PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kavuşturan inlemeler



MeY
05.05.2009, 00:00
Ey efendim,
Herkes sesimi işitiyor, beni seviyor; hâlbuki ben, içi yana yana annesini arayan bir kuzunun meleyişlerini haykırıyorum!
Ay efendim,
Tutunduğu eteği, yakaladığı parmağı kaybetmiş bir çocuğunkiler gibi bakıyor gözlerim: Pazarın ortasındayım. Ya herkes bana bir şeyler satmak isteyip bağırıyor veya beni satın almak için dokunuyor; salyalar, sırıtışlar görüp korkuyorum!..
*
İpte unutulmuş bir çamaşır gibi sabahlamak isterdim bahçenizde, havanın nemini almak isterdim!
Halbuki, ağırlığından kurtulmak için kapı kapı dolaşan mecnun gibiydim düne kadar. İnliyordum…
Kendimi hasta sanıyordum!
Şimdi kuruyorum, ipe serilmiş bir çamaşır gibi!
Meğer üzerime rahmet yağıyormuş ve hatta bu merhamet; yakamdan, yenlerimden, eteklerimden süzülüp damlıyormuş toprağa da; çiçekler sulanıyormuş!..
*
Şimdi kuruyorum güneşin altında ve rüzgârın önünde; ama umduğum kadar mutlu değilim! Üzerinden öylece aşağı sarktığım, karnımdan geçen ipi sanki eskisi kadar hissetmiyorum ve kurudukça; kollarım savruluyor, ensem doğruluyor, içim rüzgârla doluyor…
Kuruyorum… Ve kurudukça korkuyorum; ipimden kurtulup rüzgârda savrulmaktan!
Dalgaların sesini solumak istiyorum, havanın nemini içime çekmek istiyorum…
İpte unutulmuş bir çamaşır gibi bahçenizde sabahlamak istiyorum!


M. Erkul