PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 34 milyon yıldır değişmiyor



Düşes*
18.06.2010, 09:47
Bir eşekarısı türünün 34 milyon yıldır değişim geçirmediği keşfedildi.
İngiliz bilimciler bir amber (taşlaşmış ağaç zamkı) içine gömülü bulunan ve daha önce hatalı olarak karınca olarak tanımlanan 34 milyon yıllık bir eşekarısı fosilinin, günümüzdekilerden hemen hemen hiç farkı olmadığını belirlediler.

Wight adasında yaklaşık 90 yıl önce bulunan fosil içindeki eşekarısı, tanıdıklarımıza pek benzemiyor. Biyologlarca “incir ilek arısı” diye adlandırılan arının işlevi, incir çiçeklerini döllemek. 800 kadar türü olan incir ağaçlarının “meyveleri” aslında teknik olarak meyve değil, “synconia” denen ve çok sayıda “çiçeği” barındıran kapalı bitkisel yapılar. Çok sayıda türü olan ilek arıları, yalnızca bazı incir ağaçlarını döllemekte uzmanlaşmış. Yani bir incir türünün müşterisi yalnızca bir iki arı türünü geçmiyor. Bu arılar dölleme işlevlerini, çiçeklere yumurtalarını bırakırken yerine getiriyorlar. Normalde arılar (ve başka böcekler) dölleme işini rasgele kondukları erkek ve dişi çiçeklerin üzerlerine yapışan polenlerini bilinçsizce birbirine taşıyarak yerine getirirler.

Ancak incir arıları bu işi, kendi larvalarının beslenmesi için yapıyorlar. Larvalar döllenmiş çiçeklerde daha iyi beslendiklerinden, bu incir ilek arılarının en gelişmiş türleri, “aktif dölleme” denen bir süreçle, yumurtalarını bırakacakları çiçeği (yani incir çekirdeğini) önceden döllüyorlar. Bunun için vücutlarının altında polen taşımak için özel cepler geliştirmişler.

Amber içindeki arı fosilini inceleyen Leeds Üniversitesi (İngiltere) araştırmacıları, bu ceplerle modern ilek arılarınınkinin aynı olduğunu, bu ceplerdeki polenlerin de günümüzdekilerden farklı olmadığını belirlemişler. Yani işler yolunda gittiği sürece evrim fazla müdahaleci değil…

Keşfin ilginç bir yönü de, arının vücut yapısından, evsahibi incir türünü ve onun döllenmede kullandığı stratejiyi ortaya koyması.

Bizim tanıdığımız yenilebilen incir türleri, döllenmeyi arıları “kandırarak” yapma becerisi geliştirmişler. Arı yumurtalarını bırakmak üzere çiçeğin içine girdiğinde kanatları kopuyor ve çiçek arının getirdiği polenlerle dölleniyor ama onun yumurta bırakmasını önlüyor. Dolayısıyla çiçek hem tohum oluşrturuyor, hem de tohumun larvalarca yenmesini önlemiş oluyor.

Leeds araştırmacıları, fosil arının yumurtlama borusunun (ovipositor) uzunluğundan, evsahibi incir ağacının bu hile taktiğini o zamanlar bile geliştirmiş olduğunu belirlemişler.