. Hatta korku filmlerinde kötü rolü oynayan kırmızı pirana bile yarı vejetaryen beslenmektedir. Ayrıca kurbağa gıda maddelerinin başında gelmektedir.
En büyük pirana çeşitlerinden olan siyah piranaların bile ( 40 cm uzunluğa varan korkutucu bir tip) menüsünde bitkisel gıdalar yer almaktadır. Bunların yanı sıra balık karides kuş kertenkele ve sinek gibi bazı hayvanları yiyerek de beslenmektedir.
Etoburlara benzeyen Opposum piranalarının ise tuhaf bir davranışları var. Bu tür diğer balıkların sadece yüzgeç ve kepekleri ile iktifa etmekteler. Gerisini ise yemeyip salıveriyor. Bu tür piranaların böyle davranmalarının hikmeti hızlı bir şekilde balıkların yüzgeçlerinin ve kepeklerinin yenilenmeleri gerçeği olabilir. Böyle örneklere kulak asıp da ‘Ya sahiden bunlar zararsız hayvanlarmış’ demeyin; çünkü suyun buharlaşması ve açlığın beyne dayanması halinde en zararsız pirana türleri bile birden vahşileşip saldırganlaşıyor ve o zaman her hareket eden şeye saldırıyorlar. Hatta o kadar hassaslar ki mesela yavru bir hayvandan damlayan bir damla kan damladığı yer itibarıyla civarındaki 200 litre suda bulunan piranaları alarma geçiriyor.
Kesin olarak bilinen bir şey de insanların denizden çok karada piranalar tarafından yaralanmaları. Bu tür yaralanmalar özellikle balık tutarken meydana geliyor. Çünkü piranalar oltaya takıldıklarında savunmak maksadıyla kendilerini karaya veya sandala çeken avcılara saldırmaktalar. Bu saldırma anında ellerinizi kollamadığınız zaman balığın keskin dişleri sayesinde bir parmağınız gidebilir. Mesela bir defasında balık tutmakta olan bir şahsın oltasına pirana balığı takılıyor sudan çıkardıktan sonra balığı eline alıyor ve sürekli çırpınan balığın çırpınışlarını durdurmak için onun ensesini ısırmak istediğinde maalesef balık daha çabuk davranarak az önce belirttiğimiz gibi keskin ve sivri dişlerinin arasına avcının parmağını alıveriyor. Adam bu olaydan kılpayı kurtuldu. Dengesini kaybedip suya düşmesi veya balığın avcıyı boğaz kısımlarından ısırması avcının hayatının sonu olabilirdi
Güney Amerika’da balık pazarında pirana balığının eti yerliler için önemli bir gıda kaynağı olarak görülüyor. Yerliler modern yakalama metotları sayesinde pirana balıklarını yakalıyorlar. Yakın zamanda yeni metodlarla bir milyon pirana balığı yakalanıp Japonya’ya satılmış.
Yerlilerin hayatında piranaların kızartılmış etleri dışında daha başka önemli rolleri vardır. Mesela piranaların çene kemikleri dişleri ile beraber yerliler için bıçak görevini görüyor. Hatta bununla saçlarını bile kısaltıyorlar. Güney Amerika’daki Kızılderililer ise bunları mezar kazmakta kullanıyorlardı.